KAFKASSAM – Kafkasya Stratejik Araştırmalar Merkezi

  1. Anasayfa
  2. »
  3. Gündem
  4. »
  5. bir çirkin adım daha

bir çirkin adım daha

Kafkassam Editör Kafkassam Editör - - 5 dk okuma süresi
311 0
malik hasan

Anıtın tam da 30 Ağustos’ta kırılması, gerçekleri ortaya çıkaran bir çirkin adım daha
30 Ağustos 1922 tarihinde Türk ordusu Balkan’ın farklı ülkeleri ve özellikle Arnavutluk’tan binlercesiyle birlikte genel bir saldırıdan sonra Çanakkale’nin Dumlupınar denen bölgesinde büyük bir zafer elde etmeye başardı.
1926 yılından veri Türkiye’de ‘Büyük Zafer Günü’ olarak kutlanıyor. Zafer tarihçesine değinip de o savaşta şehit düşen yüzlerce Arnavut mezarına kadar konuyu götürmeyi, ardından da iki milletin sadece Çanakkale’de değil, aynı zamanda Arnavut toprakların, özellikle de İşkodra’nın Hasan Riza Paşa tarafından korunması gibi olaylarda gözler önüne serilen yiğitlik ve işbirliğinden söz edebilirim.
Başka bir konuya parmak basmak isterim. O da hür iradeyle seçilmiş bir iktidarı zorbalıkla ele geçirmek için yapılan sinsi bir girişim sırasında Türkiye’de şehit düşenlerin adına yapılan anıt ki bu konu tamamen somut bir konudur.
Arnavutluk’ta onlarca anıtlar var, hatta onlardan bazıları Arnavutluk ve Arnavutların düşmanları adına yapılmış, Tiran’ın ortasında Sırp askerlerin anıtı gibi, o askerler ki arkadaşları Kosova’da binlerce savaşçı ve masum insanı öldürdüler… Arnavutluk topraklarında asan kesen Alman askerler için anıtlar ve en utanç vericisi ülke güneyinde Yunan askerlerin adına yapılan anıt. Yunanistan da hala Arnavutluk’tan toprak alma iddiasında ve 1997 yılında sınırı geçmeye yeltenen bir ülke. O dönemki Türkiye Başbakanı Tansu Çiler’in mertçe açıklamasından sonra bu bölgesel bütünlüğünün parçalamasından kurtulabildik.
Göl tepelerinde Yahudilerin adında dikilen anıt da var. Hakikat şudur ki bu sonuncusu yalakalığın zirvesidir, zira Yahudileri Alman katillerden koruyan biziz. Bu da Müslümanların Yahudileri kurtardıkları ilk vaka değildir. Biliriz ki Osmanlı Devleti gemi gönderip İstanbul’a getirterek İspanya’nın elinden yüzlerce Yahudileri kurtardı.
Lafı çok uzatmayalım… Bugün, tam da 30 Ağustos tarihinde, Türkiye için önemli bir gün, Tiran’da Türk anıtına bir saldırı düzenlendi ve demokrasi adına hayatlarını feda edenler yazılı olduğu plaka kırıldı, oysa ki fanatik bir bakış açısıyla korunması gereken bir değer bu, zira dünyanın genelinde her gün daha fazla ışığı sönüyor…
Tam olarak üzerinde durmamız gereken şu ki Arnavutluk kat kat daha? gereksiz anıtlarla dolu iken saldırıların bir tek bu anıt üzerinde yapıldığıdır.
Hafızayı tazeleyelim: Arnavutluk güneyinde bulunan ve bazılarında manastır, bust, bayrak ve neden olmasın Arnavutlara karşı ifadelerin yer aldığı Yunan mezarlığına yönelik hiç bir saldırı olmadı bugüne kadar… Sırp anıtına, farklı Alman anıtlarına ve Göl tepelerinde henüz tamamlanmış Yahudi anıtına hiç bir saldırı yok. Saldırı bir tek bu anıta yönelik düzenlendi, bariz bir şekilde Arnavut karşıtı ve en önemlisi Türkiye’nin Arnavutluk’taki varlığını istemeyen çevrelerce başlatılan saldırılar. 1997 yılında sınırı aşmaya ve Arnavutluk’u parçalamaya yeltenen çevreler de aynı. Kosova’da kan akıtan çevreler de aynı. Elbette burada kendi vatanlarına ihanet eden ve satan çevreleri de esgeçmeyeceğim, yani FETÖ militanlarını.
Okuyucuya son noktayı koyma imkânını vermek ve yazı üstünde tefekkür etmesini sağlamak yerinde olduğu için her yazı soru işaretiyle bitmeli.
Ankara’da bugün Büyük Bayram Zaferi kutlamaları düzenlenirken neden tam da bugün anıta saldırı yapıldı?
Tüm gazetecileri, analistleri ve son olarak kendilerini milliyetçi sananları her açıdan ve her yönden anıtı saldırmak için kullanmaya tereddüt etmeyen FETÖ’cü azgın ve sınır tanımayan yalakalığın zirvesi Arnavutluk’ta nüfuz ve yetki kazanabilmek için neden Arnavut karşıtı çevrelerle işbirliği halinde
Bu soruyu daha önce de sormuştuk, ancak tekrar sormaya değer: Tiran-Ankara bağındaki zayıflık kimlerin ekmeğine yağ sürer
Malik Hasa

İlgili Yazılar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir