Avraham Şmuleviç: İran hazırlıksız yakalandı
Globalinfo.az, İsrailli tarihçi ve siyaset bilimci Avraham Şmuleviç‘le İran-İsrail savaşı üzerine bir röportaj yaptı.
O röportajı sizlerle paylaşıyoruz:
– İki gün öncesine dönelim. İsrail’in İran’a yönelik ilk saldırısını nasıl yorumluyorsunuz?
– Bu, güç ve kalite açısından eşi benzeri olmayan bir operasyondur. Dünya tarihinde bir ülkenin tüm askeri yönetiminin ilk darbeyle yerle bir edildiği benzer bir olay hatırlamıyorum. Biliyorsunuz ki, bütün bu şahısların ölümleri teyit edilmiş ve tam isabetli vuruşlar yapılmıştır. İran savaşa hazırdı. İslam devriminden bu yana İsrail’in yıkılışına hazırlanıyor. Ancak tüm bunların yeterli olmadığı ortaya çıktı. İran hazırlıksız yakalandı. Raporda, İsrail’i hedef alan büyük nükleer tesisler ve balistik füzelerin İran topraklarına konuşlandırılan insansız hava araçlarıyla imha edildiği belirtildi. Bu, hızlı ve kusursuz bir şekilde gerçekleştirilen bir operasyondur. Bu bakımdan İsrail’i tebrik etmek gerekir.
– İsrail ile İran arasında daha önce de silahlı çatışmalar yaşandı. Bu saldırıda farklı olan neydi?
– İran, ilk başta bir deneme vuruşu olarak İsrail’in savunma gücünü hissetti, ancak şimdi onun geniş çaplı, eşsiz saldırı yeteneğini de hissetti.
– Saldırı olacağı yönünde söylentiler vardı. İran bu saldırıya hazır mıydı? Çok sayıda üst düzey İran askeri personeli ve nükleer bilim insanı öldürüldü. İran Dini Lideri Hamaney’in ikametgahına füze saldırısı düzenlendi. O da hedef mi? Saldırıyla ilgili İsrail istihbaratının faaliyetleri hakkında neler söyleyebilirsiniz?
WhatsApp Görüntüsü 2024 04 14 00.32.59
Binyamin Netanyahu ve Ali Hamaney
– İsrail, İran topraklarında istediği kişiyi veya nesneyi vurabileceğini gösterdi. Soru şu; bu İsrail için gerekli mi, jeopolitik açıdan uygun mu?
Eğer İsrail ve ABD, Hamaney’in sert bir tavır takındığını ve onun iktidardan uzaklaştırılmasının iktidardaki rejimin pozisyonunu değiştireceğini düşünürlerse, o zaman o da yok olacaktır. Hayır, eğer durum böyle değilse, Washington ve Kudüs’teki hükümetler Hamaney’e dokunmayacaklar; çünkü onun görevden alınmasının mevcut gerginliği daha da artıracağını düşünüyorlar. İsrail, Hamaney’in danışmanlarından Ali Şemhani’yi ortadan kaldırdı. İsrail’in bu çalışmaları sürdüreceği anlaşılıyor ancak amaç, nükleer programın yeniden başlatılmasını imkânsız kılacak bir anlaşmaya varmak. Ne İsrail ne de ABD’nin İran’da böyle bir rejim değişikliği hedefi yok. Ancak ABD hükümeti, demokrasi ihraç etme taktiğinden vazgeçtiğini resmen açıkladı. İsrail, kendisine doğrudan tehdit oluşturmadığı sürece hiçbir rejimin iç politikalarına karşı mücadele etmemiştir.
Eğer bu rejimle bir anlaşma mümkün olursa, o zaman İsrail ve ABD İran’ın siyasi liderliğini yok etmeyecektir. Şu ana kadar İsrail’in operasyonunu başarıyla sürdürdüğünü söyleyebiliriz.
– İran, ABD’nin bu saldırıda İsrail’e yardım ettiğini iddia etti. Donald Trump, İran ile müzakerelerden yana olduğunu söylerken, İsrail’e saldırı olması durumunda ABD’nin hem kendisini hem de İsrail’i savunacağını belirtti. Savaşın genişlemesinin bölge üzerinde ne gibi sonuçları olabilir?
– İsrailli ve ABD’li politikacılar bu konuda anlaşmış gibi görünüyor. İsrail ve ABD’nin hedefi yalnızca İran’ın nükleer silah edinmesini engellemek değil, aynı zamanda gelecekte nükleer programına yeniden başlamasını da engellemektir. Trump, açıklamasında, İran’ı uyardığımızı ve eğer bizim şartlarımızı kabul etseydi bunların olmayacağını, askeri saldırıların olmayacağını söyledi. Biz müzakerelerin yeniden başlatılmasını öneriyoruz, eğer müzakereler yeniden başlatılmazsa İsrail, İran bir anlaşmaya varana kadar saldırılarını sürdürecek. Trump’ın söylediklerini diplomatik dile çevirirsek, İran’a önerdiği anlaşma, İran’ın nükleer tesislerinin uluslararası gözlemcilerin kontrolü altında olmasını sağlamayı ve İran’ı gelecekte nükleer programına devam etme imkânından mahrum bırakmayı amaçlıyor. Nükleer üretim alanında çalışan bilim adamlarının yok edilmesi de ona yöneliktir.
– İsrail, saldırıların iki hafta süreceğini duyurdu. İran’dan misilleme saldırısı bekliyor muydu?
– İsrail, önlem amaçlı İran hava savunma sistemlerini, insansız hava araçlarını ve balistik füzelerini imha etti. İran’ın müttefiki olan Husilerin ise bir şey yapması pek mümkün görünmüyor. Lübnan Cumhurbaşkanı, Hizbullah’ın Lübnan’ı bu savaşa dahil etme hakkı olmadığını ve İsrail’e saldırması halinde sert önlemler alacağını açıkladı. Rusya, İsrail’in eylemlerini kınasa da İran’a yardım edemez. İlginçtir ki Ukrayna da İsrail’in bu eylemini kınadı ve bu çok şey anlatıyor. Prensip olarak İran’ın müttefiklerinin yapabileceği bir şey yok. İki hafta içinde, İran’ın tüm altyapısı yok edildikten sonra, ABD yeniden müzakere teklifinde bulunacak ve sonunda İran’la bir anlaşmaya varılarak nükleer programı ortadan kaldırılacak.
– İran’ın İsrail’e yönelik misilleme saldırısını nasıl değerlendiriyorsunuz? Bundan sonraki süreçler nasıl gelişecek?
– Askeri operasyonlar başladığında Netanyahu, operasyonların 20 gün süreceğini açıklamıştı. Savaşın üçüncü gününe girdiğimiz bugün, İsrail askeri yönetiminin seçtiği stratejinin İran’ın tüm askeri altyapısını yok etmeyi hedeflediğini söyleyebiliriz.
B. İran’ın sivil hedeflere yönelik saldırılarını sürdürmesi halinde İsrail’in İran’ın ekonomik altyapısını yok edeceği de belirtildi. İran ise sadece sivil hedeflere saldırıyor ve bunun sonucunda 4 sivilin, hepsinin yaşlı olduğu, öldürülmesi savaş suçu sayılıyor. Güncel bilgilere göre İsrail, dünyanın en büyük doğalgaz sahası olan Pars’ı, İran’ın ana petrol limanını ve diğer tesisleri vurdu. İran ekonomisi çok zayıf, onu yıkmak çok kolay. Bundan sonra da tüm askeri tesislerin yıkımı tek tek devam edecek. İsrail, İran’ın katmanlarını bir “lahana” gibi tek tek soyuyor. Biliyorsunuz ki 20 İranlı general, yani tüm komutanlık ve atom bombası üretim sahasında çalışan 10’a yakın bilim adamı ortadan kaldırıldı, nükleer tesislere yönelik saldırılar gerçekleştirildi ve bu devam edecek. İran’ın hava savunma sistemleri imha edildi.
İsrail Basın Ataşesi’nin açıklamasına göre, İsrail uçakları Tahran semalarında 2,5 saat uçtu. Burası İran’ın başkenti ve çok sıkı bir şekilde savunuluyor. Bu büyük bir başarıdır. İran ise açıkça İsrail uçaklarının düşürüldüğüne dair yalan haberler yayıyor, daha sonra fotoğrafın yapay zeka ile çekildiği ortaya çıktı. İsrail’in hava üstünlüğü tamdır. Belirtildiği üzere İsrail’in stratejik hedefi, İran’ın gelecekte bir daha asla nükleer silah üretememesini sağlamaktır. Amerikalıların İran’a sunduğu anlaşma seçeneği, İran’ın tamamen ABD kontrolü altında olması şeklinde olacak. Yani Trump’ın müzakerelerdeki önerisine göre, İran’ın nükleer silah yapımında kullanılan tesisleri bizzat kendisi sökmesi ve uluslararası veya Amerikalı müfettişlerin denetim yapması gerekiyor. İran’ın nükleer enerji için ihtiyaç duyduğu uranyum yurt dışından sağlanacak ve İran içinde zenginleştirilmeyecek.
İran bu şartları reddetti. Trump da savaş başladığında biz bu anlaşmayı teklif ettik, İran reddetti, şimdi yaptıklarının meyvelerini görüyorlar ama biz müzakereye hazırız demişti. ABD’nin İran’ı anlaşmayı imzalamaya zorlaması ve bu ağır darbelerin ardından İran’ın tüm nükleer altyapısının kontrolünü ele geçirerek gelecekte nükleer silah geliştirmesini engellemesi muhtemel.
– İran’a yönelik saldırılar sonucu nükleer sızıntı olduğuna dair haberler var, doğru mu?
– İsrail basınında yer alan bilgilere göre Azerbaycan, durumu değerlendirmek üzere uzmanlarını güney sınırına gönderdi. Radyasyon arka planını izleyecekler. Herhangi bir sızıntı varsa ilk onlar haberdar olacak. Henüz ciddi bir sızıntı yaşanmadı veya kimse bu konuda bir şey söylemedi. İranlıların bu konuda profesyonel davranmalarını umuyorum, çünkü normlara göre tüm nükleer tesisler askeri veya barışçıl durumlarda, örneğin deprem vb. durumlarda kullanılabilecek şekilde inşa edilmeli, böylece radyoaktif madde sızıntısı olmamalıdır.
Ancak İranlıların bu konuda ne kadar profesyonel olduklarını söylemek zor. Henüz böyle bir bilgi yok ve bunun yaşanmaması için İran’ın ABD ve İsrail’in talep ettiği anlaşmayı imzalaması ve nükleer silahlardan vazgeçmesi gerekiyor. Nükleer sızıntı olursa bu Tahran rejiminin vicdanına yazılacak.
– İsrail’in İran’a yönelik saldırıları Güney Azerbaycanlılar için hangi riskleri oluşturuyor?
– Güney Azerbaycanlılara yönelik tehdit konusunda İsrail sivil hedefleri hedef almıyor. İsrail, İran halkının büyük bir bölümünün Ayetullah rejimine karşı olduğunu ve İsrail’e sempati duyduğunu biliyor. Örneğin, Yahudilere karşı her yıl antisemitizm endeksleri yayınlayan uluslararası bir örgüt olan Azerbaycan ve Gürcistan’ı (bu ülkelerde çok daha düşüktür – ed.) hariç tutarsak, örneğin Ermenistan, Türkiye ve Arap ülkelerinin aksine, İran’daki antisemitizm Ortadoğu’nun en düşüğüdür. İran halkının Yahudilere ve İsrail’e karşı sempati duyduğunu biliyoruz. İsrail ayrıca sivil yapılara zarar gelmemesi için de elinden geleni yapıyor.
Bu konuda doğrudan bir tehlike söz konusu değil. İsrail’in İran muhalefetiyle, rejime muhalif Güney Azerbaycanlılarla da bağları olduğunu biliyorsunuz. Bu açıdan Azerbaycanlıları müttefikimiz olarak görüyoruz.
– Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Trump’la görüşerek savaşın durdurulmasını istedi. Bu konuda fikrinizi belirtmek ister misiniz?
– Erdoğan İsrail’e karşı düşmanca bir tutum sergiliyor. Bu konuda yapabileceği pek bir şey yok. Trump’ın pozisyonuna gelince, bunu zaten söyledim. İsrail’in eylemlerini destekliyor. ABD askeri operasyonlara katılmıyor ancak Tahran’ın daha önce yaptığı, ABD askeri üslerini hedef alacağı yönündeki açıklaması gerçekleşirse Amerikalılar muhtemelen müdahale edecektir. Ama henüz böyle bir şey olmadı.
Gülnar Salimova
Globalinfo.az
Share this content:
Yorum gönder