KAFKASSAM – Kafkasya Stratejik Araştırmalar Merkezi

  1. Anasayfa
  2. »
  3. Türkiye
  4. »
  5. Erkan Avcı: Türk Dış Politikasına Atılan Makaslar

Erkan Avcı: Türk Dış Politikasına Atılan Makaslar

Kafkassam Editör Kafkassam Editör - - 5 dk okuma süresi
15 0

Zengezur, Ayn el-Arab, Kıbrıs, Schengen…
Nedir bunların ortak noktası? Söyleyelim.

Son yıllarda dış siyasetimize bakıldığında ilerleme kaydettiğimiz her projenin ortasından bir makasla ikiye ayrılma söz konusu olduğunu görmekteyiz. Orta Asya’ya, Çin’e uzanacak ticaret yolumuz, Zengezur bölgesinden bir makas darbesiyle bölünmüş durumdadır. Rusların bölgeye sahip olduğu dönemde bu makasın büyüklüğü koca bir Ermenistan haritası kadardı. Ancak şimdi sadece bir damarı kesmekle de bu makas politikasının yürütülebildiği görülmüştür. Bu sayede Türkiye’nin ağzına bir parmak, Azerbaycan’a da bir kavanoz bal (Karabağ) çalınarak hem bu iki ülkeyi yatıştırma hem de bunlara aba altından sopa gösterecek bir enstrümana sahip olma imkânı doğmuştur.

Benzer durum Türkiye’nin karşısına Suriye’de çıkmıştır. Türkiye’nin 900 kilometrelik Suriye sınırında oluşturmaya çalıştığı güvenlik hattı, Ayn el-Arab makasıyla yarılmıştır. Diğer adı Kobani olan bu bölge sayesinde Türkiye’ye denmektedir ki ilerlemene bir yere kadar göz yumuyoruz, daha fazla gidersen Kobani sopası ile kafana vururum. Aynı şekilde Akdeniz’e kadar açılan bir PKK-PYD şeridini Türkiye’nin yarmasına göz yumularak onlara da aynı mesaj verilmektedir.

Gelgelelim Kıbrıs’a… Herkesçe malumdur ki Türkiye’nin son yıllardaki Akdeniz siyasetinde Güney Kıbrıs, yukarıdaki durumlara benzer şekilde makas olarak kullanılmıştır. Bu, zaten Türkiye’nin uzun yıllardır başını ağrıtan mesele olmuştur. 1974’te Kıbrıs’ta ilerlememize bir yere kadar göz yumulmuştu. Ancak o yeri aştıktan sonra tepemize ambargo sopasını indirmişlerdi. Şimdi o tecrübeyle Akdeniz’de raks ederken, önümüze çıkan Güney Kıbrıs sorunsalı yine başımızı ağrıtır niteliktedir. Akdeniz’de yeni enerji sahalarının keşfi ile beraber yeniden önem kazanan bölgede Türkiye’nin projelerine karşı Güney Kıbrıs Rum Yönetimi makas olarak kullanılmaktadır.

Son olarak Bulgaristan’ın Schengen bölgesine dahil olmasıyla birlikte bu ülke ile aramıza da dolaylı bir makas girmiştir. Her ne kadar mevzuya bizim Alamancı Türkler açısından bakılıp Türkiye’ye gelişlerinde Kapıkule’ye kadar kontrol olmayacağı müjdesi verilse de Bulgaristan’ın AB vize şartlarına tâbi olması sebebiyle Türkiye’den Bulgaristan’a gidiş şartları da haliyle değişmiştir. Bazı köylerine sadece pasaportla, hatta sadece kimlikle gidilebilen, vize alınsa da kolaylıkla alınabilen Bulgaristan, artık Schengen alanına dahil olduğu için kolay kolay vize vermeyecektir. Buradan da Türkiye’ye Schengen makası ile ket vurulmuştur.

Velhasılı kelam, Türkiye’nin aktif dış politikası, makaslarla pasifize edilmektedir. Üç kıtanın birleşim noktası olan Türkiye’nin bu üç kıta ile bağlantı kablolarından bazıları kesilerek daha fazla nüfuz alanı elde etmesinin önüne geçilmek istenmektedir. Bu durum, hükümetlerüstü bir mahiyet arz eder. Buna o parti, bu koalisyon vs. olarak bakmamak lazım, bizzat “Türkiye” olarak bakılmalıdır. Zira 1923’ten beri Türkiye’nin dış politikasına karşı bu tip hamleler yapılmaktadır. Osmanlı bakiyesi olan Türkiye’nin revizyonist Osmanlı refleksleri uyuşturulup, kendi çevresinde etkin bir siyaset izlenmesinin önüne geçilmeye çalışılmaktadır. Bunu elbette tüm dünya Türkiye etrafında dönüyor, dış güçler hepsi bir olmuş bir tek Türkiye’ye diz çöktürmeye çalışıyor gibi sığ bir mantığa indirgemeyin. Uluslararası politikanın doğası budur. Güç bizdeyken biz de Avrupalı devletlerin arasında bu tip siyasetler yürütüyorduk. O yüzden bu analiz de bu çerçeve düşünülmelidir.

İlgili Yazılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir