🔴Macron ~%58
🔵Le Pen ~%42
Böylece her ne kadar Macron yine kazandıysa dahi, Yabancı Düşmanlığı ve İslamofobi, Le Pen’in aldığı orandan çok yüksektir.
Kaldı ki, Avrupa’daki Yabancı Düşmanlığı ile İslamofobi’yi parti politikaları düzeyinde görmemek gerekir. Her ikisi de Avrupa devletlerinin ortak politikasıdır.
Ne zaman genel Yabancıların ve özelde Müslümanların bir hakkını kısıtlamak veya elinden almak isterlerse, hemen tetikçileri olan siyasi meydana sürerler veya birilerine bazı şiddet eylemlerini yaptırırlar. Sonrasında ise istedikleri yasaları çıkarırlar. Tabii ki, suret-i haktan görünerek ve güya ırkçılara karşı yabancıların ve Müslümanların haklarını savunuyor görünerek…
Fakat ne yaparlarsa yapsınlar, bu iki konu da Avrupa’nın ilk sorunu olma özelliğini koruyacaktır. Bu sorunları ya adil bir şekilde çözeler veya sonuçlarına katlanırlar.
Avrupalılar, evet, dünyayı kendilerine göre dizayn etmeye ve Asyadan Afrika’ya kadar görünürde bağımsız ama gerçekte müstemleke ve yarı müstemleke ülkeler üzerindeki tahakkümlerini sürdürmeye çalışıyorlar, ama Asya ve Afrika’daki halklar da bu uydu rejimlere karşı seslerini her geçen gün yükseltiyorlar.
Diğer bir gerçek de, Avrupa’daki yabancılar ve Müslümanlar da artık Avrupa’yı kendilerine yurt edinmişler ve haksızlıklara kayıtsız kalmayacaklardır.
Diğer yerlerde olduğu gibi Avrupa’da da Müslümanların en büyük sorunları, inançları ile amelleri arasındaki büyük uçurumdur. Bu da evvela cemaatleri tarafından istismar edilip sömürülmelerine, saniyen Avrupa hükümetlerinin istedikleri gibi at oynatmalarına imkan veriyor.
Dolayısıyla ciddi bir özeleştiri yaparak kendilerini yeni şartlara göre hazırlamaktan başka bir seçenekleri yoktur. Aksi halde gelen çakacak, giden çakacak…

Dr Bekir Tank