Ermeni asıllı Rus televizyon sunucusu, yönetmen ve propagandist Tigran Keosayan, daha önce sosyal medyada çıkan Kazakistan hakkındaki açıklamasında ülkeyi “nankörlükle “suçlamıştı. Keosayan’ın ” Ukrayna’ya dikkatle bakın” sözleri ise bir tehdit olarak yorumlanmıştı. Bu sebeple Kazakistan yönetimi, Keosayan’ı istenmeyen kişi ilan etmeye hazırlanıyor. Bu durumun başlangıcı, Kazakistan’ın Ukrayna’daki Rus işgalinde Rus aleyhtarı bir tutum sergilemesine dayanmaktadır.

Keosayan’ın sözleri, derinlerde yatan bir düşüncenin tezahürüdür. Zira gerçekten de Rusya’nın, Kazakistan’a yönelik olarak bir tehdidi söz konusudur. Özellikle Kazakistan’ın kuzey bölgesindeki Rus nüfus yoğunluğu da Rusya’yı bu konuda yüreklendirmektedir. Zira Rusya’nın bir ülkeye girip oradaki Rus azınlığa referandum yaptırarak işgalini meşrulaştırdığını pek çok kez görmüştük.

Sovyetler Birliği dağıldıktan sonra belli başlı birer toprak parçası ile bağımsız olan cumhuriyetler hakkında Putin bir konuşmasında onların bagajlarına tarihi Rus topraklarını katıp, birlikten öyle ayrıldığını söylemişti. Ayrıca benzer ifadeleri daha sonraları çeşitli Rus yetkililer de dile getirmiştir. En son 2020 yılı sona ererken Rusya Parlamentosu’nun alt meclisi olan Devlet Duması’nın iki üyesi Vyaçeslav Nikonov ve Yevgeny Fyodorov’un Kazakistan’ın mevcut topraklarını Rusya’nın bir hediyesi olarak nitelendirmeleri, Moskova ve Nur-Sultan arasında önemli bir kriz başlatmıştı.

Şimdi de Keosayan’ın söylemleri Rusya’nın Kazakistan’a olan niyetlerini her daim diri tuttuğunu göstermektedir.

Yazıya son verirken bir konuya dikkat çekmek istiyorum. Kazakistan’da bazı Kazak kesimler, kendilerini Rus olarak tanımlayıp Rusya’ya, Rus kültürüne sempati duymaktadır. Acaba yarın bir gün Rusya’nın, Kazakistan’ı işgal etmesi durumunda bu “Çekik Gözlü Ruslar”ın tepkisi nasıl olacaktır? Yine Rusya’ya sempati duyacaklar mı, yoksa Kazak halkının yanında mı olacaktır? İlkinin olması durumunda tarafsız mı kalacaklar yoksa Rusların yerel işbirlikçileri mi olacak?

Erkan Avcı