Balkan ülkelerinin AB ile ilişkilerde ortak hareket etmesi hedeflendiği AB ile entegrasyon projesinin bir ileriki aşaması yeni bir Yugoslavya. Bu fikir Balkanlarda doğdu ve patent sahibi Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksander Vucic görünüyor. Vučić Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Rusya ve Çin’le işbirliği yürüten Avrupalı bir Sırbistan sözü vermiş, seçimleri kazanmıştı. Avrupa’nın gözünde Sırbistan istikrarın bir teminatı. AB’nin öyle kolay kolay genişlemediği örnekleriyle ortada. Avrupa birliği Sırbistan ve Bulgaristan’ı; Rusya ile Türkiye’nin (dolayısıyla da sığınmacı sorununun) etkilerini belli sınırlar içinde tutmakta önemli rol üstlenebilecek iki ülke görüyor. Sırbistan Cumhurbaşkanı; Balkan ülkelerinin ortak bir ekonomik pazarda buluşturulması, AB’ye girişin ilk adımı olabilir düşüncesiyle bu fikrini formüle etti ve İtalya’nın Trieste kentinde düzenlenen Batı Balkan zirvesinde konunun ilk prensip kararının alınmasını sağladı. Aslında bu formül eski Yugoslavya’nın yeniden doğmasını gerçekleştirebilir. Bu kararın uygulanması hiçte kolay değil çünkü bulunan bu formül tam olarak batı Balkan ülkelerinin Avrupalılar ile yapacağı 30’dan fazla ticari anlaşmanın imzalanmasını gerektiriyor. Bu ara formüle ihtiyaç duyulmasının nedeni; AB, 28 ülkeli birliğini yönetmekte zorlandığı için krizde ve Brexitten sonra yeni balkan devletlerini birliğe almasının zora girmesi.
Bu durumda Brüksel’e bağlı bir Balkan-gümrük birliği çözüm olabilir. Bu şekilde ara çözümün barut fıçısı durumdaki Balkanların yeni üye kabul etmeden sakinleştirilebileceği üzerinde duruluyor. Oluşturulacak gümrük birliği AB’nin zaman kazanmasını sağlayabilir. Bu formül tam olarak batı Balkan ülkelerinin Avrupalılar ile yapacağı 30’dan fazla ticari anlaşmadan oluşuyor. Bu anlaşmayla batı Balkan birliği ve AB’yi bağlamak ekonomik büyümeyi hızlandırabilir. Ayrıca AB, rakip güçlerin etki etmek için mücadele ettikleri Balkanlarda yeni üye almadan gücünü koruyabilir. Balkanlar ekonomik olarak AB için çok önemli olmasa da siyaseten önemli bir rol oynuyor. Balkan ülkelerinin gümrük birliği üzerinden muvazeneli AB üyeliği oradaki barışın teminatı. Brüksele bağlı Balkan-gümrük birliği neden öncelikle Sırplar tarafından sahiplenildi? Belgrad yönetimi suları tersine akıtmanın sihirli formülü üzerinde çalışıyor. Olmayacak duaya âmin denilmeyeceğini bilmediklerinden nasıl Yugoslavya’yı domine ettiyse şimdi de yeni Yugoslavya’yı kurabileceklerini sanıyorlar. Belgrad’ın neden böyle bir planı istediğine gelince; böyle bir durumda Belgrad siyasi ve ekonomik bir ağırlık merkezine dönüşecektir. Arnavutluk, Sırbistan, Bosna, Kosovo, Karadağ ve Makedonya’nın içinde bulunduğu eski Yugoslavya’nın daha fakir ülkelerinin bir arada olduğu bir balkan gümrük birliği oluşumuyla eski Yugoslavya’nın yeniden doğması sağlanabilir mi hep birlikte göreceğiz? (1)
Geçtiğimiz günlerde İtalya’nın Trieste kenti Batı Balkan Zirvesi’ne ev sahipliği yaptı. Arnavutluk, Bosna Hersek, Kosova, Makedonya, Karadağ ve Sırbistan liderleri Avrupa Birliği ile ilişkilerinin geleceğini masaya yatırdı. Zirvede, hâlihazırda uygulamada olan Avrupa Serbest Ticaret Anlaşması’nın (CEFTA) genişletilmesi karara bağlandı. AB Dış İlişkiler Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini, entegrasyon politikalarını desteklemeye devam edeceklerini belirtti: “Batı Balkanlar’ın 6 ülkesi açık bir şekilde Avrupa Birliği ile daha fazla entegrasyon istiyor. Bu bölgedeki nüfu0,s ülkelerinin Avrupa Birliği perspektifini büyük oranda destekliyor. Avrupa Birliği tarafı olarak biz de kapıyı sonuna kadar açık tutmakta kararlıyız. Birliğimizde her biri için gelecek olduğunu garanti ediyoruz. Onlar doğru reformları geçirdiğinde biz de üzerimize düşeni yapacağız.” dedi. Sırbistan’ın yeni Başbakanı Ana Brnabic ise AB ile entegrasyonu Belgrad için stratejik bir öncelik olarak tanımladı: “Sırbistan için ilişki ağımızın genişlemesi stratejik bir öncelik. Avrupa’da bölgesel istikrarın artarak devam etmesi bu strateji için hayati öneme sahip. Bundan dolayı Berlin Süreci’nin bir parçası olduğumuz için çok mutluyuz.” demişti.(2)
Uzun zamandır Balkan ülkelerinin birlikte hareket ettiği görülmüş değildi ve bu sürece nasıl gelindi? Son zamanlarda Batı Balkanlar’da kaygı verici bazı gelişmeler yaşanıyor. Batı basınında bölge konusunda tehlike çanları çalan yazılar çıkıyor. Örneğin 27 Haziran’da Der Spiegel’de “AB geleceği zayıfladıkça Balkanlar’da gerginlikler artıyor” başlıklı uzun bir yazı vardı. 7 Temmuz’da Foreign Affairs’da “Batı Balkanlar nasıl düzeltilebilir?” başlıklı yazı aynı konuyu işliyordu. 2003 Selanik zirvesinde Balkan ülkelerine üyelik vaadi yapılmıştı. Slovenya ve Hırvatistan AB üyesi oldular ve sorunlu bölgenin dışına çıktılar. Arnavutluk, Karadağ, Makedonya ve Sırbistan aday üyedirler ama yakında üye olmaları beklenmiyor. AB perspektifinin zayıflaması ile bölgede sorunlar, riskler artmaya başladı. Her ülkenin kendine özgü sorunları var ama tüm bölgeden tehlike sinyalleri geldiği bir gerçek. Bölgeyi geçmişte kana bulayan etnik milliyetçilik yükselişte. Etnik kimlikler temelinde gerginlikler yaşanıyor ve devletlerin istikrarı sarsılıyor. Kosova’nın nüfusunun yüzde 5’i Sırplardan oluşuyor ve Sırplar Arnavutlarla devamlı gerginlik yaşıyorlar. Bosna’da Boşnaklarla Bosnalı Sırplar devamlı gerginlik içinde.
Makedonya’da Arnavutlar nüfusun yüzde 25’ini oluşturuyor. Kendilerini Arnavutluk ve Kosova’ya yakın hissediyorlar ve zaman zaman iki kimlik arasında gerginlik tırmanıyor. AB perspektifinin uzak tarihlere ertelenmesi ve yükselen etnik milliyetçilik, buna ek olarak yolsuzluk, ekonomik sorunlar bölge için tehlike işaretleri. Etnik milliyetçilik sınırlarla oynamak ister. Bu da genellikle savaşa, felakete yol açar. İtalya Başbakanı adını vermeden Rusya’yı uyararak bölgede jeopolitik gerginlik ve zorluklardan söz etmişti. Bölgenin yavaş yavaş AB’ye entegre olması için uğraşılıyor. Bölgede istikrar Avrupa için de istikrar anlamına gelir. Geçtiğimiz günlerde İtalya’nın Trieste kentinde düzenlenenBatı Balkan Zirvesi’nde Batı Balkanlar’da 80 bin kişiye istihdam olanağı yaratacak 514 milyon Euro’luk bir proje onaylandı. Proje karayolları, demiryolları, enerji projeleri, köprüler gibi altyapı çalışmaları öngörüyor. Tam üyeliğe ulaşmadan sorunlara köklü çözüm bulmak kolay olmayacak. Arnavutların ve Kosovalıların yüzde 80’i AB üyeliğine destek veriyor. Bosna ve Makedonya’da bu oran yüzde 60. Karadağ’da AB üyeliğine destek yüzde 49, Sırbistan’da ise yüzde 40. (3)
Yeni Yugoslavya projesinin şimdiden ölü doğduğu söylenebilir. Çünkü Sırpların diğer etnik toplumlara karşı hiçte iyi sınav vermedikleri Bosna Hersek’teki katliamlarla tarihin tanıklığında tescillendi. Bu açıdan bakıldığında Yeni Yugoslavya’nın Sırplara ihale edilmesi stratejik bir yanlıştır. Bu proje her ne kadar Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksander Vucic tarafından gündem getirilse de Brüksel merkezli bir projedir. Slovenya’da yayımlanan Sol liberal çizgideki Delo gazetesinin “Planladığı enerji ve altyapı projeleri nedeniyle, bölgenin istikrarsızlaşması şu sıralar Rusya’nın işine gelmiyor. Türkiye, kendi sınırları içinde ve komşu ülkelerde yeterince sorunla boğuşuyor zaten. Çin ise sadece kendi ekonomik ve stratejik çıkarları peşinde. Buna karşın Avrupa Birliği bu büyük oyuncuların yol açtığı zorlukları ancak Balkanları jeopolitik bir öncelik haline getirirse aşacaktır. Bu açıdan bakıldığında Berlin süreci, Balkan ülkelerinin katılım aşamasının düzenlenmesine yönelik en önemli bölgesel mekanizma konumunda. Berlin süreci, birbirine bağımlı bölge ülkelerine büyük yardım sağlayabilir, ancak bunun için söz konusu ülkelerin ev ödevlerini yapması gerekiyor.” yorumuna bakıldığında projenin gerçek sahibi net görülüyor.(4)
Not: Almanya’da neşredilen Die Welt gazetesinde Von Boris Kálnoky tarafından kalem alınan ve12.07.2017’de yayımlanan “Warum die EU auf dem Balkan ein Mini-Jugoslawien schafft” başlıklı makaleyi Türkçeye çevirerek okumamı sağlayan Ercan Canbolat’a teşekkürler…
Bakınız:
1- https://www.welt.de/politik/ausland/article166545556/Warum-die-EU-auf-dem-Balkan-ein-Mini-Jugoslawien-schafft.html
2- İtalya Batı Balkan Zirvesi’ne ev sahipliği yaptı 13/07/2017/ http://tr.euronews.com/2017/07/13/italya-bati-balkan-zirvesine-ev-sahipligi-yapti
3– Dr. İsmail Kemal/ Batı balkanlara dikkat/ 26 Temmuz 2017/http://www.abhaber.com/bati-balkanlara-dikkat
4- https://www.eurotopics.net/tr/182469/bati-balkanlar-ab-her-zamankinden-uzak-mi?zitat=182382#zitat182382
Ömür Çelikdönmez
Twitter:@oc32oc39
omurcelikdonmez@hotmail.com