KAFKASSAM – Kafkasya Stratejik Araştırmalar Merkezi

  1. Anasayfa
  2. »
  3. Gündem
  4. »
  5. Ayşegül Doğrucan BİLİM ve FELSEFE DİLİ OLARAK TÜRKÇE

Ayşegül Doğrucan BİLİM ve FELSEFE DİLİ OLARAK TÜRKÇE

Kafkassam Editör Kafkassam Editör - - 4 dk okuma süresi
419 0

“Türkçe söz konusu olduğunda göçer sosyolojinin kalıcı eser bırakmamasına yapılan atıf mı diyelim, yoksa rakamların Türkler tarafından nasıl gösterildiğinin bilinmemesi mi diyelim, fark etmeksizin, rakamlar konusunda sadece akıl yürütülebiliyor. O da en tutarlısı ilk beş rakam hakkında ortaya konulan akıl yürütmedir. Arapça’da rakamların yazılış biçimi onların aldığı ismi ve söylenişi etkilemiştir, mesela bir rakamı bir çizgi ile, iki rakamı iki çizgi ile yazıldığı için anlamına uygun söyleyişi barındırmıştır. Görüldüğü üzere yazının veya ifade ediş tarzının dil üzerinde etkisi gözlemlenebilmektedir. Türkçe ise Latin alfabesine kadar, genelde sağdan sola olan harfleri kullanmıştır. Mesela Göktürkçe de veya Uygurca da, sağdan sola okunan bir alfabe düzenine sahiptir. Türkçe de ihtimaldir ki, kendi alfabetik düzenine benzer biçimde bir düşünce akışına ya da yönlendirmesine sahip olmalıdır diye düşünebiliriz. O halde bu akıl yürütmeye uygun olarak sağdan sola sıralandığında “bir” rakamı sağ el serçe parmağına denk gelmektedir, yani en küçük parmaktır (Taştekin, 2016:50). Küçük bir tek çubukla simgelenir, diğer parmaklardan ayrıdır. Ok tutarken kullanılmaz, boşta kalır veya herhangi bir aleti kullanırken de gerekmez. Sadece zor işler için her parmağı kullanmak gerektiğinde kullanılır ve “birlik” kelimesi de herkesin bir işe dâhil olması anlamında, muhtemelen buradan benzerlik ilişkisi kurularak kullanılmaktadır. “İki” kelimesi ise eski Türklerde “eki” kelimesiyle de kullanılır. Ek yani ilave anlamında olup yine sağ serçe parmaktan itibaren sağdan sola sıraladığımızda, serçe parmağın hemen anındaki parmaktır (Taştekin, 2016:50). Muhtemelen “bir”in eki anlamına gelmektedir ve birden yani serçe parmaktan hariç kullanılsa da, serçe parmağın kullanılma çabasında onun da harekete geldiğini, serçe parmağa bağımlı bir kas-sinir sisteminin harekete geçtiğini görmekteyiz ki, bu manada ek manasında kullanılarak “eki” yani “iki” deyişine ulaşmış olabilir. “Üç” rakamı ise elin aynı sırada takibi yapıldığında en uzun ve “uç” veren parmağıdır (Taştekin, 2016:50). “Uç” kelimesinden benzerlik yoluyla türediği düşünülmektedir. “Dört” rakamı ise bu meyanda halk arasında işaret parmağı olarak bilinen im parmağına denk gelmektedir. Dürtme eylemi genelde bu parmak ile yapıldığı için, buradan bu yolla türetildiği düşünülmüştür. “Beş” rakamı ise aynı sıra takip edildiğinde sağ elin en son parmağına tekabül eder ki, bu parmak aynı zamanda “baş” parmak anlamında kullanılır (Taştekin, 2016:50). Muhtemelen “baş” kelimesiyle analojik bir çıkarım üzerinden ilişkilenmiş olabilir.”
Ayşegül Doğrucan

İlgili Yazılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir