KAFKASSAM – Kafkasya Stratejik Araştırmalar Merkezi

  1. Anasayfa
  2. »
  3. Gündem
  4. »
  5. DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞINDA SİSTEM YENİLENMELİ?

DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞINDA SİSTEM YENİLENMELİ?

Hasan Oktay Hasan Oktay - - 29 dk okuma süresi
422 0

Günümüzde toplumsal barışın zedelendiği, fikir ayrılığı çatışmaların giderek hız kazandığı ve bu fikir ayrılığı çatışmalarının önlenmesinin gün geçtikçe giderek zorlaştığı görülmektedir. Bu olumsuz gelişmelerin yanı sıra uyuşturucu ve zararlı madde kullanım oranında büyük artışlar olduğu ve genç nüfusun bu artıştan büyük bir şekilde olumsuz olarak etkilendiği bilinmektedir.

Organize suçlar ve terör olaylarının da toplumun huzurunu bozacak şekilde geliştiği bu durumları kontrol altına alma sürecinde devletin zorluklarla karşılaşıldığı görülmektedir. Toplumsal barışın sağlanması, fikir ayrılığından doğan çatışmaların önlenmesi, uyuşturucu ve zararlı maddelerle mücadelenin güçlendirilmesi ve terörle mücadelede çalışmaların desteklenerek çalışma potansiyellerinin yükseltilmesi gerekmektedir.

Gelişen ve hızla değişen bu olumsuzluklar sadece ilgili kurumların çalışmaları ile değil bütün kurumların iç ve dış politikalarında büyük oranda destek vermesi ile mücadele edilmelidir. Birlikten kuvvet doğar ilkesine dayanarak sorunlara bütün halinde yaklaşılması gerekmektedir. Ülkemizde oluşan olumlu gelişmeler ülke ve ülke vatandaşlarımızın tamamını olumlu yönde etkilediği gibi aynı şekilde oluşan olumsuzluklardan meydana gelen zarar ve ziyanın ülke ve ülke vatandaşlarımızı olumsuz yönde etkileyeceği her kez tarafından bilinmektedir.

Ülke ve ülke vatandaşlarımızın olumlu gelişmelerle daima ileriye doğru başarılar eşliğinde yol alması ve başarıları önleyecek olumsuz gelişmelerden arındırılarak devletimizin ve milletimizin geleceği güvence altında olması gerekmektedir.

Bu özverili çalışmalar içerisinde devletin bütün kurum ve kuruluşları koordineli bir şekilde hareket etmesi gerekmektedir. Bu çalışma hareketinin oluşabilmesi için toplumsal barışın sağlanması ile birlik ve beraberlik içerisinde hareket etmekle oluşacaktır.

Toplumun aydınlatılarak bilgilendirilmesi ve fikirsel ayrılıktan doğan çatışmaların önlenmesi için ön çalışmalar oluşturulması gerekmektedir. Bu doğrultuda devletimizin ve milletimizin başarılı sonuçlara ulaşması için Diyanet İşleri Başkanlığı çalışmalarının güçlendirilmesi gerekilmektedir.

Bu güçlendirme çalışmasını yeni bir birim oluşturarak gerçekleştirmek gerekmektedir. Oluşturulacak yeni birim Diyanet İşleri Başkanlığına bağlı bir şekilde hareket ederek toplum içerisinde oluşan, gelişen ve hızla değişen sorunları çözerek toplumsal barışı sağlamak için faaliyet yürütecektir.

Bu birim halkla ilişkiler başkanlığıdır. Mevcut yönetimin çalışmalarına katkıda bulunacak ve diğer kamu kurum ve kuruluşları ile de işbirliği içerisinde çalışmalarda koordinasyonlar kurarak başarılı sonuçlara kısa süre içerisinde ulaşılacaktır.

Din görevlileri personelleri cami, Kur’an kursları ve müftülüklerde görev yapmaktadırlar. Yeni kurulması hedeflenen birimin ise sabit bir görev merkezi olması yerine halk ile bütünleşerek bilgilendirilmeleri ve bütün çalışmalara iştirak ve katkıda bulunmaları sağlanacaktır.

Aynı zamanda diğer bütün kamu kurum ve kuruluşları ile de işbirliği içerisinde hareket ederek diyanet işleri başkanlığı çalışmaları yanı sıra diğer kamu kurum ve kuruluşların sosyal politikalar eşliğinde oluşturulan çalışmalara destek vermesi ile genel kamu hizmeti hız kazanacak ve devletin halka hizmet potansiyelleri yükselecektir.

Sivil toplum örgütlerinin eğitim ve ilim çalışmaları koordine edecek, eğitim kurumlarının eğitim ve ilim çalışmalarını destekleyerek güçlendirecek ve en önemlisi halk arasındaki fikir ayrılığından doğan çatışmalar önlenmesiyle yabancı istihbarat, organize suçlar ve terörle mücadele, uyuşturucu ve zararlı maddelerle mücadele çalışmalarında başarılı olunacaktır. Devletin Politikaların da hedeflediği sıfır sorun çalışmalarına diyanet işleri başkanlığı bünyesinde yeni kurulacak halkla ilişkiler başkanlığının özverili çalışmaları ile çok büyük katkıda bulunulacaktır.

Diyanet İşleri Başkanlığı halkla ilişkiler başkanlığı çalışmaları ile güçlü bir mekanizmaya sahip olacaktır. Az zamanda çok yol kat edilerek hedeflenen başarılara kısa süre içerisinde ulaşılacaktır. Halk ile devlet arasında ki bağların güçlendirilmesi konusunda halkla ilişkiler başkanlığı büyük bir çalışma potansiyeli ve özverili çalışmaları ile üzerine düşen sorumlulukları yerine getirecektir.

Avrupa birliği müzakere çalışmalarının devam ettiği günümüzde İslam dininin barış, demokrasi ve hoş görü dini olduğunun bütün dünyaya gösterilmesi gerekilmektedir. Bu konuda büyük sorumluluk diyanet işleri başkanlığında bulunmaktadır.

Bu sorumluluk kurulacak halkla ilişkiler başkanlığı ile kısa süre içerisinde yerine getirilecektir. Halkla ilişkiler başkanlığı ilahiyat fakültesi ve ( ilahiyatçı formasyonu kazandırılan ) ilgili diğer fakültelerden mezun olan başarılı öğrencilerin halkla ilişkiler alanında diyanet işleri başkanlığının hazırlayacağı çalışma programları ile görev sahası içerisinde hizmet edeceklerdir.

Aynı zamanda Müftülük kuran kurslarında gerçekleştirilecek reform çalışmalarının alt yapısını hazırlama aşamasında yer alacaklardır. Halkla ilişkiler başkanlığı illerde il müftülüklerine bağlı halkla ilişkiler il müdürlüğü, ilçelerde ilçe müftülüğünden bağımsız il müftülüğüne bağlı halkla ilişkiler ilçe müdürlüğü olarak il ve ilçe müftülüklerinde ve yurtdışında ilgili ülkelerde görev yapacaklardır. Burada halkla ilişkiler ilçe müdürlüğünün ilçe müftülüklerinden bağımsız direkten il müftülüğüne bağlı olmasının sebebi halkla ilişkiler müdürlükleri çalışmalarının illerde tek bir noktadan koordine edilmesi için ön görülmüş olmaktadır.

Müftülükler genel hizmet alanlarında görev yaparken aynı şekilde halkla ilişkiler müdürlükleri de diyanet işleri başkanlığının belirteceği hususlarda görev yapacaklardır. Müftülük personeli, cami imam hatipleri, müezzinleri, Kur’an kursu öğretmeni, murağıb, vaiz vb. din görevlileri mevcut görevlerinin yanı sıra halkla ilişkiler müdürlükleri çalışmalarına katılacaklardır. İl müftülüklerinin yönetiminde, halkla ilişkiler müdürlüklerinin göstereceği başarılı çalışmalar ile kısa sürede olumlu sonuçların alındığı görülecektir. Halkla ilişkiler başkanlığının her kademedeki yöneticileri, görevlerini mevzuata, stratejik plan ve programlara, performans ölçütlerine ve hizmet kalite standartlarına uygun olarak yürütmekten üst kademelere karşı sorumlu olacaklardır.

Diyanet işleri başkanlığı halkla ilişkiler başkanlığı personelleri, dört yıllık dinî yüksek öğrenim mezunu olup ihtisas kursunu bitirmiş veya doktora yapmış olanlar arasından seçilerek görevlendirilecektir.

Müftülüklerin dini hizmet görevleri yanı sıra halkla ilişkiler müdürlüğünün çalışmaları eşliğinde büyük başarılara ulaşmak mümkün olacaktır. Toplumda barış duygusunu, birlik ve beraberliği aşılayacak çalışmaların oluşturulmasını sağlayacak kurumların önde gelenlerinden olan diyanet işleri başkanlığı halkla ilişkiler çalışmalarıyla toplumun tamamına hitap edecektir.

Kısa sürede olumlu sonuçların alınmasına vesile olacak halkla ilişkiler başkanlığı gün geçtikçe halk tarafından desteklenmesi öncelikli olmakla birlikte çalışmalarına katkıda bulunduğu diğer kamu kurum ve kuruluşlarının da destekleri ile halkla ilişkilerde hız kazanarak belirtilen ve belirlenen hedeflere kısa süre içerisinde ulaşması mümkün olacaktır.

Diyanet işleri başkanlığı tarafından belirlenen çalışma programları doğrultusunda hareket edecek olan halkla ilişkiler başkanlığı ülkenin her tarafında diğer diyanet işleri başkanlığı personelleri eşliğinde barışın ve sağduyunun oluşmasını sağlayacaktır. Diğer kamu kurum ve kuruluşlarının da halkla ilişkiler başkanlığına katkı sağlamasıyla diyanet işleri başkanlığı gözetiminde oluşturulan sağduyu ve barış politikalarının tamamen hayata geçerek dış mihraklar tarafından dezenformasyon çalışmaları ile toplumun algılarının zedelenmesi engellenecektir.

Bu olumlu sonuçlara devletimizin ve milletimizin biran önce kavuşa bilmesi için diyanet işleri başkanlığı halkla ilişkiler alanında öncelikli olmakla birlikte diğer kamu kurum ve kurumlarında çağın gerekliliği doğrultusunda sorunlara odaklanan mekanizmaların kurulması gerekmektedir.

Böylece barışın, adaletin ve demokrasinin hakim olduğu bir düzene erişmemiz mümkün olacaktır. Toplulukları bir arada tutan güç insanların kalplerinde ve beyinlerinde var olan manevi değerlerdir. Bu güce insanlar sahip oldukları süre içerisinde topluluklar arasında huzursuzluk ve fikir ayrılıkları çatışmaları yaşanmamaktadır. Dış mihrakların öncelikli hedefleri bir ülkede mevcut bulunan topluluklar arasındaki sosyal ve kültürel bağların çatışma aşamasına gelmesini sağlayarak problem oluşturmak olmaktadır. Toplumlar arasındaki problemleri inşa edenler ileriki süreç içerisinde de bu problemlerin yöneticiliğini yapmaktadırlar.

Devlet yöneticilerinin ülke vatandaşlarına sunduğu bütün güzel hizmetler bu karanlık mihrakların kendi iradeleri içerisinde oluşturdukları sistem içerisinde belirtilen veya belirlenen aralıklarda oluşturdukları kara propagandalar ve provokasyon eylemleri doğrultusunda bütün olumlu gelişmeler yerini olumsuz süreçlere sürüklemektedir. Güvenlik güçleri bu olumsuz sürecin önlenmesi aşamasında sarf edilen mücadelede yetersiz kalmaktadır. İçerisinde bulunduğumuz ve ilerleyen süreçlerde yaşamaya devam ettiğimiz yeni yüz yılın başlangıçlarında geçmiş zamanlarda ülke ve ülke vatandaşlarımızın yaşadığı sorunları, aşmakta zorluk çektiği fikir ayrılıkları çatışmalarının yaşanmaması için şuan ve ileriki yıllarda ve ileriki genç nesillerde olumlu ve güvenilir ortamların inşa edilebilmesi için konulara sosyolojik açıdan bakarak dini bilgilerin yeterliliği sağlanması gerekmektedir.
Bu gerekliliğin insanlar üzerinde temin edilmesiyle birlikte insanlarda sağduyu daima hâkim olacaktır. Okuryazar oranı artan, araştıran, araştırmaları geliştiren, barış yanlısı, demokrasi ve hukuk kuralları içerisinde yaşama azmi var olan bir toplum meydana gelecektir.

Bütün bu olumlu gelişmelerin meydana gelmesi için insanların kendi iç dünyalarında ve yine kendileri ile barışık, sağduyulu ve sağlıklı bir ruh haline hakim olmaları gerekmektedir. Sağlıklı bir ruh haline gelen insanın her şeyden önce kendisine olan öz güveni sağlam olacaktır.

Özgüveni sağlam olan bir insan içerisinde bulunduğu süreçte icra ettiği veya icra ettirilmek istediği işin doğruluğunu, hukuka ve insanlığa olan etkisini kısa süre içerisinde kendi düşünceleri ile beyin ve kalp arasında sorgulayarak sağduyulu hislerle doğru kararların alınması mümkün olacaktır.

Bir insan yaşam süreci içerisinde icra ettiği veya icra ettirilmek istenilen işin olumlu ya da olumsuz olduğunun bilincinde olmadığı zaman toplumlar arasında sorunlar daima oluşacaktır.

Devlet yöneticilerin emniyet, güvenlik, eğitim ve öğretim safhasında oluşan sorunlarla mücadele ederken asıl sorunun sosyolojik açıdan oluştuğunu ve çözümün insanlarda sağduyulu düşüncelerin mevcut bulunmasıyla ortadan kalkacağını görmeleri gerekmektedir. İnsanlardaki sağduyu doğru bilgiye dayalı kaynakların aktarılması ile güçlendirilmesi gerekmektedir.

Bu gerekliliğin temin edilmesi ile birlikte ülke vatandaşları üzerinde uyuşturucu madde, alkol, kumar vb. alışkanlıkların önlendiği ve bu alışkanlıklardan rant elde eden kişi, kişiler veya grupların etkisizleştirilerek emniyet ve güven ortamının huzurlu bir şekilde var olur hale getirildiği görülecektir. Bu olumlu sonuçların oluşabilmesi için insanların din ve vicdan konularında doğru bilgiler ve doğru bilginler aracılığı ile bilgilendirilmeleri gerekilmektedir. Bu gerekliliğin temininden sorumlu olan kurum diyanet işleri başkanlığıdır.

Diyanet İşleri Başkanlığı çalışmalarının güçlendirilmesi ve diyanet işleri başkanlığı kendi iç bünyesinde hizmet eden personellerinin eğitim ve deneyim bilgisinin sorgulamasını yapması gerekmektedir. Toplumların ayrışması ve fikirsel alanda zıt görüşlerin meydana gelmesinin önlenmesi gerekmektedir.

Örneğin başlangıç noktasından hareket eden bütün yarış arabalarının varmak istedikleri bitiş noktaları aynıdır. Fakat varış noktalarına gidiş yollarını seçmekte özgürdürler. Burada nereden ilerlendiğinden çok nasıl ve nereye ulaşıldığı olmaktadır.

Ülkemizde ayrı dine veya aynı dine mensup fakat farklı mezheplerden olan veya aynı mezhep ama farklı düşünce platformu içerisinde bulunan insanlar arasındaki fikirsel çatışma ve görüş ayrılıklarının sonlandırılması ve olumlu yönde kanalize edilmesi için inanılan kutsal değerlerin barışçıl olduğu bilincinin oluşturulması gerekmektedir. Bunun için Diyanet İşleri Başkanlığı bünyesinde halkla ilişkiler başkanlığının kurulması gerekilmektedir. Diyanet İşleri Başkanlığının dini faaliyet yürüten sivil toplum örgütleri ile koordinasyon içerisinde hareket ederek bütün faaliyetlerin olumlu ve başarılı bir şekilde icra edilmesini sağlaması gerekmektedir.
Düşünen insanlar daima doğru bilgi ve dürüstlük peşinde olurlar. Yeni doğan bir bebeğin ateşin zararlı olduğu bilincinde olmadığından ateşe dokunmaktan kaçınmayacağı gibi, tehlike ve zararlı maddelerin veya faaliyetlerin bilincinde olmayan insanlarda tehlikeli ve zararlı maddeleri kullanmaktan ve olumsuz yasadışı faaliyetleri işlemekten geri kalmamaktadır.

Bilinçli bir annenin eli ateşe dokunmak sureti ile yanan bebeğinin acısını dindirmek için giriştiği tedavi sürecinin yanı sıra onu ileriki zaman içerisinde karşılaşabileceği zararlı olan her şeyden bilgilendirerek güvenlik ve emniyetini temin etmiş olmaktadır.

Bilinçsiz ve bilgisiz bir anne ise ateşte yanan bebeğinin iyileşme sürecini doğru olmayan yöntemler ve yanlış olan bilgiler ve bunları öneren bilgisiz ve bilinçsiz sahte bilginlerin verdiği nasihat ve önerilerle hareket ederek kendisinden sonraki kuşakta yaşam sürecek bebeklerinin yanlış bilgilerle gençlik evresine doğru ilerlemesini sağlamış olmaktadır. Devlet vatandaşı için bir anne pozisyonunda olmalıdır.

Vatandaşına daha ilköğretim safhasında doğru bilgileri aşılamak için doğru çalışmalar gerçekleştirmelidir. Vatandaşlarını zararlı olan faaliyetlerden uzak tutarak topluma ve insanlığa faydalı olan doğru faaliyetler içerisinde bulunmalarının temin edilmesi gerekmektedir.

Toplumlar ancak bu süreçlerin olumlu bir şekilde gerçekleşmesi ile hoş görü ve tevazu içerisinde yaşayarak yaşamaktan ve yaşamdan mutluluk alacaklardır. Bunu temin etmek devletin yükümlülüğünde olan esas ve öncelikli görevdir. Asıl terör buradadır.

Ülkenin vatandaşlarının bir kısmı bilinçli bir şekilde olumlu yaşam standartlarında yaşarken diğer bir kısmı eşkıyalık yaparak terör faaliyetleri yürütmektedir. Bu yanlışa düşen insanlar aynı dinden, aynı ırktan ve aynı memleketten olmalarına rağmen şiddet ve gerilim eylemlerinden kaçınmamaktadırlar.

Çocukluklarında arkadaş oldukları insanlar okuyarak düzenli meslek sahibi olurlarken, onlar devletin hizmet safhasında meydana gelen eksikliklerin zaman süreci içerisinde birleşerek dış mihrakların kullanıma hazır hale gelmesinden dolayı yalnız bırakıldığı içgüdüsünün oluşturulmasıyla birlikte beyinlerinin yıkanarak bilinçaltlarına şiddet ve öfkenin yerleştirilmesi ile vatandaşı oldukları devlete düşman etmektedirler.

Dış mihraklar uluslararası camiada yanlış yönlendirmeleriyle yoldan çıkardıkları insanlara şiddet eylemleri gerçekleştirdiklerini anlatmak yerine, ilgili devletin dış mihrakların aracılığı ile meydana getirilen eylemlere aynı şekilde karşılık vermesini olumsuz bir şekilde o coğrafyada yaşayan vatandaşların haklarını gasp ediyormuş gibi göstermesiyle uluslararası camiada ülkemizin zaman, zaman yanlış tanınmasına sebep olmaktadır.

Devletin bütün olumlu mücadele ve gayretlerine rağmen yıllardır süre gelen bu olumsuz gelişmeler gün geçtikçe hız kazanmakta ve önlenmesi zor hele gelmektedir. Bu olumsuz gelişmelerden insanlar ölmekte ve toplum algısında yara oluşmaktadır.

Bu olumsuz gelişmelerden dolayı dış mihrakların insanların devletine olan bağlılığını zedeleme girişimleri oluşmaktadır. Bu konuda da devletin bütün mücadelesine rağmen yer, yer aykırı görüşlerin yükseldiği ve fikir ayrılıklarının dozunun arttığı görülmektedir.

Basın yayın gruplarının kendi alanlarında marka olma sevdasıyla birlikte toplumu yaralayacak reklam ve yayınların yine ülke vatandaşı üzerinde çok büyük tahribata yol açmaktadır. Devlet yöneticilerinin bilmesi gereken bir gerçek vardır oda yeryüzünde gelmiş ve geçmiş hatta ileriki zaman süreci içerisinde gelebilecek en büyük tehlike cehalet sistemidir.

Bu sistemin inşa edilmesini sağlayan en büyük silah terörizmdir. Devlet yöneticilerinin terörizmle mücadelede en büyük çalışmaları kapsamlı bir şekilde ilim ve bilim safhasında gerçekleştirmesi gerekmektedir. İnsanların ilim ve bilim adamlarının delile dayalı bilgi ve deneyimleri ile aydınlatılması gerekmektedir. Bu çalışmalarda diyanet işleri başkanlığının çok aktif hale gelmesiyle birlikte kısa sürede başarıya ulaşmak mümkün olacaktır.

Geçmişte var olmuş, günümüzde var olan ve gelecekte var olması beklenilen insana ve insanlığa maddi ve manevi zarar veren cehalet ve terörizm sistemi ve bu sistemi inşa edenlerle yürütülecek en büyük ve güçlü mücadele faaliyeti, düzenli ve doğru bilgi ile eğitilen insanların akılları ile yapacakları doğru tercihlerle barışın ve adaletin daimi olmasıyla birlikte cehalete ve cehaletin doğurduğu terörizmin kalbine saplanacak en büyük hançer olacaktır.

Yalnızca bu olumlu hamlelerin oluşması ile cehaletin etkisi azaltılarak gücü zayıflatılır. Gücü zayıflayan bir sistemin ayakta durması mümkün değildir. Burada insanların doğru bilgi ile bilgilenmesini sağlayacak eğitim ve öğretim sistemlerine ihtiyaç duyulmaktadır.

Bu eğitim ve öğretim sisteminin yanı sıra insanları kendi iç dünyalarında aydınlatacak, manevi duygu ve düşünceleri güçlendirecek, insanın her şeyden önce kendisine olan öz güvenini temin edecek dini bilgilere ihtiyaç duyulmaktadır.
Diyanet İşleri Başkanlığı özverili çalışmaları ile bu gerekliliği temin etme süreci içerisindedir. Bu süreç içerisinde oluşan ve gelişen eksiklikler meydana gelmektedir. Din görevlileri yalnızca görev yaptıkları cami, kur’ an kursları v.b. alanlarda ve bu alanlara ilgi duyan veya genel anlamda ilgi duyulması hedeflenen noktalarda mevcut bulunmaktadırlar.

Halkla ilişkiler başkanlığı ile bilgi, deneyim, hoşgörü ve tecrübe sahibi ilim adamlarının belirli bir görev noktası belirlenmesi yerine genel olarak diyanet işleri başkanlığına bağlı olan halkla ilişkiler başkanlığı tarafından tayin edildikleri köy, mahalle, mezra, ilçe, il kısacası yurdun her tarafında aktif bir şekilde toplumla buluşarak, insanların bilgilenmeleri, sosyal olarak kaynaşmaları, eğitim ve iş hayatının yanı sıra sosyal olaylarda da oluşan ve gelişen sorunlardan olumsuz bir şekilde etkilenilmemesi algısının oluşması sağlanacaktır. Manevi anlamda kendisi ile barışmış, sağlıklı bir ruh haline sahip olan insanlar, başka insanlarında kendileri gibi sağduyulu, barış yanlısı, sorunlardan uzak, sağlıklı ruh halleri içerisinde yaşayan devletine ve milletine, maddi ve özellikle manevi değerlerine sahip olan bireyler haline gelmesini hedefleyecektir.

Sağlıklı bir süzgeçten geçerek aydınlanan ufuklarla bu bireyler toplum algısının olumlu yönde güçlenmesini sağlayacaklardır. Toplum algısı güçlenen ülkelerin, oluşan, oluşması muhtemel veya olağan üstü hallerden dolayı meydana gelen olumsuz gelişmelerden, zorluklara birlikte kenetlenerek doğru bir şekilde mücadele etmekle zararsız ya da en az zararla süreçten olumlu bir şekilde kurtulması sağlanacaktır.

Bu birlikteliği sağlayan, bu yardımlaşma duygusunu meydana getiren, bu acıları paylaşarak azaltan güç ve kuvvet insanların sahip oldukları manevi değerlerde gizlidir. İnsanlara yaratıcı güç sahibi ALLAH tarafından yerleştirilen bu manevi değerlerin zararlı ve yabancı unsurlar tarafından sömürülmemesi için önlemler alınması gerekmektedir. Bu önlemlerin alınmasından mesul olan kurum diyanet işleri başkanlığıdır. Diyanet işleri başkanlığı sergilediği özverili çalışmalarının yanı sıra halkla ilişkiler başkanlığı ile gücüne güç katılarak kuvvetlendirilmesi sağlanacaktır.

