KAFKASSAM – Kafkasya Stratejik Araştırmalar Merkezi

  1. Anasayfa
  2. »
  3. İran
  4. »
  5. Cibril Ubeydi: İran yapımı Dehlavi füzeleri Libya’ya ulaştı

Cibril Ubeydi: İran yapımı Dehlavi füzeleri Libya’ya ulaştı

Kafkassam Editör Kafkassam Editör - - 6 dk okuma süresi
352 0

İran füzelerinin Libya’daki terörist gruplara ve milislere ulaştığı tespit edildi. Bunun üzerine Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres, BM Güvenlik Konseyi’ne yaptığı açıklamada “Genel Sekreterlik tarafından sunulan fotoğrafların incelenmesine dayanarak Sekreterlik, dört ATGM tipi tanksavar füzeden birinin özelliklerinin İran yapımı Dehlavi füzesiyle uyum sağladığı sonucuna vardı” ifadelerini kullandı.

Libya ordusunun daha önce sakladığı İran füzeleri ve İran silahları, İran’ın Libya’daki İhvan (Müslüman Kardeşler) milislerine destek verdiğini ve Libya’ya yönelik uluslararası silah ambargosunu açık bir şekilde ihlal ettiğini gösteriyor. Bu silahlar arasında Yemen’deki Husilerde bulunan Zilzal 3 balistik füzelerine tamamen benzeyen 150 kilometre menzilli son derece yıkıcı M-302 tipi füzeler de bulunuyor. Bu füzelerin Ulusal Mutabakat Hükümeti’ne (UMH) bağlı İhvan milislerinin çatışma meydanında ortaya çıkması, 1979 Humeyni Devrimi’nden beri İhvan örgütü ile İran rejimi arasında bilinen yakın ilişkilerden dolayı İran’ın İhvan milislerine sağladığı askeri desteğin boyutunu gözler önüne sermiş oldu.

Libya’daki İhvan milislerinde İran yapımı füzelerin olduğu açığa çıkarılmadan önce Misrata limanında ABD ve Avrupa yaptırım listesinde yer alan IRSL şirketine ait İran Devrim Muhafızları Ordusu’nun (DMO) gemisine el konulması, İran rejiminin Libya’da terörü, kaosu ve milisleri desteklediğini ve İran rejiminin bölgede istikrarı bozan bir unsur olduğunu gösteriyor.

İran yapımı füzeler ne Yemen’deki Husilerle durdu ne de Mekke hedef olmaktan kurtuldu. Bilakis bu füzeler Lübnan, Suriye ve Irak’taki pek çok yerleşim yerlerine kadar ulaştı ki bu, bugün Libya’da tespit edildi ve açığa çıkarıldı.

İran’ın Libya müdahalesi, Libya’da Humeyni Devrimi’nin fikirlerini yaymaya çalışan bir grubun yakalandığı 2011 yılının Şubat ayına dayanıyor. Grup bazı Libyalıları velayet-i fakih sistemine ikna etmeye çalışıyordu ve Libya’da yayılan Maliki mezhebi ve Libyalıların ılımlı İslam’a bağlılığıyla ters düşmesine rağmen bu fikirleri kabul ettirmek için İhvan örgütüyle olan bağlarından yararlanıyordu. Ancak Humeynist düşünceyi yayma girişimleri Libya’daki İbadiyye mezhebinin takipçileri arasında bile yankı bulmadı.

İran’ın Libya’da bir tutunma noktası bulma girişimleri her zaman İran rejiminin toplumsal doktrin ile çatışmasına, özellikle de İran rejiminin eski rejimle ilişkisine takılıyordu. Ancak Humeyni ile Kaddafi’nin İslam dünyasının liderliği konusundaki rekabetlerine rağmen Humeyni’nin İran’ı Kaddafi’nin Libya’sıyla bir araya geldi ve böylece Kaddafi sadece ikinci Fatimi çağrısı yapmakla kalmayarak 1. Körfez Savaşı’nda İran’a destek verdi. Bu temkinli sıkı yakınlaşmaya rağmen Kaddafi İran’ı ziyaret edemedi. Zira Şii yetkili Musa es-Sadr’ın Humeyni Devrimi’nden bir yıl sonra ortadan kaybolmasına ilişkin dosya Kaddafi’yi rahatsız ediyordu. Es-Sadr’ın seyahat ettiği ve kıyafetleri ile pasaportunun Roma’daki bir otelde bulunduğu onaylanmış olmasına rağmen Libya’da kaybolduğu iddia ediliyordu. İran bunun ile bugün Osman’ın gömleğini elde etti. Musa es-Sadr’ın davasında bazıları Libya’daki kaçırılma olayının arkasında İran’ın olduğunu iddia ediyor. Çünkü bu olaydan karlı çıkan es-Sadr ile anlaşmazlık yaşayan Humeyni’ydi.

İran rejimi sık sık Libya’nın arkasına saklanarak kurbanlarının kanlarını eteğine sildi. İran rejiminin karışmakla ve bombalama olayında çıkar sahibi olmakla suçlandığı Lockerbie davası da bunun apaçık bir örneğidir.

İran rejimi bir velayet-i fakih kopyası çıkarmaya ve Libya Sünni olmasına rağmen İhvan ile ortaklık yaparak dini liderin Libya’ya itaat etmesini sağlamaya çalışıyor. İran rejimi, Libya’dan Mısır’a uzanan “Fatımiler”in anılarını ve Kaddafi’nin İran’ın mezhep amaçlı olduğunu düşündüğü siyasi bir manevra ile günün birinde bu anıları mırıldanarak ‘Fatımi Hilafeti’ni ilan etmesini hala hatırlıyor.

Libya ne Humeyni’nin Fars’ı ne İhvan ne de Fatimi olacak. Libya sadece Arap Libya olacak. İran, kendisinden binlerce mil uzaklıktaki Afrika ülkesi olan Libya’ya ulaşmak için iç sorunlarını dışarıya satmaktan başka bir şey yapmıyor.

Cibril Ubeydi
Libyalı araştırmacı yazar şarkulavsat

İlgili Yazılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir