Mevcut kosullarda Türkiye’nin Suriye politikasının ve ABD ile ilişkilerinin şuanda en belirleyici konusu Fırat’ın batısındaki PYD etkinligini ortadan kaldırmaktır. Bu noktada El-Bab, Afrin ve üzerinde konuşulan Menbiç bölgelerine yönelik askeri ve diplomatik hamleler toplamda Türkiye-Suriye sınırının yaklaşık 300-350 kmlik kısmını kapsayan bölgede PYD kontrolunun ortadan kaldırılmasını amaçlıyor.

Fakat insan sormadan edemiyor. Fırat’ın doğusunda PYD’nin kontrol ettiği Suriye topraklarının durumu ne olucak?

Manzaranı daha iyi anlamak için bu hususta şunları belirtmekte fayda var: 1) PYD’nin Fırat’ın dogusunda kontrol ettigi bölgenin Türkiye ile yaklaşık 600-650 kmlik sınırı var.2) PYD’nin kontrol ettiği bu bölge Irak’ta Barzani’nin kontrol ettiği bölge ile sınırdaştır. 3) Fırat’ın dogusunda PYD’nin kontrol ettiği bu bölge Suriye cografyasının en az %20’sini oluşturmaktadır. 4) Ve tabii ki bu PYD’nin ABD’nin destegini aldığını da biliyoruz.

Acaba 1990-2017 döneminde ABD’nin bölgesel dengeleri de kullanarak Irak’ın kuzeyinde Barzani’ye sağladıgı imkanları bu kez de PYD için Suriye’nin kuzeyinde mi kuruyor? Daha öncede de söylemiştim, Suriye’nin yeniden dizaynında Irak modeli nihai harita anlamında belirleyici örnektir. ABD’nin he Cenevre görüsmeleri, hem Rusiya, hem de bölgesel diger aktörlerle müzakirelerinde Fırat’ın dogusunun en stratejik konu olacağını tahmin etmek zor değil. Bu noktada ABD ile Türkiye arasında kurulacak ortak mekanizmanın PYD’ye Fırat’ın doğusunda bir devlet kurma sürecine meşruluk kazandırmamasına öncelikli konu olarak dikkat etmekte fayda var.
Dr Nazim Cafersoy