Orta Doğu’da yaşanan son gelişmelerin ardından dünya kamuoyunun dikkatleri, İran’a yönelik bir saldırının gerçekleşeceği yönündeki beklentilere odaklandı. Asıl soru şu: ABD ve İsrail, Tahran’ın nükleer programını “geçersiz kılmak” için ne zaman askeri güç kullanacak? Tahran’ın Orta Doğu’daki “direniş ekseninin” yok edilmesi aslında Washington ve Tel Aviv’e İran’a karşı olası askeri operasyonlar için serbestlik kazandırdı.
Öte yandan bölgede kendi konumunun zayıflaması Tahran’ı nükleer silah elde etme girişimlerini hızlandırmaya itebilir. Batı bu senaryoyu çok olası görüyor, ancak son günlerde İran Dışişleri Bakanlığı ülkenin dini liderinin nükleer doktrinin değişmezliğine ilişkin bir kararname yayınladığını açıkladı.
Resmi olarak İran’ın nükleer politikası yalnızca barışçıl amaçlara yöneliktir: Tahran nükleer silah yaratma planlarını hiçbir zaman onaylamamıştır.
Ancak Lübnan ve Suriye’de yaşanan olaylara rağmen Aralık ayı ortasında Beyaz Saray’da Tahran’ın nükleer programını hızlandırma olasılığı tartışıldı. Axios’a göre, Başkan Joe Biden’a İran’ın nükleer tesislerine önleyici hava saldırıları düzenleme planı sunuldu.
Axios, “Beyaz Saray ulusal güvenlik danışmanı Jake Sullivan, Başkan Biden’a ABD’nin İran’ın nükleer tesislerine olası saldırısına ilişkin seçenekleri sundu” dedi.
“İranlıların 20 Ocak’tan önce nükleer silah üretme yönünde adım atması durumunda” bir saldırıdan söz ediliyordu. Konunun “şu ana kadar gizli kalan bir toplantıda” görüşüldüğü belirtiliyor.
Biden bu konuda nihai bir karar vermedi. Tartışma yeni istihbarat verilerinin ortaya çıkmasıyla ilgili değildi, ancak olası eylem senaryolarının üzerinde çalışılması amaçlanmıştı.
Aralarında Sullivan’ın da bulunduğu bazı Biden yardımcıları, İran’ın hava savunmasını ve füze silahlarını zayıflatmanın ve “İran’ın bölgesel vekillerini önemli ölçüde zayıflatmanın” başarılı bir saldırı şansını artırabileceğine ve İran’ın misilleme yapma ve bölgede olası bir tırmanma riskini azaltabileceğine inanıyor.
Amerikan ve İsrail istihbarat servislerinin, İran’ın nükleer silah üretmeye bir adım uzaklıkta olduğunu, siyasi bir karar alınması durumunda nükleer savaş başlıklarının birkaç hafta içinde hazır olabileceğini defalarca dile getirdiklerini de belirtelim. İran’ın nükleer cephanelik geliştirmesini engellemeye yönelik önleyici askeri operasyonlara yönelik bir plan, Amerika Birleşik Devletleri ve İsrail’de uzun yıllardan beri mevcut olup, değişen duruma bağlı olarak ordu tarafından düzenli olarak güncellenmekte ve ayarlanmaktadır.
Olağanüstü bir gelişme olmazsa ve İran nükleer silah geliştirmeye devam etmezse Biden, planı kullanmadan önümüzdeki iki hafta içinde iktidarı Donald Trump’a devredecek. Ancak Trump, Beyaz Saray’a dönmeden önce bile İran’a karşı askeri operasyon yapılması olasılığını tartışıyor. Wall Street Journal bunu Aralık ortasında bildirdi.
Yayının yazdığına göre Trump ekibi, İran’ın nükleer silahlara sahip olmasını engellemek için çeşitli seçenekleri değerlendirdi. Bunların arasında, İran’ın nükleer tesislerine yönelik hedefli hava saldırıları da tartışıldı; bu, önceki diplomasi stratejisinden ve yaptırım baskısından ayrılma anlamına gelecekti.
ABD Başkanı’nın İran Özel Temsilcisi Eski Yardımcısı Richard Nephew, Dışişleri için yazdığı makalesinde, Tahran’ın nükleer programıyla ilgili müzakerelerin yakın gelecekte somut sonuçlar getirmemesi halinde Washington’un askeri planı devreye sokmak zorunda kalacağını belirtiyor.
Ona göre bu “yakında” gerçekleşebilir.
Nephew, “ABD, İran’ın nükleer silahlara sahip olduğu bir durumu kabul etmeye istekli değilse, İran’a saldırmaktan başka çaresi kalmayabilir – hem de çok yakında” dedi.
Diplomasi çözüm için tercih edilen yol olmaya devam ederken, İran’ın nükleer tesislerine yönelik saldırıların programın gelişimini önümüzdeki yıllarda yavaşlatabileceğini de sözlerine ekledi.
Nephew aynı zamanda bu tür eylemlerin İran’ı nükleer silah yaratma sürecini yoğunlaştırmaya itebileceği ve tam teşekküllü bir askeri operasyonun ABD için ciddi bir yük haline gelebileceği konusunda da uyardı. Ona göre Tahran’ın nükleer cephaneliği ABD’ye doğrudan bir tehdit oluşturmasa da bölgedeki müttefikler için tehlike yaratabilir ve silahlanma yarışına yol açabilir.
Bu arada İran Dışişleri Bakan Yardımcısı Kazım Garib-Abadi, İngiltere, Fransa ve Almanya ile nükleer anlaşmaya ilişkin yeni bir istişare turunun 13 Ocak’ta yapılacağını söyledi. Tarafların son toplantısı iki yıllık aradan sonra 29 Kasım’da Cenevre’de gerçekleşti. İranlı temsilciler müzakerelere devam etmeye hazır olduklarını açıkladılar.
https://haqqin.az/analytics/336683