Diyanet İşleri Başkanlığı halkla ilişkiler başkanlığı, halkla ilişkilerin bütün gerekliliğini yerine getirecektir. Diğer kamu kurum ve kuruluşları ile ilim ve bilim çalışmalarda gerçekleştireceği koordinasyon ile terör olaylarının son bulduğu, yoksulluğun ve yolsuzluğun etkisizleştiği, hizmet odaklı, sosyal alanda toplumsal barışa ve bütünlüğe sahip, sorunlarda kısa sürede çözüme ulaşma, yardımlaşma, paylaşma, insanlarda manevi değerlerde güçlenme, fikirsel ayrılıklarının kaybolması, dış mihrakların güçlerinin etkisizleşmesi, eğitimli, kültürlü, bilgili, sağduyulu, hukuk ve demokrasi yanlısı bir toplumun ve bu toplumun var olduğu bir ülke, o ülkenin de var olduğu, çevresine ve genel olarak her yere örnek olmuş bir dünya ülkesinin var olması mümkün olacaktır.

Bütün bu olumlu gelişmelerin oluşumunda Diyanet İşleri Başkanlığı bünyesinde halkla ilişkiler müşavirliğinin yerine yeni bir format eşliğinde kurulacak halkla ilişkiler başkanlığı kendi çalışmaları yanı sıra diğer kurum ve kuruluşların barış, adalet, demokrasi, eğitim, öğretim, kültür vb. alanlarında büyük oranda etki ve katkı sağlayacaktır. Böylece bütün kamu kurum ve kuruluşları ile bütün sivil toplum örgütlerinin ilmi ve dini çalışmalarını diyanet işleri başkanlığı öncülüğünde halkla ilişkiler başkanlığı aracılığı ile koordinasyon içerisinde gerçekleştirilmesi sağlanacaktır.

Düşünce farklılıklarından ve bilgi yetersizliğinden olumsuz bir şekilde etkilenen toplumumuzun oluşan ya da oluşturulan bu olumsuz etkenlerden biran önce kurtarılması gerekmektedir. İnsanların manevi duygularının sömürülmesinin önüne geçecek çalışma politikaları yine diyanet işleri başkanlığı öncülüğünde halkla ilişkiler dairesi aracılığı ile hareket edilerek uygulamaya konulması gerekmektedir. Diyanet İşleri Başkanlığı halkla ilişkiler başkanlığı diyanet işleri başkanlığı tarafından verilen ilim öncelikli olmakla birlikte diğer çalışma görevleri dışında hiçbir görev üstlenmemesi ile laiklik ilkesinin korunarak din ve devlet işlerinin karıştırılmaması da sağlanmış olacaktır.

Diyanet İşleri Başkanlığı halkla ilişkiler başkanlığı ile diğer kamu kurum ve kuruluşları yalnızca toplumu eğitim ve din bilgisi çalışmalarında bilgilendirerek, barış, ve huzurun temin edilmesi için sosyal politikalar eşliğinde koordinasyonlu bir şekilde olumsuz etkenlerle devlet nezdinde yürütülen mücadele çalışmalarına yine diyanet işleri başkanlığınca uygun görülen durumlarda hazırlanan çalışma programları doğrultusunda görev ve hizmet faaliyeti içerisinde bulunacaktır. Böylece sağduyulu, barış ve huzur içerisinde yaşayan aydınlanmış toplum bilinci oluşturularak cehalet başta olmakla birlikte diğer bütün zararlı unsurlardan devletimizin ve milletimizin kurtarılması sağlanacaktır.

(Değerli okuyucular bu makaleyi yıl 2011’ de kaleme almış olup, bugün (2016) bunun teyit edildiğini belirtmek ister, yetkililere düşünen beyinlere kıymet vermesini tavsiye ederim. FETÖ-PDY Terör örgütüne vurulacak en güçlü hamle milli güvenliğimiz açısından Diyanet İşleri Başkanlığı hizmet sisteminin yenilenmesidir.)

ARAŞTIRMACI YAZAR
DÜŞÜNEN İNSAN
SERDAR BOZDOĞAN

İlgili Yazılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir