KAFKASSAM – Kafkasya Stratejik Araştırmalar Merkezi

  1. Anasayfa
  2. »
  3. Gündem
  4. »
  5. Ahmet Hayrettin Sağdıç: TÜRKİSTAN’DA “BÜYÜK OYUN”: ÖZBEKİSTAN’DAKİ OLAYLARIN PERDE ARKASI

Ahmet Hayrettin Sağdıç: TÜRKİSTAN’DA “BÜYÜK OYUN”: ÖZBEKİSTAN’DAKİ OLAYLARIN PERDE ARKASI

Kafkassam Editör Kafkassam Editör - - 33 dk okuma süresi
329 0

Özbekistan Anayasası’nın 66 babının 170 maddesinde gerçekleştirilmesi öngörülen anayasa değişikliği paketi, 25 Haziran’da halkın katkılarına açık bir şekilde kamuoyuna sunuldu. Cumhurbaşkanının yetkilerini güçlendiren ve görev süresini 5 yıldan 7 yıla çıkaran değişiklik paketi yasalaşırsa hâlihazırdaki Cumhurbaşkanı Şevket Mirziyayev’in 4 Aralık 2016’dan bugüne kadarki görev süresi sıfırlanıp 7 yıl için yeniden seçilmesinin önü açılmış olacak. Anayasa değişikliği paketi, Karakalpakistan Cumhuriyeti’nin özerklik statüsünü düzenleyen 17. bap bünyesindeki 70-75. maddelerini de kapsamakta idi. Karakalpakistan Cumhuriyeti’nin mevcut anayasadaki egemenlik haklarını sınırlandıran daraltan değişiklikler, özellikle 74. maddedeki, Karakalpakistan’a bir halk referandumuyla Özbekistan’dan ayrılma hakkını tanıyan fıkranın kaldırılması tepkilere yol açtı.
Olaylar Nasıl Başladı ve Nasıl Sonuçlandı?
Anayasa değişikliği taslağı ilan edildiği gün Karakalpak gazeteci Lalegül Kallıhanova kaleme aldığı makalede anayasa değişikliğine karşı olduğunu açıkladı. (https://makan.uz/kk/article/21969) Kallıhanova polis tarafından gözaltına alındı ve sorgulandı. Karakalpakstan adlı blog yazarı, muhalif hukukçu Davletmurat Tajimuratov, 1 Temmuz 2002 Cuma günü Karakalpakistan Yüksek Konseyi önünde toplanan kalabalığa yaptığı konuşmada, Karakalpakistan’ın idari statüsünü değiştiren anayasa reformu taslağı girişimine karşı, tam bağımsız Karakalpakistan çağrısının yapılacağı bir miting düzenlemek için Yüksek Konseye resmî müracaatta bulunduğunu söyleyerek Karakalpakistan’ın bağımsızlığını savunan herkesi, 5 Temmuz akşamı Yüksek Konsey önünde toplanmaya davet etti. (https://www.altyn- orda.kz/kz/karakalpakstanda-5-shildede-ote-aukymdy-dengejde-bejbit-miting-otpek-video/) Tajimuratov, bu olayın ardından güvenlik güçlerince evinde gözaltına alındı. Tajimuratov’un gözaltına alınmasını protesto eden gruplar aynı gün Karakalpakistan’ın başkenti Nukus’ta gösterilere başladı. Özbekistan makamları, anayasa değişikliği teklifinin yanlış anlaşıldığı, Karakalpakistan’ın egemenlik hakkının mahfuz olduğu yönünde açıklamalar yapsa da (https://t.me/iivuz/60544) protestolar, 2 Temmuz günü Şomanay, Şımbay, Moynak gibi diğer şehirlere de sıçradı. Sosyal medya üzerinden örgütlenen protestocularla güvenlik güçleri arasında çıkan çatışmalarda çok sayıda gösterici yaralandı. Karakalpakistan Yüksek Konseyi, protesto gösterilerinin arkasında ülkedeki suç örgütleri ile ülkeye dışarıdan gelen provokatörlerin bulunduğunu vurgulayarak halkı sükûnete ve provokatörlerin oyununa gelmemeye çağırdı. (https://joqargikenes.uz/ru/11171.html) Aynı gün Cumhurbaşkanı Mirziyayev, Nukus’a gidip Karakalpak Yüksek Konseyinde bir konuşma yaptı. Yaptığı konuşmada Konsey milletvekillerine çıkışan Mirziyayev, “Bu teklifi bizzat siz kendiniz hazırlayıp oy birliği ile kabul ettiniz. Neden bana Karakalpak halkının bu anayasa değişikliğine karşı olduğunu bildirmediniz? Karakalpak halkının karşı olduğunu bilseydim, bu teklifi anayasa reformu paketine dâhil etmezdik.” şeklinde konuştu ve Karakalpakistan’ın siyasi statüsünü düzenleyen ilgili maddelerin anayasa değişikliği paketinden çıkarılacağını bildirdi. (https://kun.uz/news/2022/07/02/shavkat-mirziyoyev-konstitutsiyaning-qoraqalpogistonga- oid-moddalarini-ozgartirmaslik-kerakligini-aytdi) Mirziyayev’in konuşması tansiyonu düşürmeye yetmedi. 2 Temmuz günü protestocularla güvenlik güçleri arasında çıkan

çatışmalarda çok sayıda gösterici ve güvenlik gücü yaralandı hatta her iki taraftan hayatını kaybedenler oldu. Ardından Cumhurbaşkanı Mirziyayev, 2 Ağustos 2022 tarihine kadar geçerli olmak üzere Karakalpakistan’da OHAL ilan etti. OHAL ilanından sonra artık barışçıl olmaktan uzaklaşmış olan gösteriler sona erdi. Özbekistan Parlamentosu 4 Temmuz Pazartesi günü Karakalpakistan’la ilgili maddelerin anayasa değişikliği paketinden çıkarılması yönündeki Cumhurbaşkanı kararnamesini onayladı. (https://parliament.gov.uz/ru/events/chamber/38929/) Aynı gün Özbekistan Başsavcılığınca basına verilen brifingde gözaltına alınan gösterici sayısı 516, yaralı sayısı 38’i güvenlik gücü olmak üzere 243, hastanelerde tedavi gören ağır yaralı sayısı 94, ölü sayısı ise 18 olarak açıklandı.
Karakalpakistan’da Yaşanan Olayların Tarihî Arka Planı
1924’te kurulan Karakalpakistan Otonom Bölgesi, 1925 Şubat’ından 1930 Temmuz’una kadar Kazak Otonom Sosyalist Cumhuriyeti’ne bağlı idi. 20 Temmuz 1930’dan itibaren doğrudan SSCB bünyesine bağlandı. 20 Mart 1932’de özerk bölgelikten Rusya Sovyet Federasyonu Sosyalist Cumhuriyeti’ne bağlı “Karakalpak Otonom Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti” statüsüne yükseltildi ve Nukus, ülkenin başkenti oldu. 5 Aralık 1936’dan itibaren ise Özbekistan Sosyalist Cumhuriyeti’ne bağlandı. 14 Aralık 1990’da Karakalpakistan Otonom Cumhuriyeti Yüksek Konseyi, Karakalpakistan’ın tam bağımsızlığını benimseyen bir deklarasyon imzaladı. Deklarasyonla Karakalpakistan’ın devlet statüsü “otonom cumhuriyet”ten daha üst bir konuma yükseltildi, yani diğer Türk cumhuriyetleri gibi Sovyetler Birliği’ne bağlı Karakalpak Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti oldu. 31 Ağustos 1991’den yani Sovyetlerin dağılmasından sonra ülkenin adı “Karakalpakistan Cumhuriyeti” olarak değiştirildi. 11 Kasım 1991’de Dauletbay Şamşetov, Karakalpakistan Yüksek Konseyinin olağanüstü 5. oturumunda Devlet Başkanı seçildi ve 20 Haziran 1992 tarihine kadar bu görevi yürüttü. Şamşetov’dan sonra cumhurbaşkanlığı makamı kaldırıldı. Yüksek Konsey Başkanı, artık Karakalpak Cumhuriyeti’nin en üst düzeyli idarecisi idi. 9 Ocak 1993’te Karakalpakistan ile Özbekistan arasında devletler arası nitelikte bir anlaşması imzalandı. Karakalpakistan, 20 yıl boyunca Özbekistan’ın parçası olacak, daha sonra istediği takdirde bir referandumla Özbekistan’dan ayrılabilecekti. “Referandum temelinde ayrılma hakkı”nın Karakalpakistan Anayasası’nın yanı sıra Özbekistan Anayasası’nda da teminat altına alınmış olması bu anlaşmanın en önemli özelliğidir. Anlaşma 2013’te yenilenmediğinden Özbekistan ile Karakalpakistan arasındaki hukuki durum belirsizliğini korumaktadır.
Anayasa Reformu Paketinde Karakalpakistan’ın Siyasi Statüsünü Düzenleyen Maddeler “Özbekistan Anayasası: XVII. Bap: Karakalpakistan Cumhuriyeti”
70. Madde: Egemen Karakalpakistan Cumhuriyeti, Özbekistan Cumhuriyeti’nin bir parçasıdır. Karakalpakistan Cumhuriyetinin egemenliği Özbekistan Cumhuriyeti tarafından korunur. Tasarı 70. Madde: Karakalpakistan Cumhuriyeti, Özbekistan Cumhuriyeti’nin bir parçasıdır.
Özbekistan Cumhuriyeti Anayasası ve mevzuatı ile sağlanan tüm hak ve özgürlükler Karakalpakistan Cumhuriyeti topraklarında garanti altına alınmıştır.

(70. maddenin 1. fıkrasındaki “egemen ifadesi” cümleden çıkarılmıştır. 2. fıkrada geçen egemenlik vurgusu kaldırılıp hak ve özgürlüklerin garanti altına alındığı belirtilmiştir. Yani Karakalpakistan Cumhuriyeti’nin egemenliği tasarıda sınırlandırılmış hatta kaldırılmıştır.)
71. Madde: Karakalpakistan Cumhuriyeti kendi anayasasına sahiptir.
Karakalpakistan Cumhuriyeti Anayasası’nın Özbekistan Cumhuriyeti Anayasası’na aykırı olması mümkün değildir.
Tasarı 71. Madde: Karakalpakistan Cumhuriyeti kendi anayasasına sahiptir.
Karakalpakistan Cumhuriyeti Anayasası ve kanunları, Özbekistan Cumhuriyeti Anayasası ve kanunlarına aykırı olamaz.
(Bu maddede önemli bir değişiklik olmasa da fıkraya, anayasa kelimesinden sonra “kanunları” ifadesinin eklenmesi Karakalpak egemenliğinin salt Özbekistan Anayasası ile değil, aynı zamanda Özbekistan kanunları ile de sınırlandırıldığı anlamına gelmektedir.)
72. Madde: Özbekistan Cumhuriyeti kanunları, Karakalpakistan sınırları içinde de geçerlidir.
Tasarı 72. Madde: Özbekistan Cumhuriyeti kanunları, Karakalpakistan sınırları içinde de geçerlidir.
Karakalpakistan Cumhuriyeti mevzuatı (yasalar ve yönetmelikler), Özbekistan Cumhuriyeti’nin birleşik hukuk sistemine dâhildir ve Özbekistan Cumhuriyeti mevzuatının ayrılmaz bir parçasıdır.
(Madde’nin birinci fıkrası olduğu gibi muhafaza edilmiş, eskisinde olmayan 2. fıkra eklenmiştir. Karakalpak yasaları ile yönetmeliklerinin Özbekistan Cumhuriyeti’nin birleşik hukuk sistemine dâhil olması ve Özbekistan mevzuatının ayrılmaz bir parçası kılınması, Karakalpak egemenliğinin bu fıkra ile de sınırlandırıldığını ortaya koyar.)
73. Madde: Karakalpakistan Cumhuriyeti’nin toprakları ve sınırları onun (Karakalpakistan Cumhuriyeti’nin) rızası olmaksızın değiştirilemez. Karakalpakistan Cumhuriyeti, kendi idari- bölgesel yapısıyla alakalı meseleleri müstakil olarak çözer.
(73. maddede herhangi bir değişiklik yapılmamıştır.)
74. Madde: Karakalpakistan Cumhuriyeti, Özbekistan Cumhuriyeti bünyesinden Karakalpakistan Cumhuriyeti halkının genel referandumu temelinde ayrılma hukukuna sahiptir. (Bu madde, 9 Nisan 1993’te kabul edilen Karakalpak Anayasası’nda da aynen geçer.)
Tasarı 74. Madde: Karakalpakistan Cumhuriyeti, yasama, yürütme ve yargı yetkilerini kendi topraklarında Özbekistan Cumhuriyeti Anayasası ve kanunları ile Karakalpakistan Cumhuriyeti Anayasası ve kanunlarına uygun olarak kullanır.
Karakalpakistan Cumhuriyeti’nin en yüksek idari şahsiyeti (yöneticisi) Karakalpakistan Cumhuriyeti Yüksek Konsey Başkanı’dır.
(Anayasa değişikliğinin protestolara yol açan en can alıcı maddesi bu maddedir. Açıkça görüldüğü üzere Karakalpakistan’ın sahip olduğu “genel halk referandumu ile Özbekistan’dan

ayrılma hakkı” anayasa değişikliği ile ortadan kaldırılmıştır. Ayrıca Karakalpak Cumhuriyeti’nin yasama, yürütme ve yargı erklerini Özbekistan Anayasası ve kanunlarına uygun olarak kullanabileceği vurgulanmıştır. İkinci fıkra ile Karakalpakistan Cumhuriyeti’nin en yüksek idari şahsiyetinin Yüksek Konsey Başkanı olduğunun vurgulanması önemlidir. Karakalpak Cumhuriyeti’nin en üst düzey yöneticisi eskiden de “Cumhurbaşkanı” değil, Yüksek Konsey Başkanı unvanını taşımaktaydı. Ancak bu fiilî durumun Anayasa’da ifadesini bulması önemlidir.)
75. Madde: Özbekistan ve Karakalpakistan cumhuriyetlerinin kendi aralarındaki münasebetler; Özbekistan ve Karakalpakistan cumhuriyetleri arasında, Özbekistan Cumhuriyeti Anayasası çerçevesinde belirlenen şartnameler ve sözleşmeler aracılığıyla düzenlenir.
Özbekistan ve Karakalpakistan cumhuriyetleri arasındaki anlaşmazlıklar ve uyuşmazlıklar, uzlaşma yolu ile çözülecektir.
Tasarı 75. Madde: Özbekistan Cumhuriyeti, Karakalpakistan Cumhuriyeti’nin kapsamlı sosyal, ekonomik, kültürel, inovatif gelişimi için gerekli mali, maddi, organizasyonel-teknik koşullarını ve diğer koşulları oluşturur.
Karakalpakistan Cumhuriyeti; Özbekistan Cumhuriyeti devlet idaresinin yasama, yürütme ve yargı eklerinin en yüksek organlarında kendi temsilcilerine sahiptir.
(Görüldüğü üzere tasarı madde ile âdeta iki farklı devlet arasında söz konusuymuş izlenimi uyandıran “Karakalpakistan ve Özbekistan cumhuriyetleri arasındaki münasebetler” ibaresi kaldırılmış, ayrıca “Karakalpakistan Cumhuriyeti ile Özbekistan Cumhuriyeti arasında ortaya çıkacak anlaşmazlıklar ile uyuşmazlıklar ve bunların nasıl çözüleceği” ifadesi yeni Anayasa metninden tamamen çıkarılmıştır. Yeni maddenin bu şekliyle de Karakalpak egemenlini sınırlandırdığı söylenebilir.) Kaynak: https://meningkonstitutsiyam.uz/законопроект.pdf
Cumhurbaşkanı Mirziyayev’in açıklamalarına ve Özbekistan basınında çıkan haberlere bakılacak olursa anayasa değişikliği taslağını Karakalpakistan Yüksek Konseyi hazırlamış ve oy birliği ile kabul etmiştir. Karakalpakistan’ın, Özbekistan’ın ayrılmaz bir parçası oluşunu güvence altına alan anayasa değişikliği sürecine halk da teklifleri ile katılım sağlamıştır. Nitekim devlet tarafından açılan https://meningkonstitutsiyam.uz/ sitesine her Özbekistan vatandaşı 5 Temmuz gününe kadar arzuladığı anayasa değişikliği teklifini göndermiştir. Kısacası sürecin gayet demokratik biçimde işlediğini söylemek mümkündür.
Karakalpakistan’la İlgili Anayasa Değişikliği Neden Yapıldı?
Rusya’, Gürcistan’a bağlı Abhazya ve Güney Osetya bölgelerini işgal ettikten sonra bir referandum marifetiyle bu bölgelere bağımsızlık statüsünü kazandırdıktan sonra aynı senaryoyu bu yıl Ukrayna’nın Luhansk ve Donetsk bölgelerinde sahneledi. Beyaz Rusya Cumhurbaşkanı Lukaşenko, 2022 başında Kazakistan’da “Almatı Trajedisi” yaşanırken sıradaki ülkenin Özbekistan olduğunu söylemişti. Özbek yetkililer bu açıklamaya sert tepki göstermişlerdi ancak Lukaşenko yaptığı açıklamada, gelişmelerin kendisini haklı çıkardığının söyledi. Lukaşenko’ya göre Kazakistan’ı karıştıran gizli el elbette Rusya değil, Batılı güçlerdi.

Özbek devlet aklı, Gürcistan ve Ukrayna’dan sonra sıradaki ülke olma ihtimaline karşı Karakalpakistan’ı Özbekistan’ın ayrılmaz bir parçası kılmak ve toprak bütünlüğünü anayasal olarak güvence altına almak için harekete geçti. Karakalpakistan Özerk Cumhuriyeti ile yapılan anlaşmanın süresi 2013 yılında dolduğundan mevcut belirsizliği bir anayasa değişikliği ile ortadan kaldırmak gerekiyordu. Tacikistan’ın Özerk Dağlık Badahşan Bölgesi’nde ortaya çıkan ve kanlı şekilde bastırılan ayrılıkçı isyan da kuşkusuz Özbekistan’ı harekete geçiren sebeplerden biridir. Özbekistan liderliğinin bu anayasa değişikliği için konjonktürün elverişli olduğunu değerlendirdiği anlaşılıyor. Değişiklik paketinin Karakalpakistan’ın statüsünü düzenleyen 17. bap, 70-75. maddelerini de kapsamasının nedeni budur. Yüksek Konseyin hazırladığı taslak 25 Haziran’da https://meningkonstitutsiyam.uz sitesinden ilan edilmiş, halkın değişiklik teklifleri de aynı site üzerinden demokratik biçimde alınmaya devam edilmiştir. Özbek devlet aklının, anayasa değişikliğinin Karakalpakistan’da şiddetli tepkilere yol açacağını öngörmediği kanaatindeyiz. Aksi takdirde tepkiler karşısında geri adım atıp mezkûr maddeleri reform paketinden çıkarmazlardı. Bu durumda iki ihtimalden söz edilebilir: Ya Anayasa Komisyonu üyeleri ile Cumhurbaşkanlığı bürokratları Mirziyayev’i doğru bilgilendirmedi ya da Karakalpakistan yerel idarecileri, halkın söz konusu anayasa değişikliği teklifine muhtemel halk tepkisi hususunda Mirziyayev’i bilinçli olarak yanlış yönlendirdi.
25 Haziran’da duyurulan taslak maddelerin, ilk günlerde değil de bir hafta sonra kitlesel protestolara yol açması üzerinde durulması gereken bir husus. Doğal bir halk tepkisi olsaydı ilk günden itibaren ülkenin değişik bölgelerinde küçük gruplar hâlinde başlardı. Taslağın ilanıyla birlikte bireysel çapta meşru, ölçülü ve demokratik itirazlar elbette mevcuttur. Fakat dış güçlerle bağlantılı ayrılıkçı-bölücü grupların ve suç örgütü mensuplarının bir haftalık zaman dilimi içerisinde organize edildiği ve sosyal medya marifetiyle harekete geçirildiği çok açık.
“Gizli El” in harekete geçirdiği gruplar kimler?
Liderliğini, Norveç’te siyasi sığınmacı olarak yaşayan Aman Sağidullayev’in yaptığı “Alğa Karakalpakistan” Demokratik Partisi (https://www.algakarakalpakstan.com/) ile Millî Uyanış Partisi “Erkin Karakalpakistan”a bağlı gruplar akla ilk gelenler. Her iki parti de açıkça Karakalpakistan’ın Özbekistan’dan bağımsızlığını savunuyor ve Özbekistan’ın Karakalpakistan’daki varlığını “işgal” olarak nitelendiriyor. Sağidullayev, on bin üyesi bulunan “Alğa Karakalpakistan” partisinin yanı sıra kendileriyle paralel düşünen ve Özbekistan makamlarınca başvuruları onaylanmadığı için siyasi faaliyetlerini yurt dışında sürdüren sekiz partinin daha mevcudiyetinden söz ediyor. Savunduğu görüşlere bakılacak olursa Sağidullayev tam bir mikro milliyetçi. Hatta etnik varlığını koruyabilmesi bakımından Karakalpakların Rusya Federasyonu’na bağlanmasının daha doğru olacağını ileri sürüyor. Sağidullayev’e göre, Özbeklerin kendilerine karşı uyguladığı soykırım karşısında Çin, ABD tabiiyeti bile bir seçenek olarak değerlendirilebilir! (https://malim.kz/article/opinion/qaraqalpaqstan-tubi-tauelsiz-el- bolady-10290) Sovyetlerin dağıldığı günlerden bu yana Karakalpak varlığını görmezden gelmekle suçladığı Türkiye seçeneği ise Sağidullayev’in gündeminde yer almıyor. Türk cumhuriyetlerinin istikrarı, Türk Devletleri Teşkilatı, Türk dünyasının birliği kendisini hiç ilgilendirmiyor. Savunduğu etnik-mikro milliyetçi, bölücü-ayrılıkçı yaklaşımın Özbekistan- Kazakistan ilişkilerini savaş noktasına getirebileceğinin, Türkistan coğrafyasındaki barış ve

huzur ortamını dinamitleyeceğinin, Türkistan’ı emperyalist güçlerin oyuncağı hâline getireceğinin farkında değil ya da fazlasıyla farkında!
“Alga Karakalpakistan” Demokratik Partisi, Rusya Federasyonu’nun Ukrayna’ya saldırısı ve Kırım yarımadasını ilhakından hemen sonra 2014 yılında kuruldu. Hareketin liderleri Kırım’ın ilhakını, Karakalpak ulusal hareketi için bir dönüm noktası olarak gördüklerini ve bağımsızlık yolunda Moskova’nın desteğine güvendiklerini gizlemiyorlar. 2014’te yayımladıkları deklarasyonda “Karakalpakistan’ın bağımsızlığı veya Rusya yahut Kazakistan’a katılması” çağrısında bulunmuşlardı. Ancak Rusya ve Kazakistan’dan bekledikleri ilgiyi göremediklerini belirtmek gerek. Sağidullayev, 2019’da 278 milletvekilinden oluşan “Sürgündeki Egemen ve Bağımsız Karakalpakistan Cumhuriyeti hükûmetinin kurulduğunu ilan etti. (https://m.facebook.com/groups/808948769204675/permalink/2662530570513143/; https://voiceofkazakhstan.com/the-manifesto-of-the-government-of-the-republic-of- karakalpakstan-in-exile/) Özbekistan Cumhurbaşkanı Şevket Mirziyayev’in Rusya Federasyonu’ndan bağımsız; Çin, Rusya, ABD ve AB arasında dengeli bir dış politika stratejisi izlemesi nedeniyle “Alğa Karakalpakistan” hareketi sonraları Rusya tarafından himaye görmeye başlamıştır. Yakınlarda hayatını kaybeden Jirinovski’nin Karakalpakistan’da yaşanan hadiseleri 18 Kasım 2020’de Rusya-1 kanalında yayınlanan “60 Dakika” adlı programda o günden öngörmesi (!) ilginç bir husustur. Jirinovski’nin anlattığına göre kendisine gönderilen bir grup Karakalpak “Özbekistan’ın batısındaki halkı unuttunuz herhâlde?” diyerek Rusya’ya bağlanma taleplerini iletiyorlar. Jirinovski, TV programında “Karakalpakların özerkliği unutuldu, rafa kaldırıldı ama bekleyin, ateş sönmedi!” diyerek âdeta bugünleri işaret ediyor. Program sunucusunun “Onlar neden size gönderildi?” sorusunu “Çünkü onlar beni işitiyorlar! Ben de onlara tavsiyelerde bulunuyorum.” şeklinde cevaplıyor. (https://live24.ru/obschestvo/podozhdite-eshhjo-zagoritsya-zhirinovskij-predskazal- volneniya-v-uzbekistane-iz-za-karakalpakii.html) Bilindiği üzere Rusya’da Moskova’nın resmen dile getirmeyi tercih etmediği açıklamalar Jirinovski tarafından yapılmaktaydı.
Karakalpakistan’ın Özbekistan’dan bağımsızlığını savunan diğer siyasi hareket “Erkin Karakalpakistan”. Bu hareket siyasi mücadelesine 2007’de yayımladığı bir deklarasyon ile başlasa da “Alğa Karakalpakstan” hareketine oranla son yıllarda daha pasif bir konumda olduğu ve Rusya’ya mesafeli bir tutum takındığı söylenebilir. (http://freekarakalpak.blogspot.com/)
Ancak mevcut protestolarda büyük rol oynayanlar, sosyal medya üzerinden örgütlenen gruplar. İzlediğimiz videolarda bu gerçeği bizzat gözlemledik. Ulus devletlerin karşısında güçlü muhalif figür olarak artık kurumsal kimliğe sahip devletler, siyasal partiler, dernekler vs. değil; sosyal medya bulunuyor. Protestocular arasında özellikle Rusya ve Kazakistan’da kalıcı yahut mevsimlik işçi olarak çalışan çok sayıda Karakalpak işçinin tespit edilmiş olması, olaylarda dış güçlerin başat rol oynadığının göstergesi. Özbek makamları, bu kişilerin Karakalpakistan’a protestolar başlamadan önce ülkede bir istikrarsızlık oluşturmak üzere maksatlı olarak getirildiklerini ifade ediyor. Gözaltına alınan protestocu önderlerinden beşinin Rusya’da yaşadığı belirlenmiş durumda. Rus basınında çıkan “Karakalpak halkı, himaye için Rusya’ya başvurdu.” şeklindeki haberler de Rusya’nın meseleyle irtibatını gözler önüne seriyor.
Norveç Helsinki Komitesi, büyük kalabalıkların anayasa değişikliklerini protesto etmesi ve polisin “Karakalpakistan” blog yazarı Dauletmurat Tajimuratov’un evini basması nedeniyle

Özbekistan yetkililerini insan hak ve özgürlüklerine saygı duymaya çağırdı. (https://twitter.com/nhc_no/status/1542884654864384009) İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW) Avrupa ve Orta Asya Direktörü Hugh Williamson da twitter hesabından polisin göstericilere karşı orantısız güç kullanmasından kaygı duyduklarını vs. açıkladı. BM ile ABD’den benzer çağrılar yapıldı. Batılıların ne kadar demokrasi havarisi (!) olduğunu bildiğimizden bu çağrıların ilgi çekici bir tarafı yok ancak ayrılıkçı-bölücü muhalif Aman Sağidullayev’in Norveç’te siyasi sığınmacı olarak yaşamasının da ilginç bir rastlantı olduğunu belirtmeden geçemeyeceğiz.
Olaylar Karşısında Kazakistan’ın Tavrı
Karakalpakistan’da yaşanan hadiseler, Kazakların Karakalpaklara etnik köken, dil ve kültür bakımından Özbeklere nispetle daha yakın olması dolayısıyla Kazakistan ile Özbekistan arasında gerilim oluşturma potansiyeline sahipti. Kazakistan’a göç eden yaklaşık 250 bin Karakalpak kökenli insanın ve özellikle Batı Kazakistan şehirlerinde çalışan çok sayıda Karakalpak işçinin varlığı; Kazak sosyal medyasında, Kazak devletinin Özbek idaresi karşısında Karakalpak halkına sahip çıkması gerektiği yönünde ortaya çıkan eğilim bu potansiyeli güçlendiriyordu. Hatta Kazak ve Özbek sosyal medya kullanıcıları arasında sert polemikler yaşandığını da gözlemledik.
Bilindiği üzere Kazakistan’ın Manğıstau, Aktöbe ve Kızılorda eyaletleri Karakalpakistan ile sınır komşusu. Olaylar sırasında Özbekistan, Kazakistan’ın Manğıstau eyaletine komşu olan Davud Ata-Tajen otoyolu üzerindeki sınır geçiş noktasını insan ve taşıt trafiğine kapattı. Kazakistan Ulusal Güvenlik Komitesi de Karakalpakistan- Beyneu demir yolu üzerindeki tren seferlerini durdurmayı planladığını duyurdu. (https://www.inform.kz/kz/kazakstan-ozbekstan- shekarasyndagy-otkizu-punkti-uakytsha-zhabyk_a3950682)
1 Temmuz’da Kazakistan’ın Atırau kentinde 70’in üzerinde Karakalpak işçinin düzenlemek istediği izin gösteriler Kazak emniyet kuvvetlerince engellendi. İşçilerin çoğu gözaltına alınıp sorgulandı. Hatta müteakip günlerde Kazakistan/Almatı’ya giden Özbekistan İçişleri Bakanlığına bağlı Terörizm ve Aşırıcılıkla Mücadele Dairesi yetkilileri gözaltına alınan Karakalpak aktivistleri bizzat sorguladı. (https://web.telegram.org/k/#5273445012)
Kazakistan Dışişleri Bakanlığı 3 Temmuz’da hadiselerle ilgili bir bildiri yayımladı: “Özbekistan, Kazakistan için kardeş bir ülke, güvenilir bir müttefik ve stratejik ortaktır. Bu nedenle Kazakistan, Özbekistan Cumhuriyeti’nde yaşanan olayları endişeyle karşılamıştır. Özbekistan liderliğinin Karakalpakistan Cumhuriyeti’ndeki vaziyeti istikrara kavuşturmak için aldığı kararları memnuniyetle karşılıyor ve destekliyoruz. Kardeş Özbekistan için çok önemli bir siyasi olay olan Anayasa değişikliği referandumu arifesinde barış ve huzurun tesis edileceğinden eminiz. Kazakistan, 31 Ekim 1998 tarihli Ebedî Dostluk Antlaşması, 14 Haziran 2013 tarihli Stratejik Ortaklık Antlaşması ve 6 Aralık 2021 tarihli İttifak İlişkileri Deklarasyonu ruhuna uygun olarak Özbekistan ile çok yönlü işbirliğini geliştirmeye ve güçlendirmeye kararlıdır. (https://www.gov.kz/memleket/entities/mfa/press/news/details/396145?lang=kk) Bu, açık ve net destek, Karakalpakistan üzerinden Kazak-Özbek ilişkilerini dinamitlemeyi düşünen odaklara son derece anlamlı bir cevap oldu. Bununla da kalmadı, 4 Temmuz’da Taşkent’te bir araya gelen Kazak-Özbek Ortak Sınır Belirleme Komisyonu iki ülke arasında

imzalanacak sınır anlaşmasıyla alakalı verimli ve neticeli müzakereler gerçekleştirildi. (https://www.gov.kz/memleket/entities/mfa/press/news/details/396464?lang=kk) Aynı gün Kazakistan Cumhurbaşkanı Kasım Jomart Tokayev ile Özbekistan Cumhurbaşkanı Şevket Mirziyayev bir telefon görüşmesi yaptı. Görüşmede Tokayev, Özbekistan liderine desteğini yineledi ve anayasa reformu sürecinde başarı dileklerini iletti. (https://akorda.kz/kz/kasym- zhomart-tokaev-shavkat-mirziyoevpen-telefon-arkyly-soylesti-46265; https://president.uz/oz/lists/view/5310)
Analiz
Tacikistan’a bağlı Dağlık Badahşan Özerk Bölgesi, 230 bine yakın bir nüfusa sahip ancak Pamir Dağları üzerinde yer alan 64.100 kilometrekarelik yüzölçümü, Tacikistan topraklarının %45’ine tekabül ediyor. Bölgenin jeostratejik önemi, Çin’in Sincan Uygur Özerk Bölgesi ile uzun sınır hattına sahip olması ve Afganistan’ın batısındaki Wakhan Koridoru’nun hemen üzerinde yer almasından kaynaklanıyor. Dağlık Badahşan ve Afganistan’ın Wakhan Koridoru önümüzdeki dönemde yeni dünya sisteminin oluşumunda hayati rol oynayacak. Zira bu iki bölge, Çin’in Bir Kuşak Bir Yol projesini akamete uğratmak ve süper güç olmasını engellemek adına bir süredir ABD, İngiltere liderliğinde harekete geçmiş olan Batı İttifakı için büyük öneme sahip. Durum böyleyken Dağlık Badahşan Özerk Bölgesi’nde 14 Mayıs 2022’de başlayıp Haziran başına kadar süren ve 15 Dağlık Badahşan vatandaşının ölümüyle sonuçlanan iç karışıklıklar Türk kamuoyunun dikkatini çekemedi. Oysa bugün Karakalpakistan’da yaşanan hadiseleri anlamak için Dağlık Badahşan’da neler olup bittiğini bilmek gerekiyor. Ayrıntıya girmeden şunu net olarak vurgulamak gerekir: Dağlık Badahşan olaylarının perde arkasındaki güç İngiltere’dir. İngiltere, Şii İsmailî mezhebine mensup bölge halkı (Pamirliler) üzerinde, mezhebin hâlihazırdaki imamı IV. Ağa Han dolayısıyla kesin bir nüfuza sahiptir. İngiliz istihbaratı MI6, bölgedeki etkinliğini Çin’e karşı kullanmak istemektedir. Tacikistan Cumhurbaşkanı İmamali Rahman, Çin-Rusya ve İngiltere-ABD eksenleri arasında sıkışıp kalmış durumdadır. Tacikistan coğrafyasının hem İngiltere