KAFKASSAM – Kafkasya Stratejik Araştırmalar Merkezi

  1. Anasayfa
  2. »
  3. Gündem
  4. »
  5. MİT Şam’da Gözler Erdoğan’da!

MİT Şam’da Gözler Erdoğan’da!

Ömür Çelikdönmez Ömür Çelikdönmez - - 9 dk okuma süresi
267 1

Türkiye’nin derin ve üst aklı Robert Fisk gibi deneyimli bir gazeteciyi bile maymuna çevirdi. Adamın tüm öngörüleri alt üst olduğu gibi bir dediği diğer dediğini tutmuyor. Yani anlayacağınız tam Bakırköylük bir vakıa. Eğer Mazhar Osman yaşasaydı kesin Fisk’e deli raporu verir, gözetim altına aldırırdı. Geçtiğimiz aylarda Türkiye’nin başlatacağı bir savaşta NATO’nun yanında yer almayacağı veya ABD’nin destek vermeyeceği hep gündemdeydi. 3,5 milyon Suriyeli mülteciyi barındıran Türkiye’nin Suriye’de söz hakkının kalmadığı, masadan dışlandığı, kışkırtıcı bir üslupla gündeme taşınıyordu ve bu taşıyıcılardan birisi de Robert Fisk’ti. (Bkz. Ömür Çelikdönmez/ Robert Fisk’ten Suriye Hikâyeleri!/25 Şubat 2016/ http://www.kafkassam.com/robert-fiskten-suriye-hikayeleri.html)

Aylar öncesinde Türkiye’ye kefen biçen Robert Fisk’in soyadı ‘Fısk’ yazıldığında yoldan çıkma, doğru yoldan sapma, iyilik ve güzellikten çıkma, günaha batma, kötülüğe iyice dalma anlamlarına gelir. Aslında çokta yanlış olmaz. İşte bu fısk u fücur Türkiye’nin yüzüne bütün kapıların kapandığını, çıkış yolunun kalmadığını yazıyordu. Türkiye ve Rusya arasındaki buzdağlarının erimeye yüz tutması en çok bu Fisk’i telaşlandırmış. Robert Fisk, Gaziantep saldırısı ve Türkiye-Rusya ilişkileriyle ilgili makalesinde, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad ile olan eski dostluğunu yenileyeceğini belirten Fisk, hükümetin katliama tepkisinin, Erdoğan’ın yabancı düşmanlar listesindeki önceliklerini de gösterdiği görüşünde. “Türkiye’nin kara listesi kendi içinde gariplikler barındırıyor. Türkiye PKK’yı IŞİD’le aynı kara listeye koyuyor. Aynı zamanda Suriye’nin kuzeyinde IŞİD ile savaşan YPG’yi de, PKK ile eş tutuyor. Aynı YPG, ABD’nin havadan desteğiyle IŞİD’e karşı savaşıyor.” diyor ve daha da ilgincinin listede Erdoğan’ın son 4 yıldır yok etmeye çalıştığı Esad yönetimi yok.” belirlemesinde bulunuyor.

Fisk; aklı sıra Erdoğan’a yol gösteriyor. Erdoğan’ın, Gaziantep saldırısıyla ilgili kimi suçlarsa suçlasın, artık normal hale gelen bu vahşetin, kendi vermiş olduğu Suriye Savaşı’na dâhil olma kararının doğrudan sonucu olduğunu görmek zorunda olduğunu belirtiyor. Ona göre “IŞİD ile ‘masa altından yakınlaşan’, Kürtlerle savaşı yeniden başlatan ve eski ortağı- yeni ezeli düşmanı Gülen tarafından planlanan darbe girişiminden sağ çıkan Erdoğan’ın yönettiği Türkiye, Pakistan’ın 1980’lerin başlarında Afganistan’a en çok mücahit gönderen ülke olduğu zamanlardaki haline her geçen gün biraz daha fazla benziyor.” Ve Fisk diyor ki; “Savaş sona erse bile Suriye’nin bir daha asla eski Suriye olmayacağı söyleniyor. Ama gerçek şu ki Türkiye de bir daha eski Türkiye olamayacak. “O gün geldiğinde Türkiye’nin cumhurbaşkanının kim olduğunu görmek ilginç olacak.” (Bkz. Robert Fisk: Erdoğan, Esad ile barışmaya hazırlanıyor/ http://www.bbc.com/turkce/haberler-turkiye-37151)

Fısk’ın ne dediğini anladınız mı? Evvelinde Türkiye’nin Suriye’deki muhaliflere verdiği desteği geri döneceğini yani Suriye’deki kanlı savaşın Türkiye’ye taşınacağını söylüyor. Ahirinde mevcut Türkiye Cumhurbaşkanının değişeceğini belirtiyor. Deyim yerindeyse aba altından sopa gösteriyor. Bunlara sebepte Türkiye’nin Suriye ile ilişkilerini fabrika ayarlarına döndürmek istemesi. Zaten bu konuda sinyali yabancı basın temsilcilerine konuşan Başbakan Binali Yıldırım, “İstesek de istemesek de şu anda aktörlerden biri Esed’dir” açıklamasıyla vermişti. (Bkz. http://www.amerikaninsesi.com/a/turkiye-gecis-doneminde-esat-i-muhatap-alacak/3473102.html)

Hatta Lübnan’da yayınlanan “es-Sefir” gazetesi güvenilir kaynaklara dayanarak MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın Yardımcılarından birinin dün Şam’a giderek, Kuzey Suriye gelişmeleriyle ilgili Suriye hükümet yetkilileri ile görüştüğünü bildirdi. Haseke’de Suriye ordusu ile Kürt YPG güçleri arasında sağlanan ateşkesin kırılgan olduğunu ve bölgenin kaderinin nereye varacağının belli olmadığını belirten es-Sefir gazetesi Suriye’nin kuzeyinde bir Kürt federal yapının ortaya çıkmasının ilk yararının Türkiye ile Suriye makamlarını bir araya getirmesi olduğunu bildirdi. Gazete, Türkiye’nin, İran, Rusya, Irak ve Suriye ittifakının katılma çağrısına çok kısa sürede gizli ve açık olarak olumlu cevap verdiğini ve ilk olarak başbakan Binali Yıldırımın alenen cevap verdiğini ve ikinci aşamada ise MİT Müsteşar Yardımcısını Şam’a göndererek gizli görüşmeler yoluyla bu olaya karşı olumlu yaklaşımını ortaya koyduğunu bildirdi. (Bkz.http://parstoday.com/tr/news/turkey-i34276-es_sefir_mİt_müsteşar_yardımcısı_dün_Şam’da_suriyeli_yetkililerle_görüştü)

Fısk’ı ve diğerlerini kızdıran bir diğer gelişme Mısır Cumhurbaşkanı Abdufettah Es-Sisi’nin, Mısırlılar ve Türkler arasında düşmanlığı gerektirecek bir durum olmadığını belirterek, “Türkiye yöneticilerine gereken zamanı tanıyoruz” demesi. (Bkz. http://www.sondakika.com/haber/haber-misir-cumhurbaskani-sisi-aciklamasi-8717161/) Robert Fisk Suriye’deki terörün bumerang gibi Türkiye’ye döneceğini önceden haber veriyor değil. Bu analizini Gaziantep’teki hunhar katliam sonrası yapıyor. Diyor ki IŞİD terörü Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığından indirecek. Yanisi şu Türkiye’nin kontrol edemediği IŞİD grupları Türkiye’de dudakları uçuklatan terör eylemleri yapacak. İşin acı tarafı ne biliyor musunuz? İçimizdeki İrlandalıların IŞİD grupları ile irtibatlı olarak bu eylemleri mevcut yönetimi yıpratmak amaçlı Türkiye’ye yönlendirmeleri.

Bunları ben uydurmuyorum. Hayal falanda görmüyorum. Kimseye iftira falanda atmıyorum. Genelkurmay İstihbarat eski Başkanı İsmail Hakkı Pekin, TSK’daki cunta yapılanması tarafından düzenlenen darbe girişimiyle ilgili olarak “MİT, FETÖ’cülerin kendi içlerinde olduğunu bilmesine rağmen çalışma yapmadı. Necdet Özel’in önüne bin 200 kişilik liste konuldu ama kumpas davalarındaki gibi bir tasfiye süreci başlatmak istemediğini söyledi” diyor. Pekin, “Türkiye, 4-5 sene sonra çok daha kötü bir iç savaşa yakın bir duruma getirilebilir. Yeniden darbe için ortam yok ama kaos yaratabilirler. Doğu’da PKK terörü, batıda da IŞİD benzeri bir terörle karşı karşıya kalınabilir” iddiasını dile getiriyor. (Bkz. http://tr.abna24.com/service/important/archive/2016/08/22/773566/story.html)

FETÖcü terör örgütü; yuvalandığı TSK, Emniyet ve MİT’teki ajanları aracılığıyla PKK ve IŞİD hücrelerini kullanarak yeni terör eylemleri peşinde. Robert Fisk’ın ve Genelkurmay İstihbarat eski Başkanı İsmail Hakkı Pekin’in söylediklerini PKK’nin üst yapılanması KCK’den Antep saldırısıyla ilgili yapılan açıklama destekliyor. PKK’nin üst yapılanması KCK’den Antep saldırısıyla ilgili yapılan açıklamada, “Bu katliamın MİT yönlendirmesi bir IŞİD katliamı olduğu anlaşılmaktadır” denildi. Bu katliamın MİT yönlendirmesi bir IŞİD katliamı olduğu anlaşılmaktadır. Hakan Fidan iki yıl önce, ‘Suriye’den Türkiye’ye birkaç füze attırırız, Suriye’ye girişin gerekçesini yaratırız’ demiştir. Bu katliam üzerinden uluslararası güçleri ve bazı bölge ülkelerini Suriye’de tampon bölge kurma konusunda baskı altına almaya çalıştığı anlaşılmaktadır” deniliyor. (Bkz. http://rudaw.net/turkish/kurdistan/2108201610)

Cumhurbaşkanı kuşatma altında. Bir tarafta Ak Partili üst yetkililerin, sermaye patronlarının kızlarıyla evlilik yapan FETÖcü damatların diğer tarafta devletin stratejik kurumlarına sızmış ve halen FETÖ terör örgütü ile sözde mücadele eden bürokratların kuşatmasında. Cumhurbaşkanı Türk dış politikasının, komşularla sıfır sorun politikasının çökmesinin ardından sürüklendiği noktada, ‘değerli yalnızlık’ safsatasıyla kendisini yönlendirenlerin kuşatması altında. Tarihe tanıklık ediyoruz. Eğer bu kuşatma yarılırsa Türkiye düzlüğe çıkabilecek! En önemlisi Erdoğan Cumhurbaşkanlığını koruyabilecek!

Ömür Çelikdönmez
Twitter:@oc32oc39
omurcelikdonmez@hotmail.com

İlgili Yazılar

1 Yorum

  1. Zahit Torun - -

    Harika bir yazı. Teşekkür ederiz.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir