KAFKASSAM – Kafkasya Stratejik Araştırmalar Merkezi

  1. Anasayfa
  2. »
  3. Azerbaycan
  4. »
  5. Ermenistan-Azerbaycan Barış Platformu ve Beklentiler

Ermenistan-Azerbaycan Barış Platformu ve Beklentiler

Kafkassam Editör Kafkassam Editör - - 9 dk okuma süresi
318 0

Kasım 2016’da Bakü’de gerçekleştirilen “Ermenistan-Azerbaycan, Dağlık Karabağ Sorunu: Temel Engeller ve Çözüm Perspektifleri” adlı konferansta Ermenistan ile Azerbaycan arasında barış platformuna dair bildiri kabul edildi. Beyannamede barış platformunun oluşturulması işleminin somut olarak kamu diplomasisi yoluyla gerçekleştirilmesi öngörülüyor. Yani barış ortamının oluşturulmasında esas ağırlık kamu diplomasisinin üzerine düşecek.

Peki, kamu diplomasisi nedir?

Günümüzde resmi siyasi ilişkiler artık ulusal hükümetlerden ziyade aktörler ile sıkı bağlar içerisine girmektedir. Devlet düzeyindeki geleneksel diplomasiden halk-vatandaş düzeyindeki diplomasiye doğru bir dönüşüm gözlenmektedir. Hükümetlerarası görüşmeler yerini hükümetler ile yabancı hükümetlerin halklarına bırakmıştır. Kamu diplomasisi, basitçe, bir hükümetin başka bir ulusun halkını ve aydınlarını, bu ulusun politikalarını kendi avantajına döndürmek amacıyla etkilemeye çalışmasıdır. Başka bir tanımla, ‘kamu diplomasisi, kendi ulusunun düşüncelerini ve ideallerini, kendi kurumlarını ve kültürünü aynı zamanda ulusal hedeflerini ve güncel politikalarını yabancı halklara anlatma amacı taşıyan bir hükümetin iletişim süreci”dir. Gifford Malone göre, devletlerin kendi toplumlarını ve politikalarını tebliğ edebilmeleri için öncelikle karşı ülkenin kültürünü, tarihini, psikolojisini iyi öğrenmesi gerekir.

İngilizce’de “Public Diplomacy” adı ile yer alan kamu diplomasisi kavramı; ilk kez 1965 yılında Birleşik Devletler’in Massachusetts eyaletindeki Tufts Üniversitesi’nde gündeme gelmiştir. Kavramı gündeme getiren ilk isim ise Fletcher Hukuk ve Diplomasi Okulu Dekanı Edmund Gullion’dur. Gullion, kamu diplomasisini; “kamuoyu tutumlarının dış ilişkiler ve politika oluşumunda ve yürütmesindeki etki olarak tanımlar. Kamu diplomasisi, geleneksel diplomasisinin dışında diğer ülkelerdeki kamuoyunun etkilenmesi, bilginin ve düşüncelerin akışı, ülkelerdeki çıkar gruplarıyla kanaat, önderlerinin etkileşimi gibi uluslararası ilişkilerin farklı yönlerini içerir.

Kamu diplomasisi uygulamalarının her ne kadar Amerika’da Birinci Dünya Savaşı sırasında başladığı genel kabul görse de kamu diplomasisinin izlerini daha önceki dönemlerde de bulmak mümkündür. Fransa’nın Prusya savaşında aldığı yenilgiden sonra Fransız hükümeti bu savaşla sarsılan imajını düzeltmek adına 1883 yılında Alliance Française’i kurmuş, bu kurum aracılığı ile dilini ve edebiyatını teşvik etmeyi amaçlamıştır. Böylelikle, Fransız kültürünün yurt dışındaki izdüşümü Fransız diplomasinin vazgeçilmez bileşenlerinden biri haline gelmiştir. Günümüzde Fransa’nın “Alliance Française” (130 ülkede), Almanya’nın “Geothe Enstitüsü” (120 ülkede), Britanya’nın “British Council” gibi dil merkezleri kamu diplomasisinin önde gelen faktörlerinden sayılır. Genel olarak ise, kamu diplomasisi dış politikanın bir aracı olarak da sunulmaktadır.

Yumuşak Güç kavramının literatüre girmesinde en önemli role sahip Joseph Nye’a göreyse Kamu Diplomasisi, sadece halkla ilişkilerden ibaret değildir. Bilgiyi iletmek, olumlu imajı pazarlamak kamu diplomasisinin bir parçasıdır ancak bunun yanında, kamu diplomasisi, devlet politikaları için uygun bir ortam hazırlayan uzun vadeli ilişkiler kurmayı da gerektirir. Bu anlamda SSCB’ye karşı kullanılan Amerikan müzikleri, filmleri ve diğer kültür araçları ABD’nin kamu diplomasisinde önemli rol oynamıştır.

Kamu diplomasisinde 5 temel nokta öne çıkmaktadır:

– Hedefte olan kitleyi iyi dinlemek ve anlamak,

– Tutumunu ve taleplerini savunmak için makul argümanlar hazırlamak,

– Kültürün ihracı,

– Yayıncılık ve yayınlar,

– Karşılıklı faaliyet, iki taraflı sürecin başlatılması.

Azerbaycan’la Ermenistan Arasında Barış Platformu: Beklentiler ve Perspektifler

Adı geçen barış platformu maddelerini incelediğimizde doğrudan sorunun çözümüne yöneldiğini ancak Ermenistan sivil toplum kuruluşlarının buna yeterli cevap vermediği görülmektedir. İstenilen barış girişimi, ihtilafın çözülmesinden ötürü barışa hizmet edecek her türlü adımın atılmasını içeriyor. Eğer işgalci ülke bu jeste olumlu yaklaşırsa olumlu sonuçtan bahsedebiliriz. Fakat yıkıcı davranış hiçbir durumda pozitif bir sonuç vaat etmiyor.

Beyannamede, “Ermenistan ve Azerbaycan Arasında Sulh Platformu”nun genişletilmesi amacıyla platformu sivil kamu kurumları, sivil toplum örgütleri, toplum ve din adamları, uzmanlar, akademisyenler ve Ermenistan ve Azerbaycan’ın sade vatandaşları, ayrıca onun gelişimine katkıda bulunmak isteyen diğer devletler için açık ilan ediyoruz, denilmektedir.

Sorunun kısa sürede barış yoluyla çözümüne katkıda bulunmak amacıyla Platform, iki ülkenin kamuoyu temsilcileri ile sürekli işbirliği kuracak ve etkili bir şekilde kamu diplomasisi faaliyetlerine başlayacaktır. Uluslararası hukuk kuralları ve ilkeleri, Helsinki Nihai Antlaşmasına dayanarak Platforma AGİT Minsk Grubu ve eşbaşkan ülkelerle yoğun işbirliğini öngörüyor.

Platform, Ermenistan ve Azerbaycan yönetimlerini, Azerbaycan’ın Dağlık Karabağ bölgesi çevresindeki 7 işgal edilmiş bölgenin tahliye edilmesi yönünde genel önlemler almaya çağırıyor. İlk adım olarak göçmenlerin evlerine dönmesi, Dağlık Karabağ’da Ermeni ve Azerbaycan topluluklarının güvenliğinin sağlanması, ayrıca Ermenistan ve Azerbaycan arasında ekonomik, siyasi ilişkilerin restorasyonu ve iletişimin yeniden kurulması gerekiyor. Platform, bir arada yaşama, Azerbaycan’ın Dağlık Karabağ bölgesinin nihai statüsü ve barış sürecinin görüşülmesi için Dağlık Karabağ’ın Azerbaycan ve Ermeni toplulukları temsilcilerinin görüşmelerini sağlayacaktır.

Platform tarafından Ermeni ve Azerbaycan temsilcilerinin ve uluslararası ortakların geniş katılımıyla “Barışa doğru yol” adlı Forum düzenlenecek. Münakaşa taraflarını barışa yaklaştırmak amacıyla “Ermenistan ile Azerbaycan Barış Platformu” uluslararası kuruluşlarla işbirliğinin geliştirilmesi için tüm gerekli adımları atacaktır. “Ermenistan ile Azerbaycan arasında barış için Platform”un etkinliğini sağlamak amacıyla Kâtiplik oluşturulacak. Kâtipliğe her ülkeden iki eşbaşkan rehberlik edecektir.

İncelediğimiz maddelerden de açıkça görülüyor ki konu çok ciddi biçimde ele alınmaktadır. Ancak kamu diplomasisisin bu tür bölgesel çekişmeli ve tarihi tartışmalı sorunları çözme gücünün olup olmadığı ayrı bir sorundur.

Bundan başka, Ermeniler Karabağ konusunu “ulusal çıkar” çerçevesinde değerlendiriyor ve bu yüzden de kamu diplomasisinin etkili olma ihtimali çok düşük. Ayrıca Sarkisyan rejiminden rahatsız olan, Karabağ’da çocuklarının ölmesine itiraz eden Erivan Ermenileri mevcut rejime bugün etki edemiyorsa kamu diplomasisi yoluyla etki etmeleri de pek inandırıcı bir ihtimal değil. Diğer bir taraftan ise, Ermenistan’da Karabağ sorununun barış yoluyla çözülmesi, toprakların ezeli sahibi Azerbaycan’a iade edilmesi fikrini destekleyen, liberal düşünce sahipleri hemen hemen hiç kalmadı. Çünkü ülkelerinde ağır baskı gördükleri için Ermenistan’ı terk etmek zorunda kaldılar.

O zaman böyle bir soru ortaya çıkıyor: Azerbaycan tarafı hangi liberal düşünce sahibi Ermeni aydınları, STK üyeleri veya sivil toplumun üyeleri ile aynı masa etrafında tartışmalar yapacak? En önemlisi ise süreç monotonluktan uzaklaşacak mı, yoksa önceki gibi kalacak. Bu gibi sorular henüz cevapsız kalmaktadır.
ehtiram-asirli
Ehtiram Aşırlı

İlgili Yazılar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir