Nazarbayev Kutsanmalı mı?
Piyasada bir de Nursultan Nazarbayev kutsayıcılar var. Öyle bir anlatılıyor ki adeta ilahlaştırılmış vaziyette… Ömrü cepheden cepheye savaşmakla geçen Atatürk bile bu kadar övülmemiştir belki…
Türk dünyasının başbuğu, aksakallısı, elbası, über, süper, mega, kainat lideri… Onun öyle vizyonu, öyle misyonu vardır ki hikmetinden asla sual olunmaz. O en tepedeki fildişi kulesinde, göklerde yaşarken, onu eleştirmek zinhar haramdır. Ona dil uzatanın dili kopmalı, el uzatanın eli kırılmalıdır. O bilge liderdir, o her şeyin en iyisini bilendir. Birşey yapıyorsa muhakkak bir bildiği vardır. Hatta ülkenin başkentine bile onun ismi verilnelidir. (bkz. Astana–>>Nursultan) Bla bla bla…
Geçin efendim bunları… Her insan gibi o da bir fani ve onun da hataları ve hatta yanlışları vardır. Hata ve yanlış diye ayırdım, çünkü hatanın affı olur ama yanlışın olmaz! Hele ki bu yanlışı 19 milyonluk Kazak nüfusuna yapıyorsanız… Çünkü devleti yönetmek öyle birşeydir ki alacağınız her karardan tüm vatandaşlarınız etkilenir. Manevi açıdan bakarsanız 19 milyon insanın kul hakkına girmiş olursunuz. O yüzden devlet yönetmeye ateşten gömlek giymek benzetmesi yapılır.
Kaldı ki Nazarbayev ailesini istinasız her Kazak da seviyor değil yani. Siz bakmayın Nursultan’ın %90-95’lerle her seçimi kazandığına… Bu bir diktatörlük geleneğidir. Orta Doğu ve Orta Asya’daki tüm diktatörler, kendilerini bu oranlarda seçtirirler. Yoksa ciddi bir oranda Kazak muhalefeti de mevcut ama bastırılmış, sindirilmiş, susturulmuş olduğu için seslerini çok çıkaramıyor.
Nitekim Nazarbayev Ailesi de 19 milyonun vebali altında 30 yıldır yaşamaktadır. Zira Kazakistan, adeta Nursultan Baba’nın çiftliği gibidir. Adeta bir aile şirketi gibi yönetilir. Damatlar, enerjide tek söz sahibidir. Kızları da Avrupa’da yüzlerce milyon dolarlık mülklerin sahibidir. Sülalenin geri kalanına da işte bir ihale, bir kadro vs. verilmiştir. Bunları dile getirenlerin de dili kesilir. Nitekim torun falan dinlemeyip ailesinin yolsuzluklarını afişe eden zavallı Aysultan da öldürülmek suretiyle sesi kısılanlardan biridir. Zaten yaşananlar da bir bakıma Aysultan’ın ahı çıkıyormuş gibidir.
Çünkü ülkede bunca sosyal adaletsizlik, gelir eşitsizliği, insani olmayan şartlarda çalışan işçiler varken bir yerden bir patlak vermesi çok doğaldır. Tarih, bu gibi örneklerle doludur. Klasik hikaye şöyle başlar: Halk, ağır vergiler altında eziliyordu… Zaten fakir olan halkın üstüne daha çok yük bindiren devlet yönetimine karşı zincirlerinden başka birşeyi olmayan halk isyan bayrağını çekmişti…. Diye uzar gider…
Devletleri yönetenlerin tarih boyu bir türlü anlamadıkları şey, halkın perişan haldeyken sen lüks içinde yaşıyorsan sana isyan edilmesi çok normal olmasıdır. Çünkü devlet = halktır. Devlet, halkın tapulu malıdır. O malı uğruna her türlü ezayı cefayı çekmiş olan halk, kendi malından faydalanmıyor da başkaları faydalanıyorsa bir gün tepkisini gösterir elbet. Ha, bu tepkiyi gösterirken dışarıdan başka devletlerce manipüle edilebilir. Çünkü kitlelerin aklı yoktur. Tek tek bireylerin aklı olur. Akıllı bireyler biraraya gelse de başlarında o akılları doğru yönlendirecek, direksiyonu tutacak biri yoksa şarampole yuvarlanabilir. Ama işte yuvarlanmadan önce elbet birileri direksiyona geçer. Burada önemli olan halkı bu duruma getirmemektir. Halk bu duruma geldikten sonra arasına terörist de girer anarşist de vatan haini de… Sen de aciz bir şekilde on binlerce insanı komple terörist ilan edersin. Yavuz hırsız, ev sahibini bastırırmış derler. Ayrıca hırsızın hiç mi suçu yok derler. Derleeerrr…
Erkan Avcı