hem de Rusya ile tarihî bağları malum. Dağlık Badahşan olayları sırasında tercihini Rusya’dan yana kullanmak zorunda kalan Tacikistan, bölge halkının isyanını kanlı bir şekilde bastırmıştır. Rus yetkililerin açıklamaları ve Putin’in, Ukrayna savaşından sonraki ilk yurt dışı ziyaretini 29 Haziran’da Tacikistan’a yapması meselenin önemini ortaya koyar. Rusya, Dağlık Badahşan olayları ile Tacikistan’daki nüfuzunu hedefleyen Batı İttifakına, Özbekistan’daki anayasa değişikliği sürecini baltalamak suretiyle cevap vermiştir. Rusya’nın bu operasyonunda hangi enstrümanları kullandığını yukarıda açıkladık. Rusya, kendisinden bağımsız, Batı ile yakın bir dış politika çizgisi izleyen Özbekistan’ı cezalandırmak istemiştir. Özbekistan’a verilen mesaj şudur: Rusya’nın onayını almadan Karakalpakistan’ı Özbekistan topraklarının ayrılmaz bir parçası yapamazsın. Bunun için de öncelikle Ukrayna’nın toprak bütünlüğünden yana olan pozisyonunu değiştirip Kırım’ın ilhakını ve Donetsk ile Luhansk cumhuriyetlerini tanımalısın. Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov’un, Karakalpakistan Özerk Cumhuriyeti’nde meydana gelen olayların Özbekistan’ın iç meselesi olduğu yönündeki açıklamasını bu çerçevede anlamak gerekir. Peskov’un açıklaması, Özbek devletine herhangi bir destek mesajı içermemekte, Özbekistan bu konunun çözümünde yalnızdır, göndermesini barındırmaktadır. Önümüzdeki dönemde Rusya ile bir uzlaşı sağlanırsa Özbekistan, Kırım’ın ilhakı ile Luhansk ve Donetsk cumhuriyetlerini tanıdığını açıklayacak,

Rusya ise Karakalpakistan’ın bir anayasa değişikliğe ile Özbekistan’a bağlanmasına göz yumacaktır.
Rusya, Karakalpakistan’daki operasyonu üzerinden Özbekistan ile Kazakistan’ın arasını açmayı da hedeflemiştir. Zira Rusya’nın Kırım ve Donbas bölgelerindeki operasyonlarını tanımayan, Ukrayna’nın toprak bütünlüğünden yana olduğunu her vesileyle vurgulayan Kazakistan da hedef tahtasındadır. Ancak Rusya bu amacına ulaşamamıştır.
Sonuç
Asya’daki “Büyük Oyun” devam etmektedir. Yeni dünya sisteminin şekillenmesinde Türkistan coğrafyası kilit öneme sahiptir. Bölgeye hâkim olan güç, yeni dünya düzeninin de patronu olacaktır. Bu nedenle Türkistan’ı önümüzdeki dönemde büyük çalkantılar ve karışıklıklar beklemektedir. Türk cumhuriyetleri bu kritik dönemde birlik içinde hareket ederek iç istikrarlarını ve toprak bütünlüklerini korumayı bilmeli hatta büyük güçler arasındaki çatışmalardan yararlanarak millî çıkarlarını azami derecede temin edecek politikalar izlemelidir. Bu süreçte Türk Devletleri Teşkilatı, Türkistan coğrafyasında büyük aktör olarak inisiyatifler alabilecek yeterliğe ve kudrete ulaştırılmalıdır. Karakalpakistan meselesi başta olmak üzere Türk dünyasının iç meseleleri emperyalist güçlerin müdahalesine meydan verilmeden barışçıl yöntemlerle çözülmelidir.
Karakalpakistan halkının “işsizlik, yoksulluk, Aral Gölü’nün kuruması nedeniyle ortaya çıkan ekolojik tehditler, topraklarının fazla tuzlu olması sebebiyle tarıma elverişsiz olması, Amuderya’nın (Ceyhun) sularından Karakalpakistan’ın daha fazla yararlanabilmesi, Karakalpak yer altı zenginliklerinin ve özellikle Üstyurt bölgesinde bulunan Kuzey Berdak gaz sahasındaki hidrokarbon rezervlerinin Karakalpak halkının refahında kullanılması; Karakalpak dili, kültürü ve millî varlığının ve egemenlik haklarının muhafazası” gibi konulardaki meşru taleplerinin dikkate alınması gerekir. Aslında Mirziyayev liderliğindeki Özbekistan bu yönde ciddi adımlar atmıştır, atmaya da devam etmektedir. Öte yandan, hiçbir meşruiyeti olmayan; emperyalist projelere açık, etnik-mikro milliyetçi yaklaşımlardan vazgeçilmeli, Karakalpakistan Özerk Cumhuriyeti ile Özbekistan devleti arasında, Özbekistan’ın toprak bütünlüğüne halel getirmeyecek bir anlaşma imzalanmalıdır. Bu meselede Türk Devletleri Teşkilatının yanı sıra Karakalpaklarla dil, tarih ve kültür yakınlığı bulunan Kazakistan da inisiyatif almalıdır. Türk dünyasının parçalanmaya değil; birleşmeye, bütünleşmeye ihtiyacı vardır. Yabancı güçlerin kontrolünde geçen asırların ve bizi birbirimizden ayıran yapay sınırların meydana getirdiği olumsuzlukları hızla bertaraf etmeliyiz.

Ahmet Hayrettin Sağdıç Kafkassam Türkistan Analisti

İlgili Yazılar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir