Osmanlı İmparatorluğu ile 600 yıl dünyayı yöneten, ancak içeride devamlı olarak yıkılmak üzerine oyunların oynandığı imparatorluk sürecinde yaşananaların,imparatorluk içinde kendine yer bulması sonucunda, devletin dinamik yapısına enjekte edilerek sonuca nasıl etki ettiklerinin farkına geç varılması ile ortaya çıkan sonuç Osmanlı İmparatorluğunun yıkılması ile sonuçlanmıştı.
İmparatorluğun izinin bulunduğu her kıtada fetih politikaları üzerine kurulu yönetim tarzını uygulaması ile ortaya çıkan rahat ve istikrarlı yönetim şekilleri İmparatorluğun bölgeden çıkarılması ile nasıl huzursuz ,kaos ve krizlerle dolu bölgeler yaratıldığını ve bu durumun bu gün devam ettiği gerçeğidir.
Sömürgeci yapıların kurduğu yönetimler tarafından yönetilen bu ülkeler aslında kendi milletlerine ve devletlerine hizmet etmeyi değil boyunlarının bağlı olduğu emperyalist devletlere hizmet ettiklerinin bilincine varmalıdırlar.
Dünya üzerinde kaos ve kriz yaşanan bölgelerin çoğunluğunun müslüman ülkelerin topraklarının bulunduğu bölgeler olduğunu gördüğümüzde ne zaman güneş tekrar doğudan yükselecek diye düşünmekteyiz.
Gelişen teknoloji ile bilgiye ulaşmanın kolaylaştığı ancak bir o kadar da kirli ve yanlış bilgilerle dolu yaşam düzeni üzerinden insanların yönetildiği yeni dünya düzeninde, ülke yönetimlerinin ne zaman gerçek hak sahiplerine teslim edileceği soruları ile beraber hak arama süreçleri dahilinde emperyalist ülkelere karşı seslerin yükselmeye başladığı dönem olarak da görmekteyiz.
Bölgemizde Irakla başlayan Suriye ile devam eden Libya ile kutuplaşmanın netleştiği ülkeler açısından vekalet savaşlarından , ülkeler savaşına doğru yöneldiği son durumla beraber pandemi etkisinde olmalarına rağmen kendi insanlarını ölüme terk eden sözde medeni ülkeler asla sömürgeci politikalarından vazgeçmediklerini Libya üzerindeki son gelişmelerle görmekteyiz.
Küresel enerji şirketlerinin devlet yönetimleri üzerindeki etkilerinin en açık şekilde ortaya çıktığı enerji yataklarından asla vazgeçmeyeceklerini ortaya koydukları bölgemizde, huzur nasıl gelecek,
Azerbaycandaki son gelişmeleri dikkatle inceldiğimizde Tomur bölgesinin Türkiye ile hem karadan hemde enerji nakil yollarının geçtiği stratejik bir nokta olduğu ,bu nedenle bilinçli şekilde seçildiği görülmektedir.
Türkiye doğalgaz ihtiyacının çoğunu artık Azerbaycan’dan karşılamaktadır.
Rusya pazar kaybından ve gelecek pazar paylarını kaybetmek istemediği için Ermenistan’a destek vermekte ve ABD dahil enerjinin kontrollünün asla başka ülkelere geçmesini istememektedir.
Azerbaycan doğal gazının AB de büyük pay alması, Avrupa’da artık bir pazara sahip belirleyici aktör olması sebep olacağından Avrasya’da güç olarak gelecek dönemde güçlenmesini istememektedir.
Tovuz bölgesi özellikle seçilen bir bölge olduğunu stratejik öneme sahip olup ,Türkiye ve Azerbaycan için ; TANAP doğalgaz-BTC petrol boru hattı ve Bakü-Tiflis-Kars demiryolu ve
Türkiye ile bağlantılı karayolu Gürcistan üzerindeki bağlantısı buradan geçmektedir.
Güç bölgesi denklemindeki gösteri , daha önce vekalet savaşları ile devam ederken, şimdi küçük ülkeler üzerinden yeni uygulama ile karşımıza çıkmaktadır.
Türkiye-Rusya karşı karşıya gelirken Rusya kayıp eden olacağını görmemektedir.
Türkiye’nin etrafını çevrelerken kendi etrafının da ABD tarafından çevrelendiği Polonya’ya asker kaydırarak ABD yönetimi göstermektedir.
Libya, Azerbaycan-Ermenistan cephesine taşınırken Rus ekonomisi ne kadar dayana bilecektir.
Rusya ve Fransa Ermenistan’ın yanında olurken, Fransa ile yol alması tarihindeki Fransa politikalarından ders almadığını göstermektedir.
Ukrayna’nın Azerbaycan’ı destekliyor olması Kırım dahil Rusya’nın iç bölgelerindeki özerk yapılarında önümüzdeki zaman içinde hareketli olacağını göstermektedir.
ABD ,Rusya nedeniyle Azerbaycan’ın yanında olmasına rağmen teröre ve Ermenistan’ı destekleyen politikalarına devam etmektedir.
Türk Akımı tehlikeye girebilir,
Rusya için büyük pazar kaybına yol açar.
Kafkasyada Ermenistan üzerinden oynanan oyun aslında Rusya için büyük tehdit olarak görülmelidir.
Türk akımına , ABD’nin şiddetle karşı olması ve açıklamalar Türkiye, Rusya ve Azerbaycan dahil bütün ülkeler için tehdit ve kaos demektir.
ABD ,Suriye-Libya, Irak Ermenistan üzerinden yeni cepheler açmak ve Akdeniz’de zor oyunlar ile İsrail işbirliği için Türkiye’ye tehdit göndermekte Azerbaycan sınırında istediğimi yaparım demektedir.
ABD ve Rusya Afrika kıtası ve Kafkasya’da Çin faktörüne karşı öncü stratejiler ile Çin için önemli işbirliğine sahip olan ülkeler üzerinden hem Çin Devletini tehdit ederken hemde diğer ülkeleri bizim ilgi alanımızın dışına çıkamazsınız diyerek tehdit etmektedir.
Enerji ihtiyaçlarının %35 karşıladıkları hürmüz boğazı ve İran üzerinde Çin Devletinin etki ve ilgisi giderek artarken önümüzdeki süreçlerde Asker bulundurma stratejisi ile yeni bir sıcak çatışmaların ve çekişmelerin ortaya çıkabileceği görülmektedir.
Askeri varlığından daha çok ekonomik varlığı ile bölgede etkisini artıran Çin, daha çok dünya genelinde görsel varlığını artırarak cevap vereceği bu dönemde yeni dünya düzeninde etkin rolünü oynamaya devam edeceğini göstermektedir.
Afrika kıtasında her alanda sessiz yatırımları ile varlığını gösteren Çin, devletler ile toplumlar için iş ve istihdam yaratma politikalarını uygularken ,emperyalist ülkelerin buna karşı hamlelerine devam ettikleridir.
AB içindeki çekişmelerle belirleyici politikalar izleme yerine ülkeler kendi çıkarları çerçevesinde politika izleme yolunu seçerek varlıksal kimliklerinden vazgeçmediklerini göstermektedirler.
Sömürgeci ülkeler içinde Fransa’nın ön plana çıkarak AB içinde kendi başına hareket etme,NATO için beyin ölümü gerçekleşti söylemi ile aslında çatırdayan NATO içindeki kriz ve kaoslarıda ön plana çıkararak aslında NATO dahil hiç bir uluslararası kuruluşların etkisinin, öneminin kalmadığınıda ortaya çıkarmasına neden olmuştur.
Fransa, Libya’da hem yıkımın başlangıcında yer alan ülke olurken, bu günde yeniden kurulacak Libya devletinin kurulmasına karşı çıkarak terör devletine verdiği desteği Irak,Suriye ,Asala dahil olmak üzere Libya’da varlığını göstermektedir.
Büyük oyunun kayıp edeninin kendisi olacağını gördüğü için, her alanda Türkiye’ye karşı politikaların ve ülkelerin yanında yer almaktadır.
Vekalet savaşları ile yürüttüğü düşman politikalarını Libya üzerinden,ülkeler üzerine çevirerek konvansiyonel savaş çığlıklarını davet etmektedir. Fransa bilmedir ki;
Dünya eski düzende asla değildir.
Yeni el sıkışmaların olduğu tek elin değil, sayısı belli olmayan değişken ellerin politikaları ile yönetilmektedir.
Dr. Mehmet BOZKUŞ
Siyaset Bilimci