KAFKASSAM – Kafkasya Stratejik Araştırmalar Merkezi

  1. Anasayfa
  2. »
  3. Gündem
  4. »
  5. Ali Kemal Erdem: Hizbullahın yüzbin savaşçısı mı var

Ali Kemal Erdem: Hizbullahın yüzbin savaşçısı mı var

Kafkassam Editör Kafkassam Editör - - 10 dk okuma süresi
352 0

Lübnan’da 14 Ekim 2021 Perşembe günü Şii Hizbullah ve Emel Hareketi destekçilerinin Beyrut Limanı’nda geçen yıl meydana gelen patlamayı soruşturan Hristiyan hakim Tarık el-Bitar’ın yerine başkasının atanması talebiyle yaptığı protesto gösterisine kimliği belirsiz kişilerce ateş açılması sonucu 7 kişi ölmüş, onlarca kişi yaralanmıştı.

Olayların ardından silahlı Hizbullah ve Emel milisleri de gövde gösterisi yaparken saldırıdan Samir Caca’nın liderliğini yaptığı Hristiyan Lübnan Güçleri (Kuvvetleri) Partisi’ni sorumlu tuttular.

Partiden yapılan açıklamada, iddialar reddedilerek saldırıyı bizzat Hizbullah’ın kendisinin düzenlediği öne sürüldü.

Hizbullah ve Lübnan Güçleri Partisi, 1975 ile 1990 arasında Lübnan iç savaşının karşıt cephelerde yer alan iki önemli aktörüydü.

Yine iki parti arasında son dönemlerde artan bir gerilim var.

Taraflardan güçlerine dair karşılıklı iddialar

Samir Caca, geçen günlerde yaptığı açıklamada, 15 bin militana sahip olduklarını söylemişti.

Buna cevap veren Hizbullah lideri Hasan Nasrallah ise 100 bin militana sahip olduklarını öne sürerek Caca’ya dikkatli olması uyarısında bulunmuştu.

Karşılıklı gelen açıklamalar şu soruların cevaplarını da merak konusu oldu:

Lübnan’da dışarıdan yansıtıldığı gibi bir iç savaş riski var mı?

Samir Caca’nın iddia ettiği gibi 15 bin kişilik bir silahlı gücü var mı?

Nasrallah’ın ‘100 bin savaşçımız var’ iddiası ne kadar doğru?

Caca, kağıt üstünde daha üstün görünen Hizbullah’a karşı neye güveniyor?

Olası bir iç savaşta dış güçler ya da İsrail, müdahale edebilir mi?

Bu soruları hem bölgeyi hem de iki hareketi de yakından tanıyan gazetecilere sorduk.

Lübnan merkezli Annahar Alarabi’nin haber sitesinin genel yayın yönetmeni Monalisa Freiha, Hizbullah’a yönelik eleştirileriyle tanınıyor.

Freiha, sorularımıza verdiği cevaplarında da Hizbullah’a yönelik eleştirilerini sürdürdü.

“Hizbullah, sahada kazanabilse bile iç savaşın kendi çıkarına olmayacağını biliyor”

Freiha, öncelikle “Lübnan’da iç savaş çıkar mı” sorusuna verdiği cevapta şunları söyledi:

Geçen hafta Lübnan’da iç savaşın anısıyla bağlantılı bir bölgede yaşananlar, iç savaşa ilişkin anıları geri getirdi ve özellikle ülkeyi etkileyen siyasi gerilim ve ekonomik ve mali kriz ışığında, iç savaşın yenilenmesine ilişkin korkuları artırdı. Bununla birlikte içeride en güçlü olan Hizbullah, sahada kazanabilse bile, büyük çaplı herhangi bir iç savaşın uzun vadede kendi çıkarına olmayacağını biliyor. Parti, 2008’de 7 Mayıs olayları olarak bilinen olayda silahlarını içeri çevirdiğinde popülaritesini büyük ölçüde yitirdi ve Suriye savaşına katılımı, direniş sloganının meşruiyetinden geriye kalanları vurdu. İsrail, bu nedenle böyle bir savaşa girmeyecektir.

“Hizbullah, savaşçılarının ve bazı çalışanlarının maaşlarını düşürmek zorunda kaldı”

Freiha, son yıllarda Caca’nın başında olduğu Lübnan Güçleri (Kuvvetleri) Partisi’nin askeri faaliyetine dair hiçbir işaretin ortaya çıkmadığını ancak partinin askeri tarihi göz önüne alındığında eğitimli ve organize bir güce sahip olmasını da engellemediğini belirterek, Nasrallah’ın “100 bin savaşçımız var” iddiasını şöyle değerlendirdi:

Bu sayı için okumalar değişir. Partinin özellikle İran’a uygulanan yaptırımlarla bu sayıda savaşçıyı finanse edemediği görülüyor. Savaşçılarının ve bazı çalışanlarının maaşlarını düşürmek zorunda kaldığı biliniyor, ancak Lübnan ordusunu aşan böyle bir orduyu harekete geçirebilse de tarih, rakamların her zaman kestirici faktör olmadığını gösteriyor. Sosyal medyadaki birçok aktivist bile Nasrallah’a, Filistinlilerin 1967 ile 1975 arasındaki sayısal üstünlüğüne karşı daha az silahlı Hıristiyanların onlarla yüzleşmesini engellemediğini söyleyerek yanıt verdi.

“Hizbullah’ın aşırı gücü tüm Lübnan halkını kışkırtıyor”

Hizbullah’ın sadece Caca ve Hristiyanları değil aynı zamanda Hasbaya bölgesini İsrail’e füze fırlatmak için kullanarak buradaki Dürzileri de kışkırttığını ayrıca daha önce Beyrut’taki Sünnilere silah doğrulttuğunu öne süren Freiha, “Hizbullah”ın aşırı gücü tüm Lübnan halkını kışkırtıyor. Hür Yurtsever Hareket’in (Cumhurbaşkanı Mişel Aun’un partisi) Hizbullah tarafına olan desteği ışığında Samir Caca da Hizbullah’ın sayı ve donanım açısından daha güçlü olduğunu bilse bile, kendini tavanı yükseltmek zorunda buluyor” iddiasında bulundu.

“Aşırı kışkırtmalar olmadıkça Hizbullah iç savaşa girmez”

Şam’da yaşayan Suriyeli gazeteci Sarkis Kassarjian ise sık gittiği Lübnan’daki iç dengeleri yakından takip eden bir isim.

Suriye’deki çatışma sahalarında da Hizbullah’ı yakından gözlemleme şansına sahip olduğundan askeri gücüne dair fikirleri var.

Kassarjian da Freiha gibi yüksek gerilime karşın Lübnan’da iç savaş ihtimalini zor görüyor ve bunu şu nedenlere bağladı:

İç savaş için iki tarafın da savaşmaya niyetli olması lazım. Hizbullah’ın hiçbir şekilde iç savaşa girmeye niyeti yok. Böyle bir şey olduğunda en çok kaybedenin kendisi olacağını biliyor. Sahada ne kadar kazanç elde etse bile bölge siyasetinde iç savaşın kendisine kazancı olmayacağını biliyor. Bu nedenle aşırı kışkırtmalar olmazsa Hizbullah’ın iç savaşa gitmeyeceğini zannediyorum. Lübnan’da da kimse de aşırı kışkırtma yapmaz. Öyle bir niyet yok taraflarda.

Caca’nın “15 bin savaşçısı” muhtemelen partisindeki gençlik tabanı

Caca’nın “15 bin savaşçımız var” açıklamasını değerlendiren Kassarjian, şu iddiada bulundu:

15 bin sayısı muhtemelen partisindeki gençlik tabanı. Lübnan’da her partinin silahlı kolu var. Ancak onların hepsine ne kadar savaşçı denebilir bilmiyorum. Savaşçı belli bir askeri eğitimden geçmiş, belli seviyede silah bilgisi olan ve düzenli taşıyan kişidir. Caca’nın dediği 15 bin kişi profesyonel savaşçı olmaktan ziyade elinde silah olan 15 bin kişidir. Bu güç tansiyonu yükseltebilir ama organize bir güç değildir. Ayrıca Samir Caca, Hristiyanların hepsini temsil etmiyor. Desteği yüzde 50’nin altında. Hristiyan cumhurbaşkanının partisi Hizbullah’ı destekliyor. O nedenle Caca tüm Hristiyanlar adına konuşamaz.

“Hizbullah’ın 100 bin savaşçısı olabilir”

Kassarjian, Freiha’dan farklı olarak hepsi aynı seviyede olmasa dahi “100 bin savaşçımız var” iddiasının doğru olabileceğini düşünüyor.

Bu rakamın önemli bir kısmının eğitimden geçirilmiş, bir kısmının da Suriye’de savaştırılarak deneyim sahibi yapılmış kişilerden oluşabileceğini kaydeden Kassarjian, “Hizbullah, Lübnan’da çok organize. Bir kelimeyle onbinlerce kişiyi sokağa indirip sokaktan çekebilir. Birçok partinin taraftarlarını sokağa indirmemekteki kaygısı geri çekip çekemeyeceğinden emin olmaması. Oysa aynı şey Hizbullah için geçerli değil. Bir kelimeyle onbinlerce insanı sokağa indirebileceği gibi bir emirle çekebilir de” dedi.

“Caca, Hizbullah’a meydan okuyarak gücünü artırmaya çalışıyor”

Buna karşın Hizbullah’ın Lübnan siyasetinde oldukça sabırlı, kolay kolay saldırıya geçmeyen de bir parti olduğunu söyleyen Kassarjian, Caca’nın biraz da bunu bilerek Hizbullah’a meydan okuyarak ülke içinde ve dışındaki çevrelere karşı bir gücünü artırmaya çalıştığını da öne sürdü.

“Sünni ve Dürziler de ikiye bölünmüş durumda, İsrail karışmaz”

Olası bir savaşta Sünniler ile Dürzilerin tavrına dair soruyu da yanıtlayan Kassarjian, her iki grubun da Hristiyanlar gibi kendi aralarında ikiye bölünmüş durumda olduğunu Hizbullah’ı destekleyenleri gibi karşısında olanların da olduğunu kaydetti.

Kassarjian son olarak bir iç savaş halinde İsrail’in Suriye ve İran’ın da olaya karışmasına neden olmamak için çatışmalara dahil olmayacağını çünkü böyle bir durumun İsrail karşıtlığından dolayı Hizbullah’ın konumunu güçlendireceğini öne sürdü.

İlgili Yazılar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir