KAFKASSAM – Kafkasya Stratejik Araştırmalar Merkezi

  1. Anasayfa
  2. »
  3. İran
  4. »
  5. Emir Tahiri: İran’da Kendine hami arayan 10 isim

Emir Tahiri: İran’da Kendine hami arayan 10 isim

Kafkassam Editör Kafkassam Editör - - 9 dk okuma süresi
375 0

Yakında güçlü bir nüfuzu olan Anayasayı Koruma Konseyi’nin (AKK) İran İslam Cumhuriyeti’nde önümüzdeki ay yapılacak olan cumhurbaşkanlığı seçimlerinde yarışacak “onyalanmış adayların” bir listesini yayınlaması bekleniyor. Resmi raporlara göre toplamda 592 erkek ve bir kadın cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aday olmak için başvuru formunu doldurdu. Ancak AKK’nin en fazla 7 ila 10 aday üzerinde karar kılması bekleniyor.

AKK’nin başvuruda bulunanları halihazırda var olan kurallara göre mi yoksa geçen ay yayınlanan yeni kurallara göre mi değerlendireceği henüz belli değil. Öte yandan seçimlerin düzenlenmesinden sorumlu İçişleri Bakanlığı, mevcut yönetmelikler dışında hiçbir şeye izin verilmemesi gerektiğini duyurdu. Ancak AKK, İçişleri Bakanlığı’nın rolünün içinde adaylık başvurularının değerlendirilmesi olmadığını vurguladı.

Özellikle herkes son listenin rejim lideri “Devrim Rehberi” Hamaney tarafından belirleneceğini bildiği için belki de bu anlaşmazlık, bu tuhaf ve sönük seçimleri bir nebze olsun kızıştırıyor.

Bir yol gösterici olması adına önceki seçimlere bakarsak, bu sefer de Rehber Ayetullah Hamaney’in seçimleri çok amaçlı bir etkinlik olarak kullanma ihtimalinin yüksek olduğunu görüyoruz.

Hamaney’in ilk hedefi mümkün olan en fazla sayıda seçmenin seçimlere katılmasını sağlamak. Hamaney, ülkesindeki seçimleri aynı rejim üzerinde yapılan bir referandum olarak nitelendirdi. Bugün ekonominin felç olduğu, yolsuzluğun kol gezdiği ve Kovid-19 salgınının ülkede kaosa yol açtığı bir dönemde İran’ın onlarca yıldan beri en kötü krizinde sıkışıp kaldığı göz önüne alındığında, Humeyni rejiminin acilen meşruiyetini yeniden pekiştirmesi gerektiği görülüyor.

Diğer taraftan İran Devrim Muhafızları Ordusu (DMO) Genel Komutanı Tümgeneral Hüseyin Selami, Hamaney’in seçim tarihindeki en yüksek katılımı sağlamak istediğini söyledi. Bu da sayılarının yaklaşık 62 milyon olduğu tahmin edilen seçmenlerin neredeyse yüzde 80’ine tekabül ediyor.

Hamaney’in ikinci hedefi, iktidardaki Humeynist seçkinlerin ve hala rejimi destekleyen kenara itilmiş solcu grupların içerisindeki çatışan tarafların nisbeten gücünü değerlendirmek.

Şu anki sahneye göre Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ve “Rafsancani-Hatemi-Musevi” ittifakındaki diğer isimler tarafından temsil edilen “New York Çocukları” veya ABD eğilimli grubun çetin bir süreçten geçtiği görülüyor. İlk başta birçok uzman bu grubun ilk etapta oyundan tamamen saf dışı bırakılacağını düşünüyordu. Ancak Hamaney, ana masadan uzakta mutfak kapısına daha yakında olsa bile, bu gruba kenarda köşede bir koltuk vermenin yerinde olacağına karar verdi.

New York Çocukları Eski ABD Başkanı Donald Trump’ı, İran ekonomisini canlandırma ve uygun zamanda rejimi normalleşme yoluna döndürme aracı olarak Obama tarafından kabul edilen Nükleer Anlaşma’ya dayalı stratejilerini yıkmakla suçluyor.

Bazıları, Trump’ın izlediği sert politikanın, Obama’nın Nükleer Anlaşması’nı ABD’nin İran üzerindeki vesayetinin geri dönüşüne doğru atılmış bir ilk adım olarak gören Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’den esinlenildiğini iddia ederek daha da ileri gidiyor. ABD Başkanlık seçimlerinde Demokrat Parti’den Joe Biden’in temsilindeki Obama yanlısı grubun zaferi, New York Çocukları’nın umutlarını yeniden yeşertti. Ancak zafer, İran’da yakında yapılması planlanan seçim yarışında ipi göğüslemelerine izin vermeyecek kadar geç geldi.

Bununla birlikte Biden’ın zaferi, Hamaney’i, New York Çocukları’nı -büyük ölçüde küçültülmüş bir versiyonda da olsa- ileride belli bir zamanda ihtiyaç duyabileceği bir kart olarak saklamanın daha iyi olacağına ikna etti.

Hamaney’in üçüncü hedefi ise liderlik ettiği Rusya yanlısı grubun cumhurbaşkanlığı mertebesine ulaşmasına yardım etmek. Böylece bu, Hamaney’in grubuna ülkedeki üç resmi makamın -yürütme, yasama ve yargı- üzerinde tam bir kontrole sahip olmasını sağlayacak. Daha sonra grup, Biden’ın İran’a karşı izlediği yakınlaşma politikasının meyvelerini toplayabilecek.

2016 yılında bir ABD Başkanı, ABD yanlısı grubun hayatta kalmak ve gelişmek için ihtiyaç duyduğu oksijenini keserek umutlarını yıktı. 2021’de rakip bir gruptan başka bir ABD başkanı ise, rakiplerini ezmesi için Rusya yanlısı gruba yardım elini uzattı.

Bu noktada belki de “Rus yanlısı” ve “ABD yanlısı” terimlerinin ne anlama geldiğine dair daha fazla açıklama yapmalıyız. Zira bu terimler her iki ülkedeki siyasi rejime gerçek bir sempati duyulduğu anlamına gelmiyor. Gerçek şu ki, her iki grup da Humeyni rejimini devam ettirmeye kararlı ve ister Rus isterse ABD’li olsun yabancı rejimleri ideolojik rakipler olarak görüyor. Ayrıca iki grup devrimi “pazarlamak” istiyor ve mümkünse İsrail’i yok edip Orta Doğu’ya egemen olmak istiyor.

Peki ihtilaf noktası nerede?

İlk olarak ulusal ekonomik pastanın daha büyük parçası üzerinde farklı kişisel ve hizipçi hırslar ile güçlü çekişmeler var. Ruhani yönetiminin bakanı Abbas Ahundi İran’ın bugün gerçek anlamda bir hükümetten yoksun olduğunu ve hükümetten ziyade “savaş ganimeti” olarak gördükleri şeyler uğruna kavga eden grupların olduğunu söyledi.

Bu bağlamda, seçimlere katılmasına izin verilmesi beklenen 10 kişinin neredeyse tamamının daha önce onlarca yıl rejimin şemsiyesi altında üst düzey sivil, askeri veya güvenlik yetkilileri olarak çalıştığına dikkat çekmek önemli diye düşünüyoruz. Bu grubun ortalama yaşı 62. Bu yüzden bu kişiler 30 yaşın altındaki insanları temsil etmekten oldukça uzak. İran’ın şu anki 85 milyonluk nüfusunun yaklaşık 50 milyonu, 1979’da mollalar iktidarı ele geçirdiğinde doğmamıştı bile.

Aslında bugün tanık olduğumuz şey; bütün yaşamsal, kültürel ve politik alternatifleri oyunun dışında bırakmaya kararlı, iktidar ve ayrıcalıklar için rekabet eden aynı rejime ait iki grup.

Aralarındaki en büyük fark, Rusya’nın mı yoksa ABD’nin mi Humeynist rejimin hayatta kalmasına yardım etme olasılığının daha yüksek olduğu etrafında dönüyor. ABD yanlısı grup, kendisinin İran’ın siyasi, kültürel ve dini özgürlüklere yönelik ülke içindeki talepleri susturabilecek gelişmiş bir ekonomi inşa etmesine yardım edebilecek tek taraf olduğunu iddia ediyor.

Buna karşılık Rusya yanlısı grup, ABD’nin fırıldak bir dost olduğunu, hatta Humeyni’ye göre özellikle “Amerikan yaşam tarzı” 1950’lerden bu yana nesillerdir İranlıların başını döndürdüğü ve fırsatını bulduğu anda şu anki nesli “tertemiz İslamdan” uzaklaştırarak etkisi altına alacağı için ABD’nin ideolojik bir tehdit oluşturduğunu iddia ediyor.

Buna karşılık Ukrayna, Belarus, Gürcistan, Ermenistan ve hepsinden önemlisi Suriye’de görüldüğü gibi Rusya, vekilleri bir yana dostlarını korumak için savaşmaya hazır olduğunu gösterdi.

Daha da önemlisi, Humeyni rejiminin Rusya’nın koruması altında kalma şansı ABD’nin vesayeti altında kalmasından daha fazla.

Öyleyse Rusya’nın koruması mı yoksa ABD’nin vesayeti mi? Bu, sessiz Alman filmi “Dr. Caligari’nin Muayenehanesi” adlı filmdeki karakterlerin karikatürüne benzeyen bir grup tarafından önümüzdeki ay İranlılara sunulacak bir seçim olacak.

Emir Tahiri
İranlı gazeteci-yazar şarkulavsat

İlgili Yazılar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir