İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Azerbaycan Cumhurbaşkanı’nın danışmanı Hikmet Hacıyev ile kapsamlı görüşmeler gerçekleştirdi. Yetkililer, görüşmelerin bölge siyasetinde “oyun değiştirici” olabileceğini söyledi.
Yayın kuruluşunun diplomatik kaynakları, bu görüşmenin Azerbaycan’ın İbrahim Anlaşmaları çerçevesine dahil edilmesi yönündeki potansiyel ivmenin güçlendiğini gösterdiğini belirtti.
Üst düzey bir İsrailli yetkili, “Azerbaycan, otuz yıldır İsrail’in Müslüman dünyasındaki en güvenilir ortaklarından biri” dedi.
Site, Amerikan düşünce kuruluşu Atlantic Council’ın “Washington’ın, Bakü ile ilişkilerini güçlendirmek için İsrail’in Azerbaycan ile diplomatik ve savunma iş birliğinden dersler çıkarması gerektiğini” belirttiğini aktarıyor.
Azerbaycan cumhurbaşkanlığı yardımcısının Kudüs’e varışının gerçekleştiği gün, İsrail Begin-Sedat Stratejik Araştırmalar Merkezi, “Azerbaycan’ı Trump’ın Bölgesel Planlarına ve İsrail’in Çıkarlarına Etkili Şekilde Nasıl Dahil Edebiliriz: Pratik Öneriler” başlıklı bir rapor yayınladı.
Yayında, İsrail ve ABD yanlısı güçlerin, Azerbaycan’ın ABD ile İsrail arasındaki bölgesel kalkınma, yatırım ve teknolojik ortaklığa katılımını aktif olarak savunması gerektiği belirtiliyor. İsrail, Fas için halihazırda Amerikan şirketlerinin de yer aldığı üçlü bir ortaklık modeli öneriyor. İbrahim Anlaşmaları’nın genişletilmesi kapsamında savunma, yapay zeka ve siber güvenlik alanlarında bu yaklaşımın Basra Körfezi’ndeki Sünni monarşiler ve ABD’ye de genişletilmesi planlanıyor. Azerbaycan’ın bu tür girişimlere katılımı, İsrail’in bölgesel ortaklığının Müslüman bileşenini güçlendirecektir.
Yayında önemli bir engele dikkat çekiliyor: ABD’nin Azerbaycan’a yardımını 1992’den bu yana kısıtlayan yasa değişikliği olan 907. madde.
Yayında, “ABD ve İsrail’in, Azerbaycan’ın yeni ‘Büyük Ortadoğu’ mimarisindeki avantajlarından tam olarak yararlanabilmesi için, bu biçimsel engellerin kaldırılması gerekiyor” denildi.
JPost, Hacıyev’in ziyaretinin, İran’ın nükleer programı konusunda ABD-İsrail arasındaki koordinasyonun yeniden başladığı döneme denk gelmesinin, Azerbaycan’ın stratejik önemini vurguladığını yazıyor. Hem İsrail hem de Azerbaycan, İran rejimini varoluşsal bir tehdit olarak görüyor.