Belki farkında değiliz, belki de farkındayız. “Ben bırakmam, bırak o gitsin”, “Ben bırakmam, başkası gitsin”, “Ben kalmam, başkası gitsin”, ama “bana iyi gelsin” düşüncesi arşivlenmeli. “Toprağı başkaları alsın, kahramanlıktan söz edeyim”, “Benim çocuklarım değil, başkalarının çocukları savaşa gitsin” ve hatta “Ben hırslarımı ilerleteceğim, ön sırada çıkacağım, payımı paylaşacağım” psikolojisi. fotoğraflar, şehit yerine arkadaşlarımla kendimden bahedeceğim” anlayışı unutulmalıdır. Bireylerin ulusu olmalıyız! Tek bilek olmalıyız! Milleti desteklemeliyiz, vatana yaslanmalıyız, Anavatanı desteklemeliyiz! Her mevkiden temsilcinin çocukları bu ülke için savaşmalı ve ölmelidir. Aksi takdirde pahalı arabalarda, gemilerde, villalarda selfie çekerek lüks yaşantısını teşhir etmemelidir. Vatanın zor gününde kaçıp tehlikeler gitdikden sonra dışarı çıkıp kendini göstermemelidir. Kısacası toplumsal eşitsizliğin önüne geçilmelidir. Savaş durumunda hükümet, muhalefet, millet ve devletin birliği sağlanmalıdır. Bunun için en önemli konulardan biri memur çocuklarının da savaşa katılmasının sağlanmasıdır. Aksi halde “fakirin çocuğu ölür” gibi olumsuz düşünceler hem milliyetçilik hem de devletçilik açısından çok tehlikeli propagandalara dönüşebilir. Örnek olacak kahramanlar daha az olacak, millet savunmasız kalacak ve çok ciddi sonuçlar doğuracak.
Şehitlik kavramı ciddi bir şekilde topluma tanıtılmalıdır. Kimsenin yüksek noktayı ucuzlamasına izin verilmemelidir. Şehitlere neden bu kadar üzülüyoruz? Şehit yaşıyor? Ne de olsa şehidin statüsü yüksek?! Çünkü bütün haylar şehidin tırnağına bile değmez. Bizi üzen, bir zamanlar soframızın kırıntılarını yiyenlerin şimdi küçük çocuklarımızı şehit etmesidir. Her seviyede kararlılık göstermenin ve savaşa kesin olarak girmenin zamanı geldi. Huzurlu bir yaşam, uzürlü bir yaşamdır. “Ya istiklal ya ölüm!” sloganı tüm ulusun diline gelmeli! Tek kelimeyle, ulus bireysel bir ulus olmalıdır!
Doç., doktor, ATIF İslam oğlu İSLAMZADE
e-posta: atif.islamzade@mail.ru