KAFKASSAM – Kafkasya Stratejik Araştırmalar Merkezi

  1. Anasayfa
  2. »
  3. Türkiye
  4. »
  5. Atakan KORO: PARTİLİ BÜYÜKELÇİYİ UĞURLARKEN: YÜKLEM 2

Atakan KORO: PARTİLİ BÜYÜKELÇİYİ UĞURLARKEN: YÜKLEM 2

Kafkassam Editör Kafkassam Editör - - 4 dk okuma süresi
312 0

Küresel salgınla mücadele etmek için uygulanan sert önlemler normalleşme adıyla biraz gevşetilmeye başlayınca, elçi bey de diplomatik koşturmasını kaldığı yerden devam ettirmeye başladı. Üstelik bu koşturmasını sadece diplomatik düzeyde bırakmayıp halka inme tarafında da sürdürüyordu. Halka inme durumu zaten olmazsa olmazdı. Çünki bunu selefleri de yapmıştı ve zamanı gelince halefleri de yapacaktı. Normali de buydu.
Yalnız, bu temasları gerçekleştirirken yirmi yıl sonra yeni genel başkanını seçen Kosova Türkleri’nin en eski partisinin yeni yönetimine hep destek, tam destek sinyallerini de vermeyi ihmâl etmiyordu. Bir önceki genel başkanı hiç desteklemediği ise kamuoyunda konuşuluyor, konuşulmakla kalmıyor biliniyordu da.
Dedik ya, hâlen faâl olan Kosova’nın en eski Türk partisinde yeni genel başkanın seçilmesiyle başlayan değişim, kısa zaman içinde başka değişimlerin olacağının da habercisiydi. Her ne kadar yeni genel başkan partinin herkesi kucaklayıcı bir politika izleyeceğini her seferinde söylese de eski genel başkan yanlılarının partiden ayrılacakları, zamanında parti politikalarıyla ters düşen diğer üst düzey partililerin ise daha önceden ayrılıp başka oluşumlarda yeraldıkları bilinen ve yeralacakları beklenen bir şeydi. Partiden ayrılmayan muhalif kesimin ise etkenden edilgene dönüşeceği ya da dönüştürüleceği tahmin ediliyordu.
Bu sürecin başında tarafsızmış gibi görünmeye çalışan büyükelçi, süreç işlerken tarafını belli etmeye başlamakla kalmamış, sürece bizzat dahil olmuştu. Verdiği demeçlerde “Türkler’e tek parti yeter” dayatmasını tekrar ısıtıyor, görüştüğü kişilere de ısıttığı bu dayatmayı tekrar sunuyordu.
Hâlbuki kendisi buralara adım atmadan yıllar evvel Kosova Türkleri seçimlere üç Türk partisiyle katılmış ve başarılı da olmuştu. İşte yıllar önce “Türkler tek partide birleşmeli” düşüncesi zayıflamaya başlamışken, elçi bey bu düşünceyi tekrar canlandırmaya ve canlı tutmaya çalışıyordu. Ziyaret ettiği ve ziyaretine gelen soydaşlara burada en eski Türk partisi dışında başka bir politik oluşuma gerek olmadığı, böyle bir oluşumun oluşma durumunuysa memnuniyetle karşılamayacakları mesajını alttan alttan veriyordu.
Nitekim öyle de oldu. Partinin yeni yönetimiyle fikir ayrılıklarına düşenler partiden ayrılmaya başlamış ve beklendiği gibi yeni bir oluşum kurmaya girişmişlerdi. Ayrıca partide başlayan tasfiyeden başka üyelerin de nasibini alıp ya iyice susturulacağını ya da partiden ayrılıp yeni oluşumlara yelken açacağını tahmin etmek zor değildi.
Beklenen bu olaylar yaşanmaya başlayınca parti yeni yönetimi, büyükelçi ile beraber “Türkler bölünüyor, bölünmemek için tek parti yeter” düsturuyla harekete geçti. Partiiçi seçim kampanyasındaysa, biz herkesi kucaklayıp kapımızı herkese açacağız, diyerek oy toplayan favori adayların partide iktidara geldikten hemen sonra bu sözlerinde pek durmadığı hatta kısa bir zaman sonra birbirini pasifize etme çalışmalarına başladığı görüldü. Yani iktidarı ele geçirmek için beraber yürüyen ağır toplar şimdi birbirlerine karşı iktidar olmak için uğraşıyordu. Bunlardan hiç şüphesiz daha çok uğraşan büyükelçi ise yaşanan bu nahoş durumdan partiye karşı oluşabilecek izlenimlerin önüne geçmek için âdeta yırtınıyordu…
Atakan KORO Kosova

İlgili Yazılar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir