İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun 7 Mayıs’ta Bakü’ye gelmesi bekleniyor. haqqin.az’ın daha önce bildirdiği gibi, ziyaret 11 Mayıs’a kadar sürecek.
Bu düzeydeki resmi ziyaretler için beş gün, normalde en fazla iki günle sınırlı olan, eşi benzeri görülmemiş bir süre. Bu da İsrail Başbakanı’nın ziyaretini önemli kılıyor. Ama burada önemli olan süresi değil, içeriği ve bağlamıdır.
Netanyahu’nun Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ile yapacağı önemli görüşmenin 8 Mayıs’ta yapılması planlanıyor. Aliyev, 9 Mayıs’ta II. Dünya Savaşı’nda Zafer’in 80. yıl dönümü kutlamalarına katılmak üzere Moskova’ya uçacak. Böylece Netanyahu ile tam kapsamlı müzakereler için sınırlı bir süre tanınmış oldu. Peki İsrail Başbakanı neden üç gün daha Azerbaycan’da kalıyor?
Bu düzeydeki resmi ziyaretler için beş gün, normalde en fazla iki günle sınırlı olan, eşi benzeri görülmemiş bir süre.
Cevap Azerbaycan’ın giderek Doğu ile Batı, Müslüman ve Yahudi dünyası arasında inşa ettiği siyasi mimaride yatıyor.
Netanyahu, 7 Ekim 2023’te Hamas’la savaşın başlamasından bu yana Müslüman bir ülkeyi ziyaret eden ilk İsrail lideri olacak. Üstelik sadece bir ülkeye değil, İslam dünyasında İsrail Devleti ile istikrarlı stratejik ilişkiler sürdüren tek devlet olan Azerbaycan’a. Ayrıca İsrail, Azerbaycan’ın güvenlik, teknoloji ve enerji konularındaki en önemli ortaklarından biridir.
İsrailli analistler Alex Greenberg ve Joseph Epstein Newsweek’te şöyle yazdı:
“Savaş zamanı bir lider ancak aşırı durumlarda ülkeyi terk edebilir ve [Netanyahu’nun] Azerbaycan ziyareti tam da böyle bir durumdur.”
Netanyahu, Türk hava sahasını kullanarak hükümete ait Kanaf Zion (“Siyon Kanadı”) uçağıyla gelecek. Bu önemli, zira bundan sadece altı ay önce, Kasım 2024’te aynı Türkiye, İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog’un Bakü’deki COP29 iklim zirvesine yapacağı ziyareti, uçağının geçişine izin vermeyerek engellemişti. Bugün, gözlemcilerin ifadesine göre Bakü’nün de içinde bulunduğu önemli bir değişimin önü açılıyor.
Ankara ile Kudüs arasında devam eden gerginliğin ortasında Azerbaycan, bir kez daha arabulucu olarak eşsiz bir rol üstleniyor. Birkaç hafta önce Bakü’de İsrail ve Türkiye istihbarat teşkilatlarının temsilcileri arasında kapalı teknik görüşmeler gerçekleştirildi. Suriye’de iki ülke orduları arasında yaşanabilecek olası olayların önlenmesine yönelik mekanizma ele alındı. Daha sonra İsrail heyeti Türk hava sahasını aşarak Bakü’ye ulaştı. Netanyahu’nun uçağına bugün uçuş izni verildi. İlerleme açıkça görülüyor.
Ve işte Azerbaycan yine olayların merkezinde. Ankara’nın müttefiki ve aynı zamanda İsrail’in stratejik ortağı olması Azerbaycan’ı diyalog için eşsiz bir platform haline getiriyor.
Bakü’deki müzakerelerin temel konularından birinin İsrail-Türkiye ilişkilerinin normalleşmesi olacağı varsayılabilir. Ve işte Azerbaycan yine olayların merkezinde. Ankara’nın müttefiki ve aynı zamanda İsrail’in stratejik ortağı olması Azerbaycan’ı diyalog için eşsiz bir platform haline getiriyor. Bakü, 2016 ve 2021 yıllarında Türk-İsrail ilişkilerinde ısınma başlatarak arabuluculuk yapmıştı. Ortadoğu’daki yeni türbülans ortamında Azerbaycan’ın rolü giderek artıyor.
Ama hepsi bu kadar değil.
Binyamin Netanyahu’nun Bakü ziyareti, ABD ile İran arasında yeni nükleer anlaşmaya ilişkin görüşmelerin yapıldığı tarihe denk gelirken, İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeshkian’ın Bakü ziyaretinden birkaç gün sonra gerçekleşti. Böylece Azerbaycan, İsrail, Türkiye, İran ve ABD olmak üzere dört gücün çıkarlarının birleştiği jeopolitik bir kavşak noktasına dönüşüyor. Bu da ABD-İsrail-Azerbaycan üçlüsünün kurulabileceğine dair söylentilerin ortaya çıkmasına neden oluyor. Analistler, İsrail’in bu girişimde Washington ile Bakü arasında arabuluculuk yaptığını söylüyor.
Benjamin Netanyahu’nun Bakü ziyareti, ABD-İran arasında yeni nükleer anlaşmaya ilişkin görüşmelerle aynı zamana denk geliyor ve İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeshkian’ın Bakü ziyaretinden sadece birkaç gün sonra gerçekleşiyor.
Bu arada Suriye’de Şam’ın tutumunda olası bir dönüşüme işaret eden gelişmeler yaşanıyor. Newsweek dergisinin kaynaklarına göre, Suriye lideri Eş-Şara, Amerikalı yetkililere, ülkenin güneyindeki İsrail operasyonlarının durdurulması ve Suriye’nin toprak bütünlüğünün yeniden sağlanması için garanti verilmesi koşuluyla İbrahim Anlaşması’na katılmayı değerlendirebileceğini ima etti. Uzmanlara göre, bu tür sinyallerin Türkiye’nin desteği olmadan, dolayısıyla Ankara ile Kudüs’ü birbirine bağlayan Azerbaycan’ın katılımı olmadan verilmesi pek mümkün değildi.
Son olarak Başbakan Netanyahu’nun devlet ziyareti kapsamında Azerbaycan Yahudi cemaatiyle bir araya geleceği ve Şabat’ı Bakü’de geçireceği biliniyor. İsrail’in İslam dünyasındaki yalnızlığı göz önüne alındığında, bu sembolik jestin özel bir anlamı daha var.
Bütün bunlar, İsrail Başbakanı’nın Azerbaycan’a yaptığı beş günlük resmi ziyaretin sadece diplomatik bir formalite olmadığını gösteriyor. Bu, bölgenin stratejik olarak yeniden yönlendirildiğinin ve muhtemelen Azerbaycan’ın sunduğu diplomatik platformu kullanarak Ortadoğu’da oyunun kurallarının yeniden yazılması girişiminin bir işaretidir. Hem Hıristiyan Batı’nın hem de Müslüman Doğu’nun güvendiği siyasi pragmatizm ve eşit mesafe platformu.
https://haqqin.az/analytics/346960