KAFKASSAM – Kafkasya Stratejik Araştırmalar Merkezi

  1. Anasayfa
  2. »
  3. Gündem
  4. »
  5. Amerika Irak’ın pimini çekti!

Amerika Irak’ın pimini çekti!

Hasan Oktay Hasan Oktay - - 9 dk okuma süresi
367 0

Amerika Irak’ın pimini çekti!
ömür
Irak’taki gelişmeleri oldukça yakından takip etmeye çalıştığımı söyleyebilirim. Kendime göre oldukça sağlıklı bir network sayesinde veri aktarımı yapabiliyorum. Iraklı farklı etnik topluluklardan birinci elden kaynaklarla bölgeyle ilgili bilgilere ulaştığım gibi açık istihbarat denilen medya takibi ile yaşanan süreci analiz edebildiğimi sanıyorum. Bu çerçevede son bir haftadır yazdıklarıma baktığımda Amerika Başkan Yardımcısı, Joe Biden’ın Bağdat ve Erbil ziyaretinde söylediklerini çok önceden öngördüğümü ifade edebilirim. Bkz. 13 Nisan 2016/ Irak’ta Türkmen federe Devleti mümkün mü?, 26 Nisan 2016/Tuzhurmatu’dan Türkmen federe devletine!, 27 Nisan 2016/Kürdistan İslami Toplum Partisi (Komela) Türkmen düşmanı olamaz!, 28 Nisan 2016/ Misakı Milli’ye giden yol Kerkük’ten Tuzhurmatu’dan geçer!
Irak’taki siyasi kriz Türkiye’yi yakından ilgilendiriyor. Türkmenlerde bu krizin bir parçası ve olası Türkmen Federe Devletinin ilanı bu krizin çözümüyle yakından ilgili. ABD, kukla İbadi/Abadi yönetiminin işbaşında kalmasını çıkarları açısından gerekli görüyor. Hatta Bağdat yönetimini el altında tutabilmek için Irak Kürtlerinin bağımsızlık adımlarına engelliyor. Ama yazın bir tarafa ABD; ne Erbil (Hewler) yönetimini ne de Sadr Hareketini durdurabilir? Kamuoyunun yakından tanıdığı Mukteda El Sadr, dediğini yapar ve İbadi’yi saklandığı duvarların arkasında bulur. Diğer bir gelişme de Erbil yönetiminin bağımsızlığını ilan etmesi olur. Bkz. Ömür Çelikdönmez/kafkassam.com/ 29 Şubat 2016/ Sadr hareketi İbadi hükümetini indirebilir!
Irak yönetimi hükümet sorununu çözemedi. Şii lider Sadr, Başbakan Haydar el Abadi’nin, etnik ve mezhepsel ayrılıkları dengelemek için bazı bakanları teknokratlarla değiştirmesini istiyor. Başkent Bağdat’ta dün parlamentoyu basarak, hükümet binalarının bulunduğu Yeşil Bölge’de oturma eylemi başlatan Şii lider Muktada el Sadr’ın taraftarları, bölgeyi terk etti. El Abadi olayların ardından cumhurbaşkanı, meclis başkanı ve siyasi parti liderleriyle bir toplantı yaptı ve karışıklığın büyümesi durumunda bunun IŞİD’le savaşı olumsuz etkileyeceği uyarısında bulundu. İbadi’nin, İçişleri Bakanı Muhammed el Gabban’a parlamentoyu basan, güvenlik güçlerine ve milletvekillerine saldıran, kamu malına zarar veren Sadr yanlısı eylemcilerin bulunması için talimat verdiği belirtildi. İbadi’nin, ‘söz konusu kişilerin bulunarak yargılanmalarını ve hak ettikleri cezayı almalarını’ istediği ifade edildi. Olayların ardından Bağdat’ta olağanüstü hal ilan edildiği ve sokağa çıkma yasağı getirildiği öne sürülmüş ancak Bağdat’ta operasyonlardan sorumlu komutan Saad Maan, hükümet kontrolündeki Al Irakiye televizyonuna yaptığı açıklamada bu iddiaları yalanlamış ve “Her şey kontrol altında” demişti.
Bağdat yönetiminde Şiilerden sonra ikinci büyük güç kabul edilen Kürtler, hükümet krizinde İbadi ile birlikte hareket ettiklerini gizlemiyor. Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) Başbakanı Neçirvan Barzani, Irak meclisinde meydana gelen olaylara ilişkin tavırlarının net olduğunu belirtti. Barzani, Bağdat’taki merkezi yönetimin yaşadığı sorunlar karşısında Başbakan Haydar el-İbadi’ye destek verdiklerini açıkladı. Baskına uğrayan Irak Parlamentosu’nun Kürt bir güç tarafından korunduğu bildirildi. Irak’ın Kürt Cumhurbaşkanı Fuad Masum, Bağdat’ta yaşanan olaylar üzerine Kürdistan Bölgesi’ne dönüyor. Bağdat’ta parlamentonun basılması üzerine Cumhurbaşkanı Fuad Masum, Kürdistan Bölgesi’ne dönme kararı aldı. Masum, Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) kontenjanından cumhurbaşkanlığı görevine getirilmişti.

ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden’ın Irak temasları sırasında yaptığı açıklamalara bakıldığında Amerika’nın Irak’ın pimini çektiği anlaşılabilir. Nitekim ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden, Irak’ta ABD Büyükelçiliğini ziyaret etti. Biden, buradaki askerlere ve diplomatlara yaptığı konuşmada Irak’ın birliği konusunda tartışma yaratacak açıklamalar yaptı. Biden; “Bugün barışı sağlamaya çalıştığımız tüm yerleri düşünün. Sizi gönderdiğimiz tüm yerleri. Bunlar tarihte suni sınırlar çizdiğimiz, birbirinden tamamen ayrı etnik, dini, kültürel gruplardan suni devletler yarattığımız, ‘Bunu alın. Birlikte yaşayın” dediğimiz yerler.” dedi.

Amerika’nın en çok satan gazetelerinden New York Times, bir yandan Biden’ın sözlerine dikkat çekerken, diğer yandan Bağdat’taki BM ekibinin sessizce ‘Uluslararası toplum Irak’ın bölünmesini nasıl idare eder’ konulu çalışma yürüttüğünü yazdı. Irak’ta ABD yönetimi adına görev yapan Ali Khedery de ‘Tek çare konfederasyon ya da bölünme’ dedi. Biden’ın gezisi çerçevesinde, “Irak, kargaşaya saplanmışken bazıları ülkenin bölünmesi çağrısı yapıyor” başlıklı bir haber yayınlayan New York Times gazetesi bu haberde; Biden’ın 2006’da Irak’ın Kürtler, Şiiler ve Sünniler arasında ayrılmasını savunduğunu hatırlattı. Biden, savunduğu bu öneriyi yine New York Tiems’ta yazdığı bir makalesinde yazmıştı. Gazete yayınladığı haberde bunları da yazdı ve Biden’ın başkan yardımcılığı görevi boyunca ABD’nin Irak’ın bütünlüğünden yana olan resmi politikasını izlediğini de belirtti. Fakat önceki gün ABD elçiliğindeki konuşmasının ise eski önerisini akıllara getirdiğini yazdı.
Oysa Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve beraberindeki Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu ve MİT Müsteşarı Hakan Fidan; ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden ile görüşmüşlerdi. Türkiye Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın; “Suriye’nin toprak bütünlüğü konusunda Amerikan yönetiminin tavrının net olduğunu, herhangi bir bölünmenin asla desteklenmediğini, kuzeyde bir Kürt devleti kurulması gibi bir düşüncelerinin de hiçbir şekilde olmadığını ifade ettikleri” bilgisini paylaşmıştı. Amerikalıların Türklerle ilişkilerde çokta dürüst davranmadıkları bir kez daha anlaşılmış oldu. Ancak Türklerin şok olduğunu söylenebilir mi? Bence hayır neden mi?
Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun çok değil daha bir yıl öncesinde “Türkiye Sykes Picot’un bekçisi değildir” sözleri hatırlanacak olursa, Türkiye’nin kurumsal hafızasından beslenen Irak ve Suriye politikalarının arka planı ve bu konudaki resmi görüşü net şekilde anlaşılabilir. Tuzhurmatu’da yaşanan ve kamuoyuna Şii-Sünni çatışması olarak yansıyan olaylar, kim ne derse desin, Sykes Picot’un ürünü Irak’ın sonunu haber veriyor. Sykes Picot’un bugüne taşıdığı Irak’ı, Şii ve Kürtleri ABD’nin IŞİD düşmanlığında birleştirme projesi de istediği bir arada tutmaya yetmiyor. “Irak artık bir ülke olarak kalamaz, bir arada tutmak mümkün değil” diyen Mesut Barzani’nin öngörüsünde haklı çıktığı ortada. Barzani Irak’ın merkezi üniter bir devlet olarak devam edemeyeceğini söylemişti. Bu gelişme Irak’ın resmen 4’De bölünmesiyle son bulacak: Erbil merkezli Kürdistan Devleti, Basra merkezli Şii Devleti, Kerkük merkezli Türkmen Federe Devleti ve Bağdat merkezli Sünni Arap Devleti.
Ömür Çelikdönmez
Twitter:@oc32oc39
omurcelikdonmez@hotmail.com

İlgili Yazılar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir