Ermenistan-Türkiye ilerlemesi, Ermenistan-Azerbaycan normalleşme sürecine olumlu bir etkisi olacak
Antalya Diplomasi Forumu çerçevesinde Ermenistan Dışişleri Bakanı Ararat Mirzoyan, Azerbaycan Dışişleri Bakanı Ceyhun Bayramov ve Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ile görüşmeler gerçekleştirdi.
Mirzoyan, CivilNet’e verdiği röportajda, Türkiye ve Azerbaycanlı mevkidaşlarıyla temasları hakkında konuştu. Barış anlaşması metninin üzerinde uzlaşmaya varılmasından sonra Ermenistan ve Azerbaycan dışişleri bakanları ilk kez bir araya gelmişti. Mirzoyan, barış ve ilişkilerin kurulmasına yönelik anlaşmanın imzalanması, onaylanması ve yürürlüğe girmesinin, ilişkilerin genel olarak düzenlenmesi ve inşasının yalnızca bir başlangıcı olacağını ifade etti.
Dışişleri Bakanı, “Özellikle de, söz konusu anlaşmada bir madde var ki, buna göre anlaşmanın uygulanmasını sürekli izlemek, sorunları yorumlamak ve çözümler bulmak amacıyla ikili bir komisyon kurulması öngörülüyor. Ve elbette ki sorunlar ortaya çıkacak. Tüm çözümlerin bulunabilmesi için birlikte çalışılması gereken belirli bir dönem gerekecek. Dolayısıyla bizim yaklaşımımız şudur: derhal imzalama ve onay sürecine geçmek, ardından kalan meseleleri süreç içinde çözmeye çalışmak,” dedi.
Azerbaycan’ın öne sürdüğü iki önkoşula – AGİT Minsk Grubu’nun feshi ve Ermenistan Anayasası’nın değiştirilmesi – değinen Mirzoyan şöyle konuştu: “Bizim düşüncemiz şu: çatışma, belgede de artık varlığını yitirdiği anda – ki bu, anlaşmanın imzalanmasıyla mümkün olabilir – o andan itibaren çatışma için kurulmuş olan Minsk Grubu’nun varlığını sürdürmesine artık gerek kalmayacak. Biz, bu iki adımı eş zamanlı olarak atmaya hazırız.
Yani, anlaşmayı imzalamak ve ardından AGİT’in diğer ortaklarına, sekreterliğine ve üye ülkelere başvurarak Minsk Grubu’nun faaliyetlerine son verilmesi yönünde ortak bir girişimle hareket etmek. Anayasa meselesine gelince, bu konuda da biz defalarca pozisyonumuzu belirtmişiz. Öncelikle, Ermenistan Anayasasında böyle bir sorun olmadığından eminiz (Azerbaycan’a yönelik toprak iddiası – editörün notu), dahası, asıl sorun Azerbaycan Anayasasında yer alıyor.
Şöyle ki, kendi bağımsızlık bildirilerine yapılan atıf, Ermenistan’a yönelik toprak iddiaları içeriyor. Ayrıca şunu da vurgulamak gerekir ki, bu mesele doğrudan barış anlaşmasının imzalanmasıyla çözülmüş olacak.
“Anlaşma ile birbirimizin toprak bütünlüğünü, Sovyetler Birliği’nin dağılması anında var olan sınırlar çerçevesinde tanıyoruz,” dedi Mirzoyan. Dışişleri Bakanı, Azerbaycanlı mevkidaşıyla yaptığı görüşmenin ardından, bu iki konuda henüz bir ilerleme kaydedilmediğini ve Azerbaycan tarafından anlaşmayı imzalama yönünde bir hazır olma ifadesi gelmediğini belirtti.
Mirzoyan’ın ifadelerine göre, Ermeni tarafı Azerbaycan’a ulaşım yollarının açılmasıyla ilgili somut bir öneri sunmuştur; bu öneri hem Ermenistan’ın bakış açısına uygundur hem de Azerbaycan’ın endişelerini giderici niteliktedir.
“Genel olarak, başlangıçta Azerbaycan tarafında bu teklife az çok olumlu bir tepki gözlemledik. Ancak şimdi bu yaklaşıma karşı daha soğuk bir tutum görüyoruz. Bunun neden kaynaklandığını söylemekte zorlanırım. Fakat teklifin özü şudur: altyapılar üzerinde iki ülkenin egemenliğini koruyarak — yani Ermenistan topraklarında Ermenistan’ın, Azerbaycan topraklarında Azerbaycan’ın egemenliği ve bununla bağlantılı tüm mekanizmalar korunmak suretiyle — Ermenistan, Azerbaycan demiryollarını kullanma imkânı elde ediyor. Yani, mallarını Azerbaycan toprakları üzerinden bir yere gönderebilme veya oradan mal alabilme hakkı. Aynı şekilde Azerbaycan da, Ermenistan’ın demiryolu ağı üzerinden mallar gönderme ve alma imkânı elde etmiş oluyor,” dedi.
Mirzoyan’a göre, onlar açısından açıktır ki, Azerbaycan ile Nakhicevan arasında en kısa demiryolu bağlantısı, Ermenistan’ın güneyinden — Meghri üzerinden geçen hatla — sağlanabilir; aynı şekilde, Nakhicevan üzerinden Ermenistan’ın farklı bölgelerini birbirine bağlayan demiryolu da önemlidir.
Mirzoyan’a göre, bu konuda sınır geçişleri için belirli basitleştirilmiş ve kolaylaştırılmış prosedürler uygulanabilir.
“Örneğin, modern teknolojiler kullanılabilir — elektronik tarayıcılar, gönderilecek malların önceden elektronik beyanı, mühürlü vagonlar ve benzeri yöntemler. Bunlar, fiziksel denetimlerden mümkün olduğunca kaçınmaya olanak tanıyacak mekanizmalar ve araçlardır. Olağanüstü durumlar içinse, üstelik ortaklaşa olacak şekilde, farklı düzenlemeler öngörülebilir. Azerbaycan’ın mal taşımacılığının güvenliğiyle ilgili dile getirdiği endişeleri — ki biz bu endişeleri paylaşmıyoruz — gidermek adına biz, kendi topraklarımızdan geçen yüklerin güvenliğini garanti ediyoruz.
Yine de, olağanüstü durumlar ya da kazalar durumunda maddi tazminat öngören sigorta mekanizmaları da devreye sokulabilir; tıpkı medeni dünyada olduğu gibi. Bence burada belirtilen çerçevedeki daha ayrıntılı çözümler, konunun çözümüne katkı sağlayabilir,” ifadelerini kullandı.
Bu arada, röportaj sırasında hem gazeteci hem de Mirzoyan “barış anlaşması” terimini kullanmışlardır.
Ermenistan-Türkiye ilişkilerine değinen Mirzoyan, Ermenistan-Türkiye işbirliğinin çok daha büyük potansiyellere sahip olduğunu vurgulamıştır:
“Örneğin, biz hava sahası kullanımını, en azından şu anda, aslında çözülmüş kabul ettik. Biz, Margara-Alican sınır altyapısının durumunu ortaklaşa inceledik. Ermeni tarafı orada altyapıların modernizasyonu yönünde çalışmalar yapmış bulunuyor.
Ayrıca, Gümri-Kars demiryolu geçişi ve diğer altyapıların durumu ve değerlendirilmesi konusunda ortak çalışmalar yaptık ve araştırmalar gerçekleştirdik. Bir kararımız var, ve yalnızca birkaç gün önce, farklı bakanlıklardan uzmanlar, Ani tarihi köprüsünün restorasyonu çerçevesinde bir araya geldiler ve vb. Yani, diyebiliriz ki, bazı şeyler gerçekleşiyor.
Aynı zamanda, “Ermenistan ve Türkiye arasında üçüncü ülke vatandaşları ile Ermenistan ve Türkiye’nin diplomatik pasaportu olan vatandaşları için sınırın açılması konusunda bir anlaşmamız olduğunu biliyorsunuz. Bu henüz uygulanmamış durumda. Ancak bu bir süreç, bazı şeyler hızlı ilerliyor, bazı şeyler ise yavaş. Ama şunu söyleyebilirim ki, genel bir anlayış var: diyalog, ilişkilerin tam anlamıyla düzenlenmesi, diplomatik ilişkilerin kurulması ve sınırın açılması üzerine,” dedi.
Buna ek olarak, Mirzoyan, Ermenistan ve Türkiye’nin sadece minimal ilişkiler kurmakla kalmayıp, aynı zamanda önemli devletler arası ticaret, geçiş fırsatları ve enerji alanında ortak projelerin gerçekleştirilmesi konusunda da fırsatlar gördüklerini belirtti.
Mirzoyan, “Şunu da belirteyim ki, uluslararası politikanın bazı konularında bizim duruşlarımız, görülebileceği kadar birbirinden uzak değil. Tam tersine, bazen oldukça yakınlar. Yani işbirliği fırsatları var. Yeniden vurgulamak isterim ki, biz minimal ilişkiler kurmak ve hoşgörü üzerine konuşmuyoruz. Anlayış var ki, çok daha büyük işbirliği potansiyelleri mevcut” dedi.
Bir gazetecinin, Ermenistan-Türkiye ilişkilerinde Ermenistan-Azerbaycan ilişkilerinin normalleşmesi meselesinin gündeme gelip gelmediğini ve Ankara’nın bu konuda nasıl bir yaklaşım sergilediğini sorması üzerine Mirzoyan, Ermenistan-Azerbaycan normalleşme sürecinin, Ermenistan-Türkiye ilişkilerinde, hatta olmasa da ikili gündemin bir parçası, en azından konuşma ve temaslar açısından gündeme geldiğini belirtti.
“Ermenistan-Türkiye diyalogunun bağlamında, anlaşmaların yerine getirilme hızına yönelik olarak Türk tarafı, Ermenistan-Azerbaycan ilişkileriyle bağlantılı bazı sınırlamalar getirmektedir. Bizim yaklaşımımız ise aslında farklıdır,” ifadelerini kullandı.
Dışişleri Bakanı sözlerine ekledi. “Ermenistan-Türkiye ilişkilerinde ilerleme kaydedilmesinin, Ermenistan-Azerbaycan normalleşme sürecine olumlu bir etkisi olacağına inanıyoruz. Her ne kadar sorunlar ve algılarda bazı farklılıklar olsa da, faydalı ve olumlu bir etki yaratma konusunda bir hazırlık görüyoruz.”