KAFKASSAM – Kafkasya Stratejik Araştırmalar Merkezi

  1. Anasayfa
  2. »
  3. Gündem
  4. »
  5. ABD Suriye’deki üsleriyle TSK’ya karşı kalkan oluşturmak istiyor!

ABD Suriye’deki üsleriyle TSK’ya karşı kalkan oluşturmak istiyor!

Ömür Çelikdönmez Ömür Çelikdönmez - - 12 dk okuma süresi
316 0

Turgut Özal; pratiğin teoriyi aştığını çok net tecrübe eden sıra dışı bir politikacıydı ABD’yi maşa kullanarak Saddam’ı bertaraf etmenin siyasi ve ekonomik maliyetinin düşük olduğunu hesapladı ve buna oynadı. Ancak bugünkü Kuzey Irak Kürt Yönetiminin ortamını da onun vermiş olduğu bu kararlar hazırladı. 1991’den sonra Kuzey Irak’ı, 36. paralelin yukarısını denetim altında tutan Çekiç Güç, bölgeye yerleşti.

Adana İncirlik’teki üsten Kuzey Irak’ta “Kürtleri Saddam’dan koruma” adı altında, ilginç bir misyon sürdüren bu ABD ağırlıklı uluslararası Çekiç Güç, Kuzey Irak’ta bir Kürt Devleti kurma misyonunu kararlı bir biçimde yürüttü, dahası Türkiye’ye karşı faaliyette bulunan bölücü terör örgütüne de el altından lojistik destekler verdi. Hatta bu konuyu gündeme getiren Refah Partisi genel başkanı merhum Prof Dr Necmettin Erbakan’ı, ABD’nin Ankara büyükelçisi, diplomatik nezaketle bağdaşmayan bir üslupla helikopter atmakla tehdit etmişti. Bu konudaki kararlıklarını o yıllarda Türkiye’de işlenen siyasi cinayetlere, gazetecilere, askeri ve mülki erkâna yönelik suikastlarla gösterdiler.

Benzeri bir durum şimdi Suriye’de yaşanıyor. Bugün ise Kuzey Suriye’de ‘2. Kuzey Irak’ yaratılması, ciddi bir risk olarak Türkiye’nin karşısına çıkmış durumda. ABD, PKK ile bu ilişkisini Suriye’de PYD-YPG adı altında sürdürüyor. PKK’da ABD’ye ‘piyade’ hizmeti verip, Kuzey Irak’tan çok daha rahat biçimde Kuzey Suriye’de devletçik kurmaya çalışıyor. Obama yönetimi son gününe kadar PKK-PYD-YPG cephesini destekledi ve PKK bu destek altında Suriye’nin kuzeyinde çok daha hızlı ilerleme kaydetti. Süratle de hâkimiyetine aldığı bölgelerde Öcalan’ın İmralı da benimsediği Murray Bookchin’in ‘komünal-konfederal’ sistem ideolojisini’ uygulamak üzere kantonlar oluşturdu. (Bkz. http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/fikret-bila/ikinci-kuzey-irak-riski-40348716 ) Şimdi bu projeyi Trump’ın ekibi sırtlamış götürüyor. Türkiye ise konjonktürün dayattığı reel politikaya karşı koymanın anlamsızlığına inanmış gözüküyor salaklığa yatıyor.

Çekiç Güç projesinde İncirlik Üssünü kullanan ABD nasıl Kuzey Irak’ta faaliyet gösteren Kürt partilerine ve PKK terör örgütüne her türlü lojistik sağlamışsa günümüzde de aynı şekilde İncirlikteki üssü aynı şekilde benzer amaçlarla değerlendiriyor. ABD’nin İncirlik’e alternatif olarak Kuzey Irak’ta bir üs hazırlığında olduğu ve ilerleyen süreçte Suriye, Lübnan gibi ülkelerde de askeri üs açabileceği yorumları yapılıyor. ABD’nin uzun zamandır sürdürdüğü bu girişimler uluslararası kamuoyunda da biliniyor.

İncirlik’in kapatılması tartışmaları geçtiğimiz aylarda ABD’nin terör örgütlerine verdiği destekle yine gündeme gelmişti. Türkiye’ye egemenlik haklarına açıktan karşı çıkan terör örgütü PYD’ye silah ve mühimmat desteğini gizlemeyen ABD’nin bu yardımları Adana’da bulunan İncirlik Üssü’nden sağladığı konuşuluyordu. Türkiye’nin Rusya ile yakınlaştığı bir dönemde ABD’nin Türkiye aleyhindeki politikaları ve PYD ile ortaklık kurması da İncirlik kartının yeniden açılmasına neden olduğu söylenmişti. (Bkz. http://www.milligazete.com.tr/incirlik_ussu_kapatilacak_mi_tasinacak_mi/446092 )

ABD, Irak’ın Erbil kentinde Saddam Hüseyin döneminden kalan Herir Askeri Havalimanı’nı askeri üsse çevirdi. ABD neden buna gerek duydu? Çünkü Amerika uzun zamandır Ankara’ya güvenmediğini saklamıyor. Hatta 13 Eylül 2014’de Wall Street Journal (WSJ) gazetesi “Ankara artık ABD’nin müttefiki değil” başlıklı analiz bile yayınlamıştı. ABD’nin geçtiğimiz hafta Suriye’ye gerçekleştirdiği füze saldırısına alkış tutan Türkiye yönetimi, ivedilikle bu tavrını gözden geçirmeli.

Her ne kadar ABD savaş gemilerinden atılan füzelerin, Beşşar Esad rejimine ait askeri bir üssü hedef almasından kısa süre sonra, açıklama yapan ABD Başkanı Donald Trump, “Suriyeli diktatör Beşşar Esad, korkunç kimyasal saldırıyı gerçekleştirdi. Bu barbar saldırıyla birçok insan ve hatta güzel bebekler yavaş, vahşice ve insafsızca öldürüldü. Esad yardıma muhtaç erkek, kadın ve çocukların canını aldı” dese de, ölen sivillerin, kadın ve çocukların Amerikalı sığır çobanlarının umurunda olduğunu sanmıyorum. Çünkü umurlarında olsa, Japonya’ya atom bombası atmazlar, Vietnam’da binlerce insanı katletmezler, Afganistan ve Irak’ta yüzbinlerce insanı öldürmezlerdi.

ABD’nin amacı Trump’ın iddia ettiği gibi kadın ve çocukların kimyasal silahlarla öldürülmesi falan değil. İki yüzyıllık Büyük Ortadoğu Projesini tamamlamak istiyorlar. Cumhuriyet öncesinde Anadolu’daki misyonları araçlığıyla Ermeni terör örgütlerini Osmanlı idaresine karşı ayaklandıran Amerikalı misyonerlerin günümüzde bu gaye ve hedeflerinden vaz geçtikleri söylenebilir mi? Amerika Türkiye’yi Romanya’dan Kuzey Irak’tan ve Suriye’den çepeçevre kuşatan bir askeri üs ağı kuruyor.

ABD’nin Suriye’deki faaliyetlerini yürüteceği askeri üsler hazırladığı Debkafile isimli sitede yer aldı. Debkafile kamuoyunda her ne kadar İsrail gizli servisi Mossad’a yakınlığı ile tanınsa da, İsrail merkezli ve kaynaklı olmakla beraber teknik ve hukuki bakımdan bir Amerikan sitesidir. Neden mi? Bu site sahipleri, yazarları İsrail vatandaşıdır. Sitedeki yazılar Kudüs’teki bir apartmanda hazırlanır, oradan buradan gelen yazılara buradaki iki editör son şekillerini verirler. Site internet serveri bakımından California’daki bir Amerikan serverini kullanır. ( Bkz. http://www.geocities.ws/sbeskurt/DEBKA.htm )

İşte bu sitede yer alan, ‘US Air Force to quit Incirlik, move to Syria base’ başlıklı haberde, ABD’li inşaat ve mühendislik firmalarının Suriye’de büyük bir hava üssü inşa ettikleri gündeme taşındı. Bu üslerin devreye sokulması uzun süreli çalışmanın ürünü. Trump yönetimi, ABD hava kuvvetlerinin 2002 yılından beri aktif kullanımında olan İncirlik hava üssünü, Suriye’de Kürt kantonlarının bulunduğu bölgede yer alan üslere tahliye etmeyi planlıyor.

Bunlardan ilki, Rakka’nın 40 km batısındaki Tabqa. Diğerleri ise Rmelan bölgesindeki Hacar havaalanı, Qamishli’de (Kamışlı) taşımacılığa hizmet eden ve askeri güç haline getirilen iki küçük havaalanı; Suriye-Türk sınırına yakın Halep kuzeyinde Kürt Kobani bölgesi içindeki bir başka havaalanı. Tabka; ABD askeri yığınağı ve operasyonları açısından stratejik öneme sahip. Tabka üssü DAEŞ’in kontrolündeki Rakkaya’ya düzenlenecek askeri harekât öncesinde ABD destekli Kürt ve Arap aşiretlerinden oluşturulan Suriye Demokratik Güçlerin toplanma noktası.

Rakka harekâtının sonlamasıyla birlikte Tabka’daki üs inşaatı tamamlandığında ABD, Rusların Suriye’de bulundurduğu savaş uçağı ve helikopterlerden iki katı fazlasını konuşlandırmayı planlıyor. Tabqa hava üssünde Mart ayı sonlarında ABD Hava Kuvvetleri Hava Hareketi Komutanlığı tarafından uçağa bindirilen ve indirilen Suriye Demokratik Güçleri görüntülenmişti.

Tabka hava üssü, Musul’daki DAEŞ’ yönelik operasyonlardan sonra ABD komuta merkezince “İncirlik 2” ya da “Qayyarah-2” olarak adlandırıldı. Tabqa hava üssü İncirlik’te bulunan 2,500 Amerikan askeri personelinin buraya taşınması durumunda, onların ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde tasarlandı. Almanlarda Amerikalılar gibi İncirlik’i terk edip Kıbrıs ve Ürdün’de yeni üs arıyor. Almanların İncirlikten çekilme nedeni, Berlin ile Ankara arasında yaşanan kriz. ABD yönetimi ve ordusu, Suriye’deki beş askeri üssü, sözde İslamcı terörle mücadelenin merkezi görüyor. Bu üslerin inşası ve askeri unsurların konuşlandırılması DAEŞ’le yapılacak savaş için gerekli.

Ancak gizledikleri asıl amaçları daha değişik. Öncelikle İran’ın gönderdiği askeri birliklerin ve mühimmatın, kara ve hava yoluyla Şam yönetimine erişimini engellemek istiyorlar. Türkiye’yi ilgilendiren kısmı ise dudak uçuklatan ve böyle dost olmaz olsun dedirten cinsten. NATO müttefikimiz ve bir zamanların stratejik müttefikimiz Amerika, racona ters işler peşinde. Suriye’deki hava üslerini kurmasına neden gösterdiği DAEŞ’le mücadele falan işin hikâyesi, gerçek ise Suriye Kürdistanında -PYD-YPG’nin elinde tuttuğu bölgeleri, Türk ordusuna karşı bir askeri kalkanla donatmak. (Bkz. http://www.debka.com/article/26004/US-Air-Force-to-quit-Incirlik-move-to-Syria-base )

Nasıl yapacak bunu derseniz aşama aşama yapacak derim. Irak savaşı sırasında 36. Paralel’in uçuşa yasaklanması nasıl Barzani’ye devlet kurdurdu ise Suriye’de de ikinci adım aynı olacak. Olur mu hiç demeyin? Olur mu olur? O nedenle Sayın Cumhurbaşkanının, Başbakanın, Dışişleri Bakanının ve Genelkurmay başkanının Safahat’ı yeniden okumaları gerekiyor. Ne diyor İstiklal Marşımızın şairi Mehmet Akif Ersoy; “ Geçmişten adam hisse kaparmış… Ne masal şey! / Beş bin senelik kıssa yarım hisse mi verdi? / “Tarih”i “tekerrür” diye tarif ediyorlar; / Hiç ibret alınsaydı, tekerrür mü ederdi?” Özal’ın yol açtığı süreçten ibret alalım ki, aynı süreç Suriye’de tekrarlanmasın!

Ömür Çelikdönmez
Twitter:@oc32oc39
omurcelikdonmez@hotmail.com

İlgili Yazılar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir