Kazakistan 10 Ocak 2021 Pazar günü Parlamentonun alt kanadını oluşturan Meclisin 7. dönem milletvekillerinin yanı sıra il, ilçe ve beldelerdeki danışma meclisi üyelerini seçmek üzere sandığa gitti. Merkezî Seçim Kurulu 5 Kasım 2020 tarihli toplantısında seçimlere 6 siyasi partinin katılabileceğini duyurmuştu. Bu partilerden biri olan ve muhalefet partisi olup olmadığı Kazak kamuoyunda hâlâ tartışma konusu olan Ulusal Sosyal Demokrat Parti sonradan seçimleri boykot etme kararı aldı. Böylece seçimlere katılan parti sayısı 5’te kaldı.
Siyasi aktivist Janbolat Mamay tarafından kurulan Kazakistan’ın Demokratik Partisi ve Köşe (Sokak) Partileri, Adalet Bakanlığına yaptıkları başvurular onaylanmadığından bu seçimlere katılma hakkını elde edemedi. Köşe Partisi, hükümet tarafından yasaklanmış, radikal muhalefet partisi Kazakistan’ın Demokratik Tercihi (Kazakistannıñ Demokratiyalık Tañdauvı/Demokratiçeskiy Vıbor Kazakstana) Partisinin devamı kabul edildiğinden gerekli onayı alması zaten mümkün değildi. Ülkedeki tek yasal muhalif parti konumundaki Ulusal Demokrat Parti’nin seçimleri boykot kararı alması, seçimlere yalnızca hükümet yanlısı siyasi partilerin katıldığı değerlendirmelerine yol açtı. 2017 yılında kabul edilen yasa değişikliği ile seçimlere bağımsız aday olarak girebilme imkânı da ortadan kaldırılmıştı.
Ulusal Sosyal Demokrat Parti’nin (Jalpıulttıq Sotsial Demokratiyalık Partiya/Obşçenatsionalnaya Sotsial Demokratiçeskaya Partiya) seçimleri neden boykot etti? Fransa’da siyasi sığınmacı olarak yaşayan muhalif Muhtar Ablyazov, Youtube kanalı aracılığıyla taraftarlarına seçimlerde Ulusal Sosyal Demokrat Parti’yi desteklemeleri çağrısında bulundu. Ancak Ulusal Sosyal Demokrat Parti Başkanı Ashat Rahımjanov, Ablyazov’un bu çağrısını provakasyon olarak nitelendirdi ve Ablyazov’un bu çağrısının, partilerinin yasallık statüsünü ortadan kaldırtmayı amaçlayan bir hamle olabileceğini açıkladı. 27 Kasım 2020’de Nur-Sultan’da toplanan USDP Kongresi; 32 boykot, 5 çekimser, 3 karşı oy neticesinde seçimleri boykot kararı aldı. Tek sebep elbette Ablyazov’un provakatif çağrısı değildi. Boykot kararının alınmasında parti liderliğinin, seçim öncesindeki siyasi atmosferde eskiye nazaran bir değişiklik görülmediği ve seçimlere katılmanın pek bir anlam taşımayacağı değerlendirmesinin de etkili olduğu söylenebilir. Buna karşılık Ablyazov ise USDP’nin iktidarın talimatıyla seçimlere girmekten vazgeçtiğini ileri sürerek taraftarlarına bu defa Ak-Jol Partisi’ni destekleme çağrısı yaptı. Ancak bu çağrı, muhalif çevrelerce hükümete yakın bir çizgide siyaset yaptığı savunulan Ak-Jol liderliği tarafından sert bir biçimde reddedildi. Ak-Jol Partisi provakasyon ihtimaline karşı iki aylığına yani Meclis seçimleri sonuçlanana dek partiye yeni üye alma işlemlerini askıya aldı. USDP’nin 2016 yılında yapılan milletvekilli seçimlerinde %1,18 oranında oy alarak meclis dışı kaldığını hatırlatmakta fayda var.
Seçim arifesinde iki partide yaşanan isim değişikliği de enteresan karşılandı. Birlik Partisi isim değişikliğine giderek Adil Siyasi Parti (Adal Sayasi Partiyası); Kazakistan Komünist Partisi ise Kazakistan Halk Partisi adını aldı. Kazakistan Komünist Partisinin adındaki “komünist” kelimesini “halk” kelimesiyle değiştirmesi özellikle dikkat çekici. Seçim öncesinde dikkat çeken bir husus da Parlamentonun Meclis kanadında siyasi partilerin elde edebileceği 98 milletvekilliği söz konusu iken seçime Ak-Jol’un 32, Auıl Partisinin 20, Adal’ın ise 19 sandalye için başvurmuş olmasıdır. Yenilgiyi baştan kabul etmek anlamına gelecek bu tutum gerçekten de ilginçtir.
Merkezî Seçim Kurulunun seçim öncesinde aldığı kimi kararlar da tartışma konusu oldu. Örneğin, oy verme işlemi sırasında herhangi bir yasa dışı eylemde bulunan bir seçmenin fotoğrafını yahut video kaydını çekebilmek için o kişinin rızasının alınması zorunlu kılınmıştır. Seçimlerde sadece tüzüğünde “insanların bireysel hak ve özgürlüklerinin korunması ilkesi”ne yer veren kuruluşlara gözlemcilik yapabilme hakkı tanınmıştır.
Seçimler Demokratik İlkelere Uygun Gerçekleşti mi?
İktidar, seçimlerin barış ve huzur ortamında, uluslararası gözlemcilerin denetiminde ve demokratik ilkelere uygun olarak gerçekleştiğini ileri sürerken muhalefet, seçimlerde çok sayıda kanunsuzluk yaşandığını dile getirmiştir: Kimi bağımsız gözlemcilerin Covid-19 test raporunun olmaması gerekçe gösterilerek evinden çıkarılmaması, bazı oy verme merkezlerinde kameraların poşetlerle kapatılması, sandıklarda yaşanan kanun dışılıklara itiraz eden gözlemcilerin bina dışına çıkarılması vs. Merkezî Seçim Kurulu, muhalif basın yayın organlarında yahut sosyal medyada yer bulan bu türden haberleri “Elimize ulaşan resmî bir itiraz dilekçesi söz konusu değil.” diyerek reddetti. AGİT Gözlemciler Grubun Başkanı Kristian Vigenin ise yaptığı açıklamada; seçimlerin demokratik usul ve teamüllere uygun olarak gerçekleşmediğini, seçimlerde gerçek bir demokratik rekabetin yaşanmadığını, seçim kurullarının yapısının şüphelere yol açtığını, 2013 yılından beri resmî olarak onaylanmış hiçbir yeni partinin bulunmamasının Kazakistan’daki seçimlerin özgür ve serbest bir ortamda yapıldığına dair kuşkular uyandırdığını belirtti. Bilindiği gibi Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde de AGİT gözlemcileri olumsuz bir rapor hazırlamış, bu rapor Tokayev tarafından maksatlı ve politik bulunarak reddedilmişti. “Dempartiya” ve “Oyan Kazakstan” gibi marjinal siyasal gruplarca seçim günü, yaşanan kanunsuzlukları protesto etmek amacıyla çeşitli şehirlerde gösteriler yapıldı. 100’ün üzerinde aktivist polis tarafından gözaltına alındı. Muhalif internet sitelerinde ve sosyal medyada seçimlere yönelik eleştiriler hâlen devam etmektedir.
a href=”https://kafkassam.com/wp-content/uploads/0320F7D4-2410-4514-9650-5CD6B75F3582.jpeg”>
Kaynak: https://www.election.gov.kz/kaz/news/acts/index.php?ID=6195, https://www.election.gov.kz/kaz/news/releases/index.php?ID=6197 https://www.election.gov.kz/kaz/news/releases/index.php?ID=6183
Seçim sonuçlarını inandırıcı bulmayan muhalif çevrelerin itibar ettiği Sanc Araştırma Merkezi (http://sange.kz/), gerçekleştirdiği çıkış anketine göre partilerin aldığı oy oranlarını şu şekilde açıkladı: Nur-Otan %56,4, Ak-Jol %16, Auıl Partisi %12,5, Adal: %12,1, Kazakistan Halk Partisi: % 3, seçimlere katılım oranı: % 45
SEÇİM SONUÇLARININ ANALİZİ
1. Seçimlere Katılım
Merkezî Seçim Kurulunun verilerine göre ülkede kayıtlı seçmen sayısı 11 milyon 915 bin 903 olup bunların 7 milyon 539 bin 280’i sandığa gitmiş, 7 milyon 241 bin 562’si partiler için oy kullanmıştır. Seçimlere katılım oranı ise %63,3’tür. Bu oran, 9 Haziran 2019 tarihinde yapılan Cumhurbaşkanlığı seçiminde %77,5 olarak gerçekleşen katılım oranının oldukça altındadır. Aktöbe (%58,8), Atırau (56,4), Batı Kazakistan (%62,4), Manğıstau (%55) gibi batı eyaletlerinde katılım oranının ortalamanın altında olması özellikle Kazakistan’ın en büyük şehri Almatı’da %30,3, başkent Nur-Sultan’da %45,1, diğer büyük şehir Çimkent’te ise %56,5 düzeyinde kalması bir hayli dikkat çekicidir. Cumhurbaşkanı Kasım Jomart Tokayev’in 2019 Haziran’ında yapılan cumhurbaşkanlığı seçimlerinde nispeten düşük oy oranlarını yine batı eyaletlerinde ve bu üç büyük şehirde almış olması (Manğıstau: %55, Nur-Sultan: %59,19; Almatı: %66,73, Çimkent %67,11) ülkedeki hükümet ve muhalefet desteğinin bölgelere göre dağılımı hakkında bir fikir vermektedir.
2. Muhalefetin Pozisyonu ve Geleceği
Bu seçimler muhalefet açısından kesin bir yenilgi anlamına gelmektedir. Kazak siyasi arenasındaki tek yasal muhalif parti olan Ulusal Sosyal Demokrat Parti, siyasi sığınmacı olarak Avrupa’da yaşayan Muhtar Ablyazov’un hamlesinden tedirgin olarak seçimlere katılmaktan vazgeçmiştir. Hükümet karşıtı kesimlerin zaten güvenilmez bir gözle baktığı bu parti muhalif seçmen nezdindeki kredisini artık tamamen tüketmiştir. Ablyazov ise muhalif grupların önemli bir bölümü tarafından, hükümet politikalarından gayrimemnun kitleleri kendi çıkarları ve hırsları uğrunda kullanmaya çabalayan provakatif bir şahsiyet kabul edilmektedir. Youtube kanalı aracılığıyla yaptığı çağrılar kalabalık kitlelerden karşılık bulamamakta, etkisinin ancak marjinal gruplarla sınırlı olduğu görülmektedir. Kazakistan’daki taraftarlarına kurdurtmak istediği Köşe (Sokak) Partisi, sayıca yeterli destek bulamamış ve yasaklı radikal parti “Kazakistan’ın Demokratik Tercihi”nin bir uzantısı görüldüğünden Adalet Bakanlığından onay alamamıştır. Yine Avrupa’da yaşayan eski başbakanlardan Akejan Kajıgeldin’in, 2018 Nisan’ında Brüksel’de topladığı Yeni Kazakistan adlı forumla muhalif grupları bir araya getirme çabası Avrupa Parlamentosunun da desteğine rağmen akim kalmıştır. Doğrudan olmasa da dolaylı olarak Kajıgeldin’e bağlı bir gençlik hareketi olan Respublika da marjinal eylemler dışında bir varlık gösterememiştir. 2019 Haziran’ında başkent Nur-Sultan’da halk ozanı Rinat Zayıtov, Kazak astronot Toktar Ebubekirov, Rısbek Sarsenbay gibi ünlü simaların da katılımıyla toplanan “Halk Kurultayı”nda, Halk Demokrasi Partisi adında muhalif bir parti kurma kararı alınmıştı ne var ki bu girişim de sonuçsuz kaldı. Meclis seçimlerine marjinal grupların gösterdiği tepkiler de halkta taban bulamamıştır. Görünen o ki bütün muhalif kesimleri bir araya getirebilecek güçlü bir siyasal partinin yakın bir gelecekte ortaya çıkması mümkün değildir. ABD’nin yeni başkanı Joe Biden’ın Çin karşısında benimseyeceği dış politika stratejisi ve elbette Bir Kuşak Bir Yol Projesi ile bir küresel hegemonik sistem kurma yolunda hızla ilerleyen Çin’in karşı hamleleri Kazakistan’daki muhalefetin de geleceğinde belirleyici olacaktır.
3. Dariga Nazarbayeva’nın Parlamentoya Dönüşü
Seçim sonucunda Nur-Otan Partisi saflarında Meclise giren milletvekillerinden biri de eski Cumhurbaşkanı ve Nur-Otan Partisi Başkanı Nursultan Nazarbayev’in kızı Dariğa Nazarbayeva oldu. Bilindiği üzere Dariğa Nazarbayeva, 2020 Mayıs’ında Cumhurbaşkanı Tokayev tarafından Senato Meclisi Başkanlığı ve üyeliği görevlerinden azledilmişti. Kendisinin Meclise yeniden dönmesi, Parlamentonun alt kanadının yani Meclisin başkanlığına getirileceği yönünde spekülasyonlara neden olsa da bunlar asılsız çıktı. Nazarbayeva, milletvekilliğinin yanı sıra Meclisin “Ekonomik Reformlar ve Bölgesel Gelişim Komitesi”ne de üye seçildi. Bu arada Parlamento Meclisinin 6. Dönem Başkanı Nurlan Nığmatulin, tek aday olarak girdiği Meclis Başkanlığı seçiminde oy birliği ile seçilerek 7. Dönem’in de başkanı oldu.
4. Hükümetin ve Başbakan Askar Mamin’in Pozisyonu
Nursultan Nazarbayev, Nur-Otan Partisi toplantısında parti başkanı sıfatıyla Askar Mamin’i başbakanlık için yeniden aday gösterdi. Nazarbayev’in teklifi Tokayev tarafından da desteklendi. 7. Dönem Meclisinin 15 Ocak Cuma günü gerçekleştirilen ilk oturumunda oylamaya katılan 99 milletvekilinden 78’i Askar Mamin için evet oyu kullanırken 21 milletvekili çekimser kaldı. Çekimser kalan milletvekillerinin “Ak-Jol” ve “Kazakistan Halk Partisi” üyeleri olduğu önceden yaptıkları açıklamalar dolayısıyla bilinmekte. Kazakistan Anayasası uyarınca Meclis seçiminden sonra hükümetin yeniden oluşturulması gerekiyor. Demek ki 2016-2019 yıllarında Başbakan Yardımcısı olan, 2019 yılı Şubat ayından itibaren ise başbakanlık görevini yürüten Askar Mamin yeni hükümette de bu görevini sürdürecek.
5. Meclisin Yeni Yapısı
Meclis’teki Nur-Otan grubu %70 oranında gençleşti. Milletvekillerinin ortalama yaşı 49 oldu. 65 yaşın üstündeki önceki dönem milletvekilleri tekrar aday gösterilmedi. Kadınlar ve gençler için uygulanan %40 oranındaki kotaya uyularak milletvekillerinin %40’ı kadınlar ve 35 yaş altı gençlerden seçildi. Geçmiş dönemde Meclisteki görüşmeler sırasında uyuklayan yaşlı milletvekillerinin durumu halkın tepkisini çekmişti. Böylelikle halkın güven duyacağı, enerjik bir Meclis profili oluşturulmuş oldu.
Nur-Otan milletvekillerinden 36’sı ön seçim ile belirlenirken 40’ı ise Siyasi Danışma Kurulu tarafından belirlendi.
Önceki Meclis seçimlerinde adaylarda partili olma şartı aranmaz ve bağımsız adaylara seçimlere katılma imkânı tanınırken bu seçimlerde adaylara partili olma şartı getirildi. Yalnızca Meclis seçimlerinde değil, Maslihat (il, ilçe, belde danışma meclisleri) seçimlerinde de aday olacaklarda partili olma şartı söz konusudur.
Ak-Jol Partisi Başkanı Azat Peruvaşev’in 2020 Kasım’ında, yeni döneminde Parlamento Meclisinin yetki alanını genişletecek yasa teklifleri sunacağını belirtmiş olması da önümüzdeki dönemin işaret fişeklerinden. Peruvaşev’in iktidar partisi milletvekili olmadığı, sunacağı yasa tekliflerinin çok da önem taşımayacağı yönündeki değerlendirme, Kazakistan’ın iç politik dengeleri ve gerçekleri ile asla uyuşmaz. Peruvaşev’in, 2006 yılında başında olduğu Azamattık Partiya’dan ayrılıp o dönemdeki adıyla “Halkın Demokratik Partisi-Nur Otan’a geçmesi ve partinin Siyasi Konseyi Bürosu üyesi olarak 2011 yılına kadar görev yapması; ardından 2011 yılında, Kazak siyasetinde bir zamanlar “Genç Türkîler” yakıştırması yapılan Alihan Baymenov, Bolat Abilov ve Oraz Candosov gibi güçlü muhalif figürlerin eş başkanlığını yaptığı Ak-Jol Partisinin başkanlığına seçilerek partiyi hükümete yakın bir siyasi çizgiye taşıması, Peruvaşev’in ciddiye alınması gereken tecrübeli bir siyasetçi olduğunu gösterir.
Bütün bunlar; 2017 Mart’ında yürürlüğe giren, siyasi partiler, Meclis ve Hükümet’in sistem içindeki rolünü güçlendiren ve ülkede parlamenter sisteme geçişin ilk adımları olarak algılanan anayasa değişikliklerinin doğal sonucudur. Nitekim bu değişiklikler, Kurucu Cumhurbaşkanı ve Elbaşı Nursultan Nazarbayev’in 2019 Mart’ında ani bir kararla Cumhurbaşkanlığından ayrılarak yerine Kasım Jomart Tokey’i getirmesini müteakiben, “Nazarbayev, kendinden sonra güçlü bir cumhurbaşkanı istemiyor, bu sebeple 2017 yılında Siyasi Partiler Kanunu’nda yaptırdığı değişikliklerle bugünlerin altyapısını hazırlamış.” şeklinde yorumların yapılmasına neden olmuştu. Güçlü bir siyasi profil olarak Dariğa Nazarbayeva’nın Meclisteki varlığı ve yetkileri artırılmış bir Meclis ile Hükümet, Tokayev’in gücünün dengelenmek istendiği yorumlarına her zaman imkân tanıyacaktır. Nitekim ABD’de yayımlanan The Diplomat adlı dergide çıkan bir seçim analizi yazısında bu yönde görüşler ortaya konmuştur. Hatta siyaset bilimci Kazbek Beysebay ve Viktor Kovtunovskiy gibi analistler Nazarbayeva’nın Tokayev’e karşı bir denge unsuru olarak Meclis Başkanı olabileceğini ileri sürmüşlerdi ancak Nığmatulin’in tekrar meclis başkanı seçilmesiyle bu yöndeki analizler boşa çıkmış oldu.
Ayrıca Tokayev’in yeni seçilen 7. Dönem Meclisinin açılış oturumunda yaptığı konuşmada; seçim barajının %5’e düşürülmesi, oy pusulalarına “Hepsine Karşıyım” seçeneğinin eklenmesi (Bu seçenek 2011 yılı Cumhurbaşkanı seçiminde kaldırılmıştı.), insan hakları komiserliğinin teşkili hakkında özel bir kanun çıkarılması ve aynı hususta, mevcut ombudsmanlık kurumuna işlerlik kazandırılması gibi önerilerde bulunmasından da kendisinin bu söylentilerden rahatsız olmadığı, aksine, parlamenter demokrasiye dönük atılacak adımları desteklediği sonucunu çıkarmak da pekâlâ mümkün.
Son olarak, Kazakistan Halk Asamblesi’nin 351 üyesi tarafından seçilen 9 milletvekilinin halk tarafından değil de bizzat Asamble üyeleri tarafından seçiliyor olmasının özellikle Kazak milliyetçisi çevreler tarafından, antidemokratik olduğu ve devletin üniter yapısını zedelediği gerekçesiyle şiddetle eleştirildiğini de eklemek gerekir.
AHMET SAĞDIÇ
1.https://thediplomat.com/2021/01/dariga-nazarbayeva-headed-back-to-parliament/
2. https://www.azattyq.org/a/31046031.html
3. https://www.azattyq.org/a/kazakhstan-parliamentary-elections-interview-to-victor-kovtunovsky/31038178.html