KAFKASSAM – Kafkasya Stratejik Araştırmalar Merkezi

  1. Anasayfa
  2. »
  3. Gündem
  4. »
  5. AZERBAYCAN`IN II. MAHMUD`U VE I. PETRO`SU ABBAS MİRZA KACAR

AZERBAYCAN`IN II. MAHMUD`U VE I. PETRO`SU ABBAS MİRZA KACAR

Kafkassam Editör Kafkassam Editör - - 11 dk okuma süresi
455 0

​İran`da Afşar Türklerinden sonra iktidarı ele geçiren Kacar Türkleri (1794-1925) İran ve Azerbaycan tarihinde çok önemli yere sahiptir. Kacar Hanedanlığı`nın kurucusu olan Ağa Muhammed Han Azerbaycan coğrafyasının bir bütün olması ve Rusların işgaline uğramaması için gayret göstermiştir. Kendi çocuğu olmaması sebebiyle kardeşinin oğlu olan Abbas Mirzayı Naib-ül Saltanat tayin etmiştir. Abbas Mirza, Ağa Muhammed Han`ın Kardeşi oğlu Baba Han`la Kacarların Dollu boyundan olan Asiya Hatun`un oğludur. Devle-ti Kacariye`de tatbik edilen “Kacar Yasaları”na esasen tahta çıkacak şehzadenin ana tarafından Kacar boyuna mensup olması gerekiyordu. İşte bundandır ki Ağa Muhammed Han, Abbas Mirza doğar doğmaz ona Naib`ül Saltanat unvanı vermiştir ve onun yetişmesi için özel ilgi göstermiştir. Abbas Mirza Kaçar, küçük yaşta Devlet-i Kacariye`nin ana merkezi olan Azerbaycan valiliğine getirmiştir. Yaşadığı dönemle alakalı İran, Rus ve İngiliz kaynaklarından da anlaşıldığı kadarıyla Abbas Mirza, kritik bir isimdir. İran ve Azerbaycan tarihinde devlet modernleşmesinin ilk mimarıdır. Modenleşmeye dair attığı adımlarla beraber bölge coğrafyası için ilk denilebilecek bir takım faaliyetlerde bulunmuştur. Bu faaliyetler içerisinde en önemli olanı Azerbaycan ordusudur demek mümkündür. Abbas Mirza, kurduğu bu orduyla Azerbaycan`ın bütünlüğü uğrunda mücadele ettiği görülmektedir. İlklerin adamı olarak ortaya çıkan Abbas Mirza, bölgede seküler bir devlet kurma fikriylede ön plana çıkmıştır. Ancak ortaya attığı bu devlet fikri kökleşmiş şia ulemasının baskısına maruz kaldı. Şehzade, bu engeli ortadan kaldırmak için Azerbaycan merkezli din politikası geliştirmek istedi. Özellikle I. Petro reforumlarından ciddi şekilde etkilenen. Abbas Mirza, bu reforumların benzerini Azerbaycan`da uygulamaya çalıştı. 1789 Fransız İhtilali`nden sonra baş veren modernleşme hareketini yakından takip etti. Bütün bu olumlu faaliyetlerine rağmen Kuzey Azerbaycan`ın işgale uğramasına engel olamadı. Ancak, XX. yüzyılda Azerbaycan ve İran`da baş gösteren bütün inkılap ve siyasi hadiselerin temelini atan kişi oldu. Bir sözle Abbas Mirza`ya Azerbaycan`ın II. Mahmud`u ve I. Petro`su diyebiliriz.
Şehzade Abbas Mirza Kacar, 1789 tarihinde İran`ın Larican şehrinde dünyaya geldi. Abbas Mirza, çocukluk yıllarından itibaren, Kacar soyundan olan Kuba Hanı Fetih Ali Han`ın yanına gönderildi. Fetih Ali Han, Kacar tahtına aday olan Abbas`ın talim ve eğitimiyle yakından ilgilendi. Ağa Muhammet Şah Kacar, Abbas Mirza`yı veliahtı tayin ederek ona “naib-ül saltanat” ünvanı verdi. Şehzade, 1799`da Azerbaycan, ardından da 1831`de Horasan valiliği yaptı. Bu dönemlerde baş gösteren Rus-Kacar savaşlarında mücadeleci kimliği ile ön plana çıktı. Abbas Mirza 1804-1813 ve 1826-1828 tarihlerinde Ruslarla yapılan savaşlarda çok büyük yararlılık gösterse de sonuç olarak başarısız oldu.
İran, Rus ve İngiliz kaynaklarından da anlaşıldığı kadarıyla Abbas Mirza İran ve Azerbaycan tarihinde devlet modernleşmesinin esaslarını ilk kez ortaya koyan kişidir. Köken itibariyle Azerbaycan Türkü olan Abbas Mirza, İran`da Türk hakimiyetinin sona ermesiyle (1925) birlikte tarihin karanlığına gömülmüştür. Azerbaycan ve Türk tarihinin önemli ismi olan Abbas Mirza, Osmanlı`da II. Mahmud`un faaliyetlerinin bir benzerini merkezi Tebriz olmak üzere Azerbaycan`da yapmaya çalışmıştır. Fakat bütün bunlara rağmen kendisi Türk dünyasında pek de tanınmamaktadır.
Çarlık Rusyası ve Sovyet yönetimi Azerbaycan Türklerinin önemli devlet adamı olan Abbas Mirza`yı da diğer tarihi şahsiyetler gibi Azerbaycan Türklerinin düşmanı şeklinde tarih yazımına sokmuşlardır. Aynı durum Büyük Türk hükümdarları Nadir Şah ve Muhammed Şah Kacar içinde geçerlidir. Çünkü bu isimler Azerbaycan Türklerinin bir bütün olması için faaliyet göstermişlerdir. Ruslar Azerbaycan tarih yazımında bu tarihi şahsiyetleri işgalci olarak tasvir edip kendilerini kurtarıcı ve koruyucu olarak göstermiş ve asil amaçlarını gizlemeye çalışmışlardır. Maalesef bu çürük ve asılsız tarih yazımı Azerbaycan tarih ve edebiyat sahasını derinden etkilemiş ve günümüze kadar etkili olmuştur.
Kacar devletinin kuzeyindeki Karabağ Hanlığı ve Gürcistan Krallığı merkezi oteriteye tabi olmayıp başlarına buyruk haraket etmeleri ve Kafkasya`ya göz dikmiş Ruslarla işbirliği yapmaları Ağa Muhammed Şah Kacar`ın bu bölgelere seferler düzenlemesine sebep olmuştur. Abbas Mirza`da Kuzeydeki Azerbaycan topraklarını bir arada tutmak ve Rusları bölgeden uzaklaştırmak için pek çok seferler düzenlemiş ve mücadeleler vermiştir. Sırf bu yüzdendir ki Ağa Muhammed ve Abbas Mirza gibi Azerbaycan Türklerinin unutulmaz kahramanları Ruslar tarafından yabancı, işgalci ve Azerbaycan Türklerinin düşmanları olarak ifade edilmiştir.
Rus işgaline karşı kahramanca direnmiş, toprağı ve milleti uğrunda şehit düşmüş Kacar Türklerinden Gence hanı Cevad Han Azerbaycan`ın gurur kaynağı ve kahramanlık abidesi olduğu halde, onun hem akrabası hem de müttefiki olan Ağa Muhammetler ve Abbas Mirzalar bu milletin düşmanları olmuştur. Aradaki çelişki akıl almayacak kadar düşündürücü ve elzemdir. Bir ve bütün Azerbaycan`ın varlığı uğrunda mücadele etmiş Azerbaycan Türklerinin kahraman evlatlarına Çarlık Rusyası ve Sovyet tarihçiliğinin yakıştırdığı “Fars İşgalcileri” deyiminin günümüzde de tekrar edilmesi tarihimize ve kahramanlarımıza ihanetten başka birşey değildir.
Abbas Mirza akıllı, cesaretli bir komutan olmakla beraber döneminin de önde gelen aydınlarındandı. O, batı dillerini bildiği için Avrupa`da cereyan eden hadiseleri yakından takip etmiştir. Onun ilmi, medeni, iktisadi ve askeri alanlarda hayata geçirdiği ıslahatlar Kacar devletinin inkişafında önem arz etmektedir. İran`a ilk matbaa Abbas Mirza`nın teşebbüsüyle getirilmiştir. O, Fransız kaynakları sayesinde Rusya`nın tarih ve coğrafyasını çok iyi öğrenmiş, I. Petro döneminden XIX. yüzyılın başlarına kadarki Rusya`nın dahili ve harici siyasetini inceliklerine kadar araştırmış ve tahliller yapmıştır. Abbas Mirza`nın elde etiği bu tecrübeler daha sonra Ruslarla yaptığı savaş ve anlaşmalarda işine yaramıştır. Ancak 1811 yılında İngilizlerle Ruslar arasında imzalanan dostluk ve birliktelik anlaşmasından dolayı yalnız kalmış ve başarısız olmuştur.
Fransız elçi Jober Paris`te çıkan “Klub” gazetesinde Abbas Mirzayla bağlı yayınladığı makalelerinde şehzadenin sarfetmiş olduğu şu sözlere yer vermiştir:
“Petro Rusya`da tahtından inip sanat öğrenmek için Avrupa`ya gitti. Ben de eğer vazifelerimi bırakıp Avrupa`ya gidebilseydim çok güzel olurdu. Orada yeni ilimler ve sanat öğrenirdim, daha sonra döner öğrendiklerimi tatbik ederdim. Lakin babam bana öyle bir vazife vermiş ki onu bırakıp bir yere gidemiyorum. Ancak ben kendi yerime ilim ve sanat öğrenmek için Avrupaya çok sayıda talebe göndereceğim.”
Abbas Mirza, şarkta ilk kez seküler bir devlet kurmak istemiş, fakat Fars milliyetçiliği merkezli şii mollaların itirazıyla karşılaşmıştır. Şehzade buna karşılık olarak Azerbaycan merkezli din projesini geliştirmeyi düşünmüştür. Bu doğrultuda özellikle de Rus İmparatoru I. Petro`nun reformlarından ciddi şekilde etkilenmiş, onun sakal inkilabını Azerbaycan`da uygulamak istemiştir. Bu uygulamaları ilk önce Azerbaycan ordusunun askerleri üzerinde tatbik etmiş, herkese Avrupalılar gibi sakallarını kesmelerini emretmiştir. Şehzadenin bu uygulamaları din adamlarını rahatsız etmiş, ona karşı karalama propagandası başlatmışlardır.
Abbas Mirza, Devlet-i Kacariye`nin ordusunda görev yapan Fransız subayların ve mühendislerin vasıtasıyla, Fransız devriminin ortaya çıkardığı modern düşünceler ile tanışmış ve bu düşüncelerden fazlasıyla etkilenmiştir. O, bu sebepten dolayı payitahtı Tebriz`e taşımak istemiş, imparatorluğun resmi dilinin Türkçe olması için çaba göstermiş ve seküler bir devlet kurmak istemiştir. Bunun için Azerbaycan`ın askeri, medeni ve iktisadi hayatında modernleşme istikametinde bir çok reform gerçekleştirmiştir. Bütün bunların haricinde Ortadoğu ve Türkistan`la alakalı askeri, diplomatik ve kültürel olarak çalışmalar yapmış, hedefler belirlemiştir. Ancak Şii din adamlarının Fetih Ali Şah Kacar`a baskılar yapması sonucunda şehzedenin görev yeri değiştirilmiş sürekli çatışmaların var olduğu Horasan`a gönderilmiştir. Abbas Mirza, Azerbaycan için hayalini kurduğu düzeni getiremeden 1833 yılında Meşhed şehrinde vefat etmiştir.
Cafer Mustafalı / Marmara Üniversitesi / Genel Türk Tarihi

İlgili Yazılar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir