KAFKASSAM – Kafkasya Stratejik Araştırmalar Merkezi

  1. Anasayfa
  2. »
  3. Türkiye
  4. »
  5. Bilal Aykaç: PKK ve Öcalan Kültü: PKK Terör Örgütünde Liderlik, Bölünme ve Gelecek Senaryoları

Bilal Aykaç: PKK ve Öcalan Kültü: PKK Terör Örgütünde Liderlik, Bölünme ve Gelecek Senaryoları

Kafkassam Editör Kafkassam Editör - - 3 dk okuma süresi
33 0

Türkiye Cumhuriyeti devletinin en büyük sorununun, PKK terörü olduğu ortak kabuldür. 1978 yılında Diyarbakır’ın Fis köyünde kurulan ve Marksist-Leninist temelde silahlı bir mücadeleyi benimseyen örgütün kurucu lideri olan Abdullah Öcalan, zamanla örgüte adını vermiş ve örgüt uzun süre “Apocular” olarak anılmış, takip eden süreç içerisinde de Öcalan, örgüt çevrelerinde “Önder Apo” olarak kutsal bir figür haline dönüştürülmüştür.

Aslında bu dönüşüm, Öcalan’ın liderlik özelliklerinin bir sonucu olmaktan ziyade örgüt içerisinde kendisine rakip olarak gördüğü ya da rakip olabilecek potansiyeldeki kişileri tek tek ortadan kaldırmasıyla yakından ilişkilidir. Öcalan, bu nitelikteki kişileri ya öldürmüş ya da ölüme göndermiştir.

Türkiye-Suriye ilişkilerinin 1898’de imzalanan ve terörle mücadeleyi içeren Adana Mutabakatı sonrası iyileşmesi ve Öcalan’ın Suriye’den çıkartılması, peşinden Türkiye tarafından Kenya’da yakalanarak ülkeye getirilmesi neticesinde bile, örgüt içerisinde Öcalan’ın yerini alacak bir lider çıkmamış,
böyle bir talep dahi gündeme getirilememiştir.
Örgüt ortak bir yönetim konseyi kurmak suretiyle liderlik konusunu çözmüş, böylelikle hem dağılma önlenmiş, hem de Öcalan mahkum da olsa şerrinden emin olunmuştur.

Bunun bir diğer anlamı da şudur;
Öcalan, örgütün kurucu lideri olduğu kadar, kendisi üzerinden yaratılan Öcalan kültü sayesinde örgütün varlığını sürdürmesine vesile olan kişi konumuna da gelmiştir.

Ancak şimdi örgüt içerisinde bu konuda ilginç gelişmeler yaşanmaktadır denilebilir.
Çünkü örgütün Suriye kanadını oluşturan YPG içinde Mazlum Abdi adındaki figür fazla parlatılmaktadır ve bunun Öcalan’ı çileden çıkarması işten bile değildir. Öcalan, kurduğu ve bu günlere getirdiği örgütü ne kimseye kaptırmak ne de
böyle bir güç kaynağını kaybetmek isteyecektir.

Buna rağmen Öcalan’ın örgütten soyutlanması ve elimine edilmesi durumu, örgütün dağılma riskini de beraberinde getirecektir.
Çünkü sesleri çıkmasa da 50 yıldır hareketin lider kadrolarında yer alan bir çok isim de liderlik için kendilerinden başkasına tahammül göstermeyeceklerdir..

Diğer taraftan Öcalan’ın terör örgütü ile irtibatının bitmesi sonrasında, farklı Kürt hareketlerinin ortaya çıkma ihtimali de gündeme gelebilecektir. Bunların bazılarının radikal dinci vasıflı olabilme ihtimali de muhtemeldir.

Böyle bir durum; Kırk katır mı, kırk satır mı? deyişini hatıra getirmektedir.
Maalesef bazen böyle çelişkiler içerisinde kalınabiliniyor.

Hatır da tutulsun istedim.

İlgili Yazılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir