KAFKASSAM – Kafkasya Stratejik Araştırmalar Merkezi

  1. Anasayfa
  2. »
  3. Ermenistan
  4. »
  5. Ermenistan’da değişim olur mu

Ermenistan’da değişim olur mu

Hasan Oktay Hasan Oktay - - 9 dk okuma süresi
324 0


Ermenistan’da son günlerde meydana gelen baş döndürücü gelişmeler aslında konuyu takip edenler tarafından bekleniyordu. Zira Ermenistan bölgede Stalin döneminden kalma gerilim politikaları ve Türkiye karşıtı aşırı söylemler üzerine bina edilmiş bir politik devlet olarak kurgulanmıştı. Bu kurgunun üzerine sağlıklı bir gelecek inşa etmek halkına mutluluk refah ve adalet sunmak kısa ve orta vadede mümkün değildir. SSCB dönemi oluşmuş ileri karakol ruh hali varlığını devam ettirirken Ermenistan’a bu rolü verenlerin politik öncelikleri değişmesine rağmen Ermenistan manevra yaparak normalleşememiştir. 2 Nisan 2017 tarihinde yapılan seçim ile Ermenistan halkı yeni parlamentosunu seçmek için sandık başına gitmişti. Yarı Başkanlıktan, Parlamenter sisteme geçiş için yapılan bu ilk seçimde Serj Sarkisyan liderliğindeki Ermenistan Cumhuriyetçi Partisi oyların %49’unu topladı. Güney Kafkasya’nın nispeten 2. Demokratik ülkesi görünümündeki Ermenistan’da Serj Sarkisyan’ın İktidarda kalabilmek için gerçekleştirmiş olduğu hülle değişimine çok ciddi tepkiler verildi. Kırılgan bir ekonomi kontrolden çıkan işsizlik, iddia edilen yolsuzluklar, her geçen gün Ermenistan’ı yaşanmaz kılıyordu. Ermenistan’da Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan, 17 Nisan’da 77 evet ve 17 hayır oyu ile ülkenin yeni Başbakanı ilan edilirken, Sarkisyan’ı Cumhurbaşkanlığı yaptığı sürece protesto eden ve kurucu Cumhurbaşkanı Levon Ter Petrosyan’a yakınlığı ile bilinen milletvekili Nikol Paşinyan, ülkede ‘kadife devrim’ komitesinin kurulduğunu ilan etti. İsyan hareketi yöneten ve yönlendiren Paşinyan dikkatleri üzerine çeken bir kişilik olarak giyimi ve konuşması ile kitleleri çok rahat etkiliyor ve sokaklardaki sivil itaatsizlik eylemlerine özellikle gençleri hızla çekebiliyordu. İkinci üçüncü kuşak gençler ideolojik forrmatı son derece yüksek adeta nefret söylemi ile ayakta durmaya çalışan Sarkisyan’a karşı isyana kalkıştı. İşsizlik gelecekten umudunu yitirmiş bu genç kuşak her şeye rağmen iyi eğitim almışlar en az iki yabancı dil biliyorlardı. Paşinyan, Serj Sarkisyan’ı ‘yollamak’ dışında bugüne kadar ne eylemcilere ne da basına Ermenistan’ın geleceği konusunda herhangi bir siyasi ya da ekonomik plan sunmadı. Paşinyan olası yeni bir hükümete başkanlık yapabileceği sinyalini de vermedi. Tüm bunların yanında, eylemlere katılanlar kendilerini “Paşinyan yandaşı değil Sarkisyan karşıtı olarak ifade ediyorlar. Sarkisyan’ın şahsında yoksulluğa pahalılığa sisteme itiraz şekline dönüşen bu ayaklanmanın bir dış desteği ve ya dış operasyonların bir sonucu olduğu söylenebilir mi.
Ukrayna krizinden sonra Ermenistan da böyle bir halk hareketinin olacağını beklemek gerekirdi. Papa’nın Ermenistan programı bu eylemin belki ilk kıvılcımlarını yakmıştı. Bu eylemlerin iki ana sebebi olabilir. Birincisi Ermenistan’ın içinde bulunduğu sosyo ekonomik şartlar. İkincisi ise Amerika ile Rusya’nın direkt cephe savaşına girmektense bu tür sorunlar üzerinden birbirileri ile Mücadele etmesidir. Son on yılda özellikle Ermenistan da ekonomik gerekçeler bahane gösterilerek iktidara karşı gösteriler sık sık gerçekleşmekteydi. Şimdi Rus kamuoyu tarafından Amerikancı olduğu iddia edilen bu sokak hareketleri neticesinde Cumhurbaşkanlığı’ndan başbakanlığa geçen Serj Sarkisyan beklenmedik bir şekilde istifa ederek halk hareketinin ve büyük çatışmaların önünü almaya çalıştı. Fakat beklendiği gibi olmadı. Sarkisyan’ın bu istifasında Rusya’nın telkinlerinin etkili olduğu söylenmektedir. Ukrayna’da birçok hata yapan Rusya Ermenistan konusunda daha soğukkanlı davranıyor. Ukrayna’da Rusya’ya karşı başarı elde edemeyen batı ise şimdi Rusya’yı hedef alan bir cephe mi açıyor sorusunu gündeme getirmektedir. Paşinyan’ın isyanı iç dinamiklerden ve Türkiye karşıtı geliştirilen siyasal sistemin ve söylemin iflasının bir sonucu olmakla beraber bir dış etkiden de bahsedilmektedir. Halk hareketleri hedefine yaklaştıkça heyecanı artar heyecan artıkça da provokasyona daha açık olur. Hedef Sarkisyanın istifası iken kitleler bu hedefe ulaştıktan sonra sükûnet içerisinde dağılması gerekirken şimdi meydanlarda başka taleplerin kısık sesleri işitilmektedir. Ermenistan halkı bu gelişmeleri akıllı bir şekilde yönlendirebilirse Amerika Rusya rekabetinin bir Sonucu olarak değil de kendi iç dinamiklerini harekete geçirerek Ermenistan’da sağlıklı bir gelecek inşa edilmesinin önünü açabilir. Bu gerçekleşmez ise aynen Ukrayna’da olduğu gibi Ermenistan’ı büyük karışıklıkların beklemesi mümkündür. Ermenistan iç politika dış politika denklemi üzerinde bir denge sağlarken Karabağ en önemli sorunudur. Şimdi iç dengede bozulmalar istikrarsızlık meydana geldiğinde ister istemez dış politika ve de dolayısıyla Karabağ gündeme gelecektir.
İşte bu noktada Azerbaycan komşusu Ermenistan’daki olayları çok dikkatli bir şekilde takip etmektedir. Ermenistan krizi yakın bir gelecekte Azerbaycan’a sıçrayabilir ve ya Azerbaycan Ermenistan’ın içinde bulunduğu bu kaos ortamından istifade ederek Karabağ’da kaybettiği toprakları geri alabilmek için bir askeri harekata geçebilir.
Eğer Ermenistan’daki bu eylemlerin arkasında Batı bloğu ABD Papalık gibi güçler var ise ve Ermenistan’ı Rusya’dan koparacak Amerikancı bir iktidar söz konusu olacaksa o zaman Azerbaycan Rusya ile anlaşarak işgal altındaki topraklarını geri alma fırsatını ele geçirebilir.
Zira Ermenistan’daki bu karışıklıklar birkaç ay süreceğe benzemektedir. Azerbaycan bugünlerde çok dikkatli olmalı ve o atacağı her adımı uluslararası sisteme uygun olup olmayacağına bakıp ona göre hareket etmelidir.
Azerbaycan’da seçimlerin erkene alınması ve sorunsuz bir şekilde gerçekleşmesi önündeki Ermenistan karışıklıklarını daha iyi değerlendirip gelecek yakın zamanda ona göre hareket etme imkânı elde etmiş oldu. Rusya Sarkisyan’ı feda ederek Ermenistan’da bir pozisyon aldı ve gelişmeleri takip için sık sık Ermenistan’dan birçok yetkiliyi Moskova’ya çağırarak görüşmeler yaptı. Ermenistan’ı elinden kaçırırsa bu sorun tüm Rusya’ya yayılır ve Rusya ile sorun yaşayan bölgeler Ermenistan’ı örnek alıp harekete geçebilir. Ermenistan’a demokrasinin gelmesi, huzur ve refahın tesis edilmesi kısa vadede pek mümkün gözükmemekle beraber Türkiye Ermenistan ilişkileri bu günlerde beklenmedik bir şekilde ivme kazanabilir. Bu ilişkilerin düzelmesine hem Ermenistan ve hem de Azerbaycan’ın çok ihtiyacı var. Paşinyanın eylemlerini hukuk dışı olarak dünyaya yansıtmak için değişik hamleler yapılmaktadır. Parlamentoda başbakanlık seçimlerini Paşinyan’a kaybettirdiler böylece eylemlerine devam eden halk bir anlamda haklı gerekçelerini yitirmiş oldu. Bu seçimlerin yenilenmesine kadar sivil itaatsizlik eylemleri şiddet içeren eylemlere dönüştürülebilinir. Bir taraftan iktidar Paşinyan’ı sistemin içinde tutmaya çalışırken diğer taraftan ise onun halk hareketini provake ederek hukuk nezdinde itibarsızlaştırmaya çalışmaktadır. Paşinyan eğer Ermenistan’ın kaderini değiştirmek istiyorsa Türkiye yaklaşımını derhal değiştirmelidir. Ermenistan değişmeli normalleşmelidir.
Dr Hasan Oktay kafkassam başkanı

İlgili Yazılar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir