KAFKASSAM – Kafkasya Stratejik Araştırmalar Merkezi

  1. Anasayfa
  2. »
  3. Gündem
  4. »
  5. Atlantikçi Avrupa’nın sınır güvenliği tehlikede!

Atlantikçi Avrupa’nın sınır güvenliği tehlikede!

Ömür Çelikdönmez Ömür Çelikdönmez - - 8 dk okuma süresi
330 0

“- Ayranı yok içmeye” diye başlayan atasözümüzün kaba kaçabilecek versiyonunun değil de, etik olan “- ayranı yok içmeye gümüş köprü ister geçmeye” varyantının Avrupa Birliğiyle ilişkilerimizde, muhatabımız açısından çokta yerinde olduğunu düşünüyorum. Neden mi? Trump’ın ABD Başkanlığı kampanyası sırasında özellikle Avrupa Birliği ile ilgili söylediklerini yapabilecek olması. Trump; Avrupa Birliği ile müzakere edilen Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı Anlaşması’na (TTIP) karşı çıkıyor. Donald Trump, II. Dünya Savaşı sonrasında küresel güvenliğin temel taşı görülen NATO’yu reddetmiş ve ittifaktaki ABD ortaklarını şaşkına çevirmişti.
NATO ve AB çevreleri, Trump’ın bu çıkışlarının seçim söylemleriyle sınırlı kalmamasından korkuyor. Bu korkuyu en net okuyanların başında Rusya var. Rusya Devlet Duması Dış İlişkiler Komitesi Başkanı Aleksey Puşkov, Donald Trump’ın ABD’nin yeni başkanı olarak seçilmesinden dolayı NATO’da paniğin hakim olduğunu vurgulamaktan kaçınmıyor. (bkz. https://tr.sputniknews.com/abd/201611131025783745-puskov-natoda-trump-panigi-hakim/ ) Nitekim NATO Genel Sekreteri Stoltenberg’ın, The Guardian için kaleme aldığı makalede “AB ve ABD için yola yalnız devam etmek seçenek değil” ifadelerini kullanması tesadüfen değil. NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg Avrupa Birliği ve ABD arasındaki ortaklığın değerinden şüphe etmenin yersiz olduğunu kaydetmekle kalmıyor, AB ve ABD arasındaki ortaklığın son 67 yıl boyunca barış, özgürlük ve refahın kaynağı olduğunu belirtiyor.

Stoltenberg diyor ki, “Bu ortaklık sayesinde Sovyetler Birliği’ni yıldırdık ve soğuk savaşı sonlandırdık. Bu, Avrupa’da entegrasyon sağlayarak bugün sahip olduğumuz eşi görülmemiş bir barış ve varlık ortamını yarattı.” Tehditler arasında saldırgan Rusya’ya, Kuzey Afrika ve Yakın Doğu’daki istikrarsızlığa yer veren Jens Stoltenberg, Doğu Avrupa’ya NATO güçlerini yerleştirmenin meydana gelebilecek tehlikelere karşılık olduğunu belirtmesi, yükselen Avrasya bloku karşısında derin korkunun yansıması. (Bkz. http://www.abhaber.com/52892-2/ ) Avrupa; sınır güvenliğini tehlikede görüyor. Türkiye’de Soğuk Savaş döneminde olduğu Avrupa sınırlarının bekçisi olmaya hevesli değil. Korkunun ecele faydası yok!

Trump’ın Avrupa’daki karşıtları aba altından sopa göstermeyi sürdürüyor. İngiltere’nin önde gelen gazetelerinden The Guardian’ın serbest zamanlı yazarlarından Monisha Rajesh’in “Başkana suikast zamanı geldi” tehditleri, tek başına bir yeltenme olamaz. Her ne kadar Rajesh’in bu ifadelerini içeren skandal sosyal medya paylaşımı kamuoyunda büyük tepkiye yol açsa da; bazı odakların keyiflerinden ağızları kulaklarına varıyordur. Akılları sıra; “Trump’a aklını başına topla, yoksa seni biz bile kurtaramayız” mesajı veriyorlar. Donald Trump’ın seçilmesiyle Avrupa’da güvenlik endişeler aynı kulvarda seyrediyor.
Trump’ın dış politika önceliklerinde, Avrupa güvenliği ve NATO stratejilerinin ilk sıralarda yer almamasının Avrupa’yı daha da yalnızlaştıracağı sürpriz sayılmaz. Beklentilere göre, Trump’ın başkanlığı bir jeopolitik kaymayı tetikleyebilir. Avrupa, 1941’den beri ilk defa altına sığındığı ABD’nin savunma şemsiyesine güvenemez durumda. Şimdi kendi ayakları üzerinde durmak zorunda. Bu nedenle AB kendi Savunma Topluluğunu oluşturmak ve kendi savunma stratejisini geliştirmek için daha fazla bekleyemez. ABnin, kendi ikili ve bölgesel ilişkilerini düzene koymak ve yaymakla işe başlayacak. Baltık ve İskandinav ülkeleri arasında değil, Belçika ve Hollanda; Almanya ve Fransa arasında da bunu yapabilir. Birbirinden bağımsız ilişkiler tek bir Avrupa kumandası altında, ortak bir fon ve savunma tedariki sistemi dâhilinde bir araya gelebilir.
Avrupa Birliği’ne üye ülkelerin dışişleri bakanlarının alelacele Brüksel’de bir araya gelmesini nedeni de bu. Yemekli ‘acil’ toplantının gündemi Amerika Birleşik Devletleri ile ilişkilerin Donald Trump’ın başkan seçilmesinin ardından nasıl bir seyir izleyeceğiydi. Yeni ABD yönetiminden beklentiler konusunda ortak bir tutum belirlenmesi amacıyla düzenlenen toplantıda, Fransa, Macaristan ve AB’den ayrılma kararı alan İngiltere, dışişleri bakanı düzeyinde temsil edilmemesi, aslında birliğin çoktan tarih olduğunu gösteriyor olabilir. Çünkü İngiltere Dışişleri Bakanı Boris Johnson, katılmama kararına ‘toplantının gereksizliğini’ gerekçe gösterdi. AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini, tüm üye devletlerin transatlantik ilişkilerin güçlendirilmesine devam etmede mutabık olduğunu kaydetti, AB ve ABD’nin partner olduğunu, değerler, ilkeler ve çıkarlar temelinde bunun böyle devam etmesini önemsediklerini dile getirdi. Trump, seçim kampanyası sırasında büyük ticaret anlaşmalarına karşı olduğunu söylemişti. Bu nedenle, eğer tamamen iptal edilmezse AB ile ABD arasındaki Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı (TTIP) müzakerelerinin AB için çok zorlu geçeceği öngörülüyor.(Bkz.https://tr.sputniknews.com/rusya/201611141025789218-ab-disisleri-trump-toplanti/)

Avrupa Birliği ülkelerinin yaşadığı korkunun tanıklık eden Euronews muhabiri, Brüksel’deki yemek sonrası, “Dışişleri bakanlarının çoğu; basın ve Avrupa Birliği yetkililerinin sebebi olarak Trump’ın zaferi sonrası ortaya çıkan korkuyu gördüğü bu akşamki yemeğe fazla önem atfedilmemesi için uğraş verdi. Çoğu, Amerika Birleşik Devletleri dış politikasının istikametinin bekleneceğini söylese de örneğin Rusya’yla ilişkiler konusunda fazlasıyla endişe hâkim. Birlik üyesi ülkelerin üzerinde ayrıştığı bir konu bu.” İzlenimlerini paylaştı. (Bkz. http://tr.euronews.com/2016/11/14/ab-disisleri-bakanlari-trump-sonrasi-abd-yi-gorustu )

AB Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker’de, ABD’nin yeni başkanı seçilen Donald Trump’ın göreve başlamasının dünya için ‘iki kayıp yıl’ anlamına geleceğini söyledi. Juncker, “Biz müstakbel başkana Avrupa’nın hangi değerlere dayandığını ve hangi ilkelere göre Avrupa’nın işlediğini öğretmek zorundayız” dedi. Juncker, Trump’ın NATO’yu tartışmaya açarak tehlikeli sonuçları olabilecek sorular ortaya koyduğunu da belirtti. Avrupalılar şimdiden kara kara düşünüyor.(Bkz. https://tr.sputniknews.com/avrupa/201611131025786205-juncker-trump-iki-kayip-yil-uyarisi/ )

Trump’ın başkan seçilmesinden AB yönetimleri hoşnutsuzluklarını ve rahatsızlıklarını saklamıyor. Durum böyleyken AB’nin Türkiye’yi tehdit eden söylemlerine ne demeli? Avrupa Parlamentosu Başkanı Martin Schulz, Trump gailesi dururken aklını Türkiye’ye takmış, “Türkiye idam kararını yeniden uygulamaya koyarsa o zaman kırmızı çizgimizi aşmış olur ve Avrupa Birliği ile müzakere süreci biter” diyor. Cevabını Dışişleri Bkanı Çavuşoğlu verdi vermesine de bir çift lafta ben edeyim; “ Ey kendini bilmez haddini bilmez Martin Schulz, sen mum al derdine yan!” Nasıl ama?

Ömür Çelikdönmez
Twitter: @oc32oc39
omurcelikdonmez@hotmail.com

İlgili Yazılar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir