5 Mart 2016’da Türk basınında ilk kez Türkiye ve İngiltere’nin bölgesel bir anlaşma sürecine girdiklerini gündeme taşımıştım. Hatırlarsanız, Eylül 2016’da paranın ve politikanın patronları Henry Kissinger ve Rothschild ailesi üyesi James Rothschild, Birleşmiş Millet Genel Kurulu’na katılmak üzere ABD’de bulunan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı ziyaret etmişti. Bu irtibatla Türkiye’ye Birleşik Krallık hükümetinin uluslararası platformlarda siyasi ve ekonomik desteğin sağlandığı mesajının verilmesi hedeflenmişti. Ankara’daki iktidar partisi bunu Washington’la yolların ayrılmasına yorumladı ve ABD ile ilişkilerde hiç alttan alınmadı.
Küresel ekonomide belirleyici gruplardan Rotschild ailesinin en yaşlı üyesi Jacob Rotschild, 10.08.2018’de 2. Dünya Savaşı’ndan sonra kurulan küresel finans sisteminin tehlikede olduğunu söylediğinde, acaba Türkiye’nin başına ne gelecek? sorusunu sormadan edemedim. Geçtiğimiz yıl altın rezervini yükseltmeye başlayan Merkez Bankası alımlarını hızlandırmış, Banka, son 2.5 ayda piyasadan doğrudan 100 ton altın almış ayrıca İngiltere’de muhafaza edilen 400 ton civarında olduğu tahmin edilen yaklaşık 60 ton altını da Türkiye’ye getirmişti. İngilizler Türk ekonomisinin suni teneffüse ihtiyacı olduğunu düşündüklerinden kraliçe Birleşik Krallık finans dünyası tepe ismi Charles Bowman’ı olup biteni yerinde gözlemlemesi için Türkiye’ye göndermişti. Bende bunu “Kraliçe can çekişen Türk ekonomisine hayat öpücüğü vermek istiyor” diye yorumlamıştım. Charles Bowman’ın 26 Eylül’de Türkiye’ye gelmesinin ardından, Hazine Bakanı ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, yeni program bünyesinde kurulan Maliyet ve Dönüşüm Ofisi için uluslararası yönetim şirketi McKinsey ile çalışmaya karar verdik. 16 bakanlıktan temsilcilerin bulunduğu bu ofis, tüm hedeflerimizi ve sonuçlarımızı her çeyrekte kontrol edecek” açıklamasını yaptı ve çarşı karıştı.
İktidarın beklemediği en sert tepki İslamcı camiadan geldi.Akit TV’de Derin Gerçekler programında, merhum Aytunc Altındal’ın öldüğünde tekbirlerle uğurlamasını vasiyet ettiği Abdurrahman Dilipak; hükümetin ‘McKinsey’ hamlesini eleştirdi,McKinsey, Rothschild’in Truva atıdır!” değerlendirmesinde bulundu. “Yanlış Yapılıyor, bunlar CIA’yle de çalışan bir şirket. Halkı dinlemek zorundasınız. Hazine, maliye, finans, maden, enerji, biz 2023’te 99 yıllık imtiyaz sözleşmeleri sona erecek derken Rothschild’in danışmanlık şirketi bize danışman oluyor.” dedi. Muhalefet sözcülerinin eleştirileri de pek yenilir yutulur değildi. McKinsey ile çalışmak kararının Türk hazinesine kayyım atamak gibi bir şey olduğu, hatta “Orduda bir kozmik oda sorunu yaşanmıştı, şimdi de Türk maliyesinde bir kozmik oda vakası yaşanacağı” gündeme getirildi. Abdurrahman Dilipak’ın temsil ettiği muhafazakar gruplara ve sol odaklara göre; McKinsey aslında küresel güçlerin dublörü.
McKinsey 1926’da James McKinsey tarafından Chicago’da kurulan ve merkezi New York’ta bulunan dünyanın ilk yönetim danışmanlığı şirketi. McKinsey firması özellikle 2. Dünya Savaşı’nın ardından Dünya yeniden şekillenirken tüm stratejik operasyonlarını Londra ofisi üzerinden gerçekleştiriyor ve o tarihlerden itibaren Rothschild Ailesi ile ilişkisi de başlamış oluyor. Halen McKinsey firmasında Rothschild Ailesinden Phyllis Rothschild,Tristan Rothschild ,Derek Rothschild , Diana Rothschild aktif şekilde çalışıyor.
Türkiye’de McKinsey tartışması aslında; İngiliz Milletler Topluluğu/ Commonwealth of Nations ile Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü/North Atlantic Treaty Organization arasında yaşanıyor. Derin NATO derin ABD, Ankara’yı Kraliçenin kollarına bırakmaya hiç niyetli değil. Daha yazardım ama zülfü yare dokunur!
Ömür Çelikdönmez
Twitter:@oc32oc39
