Azerbaycan ‘hukuki’ olarak kendi toprağı olan ve Ermenistan tarafından ‘işgal altında tutulan’ topraklarını geri almak üzere bir askeri operasyon düzenlemektedir. Öncelikle Dağlık Karabağ’ı çevreleyen 7 rayon geri alınmalıdır ve bu hususta ilerleyiş devam etmektedir. Cebrayil ve Fuzuli büyük çapta anavatana dönmüştür. Ermenistan, Kolektif Güvenlik Antlaşması Örgütü’nü devreye sokmak istemiş ancak Moskova bunu reddetmiştir. Zira mücadele hukuken Azerbaycan topraklarında yaşanmaktadır. Ermenistan topraklarına yönelik bir işgal hareketi söz konusu değildir. Ruslar, her zaman olduğu gibi ‘tek taraflılık’ odaklı bir yaklaşımla iki tarafı masaya oturma yönünde tehditte bulunacaktır. Bunu da çok iyi biliyoruz. Bir yandan Paşinyan’a Batı’ya dönmeme hususunda bir mesaj daha verilirken, diğer yönden de Azerbaycan’a belli bir noktaya kadar müdahale edilmiyor gibi görünüyor. Tabi bunun arkasında Türkiye ile çeşitli coğrafyalarda işbirliği/çatışma eksenli olarak yürüyen ama birbirine bağlı görünen temasın da büyük bir rolü var.
Bu gerçeklik ortada iken ve masa henüz ortaya konmadan Azerbaycan gidebileceği son noktaya kadar gitmeli ve topraklarını geri almalıdır. Tek bir köyü bile özgürleştirmek bir kazanımdır. Kimsenin de bu çabayı ‘ama’ ‘fakat’ ‘olmamalı’ gibi sözcüklerle nitelemesi ya da açıklaması kabul edilemez. Zira söz konusu olan bir işgal ve 27 yıldır BM ve AGİT nezdinde hiçbir gelişme yok.
Göktürk Tüysüzoğlu