KAFKASSAM – Kafkasya Stratejik Araştırmalar Merkezi

  1. Anasayfa
  2. »
  3. Gündem
  4. »
  5. Daulet Zhailybay: TÜRKİSTAN’IN KUTSAL YERLERİNİN İNCELENMESİ BAĞLAMINDA GÜNDELİK YAŞAMDA MİTOLOJİ

Daulet Zhailybay: TÜRKİSTAN’IN KUTSAL YERLERİNİN İNCELENMESİ BAĞLAMINDA GÜNDELİK YAŞAMDA MİTOLOJİ

Kafkassam Editör Kafkassam Editör - - 10 dk okuma süresi
298 0

Türkistan’ın tarihinin ve kültürünün araştırılması, birden fazla disiplinin ortak çalışmasını gerektirmektedir. Bunları esas olarak arkeoloji, etnografya, sosyoloji gibi alanlar olarak sayabiliriz. Türkistan’ın kültürel özellikleri, bölgenin kutsal yerleri ve efsaneleri hakkındaki mitolojik analizleri, halkın mitsel bilincindeki değişimleri anlamamıza yardımcı olmaktadır. Mitolojinin insan yaşamındaki yeri ve işlevi ile mitlerin çeşitli kategorileri Vico’nun eserlerine yansımıştır. Vico, mitlerdeki semboller, sanat ve felsefi bilinçlerin özelliklerini araştırmıştır. Schelling de mitolojinin tarihsel gerçeğini insanların bilinci olarak açıklamıştır. Ayrıca araştırmacılar, sosyal mitolojinin gündelik yaşam bağlamında oluşan birçok işlevini göstermeye çalışmışlardır. Özellikle insanın oluşumunun ön koşullarında kozmolojik, psikolojik ve sosyolojik işlevler önemli rol oynamaktadır. Bu temelde toplumsal ritüel ve geleneklerin mitoloji sistemindeki yeri belirlenmeye çalışılmıştır. Dolayısıyla, gelenek ve mitlerin faaliyetlerinin sınıflandırılmasının analizi, sosyal mitolojinin faaliyetlerini incelemeye izin vermektedir. Bayburin’in, geleneklerin kişinin günlük yaşamını düzenlediği üzerine değerlendirmeleri bulunmaktadır.
Türkistan bölgesindeki kutsal mekânların ve tarihi eserlerin araştırılması sürecinde ilgili mitlerin, dini ayinlerin, efsanelerin ve hikâyelerin incelenmesi oldukça önemlidir. Bu çalışmada Türkistan bölgesi ile ilgili mit, efsane ve hikâyeler, klasik anlamda değil, toplumsal mitolojik açıdan ele alınmıştır. Araştırma sonuçları ise toplumsal olarak üretilen mit ve efsanelerin günlük hayatta farklı durumlarda kullanıldığını göstermektedir. Bununla ilgili birçok örnek bulunurken, bu çalışma, sadece kutsal yerlerle ilgili mit ve efsanelerin güncel durumunu analiz etmeye çalışmıştır.
Bu tür teorik kavramlardan oluşan sosyal mitolojinin bazı örneklerine Türkistan bölgesinde rastlanmaktadır. Türkistan konulu birçok mit, efsane ve hikâye bulunmaktadır. Bunları, Hoca Ahmet Yesevi’nin öğretileri hakkındaki efsaneler ve Hoca Ahmet Yesevi’nin türbesinin inşası hakkındaki efsaneler olarak iki gruba ayırabiliriz. Türkistan bölgesindeki müreffeh şehrin kültürü ve kutsal toprakların özellikleri ile ilgili mitler halk arasında yaygın olarak yaşatılmaktadır. Örneğin, Hoca Ahmet Yesevi, vefatı sırasında kendisine gelen herkesin önce Arıstan Bab türbesini ziyaret etmesini vasiyet etmiştir. “Arıstan Bab’a (Arslan Baba), tabii ki Türkistan’da Hazreti Sultan’a dua et” ifadesi buradan gelmektedir. Bu nedenle “Arıstan Bab’da geceleyin, Hoca Ahmet’e dua edin”
ifadesi herkes tarafından bilinmektedir. Bu mitlerin günümüzdeki işlevine bakacak olursak, bunların farklı amaçlar için kullanıldığı söylenebilir. Örneğin, Hoca Ahmet Yesevi’nin öğretileriyle ilgili mit ve efsaneler genelde bilimsel literatüre yansırken, türbenin inşası ve şehrin kutsal mekânları ile ilgili mitlerin çoğu genellikle yerel turizmi teşvik etmek amacıyla kullanılmaktadır. Türkistan bölgesindeki mitolojik bilginin halkın bilincine derinden nüfuz etmiş olması günümüzde bile açıkça görülmektedir. Bu, özellikle şehir nüfusunun günlük yaşamlarında hemen fark edilmektedir. Örneğin çeşitli dükkân ve işletmelerin “… ata” (dede), “… ana” (anne) olarak adlandırılması, şehir halkının mitsel bilincinin derinliğini göstermektedir. Mitler, turistik tesislerin faaliyetlerinde de yaygın olarak kullanılmaktadır. Aynı zamanda, bazı turistik tesislerin efsaneleri ve bilgileri yanlış efsanelere de dayanmaktadır. Bu tür yanlış bilgilerle turizmin tanıtımı, Kazakistan’ın bağımsızlığından sonra toplumun kendini tanıma süreçlerinden oluşmaktadır. Buradaki temel fark, bazı kutsal alanların aşırı abartılı hikayelerinden kaynaklanmaktadır. Örneğin, Ukaş Ata türbesi hakkındaki görüşler çelişkilidir. Çoğu insan Ukaş Ata’nın Peygamber Hz. Muhammed’in bir arkadaşı olduğunu iddia ederken, bazıları da onu yörede yaşamış bir aziz olarak tanımlamaktadır. Ukaş Ata hakkındaki bir efsaneye göre Ukaş Ata, Peygamber Hz. Muhammed’in yakın bir arkadaşı ve koruması olmuştur. Ayrıca Ukaş Ata kuyusu ile ilgili efsaneler de geniş çapta ele alınarak modern hayatın mitleri haline gelmiştir. Bunlardan birisi, bir kimse kuyudan su çektiğinde eğer kovaya su gelmez ise o kişinin günah işlemiş olduğuna dair bir inanış bulunmaktadır. Diğeri ise, Ukaş Ata kuyusunun suyunun yeraltında Mekke’deki Zemzem kaynağına bağlı olduğuna dair yaygın inanıştır. Bu tür efsanelerin yaygınlığı söz konusu mekanı turistik bir cazibe merkezi haline getirirken, diğer yandan bilimsel araştırmaları da olumsuz yönde etkilemektedir.
Tarihi eserlerin yanı sıra Türkistan bölgesi birçok eşsiz doğal sit alanına sahiptir. Bunlardan biri, Adem ve Havva’nın bölünmüş kayasıdır. Kaya, Kazıgurt dağ vadisinde yer almaktadır. Taşın iki parçası erkek ve kadın veya baba ve anne anlamına gelmektedir. Kaya boşluğunun uzunluğu 15 metre, en ince kısmın genişliği ise 25-30 cm’dir. İnsanlar bu kaya boşluğunu geçmeye çalışır. Yerliler arasında sadece dürüst insanların buradan geçebileceğine dair bir inanç bulunmaktadır. Bazen zayıf insanların geçemediği bu boşluktan daha kilolu insanların geçebiliyor olması dikkat çekicidir. Bu ve benzeri
efsaneler ve inançlar turistlerin ilgisini çekmektedir. Turistler ve ziyaretçiler Kur’an okuyarak kutsal yerlerde dua ederler. Ayrıca, Nuh’un gemisinin Kazıgurt Dağı’nın tepesinde bulunduğuna dair bir söylenti ile ilgili çok sayıda gazetecilik çalışması bulunmaktadır. Ancak insanoğlunun ilk toplumsal oluşum tarihine bakacak olursak, dünyadaki çoğu taşkınların Mezopotamya bölgesinde (Dicle ve Fırat nehirleri arasında) meydana gelmiştir. Bu mitler zamanla halklar arasında aktarılarak bazı değişimlerle bize ulaşmıştır. Ancak bu efsaneye istinaden Kazıgurt Dağı’na Nuh’un gemisine ithaf edilen bir anıt dikilmiştir. Burası da yerel halkın efsanevi bilgileriyle turistik bir cazibe merkezi olarak kutsal yerler listesine dâhil edilmiştir.
Günümüzde kutsal mekânlarla ilgili efsane ve mitleri yaşatan ve sürdürenler ise türbe ve mezar bekçileridir. Türbe bekçileri esas olarak azizlerin mezarlarını koruyan ve ziyaretçilere hizmet eden kişilerdir. Söz konusu bekçiler, genelde azizin soyundan gelen ya da onun yakın akrabasıdır. Kutsal yerler ve azizlerle ilgili efsaneler ve tarihi veriler, kutsal yerlere ziyaretçi sırasını nesilden nesile aktaran bir rehber görevi görürler. Aynı zamanda bu tür yerlerde dilenciler arasında mitolojik bilinçte kendilerini kutsal yerler ve azizlerle ilişkilendirenler de bulunmaktadır. Böyle bir sosyal gruba ait olan insanlar, kendilerini doğrudan eski efsanelerle ilişkilendirmektedir. Onlar azizlerden vahiy aldıklarını söylemektedirler. Genel olarak, halkın günlük yaşamında mitsel bilincin ortaya çıkması, etnokültürel özdeşleşmenin bir yolu olarak yorumlanmaktadır. Etnosun kökeninin derin tarihini ve kutsal yerler ve anıtlar aracılığıyla bütün bir toprak devleti olduğu gerçeğini ortaya koymaktadır.
Sonuç olarak Türkistan yöresindeki kutsal mekânlarla ilgili efsaneler halkın günlük yaşamıyla yakından ilişkilidir. Son yıllarda bu efsanelerin işlevi değişmiş ve doğanın bazı yerleri (kayalar, dağlar, ağaçlar ve mağaralar) ziyaret edilmeye başlanmıştır. Bu, bir yandan halkın mitsel bilincinin zenginliği olarak yorumlanırken, diğer yandan turizmin bir pazarlama basamağı olarak tanımlanmaktadır. Genel olarak Türkistan bölgesindeki tarihi eser ve kalıntılar, tarihi yerel müzeler, bilimsel kuruluşlar aracılığıyla dikkatle incelenmeli ve halka açık bilgiler sunulmalıdır. Burada belirtilmesi gerekir ki, bu tür mitlerin oluşumu sadece Türkistan’da değil, Kazakistan’ın diğer bazı bölgelerini de kapsamaktadır. Bu anlamda Türkistan’ın özelliği, mitsel bilincin insanların gündelik yaşamları içerisinde değişime uğrayarak devam etmesidir. Bunu bir araştırma platformu olarak değerlendirebilmek için ilgili bilim alanlarının araştırma yöntemlerinin etkin bir şekilde kullanılması gerekmektedir.

Daulet Zhailybay
Avrasya Araştırma Enstitüsü, Kazakistan

İlgili Yazılar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir