Prof. Numan Kurtulmuş’un başlattığı anayasanın ilk 3 maddesi ve devlet/millet önceliği tartışması üzerinden kısa bir değerlendirme yapayım.
Öncelikle devlet üzerine yapılan tartışmaların geçmişi 2500 yıllık. Politik, felsefi, sosyolojik, hukuksal, psikolojik, tarihsel vs. bir çok farklı açılımı var. Lakin burada anayasa değişikliği dolayısıyla konuşulunca, konu farklı bir çerçeveye girmiş.
Numan hoca devleti bir “aygıt ve örgüt” ten ibaret kabul ederek, kimin kime hizmet etmesi gerektiği üzerinden tanımlıyor ve cümlenin düzeltilmesi gerektiğini söylüyor. Akademik bir buluşmada üzerinde bolca beyin fırtınası yapılabilecek bir konu, Meclis başkanı olarak dile getirilince üzerinde fırtına kopması da doğal. Mecra doğru değil.
Ama madem sosyal medyaya düştü; ben de fikrimi söyleyeyim zira iddianın içeriğine de katılmıyorum.
Öncelikle “Devlet”, siyaset bilimindeki tanımı gereği bir aygıt ve örgütten ibaret değildir.
Devletin unsurları en basit haliyle şunlardır:
-İnsan topluluğu (yani bizim tartışmamızdaki karşılığı millet) ;
-Hukuken sınırları belirlenmiş bir coğrafi alan (yani ülke)
-Egemenliği tesis eden bir bürokratik/hukuki mekanizma (aygıt ve örgüt)
-Uluslararası tanınma
Kısaca anayasadaki yazım şekli mantıki sıralama olarak doğrudur.
Bir gün gelip 12 Eylül anayasasını savunmak zorunda kalacağıma da rüyamda görsem inanmazdım. Güven duygusunu o kadar yitirmişiz ki, ya daha kötüsü gelirse diye “berbat” olanı bile kucaklamak durumunda kalmak hayra alamet değil.
Anayasa değişikliğinden ve tartışmalarından önce güven tesis edici mekanizmaların kurulması gerekiyor. Daha iyi bir anayasayı hak ediyoruz kuşkusuz, ama bunun için hazırlayıcı mekanizmanın “partiler üstü bir çerçevede” kurgulanması gerekiyor.
Deniz Ülke Kaynak