KAFKASSAM – Kafkasya Stratejik Araştırmalar Merkezi

  1. Anasayfa
  2. »
  3. Manşet Üstü
  4. »
  5. Cerablus Ve Türkmenler

Cerablus Ve Türkmenler

Hasan Oktay Hasan Oktay - - 4 dk okuma süresi
450 0

Konuya biraz hafızamızı yoklayarak girmek istiyorum. Sene 1991 Ocak ayı, ABD ve müttefikleri İngiltere, Fransa, Suudi Arabistan ve daha kırka yakın ülke Kuveyt’i işgali bahanesiyle Irak’a bomba yağdırmaya başladılar. Batı, Sovyetler Birliği’nin dağılmasını da fırsat bilerek Ortadoğu’yu yeniden şekillendirmeye karar vermişti. Türkiye’de ise Turgut Özal Cumhurbaşkanı ve ANAP hükümeti vardı. Ancak rahmetli Özal kendi kurduğu partisi ANAP ile gerek Yıldırım Akbulut, gerekse Mesut Yılmaz başbakanken bir türlü anlaşamıyorlardı. Turgut Özal ve o zamanki ABD Başkanı Baba Bush’un arası gayet iyiydi. Hatta harekâttan önce Bush konuyu Özal ile paylaşmış ve Türkiye’nin de müttefiklere katılmasını istemişti. Özal buna taraftar olduğu halde TBMM’de kendi partisi bile ona arka çıkmamış ve ordumuz Kuzey Irak’a girmemişti. Turgut Özal’ın fikri Türkiye de Kuzey Irak’a girsin ve orada hem Kürdistan hem de Türkmeneli Devletleri veya Özerk Bölgeleri bizim himayemizle kurulsun. Rahmetlinin “Bir koyup üç almak” gayesi buydu.
Gelelim AK Parti Hükümetinin ilk günlerine. ABD Başkanı yavru Bush, yine Amerika ve müttefiki başta İngiltere, Irak’ta son hamleyi yaparak Saddam Hüseyin’i devirmeye karar vermişler. Başbakan Abdullah Gül, Recep Tayyip Erdoğan henüz milletvekili olamamış, Partinin Genel Başkanı. Bülent Arınç TBMM Başkanı. Mecliste iki parti var AK Parti ve CHP, diğerleri barajı aşamamışlar. 25 Şubat 2003ve TBMM’de 1 Mart Tezkeresi oylanıyor. CHP ve AK Parti’li bazı milletvekilleri sayesinde tezkere Genel Kuruldan geçmiyor. Geçmemesi için başta Bülent Arınç olmak üzere, Bakanlar Mehmet Aydın, Beşir Atalay ve Zeki Ergezen büyük gayret sarf ediyorlar, sonuçta Erdoğan’a rağmen tezkere çıkmıyor. Türkiye yine Kuzey Irak’ta söz sahibi olma fırsatını kaçırıyor.
Burada şu söylenebilir; “İyi ya hem günaha ortak olmadık, hem de askerimiz telef olmadı.” Peki, sonuç: Batı hem istediğini aldı, hem de bölge güvenliği sağlanamadığı için, yüzlerce asker ve polisimiz şehit oldu, binlerce de Müslüman katledildi. Şayet biz de müdâhil olsaydık, sonuç bu derece olmazdı.
Bugünkü Irak’a baktığımız zaman Irak Türkmenleri ülkede adeta kaybolmuşlar. Musul ve Kerkük’te bölgelerin demografik yapısıyla oynanmış, tapu ve kadastro kayıtları değiştirilmiş ve buralara Araplar, Kürtler ve DAEŞ taraftarları toplanmış. Türkmenler ise paramparça; kimisi Bağdat yanlısı, kimisi Barzani tarafında, hatta çok az da olsa hayatlarını ve ailelerini korumak için mecburen aşırı uçlara katılmışlar.
Bu durumun yegâne müsebbibi Türkiye içindeki hain FETÖ elemanlarıdır. Gerek TBMM’de, gerek bürokrasi ve Ordumuzda, gerekse basındaki borazanları yüzünden bunlar oldu. Suriye’de de aynı oyunu oynadılar. Türkmenler katledilirken, gönderdiğimiz lojistik yardımları bile MİT Tırlarını durdurarak Dünyaya servis etmediler mi? Rusya ile uçak krizini çıkarmadılar mı? Meğer PKK, PYD, PDY, DAEŞ ve FETÖ hepsi aynı şerefsiz yapılanma değil miymiş?
Geç de olsa Cerablus’a girdik ve Suriye Türkmenlerinin, Irak Türkmenleri gibi olmasına mani olduk. Ama iş bitmedi henüz, Halep bir Türkmen yurdudur, unutmayalım. Dr. Ahmet Şimşek

İlgili Yazılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir