KAFKASSAM – Kafkasya Stratejik Araştırmalar Merkezi

  1. Anasayfa
  2. »
  3. İran
  4. »
  5. BOP ve Dinlerarası Diyalog İran’a emanet!

BOP ve Dinlerarası Diyalog İran’a emanet!

Ömür Çelikdönmez Ömür Çelikdönmez - - 9 dk okuma süresi
351 0

BOP ve Dinlerarası Diyalog İran’a emanet!

Ömür Çelikdönmez

Türkiye’de Dinlerarası diyalog temaslarının patent hakkı Nur camiasının. Bediüzzaman Said Nursî’nin Hıristiyan-İslâm diyalogu ile ilgili olarak, “Hatta hadis-i sahihle, âhir zamanda İsevilerin hakiki dindarları ehl-i Kur’ân’la ittifak edip müşterek düşmanları olan zındıkaya karşı dayanacakları gibi, şu zamanda dahi ehl-i diyanet ve ehl-i hakikat, değil yalnız dindaşı, meslektaşı, kardeşi olanlarla samimi ittifak etmek, belki Hıristiyanların hakiki dindar ruhanileri medar-ı ihtilaf noktaları muvakkaten medar-ı münakaşa ve niza etmeyerek müşterek düşmanları olan mütecaviz dinsizlere karşı ittifaka muhtaçtırlar” ifadeleri, Hıristiyan-İslâm diyaloguna gerekçe olarak her iki dinin bütün dünyada ateizme, materyalizme ve komünizme karşı ortak hareket etmeleridir şeklinde yorumlanınca, Vatikan’ın ekmeğine yağ sürülmüş oldu.

Bediüzzaman’ın zındıka dediği materyalizm ve komünizme karşı ehli kitapla ortak hareket etme, dinler arası diyalog faaliyetlerinin kapısını araladı ve bir şekilde halkın nezdinde meşrulaştı. Sonrasında Hoca Nasreddin hikâyesinde olduğu gibi ışığı gören geldi. Hatta Nur camiasından bir topluluk kendilerine durumdan vazife çıkarıp var güçleriyle ‘İbrahimi Dinler’ adı altında Yahudilik, Hristiyanlık ve İslamiyet’in müşterek değerleri olduğunun altını çizen toplantılar tertip etti. Dinler arası diyalog mecazi bir ifadedir ve kastedilen mana “farklı dinlere mensup insanlar arasında diyalog”dur. Dinlerarası diyalog olamaz, olsa olsa farklı dinlere mensup bireyler arasında diyalog olur diyen, diyalog karşıtları aforoz edildi. Hatta bu diyalog görüşmeleri mevcut iktidarın resmi politikası gibi lanse edildi.

Dinlerarası Diyalog resmi kanallar haricinde sürdürüldü. Ancak Medeniyetler İttifakı, Türkiye’nin resmi girişimiydi.  Müslüman ülkeler ile Batılı toplumlar arasında görülen karşılıklı şüphe, korku ve kutuplaşma ortamı, çeşitli aşırı unsurlarca istismar edildiği gerçeğinden hareketle, uluslararası istikrarı tehdit edebilecek dereceye yaklaşan bu durumun daha da kötüleşmesini ancak kapsamlı bir koalisyonun önleyebileceği ve kültürler arasında karşılıklı saygı yoluyla bu eğilime karşı konulabileceğini amaçlayan bir konseptti ve Türkiye bizzat Başbakan nezdinde bu projeyi yürüttü.

Türkiye yönetiminin İran tarafından eleştirildiği Büyük Ortadoğu Projesi ortaklığı, şimdi bumerang gibi geri döndü ve İran’ı vurdu. Mimarının ABD olduğu “Büyük Ortadoğu Projesi”, Ortadoğu ve yakın çevresi coğrafyasında yer alan ülkelerde batılı anlamda demokrasinin sağlanması, terörizmin ortadan kaldırılması, ekonomik ilişkilerin arttırılması ve ekonomik işbirlikleri sağlanarak bölgenin istikrara kavuşturulması gibi ifade edilse de, asıl amacının ABD’nin başını çektiği küresel odakların bölgeyi istikrarsızlaştırma ve ele geçirme operasyonu olduğu düşünülüyor. BOP; ‘Yeni Amerikan Yüzyılı Projesi’ dir ve ‘Yeni Dünya Düzeni’ kurmaya yöneliktir.

Tüm bunları neden yazdım? İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, İtalya’ya bir ziyaret gerçekleştirdi. İran Cumhurbaşkanı Ruhani, Vatikan’da Papa ile bir araya gelirken amacının ‘siyaset konuşmak’ olmadığını söyledi. Vatikan’da Papa Françesko ile görüştü. Görüşmenin ardından Ruhani, Papa’ya el dokuması bir halı ile minyatür hediye etti. Papa Franciscus ise konuk cumhurbaşkanına, “kardeşlik simgesi” olarak açıkladığı “Aziz Martino” madalyonu verdi. Bu sırada Papa’nın, ziyaretinden dolayı Ruhani’ye teşekkür ettiği ve barış dilediği, Ruhani’nin de Papa’dan kendisi için dua etmesini istediği basına yansıdı. Christian F. Trippe, her iki liderin görüşmesinin Hristiyanlar ile İslam arasındaki diyalogu zenginleştirip Katoliklik ile Şiilik arasındaki karşılıklı anlayışa katkıları olduğunu belirtti.

İran Cumhurbaşkanı Ruhani, Vatikan’da Papa ile bir araya gelirken amacının ‘siyaset konuşmak’ olmadığını söyledi söylemesine de Deutsche Welle Türkçe servisine yorum yapan Christian F. Trippe, buluşmanın ‘son derece siyasi’ geçtiği görüşünde. Christian F. Trippe İran’ın Ortadoğu’nun aktif ve saldırgan bir aktörü olduğunun altını çizdiği yazısında şu tespitlerde bulunuyor; “Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’ın genelkurmayına İranlı subaylar danışmanlık yapıyor. İran’ın finanse ettiği milis güçleri Suriye ordusu ile omuz omuza savaşıyor. İran, Akdeniz’e açılabilmek için salt jeopolitik çıkarlarını kolluyor.

 

Sünniliğin lideri Suudi Arabistan ile arasındaki ezeli düşmanlığı körüklüyor, Yemen’de vekâlet savaşları sürdürüyor ve riskli diplomatik oyunlar oynamaktan çekinmiyor. Tahran’ın denetlenebilir şekilde atom bombası yapmaktan vazgeçtiği nükleer uzlaşma Ruhani’nin Avrupa turuna çıkmasını mümkün kıldı. Nükleer uzlaşmaya rağmen, Suudi Arabistan’ın müttefiki ABD, İran’ı ‘şer ekseninde’ görmeye devam ediyor. Bunda İran’ın bölge egemenliğini ele geçirmeye çalışmasının da rolü var. Bu durum Vatikan’ı rahatsız etmiyor. Papalık Suriye barışının görüşüleceği toplantılara mutlaka İran’ın da davet edilmesini istiyor. Suriye görüşmelerinde Suudi Arabistan gibi İran’ın da yer alması gerektiğinin idrak edilmesi yıllar aldı.”

İran’ın yeni süreçteki yeni görevi, bizzat İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani’ye Vatikan’da Papa Françesko tarafından verildi. İran cumhurbaşkanına ziyareti için teşekkür eden Papa  barışın hâkim olmasını umduğunu dile getirdi. PapaFrancesco Tahran’dan bölgedeki diğer ülkelerle birlikte çalışarak barışı teşvik etmesi, terör ve silah kaçakçılığını engellemesini istedi. Papa, Ortadoğu’daki sorunlara siyasi çözüm bulunması adına İran’ın gereken rolü oynamasını istedi. Bu demektir ki Büyük Orta Doğu Projesinin yeni eş başkanı İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani.

 

İran’ın Dinlerarası Diyalog toplantılarında tuzunun bulunduğu daha yeni yeni ortaya çıkıyor. Dünya genelinde diyalog toplantılarının karar alıcısı ve düzenleyicisi, Papalık Dinlerarası Diyalog Konseyi. Bu konseyin başında Fransız asıllı Kardinal Jean Louis Tauran bulunuyor. İran’ın diyalog faaliyetlerinin sorunlusu ise İran Bilimler Akademisi başkanı Ayetullah Seyyid Prof. Mostafa Mohaghegh Damat (Mohaghegh Ahmadabad). İslam Hukuku profesörü. Farsça, Arapça ve İngilizce biliyor. Ayrıca Belçika’da bulunan Louvain Katolik Üniversitesi’nden hukuk doktorası almış. Ekim 2007’de dünya dinleri arasında barış ve işbirliği için Hıristiyan liderlere hitaben yazılan mektubu imzalayan 138 Müslüman arasındaydı. Açlık, yoksulluk, ayrımcılık, çocuk istismarı, kadın cinayetleri, terör, doğanın kirletilmesi ve sorumsuzca kullanılması gibi sorunlara karşı Hıristiyanların ve Müslümanların duyarlı olmaları ve birlikte hareket ederek yardımlaşmaları amacıyla ilki 2010 yılında Washington’da, ikincisi 2012 yılında Beyrut’ta, 2014’te İtalya’nın başkenti Roma’da yapılan toplantıların müdavimleri arasındaydı. İngiliz Şiiliği biliyorduk, bir de Katolik Şiiliği karşımıza çıktı. Medet Ya Allah!

Twitter:@oc32oc39    

omurcelikdonmez@hotmail.com   

İlgili Yazılar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir