KAFKASSAM – Kafkasya Stratejik Araştırmalar Merkezi

  1. Anasayfa
  2. »
  3. Gündem
  4. »
  5. Ahmet Hayrettin Sağdıç: Tokayev’in Nur Otan Partisi Genel Başkanlığına Seçilmesi ve Kazakistan’ın Siyasal Geleceğine Dair Projeksiyon Denemesi

Ahmet Hayrettin Sağdıç: Tokayev’in Nur Otan Partisi Genel Başkanlığına Seçilmesi ve Kazakistan’ın Siyasal Geleceğine Dair Projeksiyon Denemesi

Kafkassam Editör Kafkassam Editör - - 38 dk okuma süresi
345 0

28 Ocak 2022’de Kazakistan’da iktidardaki Nur-Otan Partisinin olağanüstü kurultayı gerçekleşti. Pandemi nedeniyle çevrim içi gerçekleşen kurultaya Kurucu Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev de katıldı. Katılımcılar toplantıya kendi görev kurumundan iştirak etti. Yani Nazarbayev ile Tokayev bir araya gelmiş değil. Ekranlara yansıyan kurultay fotoğrafında Nazarbayev’in makamının “Elbaşı, Kurucu Cumhurbaşkanı” olarak değil de “Nazarbayev Merkezi” olarak adlandırılması kaydedilmesi gereken notlardan. Kurultay canlı olarak yayımlanmadı. Gelişmeler, Cumhurbaşkanlığına ait Ak-Orda (Başkanlık Sarayı) Twitter hesabından anbean duyuruldu. Genel Başkan Birinci Yardımcısı (Genel Başkan Vekili) Bawırjan Baybek’in yönettiği Kurultay, “Ocak Olayları”ndan sonra partililerin bir araya geldiği ilk toplantı olması yönüyle de önem taşıyordu. Kimi milletvekillerinin Nur-Otan Partisinin genel merkezine giremediği medyaya yansıdı. Oral ve Nursultan şehirlerinde Kurultaya tepki olarak düzenlenmek istenen bireysel eylemlere polis izin vermedi.

Olağanüstü niteliği taşıyan 21. Kurultay’ın gündeminde 3 madde vardı: 1. Genel Başkan seçimi 2. Siyasi Kurul (Merkez Yürütme Kurulu) bünyesinde yapılacak değişiklikler 3. Parti tüzüğünde yapılacak değişiklikler

Kurultay gündemi doğrultusunda:

1. Cumhurbaşkanı Kasım Jomart Tokayev, Nur Otan Genel Başkanlığına Seçildi
Kurultay, Genel Başkan Nazarbayev’in Nur-Otan’ın bağımsız Kazakistan’ın şekillenmesindeki rolü, işlevi ve önemine işaret eden konuşmasıyla başladı. Nazarbayev, Tokayev’in Nur-Otan genel başkanlığına seçilecek olmasının ülkedeki iktidar değişikliğinin son evresi olduğunun altını çizdi. Ülkedeki reform sürecine Nur-Otan partisinin dayanak olması gerektiğini ve sürecin başarıya ulaşması için halk desteğinin şart olduğunu vurguladı. Kazakistan’ın büyük hedeflerine ancak huzur, istikrar ve uzlaşı içinde ulaşabileceğine işaret etti. “Bugün bağımsızlığımızın dördüncü on yılına adım atıyoruz. Bu; küresel değişimlerin yaşanacağı, karmaşık ve büyük sorumluluklar gerektiren bir dönem olacak. Kazakistan bu yeni dönemin sınamalarından dimdik çıkmayı başaracaktır diye inanıyorum. Somut hedefler, siyasi irade ve cesaret, en önemlisi halk desteği bunun garantisi olacaktır.” diyerek sözlerini tamamladı.
Konuşmasının ardından Nazarbayev, partinin genel başkanlığına Tokayev’i teklif etti. Kurultaya katılan 389 delegenin tamamının oylarını alan Tokayev yeni genel başkan seçildi. Hatırlanacağı üzere Nazarbayev, Nur Otan Partisi Siyasi Kurulunun (MYK) 22 Kasım 2021 tarihli genişletilmiş istişare toplantısında parti başkanlığını Tokayev’e devredeceğini zaten duyurmuştu. Nazarbayev’in 28 Nisan 2021’de Kazakistan Halk Asamblesi başkanlığını Tokayev’e devrettiğini de ekleyelim. 351 üyesi tarafından seçilen 9 kişiyi Parlamentonun alt kanadına milletvekili olarak göndermesi, Asambleyi siyasi mekanizmada önemli kılmaktadır.

Nur Otan Partisi genel başkanlığına seçilmesi münasebetiyle yaptığı teşekkür konuşmasında Cumhurbaşkanı Kasım Jomart Tokayev şu önemli hususlara değindi:

• Ocak ayı başlarında yaşanan trajik olaylar sırasında teröristlere ve suç örgütlerine karşı direnilerek devletin bütünlüğü muhafaza edilmiştir. Yetkili organların suçlulara yönelik yargılama süreçlerini kanunlar çerçevesinde ve insan haklarına saygı temelinde gerçekleştireceğinden kuşku duyulmamalıdır. Böylesi bir trajik hadiseye bir daha meydan verilmeyecektir.
• “Acılı Ocak” hadisesi, bağımsızlık yıllarının en zorlu sınavı olmuş, toplumun olgunluğu ve devletin gücünün test edildiği bu sınavdan ülke başarıyla geçmiştir. Bu olayların nedenleri ve sonuçları derinlemesine analiz edilerek gerekli dersler çıkarılmalıdır.
• Toplumsal ve kamusal değerler sisteminde, siyasi ve sosyoekonomik alanlarda radikal değişikliklere ihtiyaç duyulmaktadır. Bu doğrultuda sivil toplum kuruluşlarına ve özellikle siyasi partilere büyük sorumluluk düşmektedir. Kazakistan’ın gelişmesi ve ilerlemesine yönelik mühim reformların öncüsü olmuş ve çeşitli alanlarda kesin başarılara ulaşılmasında önemli katkılar sağlamış Nur Otan’ın sorumluluğu her kurumdan daha ağır olacaktır.
• Elbaşı Nazarbayev’in kişiliğine yönelik olarak toplumda yayılan olumsuz söylentiler hiç de adil ve gerçekçi değildir. Kurucu Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev, Kazakistan’ı temeli sağlam, güçlü bir devlet hâline getirmek için çok şey yapmıştır; şüphesiz ülke ve dünya tarihinde bağımsız Kazakistan’ın kurucusu olarak kalacaktır. Elbaşı’nın 30 yıl boyunca ülke çıkarları için ifa ettiği çalışmaların görmezden gelinmesi tarihe ihanet anlamına gelir. Kazakistan halkı, Nazarbayev’in kişiliğini değerlendirirken dürüstçe ve içtenlikle tarihî gerçeklere dayanmak durumundadır. Nazarbayev, Kazakistan Cumhuriyeti’nin kurucusu kimliğiyle ulusal ve evrensel belgelerde/almanaklarda yerini almıştır. 1990’ların başında, önde gelen politikacılar ve siyaset bilimciler, demografik özellikleri ve kesin olarak tescillenmemiş uçsuz bucaksız sınırları dolayısıyla Kazakistan’ın parçalanacağı öngörüsünde bulunmuşlardı. Nursultan Abişulı Nazarbayev; öylesine çetin bir dönem ve tarihî evrede yeni bir devlet inşa etme yolunda çok ağır bir sorumluluk gerektiren zorlu bir misyon üstlenmiştir. Piyasa ekonomisinin yerleştirilmesi, kapsamlı reformların hayata geçirilmesi ve çalkantılar içinde geçen bağımsızlığı perçinleme yıllarında birçok sosyoekonomik sorunun çözümüne liderlik yapmıştır. Kazak devletinin sınırlarının tescillenmesi, ulusal güvenliğin temini, ülkenin jeopolitik konumunun güçlendirilmesi ve başkentin taşınması işlerinde öncü rol oynamıştır. Beş ABD başkanı, beş Sovyet ve Rus lideri, birkaç Çin cumhurbaşkanı ve birçok devlet başkanının yanı sıra dört BM genel sekreteri ile çalışmış; dünya kamuoyunda küresel nükleer karşıtı hareketin lideri kabul edilmiştir. Bağımsızlığını ilan ettiği tarihten bugüne Kazakistan’ın Orta Asya sathında tüm ekonomik göstergeler bakımından lider ülke olduğu göz ardı edilmemelidir. Bu sebeplerle Kurucu Cumhurbaşkanı’nın tarihî emeği unutulmamalıdır. Geçmişini karalayan halkın geleceği karanlıktır. Ülke yönetiminde eksiklikler tabii ki görülebilir. Kimi ABD ve Çin liderleri, bilhassa Singapur halkının şu anda övgüyle yâd ettiği ilk başbakanları Lee Kuan Yew bu hususta örnek gösterilebilir. Ancak Singapur, ABD, Çin halkları ve yönetici kadroları sapla samanı ayırt edebilmiş ve eksiklikleri dolayısıyla liderlerini itibarsızlaştırmamışlar, onların kişiliklerini hatalarının çok üzerinde bir yerde konumlandırmışlardır. ‘Sadece çalışmayan insan hata yapmaz.’ diye bir söz vardır. Bu sebeple Kurucu Cumhurbaşkanı’nın tarihî emeği doğru kıymetlendirilmelidir. Yapılan hatalar ise ülkenin gelecekteki liderlerine ders olacaktır. Kazakistan’ın geleceği bakımından doğru olan bakış açısı budur.
• “Ülkemizin çok zorlu bir kalkınma dönemine girdiğinin farkında olarak Nur Otan Partisine liderlik etme teklifini memnuniyetle kabul ediyorum. Bu karar, partinin dönüşümü ve bir bütün olarak toplumsal uzlaşının sağlanması yolunda çalışmaya hazır olmak anlamına gelmekte. Bu bağlamda ben, devlet başkanı sıfatımla açık ve adil siyasi rekabet ortamının teminini garanti ediyorum. Benim anayasal görevim, hükûmetin tüm birimlerinin yasalarla belirlenmiş faaliyetlerini koordine etmek ve devlet kurumlarının halka karşı hesap verebilirliğini sağlamaktır. Elbette bu sorumluluk, cumhurbaşkanının tüm partilere ve siyasi hareketlere eşit mesafede olmasını gerektirecektir. Dolayısıyla bir süre sonra, belki de bu yıl içinde, benim Nur Otan Partisi başkanlığımın uygunluğu hususunu tekrar gözden geçirmem söz konusu olacaktır. Cumhurbaşkanının bu statüsü yani bütün partilere ve siyasal hareketlere eşit mesafede olması durumu, kapsamlı bir siyasi reform paketi çerçevesinde kesin olarak açıklığa kavuşturulmalıdır.”
• Nur Otan, Kazakistan’ın süratle yeniden inşası ve modernizasyonu yolunda büyük bir itici güç olarak hareket etmeli, reformların hayata geçirilmesinde aktif rol almalıdır. Bunun için Nur Otan’ın kendini yenilemesi gerekiyor. Partinin tüm faaliyetlerini sözde değil, özde ve köklü bir şekilde yeniden yapılandırması elzemdir. Parti üyelerinin ilk vazifeleri birlik ve beraberliği güçlendirmek, tüm toplumsal dinamikleri partinin çatısı altında bir araya getirmektir. Yeni Kazakistan’ın inşası için söz birliği, ortak duyarlıklar, kararlı tutum ve geleceğe duyulan güven büyük önem taşımaktadır.
• Nur Otan Partisi; devlet kurumlarının çalışmalarını tekrarlamamalı, asli vazifesi olarak ideolojik konular ve kadro yetiştirme işleriyle meşgul olmalı, gerektiğinde hükûmetin icraatlarına rehberlik etmelidir. Partinin varlığını sürdürmesi, seçim vaatlerinin ne ölçüde yerine getirildiği hususuna bağlıdır. Gerçekçi olmayan ve yerine getirilemeyecek sözler vermektense ‘az vaat çok icraat’ ilkesi benimsenmeli. Parti, hükûmet ve valilikler bir araya gelip seçim vaatlerinin ne ölçüde yerine getirildiğini derinlemesine ve objektif şekilde tespit etmelidir.
• Partinin örgütsel yapısı gözden geçirilmeli, özellikle Birinci Genel Başkan Yardımcılığı kaldırılarak yerine Genel Sekreterlik makamı ihdas edilmelidir. Partinin değişik kademelerdeki sekreterlik pozisyonları da yeniden değerlendirilmelidir.
• Halkla istişare heyetlerinin yapıları ile hâlihazırdaki planları kökten yenilenmeli, Nur Otan’ın diğer partiler ve toplumsal organizasyonlarla ilişkileri sağlıklı bir zemine oturtulmalıdır. Meclis’teki Nur Otan grubu ve parti üyeleri halkın temel sosyoekonomik sorunlarının çözümüne daha fazla katkıda bulunmalıdır. Halkla buluşma toplantılarını yeniden hayata geçirmek, partinin rüşvet ve yolsuzlukla mücadele stratejisini yenilemek; parti bünyesindeki zayıf karakterli, makam mevki düşkünü kişileri görevden uzaklaştırmak gerekir.
• Partinin gençlik kanadı olan “Jas Otan”ın ülke genelinde 100 binden fazla üyesi var ancak bu önemli potansiyel gerektiği gibi kullanılmamakta. Jas Otan’ın; sosyal sorumluluk projelerinde görev almaya hazır, gençler arasında itibarı yüksek liderleri saflarına çekmesi gerekiyor. Kısacası, “Jas Otan”ın faaliyetlerinin nitelikli bir yapıya kavuşturulması lazımdır.
• “Eyalet, il ve ilçe meclisleri vekilleri; rozetlerini bir imtiyaz ve üst makam mevkilere yükselme aracı olarak görmemeli, yalnızca halkın menfaati için çalışmalı. Milletvekillerinin toplum nezdinde bir itibarının olmadığını Ocak Olayları sırasında gördük.”
• “Nur Otan’ın faaliyetlerinden memnun değilim. Geçen yılki seçimde halktan gerekli desteği aldığı hâlde bunu kullanamadı. Sosyoekonomik vaziyetin iyice bozulmasına göz yumdu. Kararnameler, plan-projeler, talimatlar genellikle kâğıt üzerinde yerine getirildi. Hükûmetin 2021 yılı raporuna göre, partinin seçim programında yer alan proje ve vaatlerin %74’ü icra edildi. Bu bilgilerin doğruluğunu kim garanti edebilir? Reformların hayata geçiriliş takvimine uyulup uyulmadığı konusu hem parti hem de kamuoyu tarafından katı bir şekilde denetlenmelidir. Hükûmete somut, net görevler yüklendi. Parti, bunların etkili bir şekilde yerine getirilmesini teşvik etmelidir. Bunun için gerekli olan tüm araçlara sahibiz. Öte yandan Ocak Olayları sırasında partinin insan kaynakları potansiyeli ve güçlü altyapısı yeterince harekete geçirilemedi.”
• “Yeni kurulan “Kazakistan Halkı” fonuna katkıda bulunan girişimcilere teşekkür ederim. Bununla birlikte ülkedeki oligopolün bir parçası hatta bizzat kendisi olan bazı ünlü iş adamlarının Cumhurbaşkanı’nın inisiyatifiyle kurulan dayanışma fonuna (Halk Fonu) katılma konusunu ağırdan aldıklarını görüyorum. Bunun anlamı nedir? Açgözlülük mü, nihilizm mi, ihmal mi yoksa umursamazlık mı? Her halükârda devletin bu soruya cevap alma yetkisi vardır. İş dünyasının önde gelen temsilcilerinin “Halk Fonu”na katkılarını düzenleyecek müstakil bir kararname çıkarmayı planlıyorum.”
• “Gerek Cumhurbaşkanlığı gerekse parti başkanlığını ifa ederken ülke çıkarlarına sadakat ilkesine bağlı kalacağım. Nur Otan, ülkemizin ana siyasi gücüdür. Bu nedenle Kazakistan’ın geleceğinden öncelikle partimiz sorumludur. Her birimiz bu sorumluluğu derinden hissetmeli ve hassasiyetle çalışmalıyız. Nur Otan, memleketçilerin partisi olmalı; teşkilat mensupları, devletin çıkarlarını her şeyin üstünde tutmalıdır.”

2. Partinin Siyasi Kurulunda (MYK) Yapılan Değişiklikler
92 kişiden oluşan Siyasi Kurulun (Merkez Yürütme Kurulu) üyeleri %55 oranında yenilendi. Kadın üyelerin oranı %33.7’ye yükselirken Kurulun yaş ortalaması 4 yaş gençleşerek 47’ye düştü. Kurul bünyesinde yer alan bürokratların sayısı 1/3 oranında azaltıldı. Kurulda ilk defa başbakan ve hiçbir bakan yer almadı. Bilim insanlarının sayısı iki katına çıkarılırken, sivil toplum kuruluşları ile yazılı/görsel medya temsilcilerinin sayısı ise daha fazla oranda artırıldı.
Nur Otan Partisinin en üst düzeyli karar organı olan Siyasi Kurula, Nazarbayev’in kızı ve Meclis milletvekili Dariga Nazarbayeva’nın yanı sıra Nazarbayev’e yakınlığıyla bilinen çok sayıda isim alınmadı. Bunlar arasında en dikkat çekici olanlar şunlar: Eski başbakan Askar Mamin, eski başbakan ve hâlihazırdaki Almatı valisi Bakıtjan Sağıntayev, Türkistan Valisi Ömirzak Şökeyev, Nur Otan Partisi Birinci Başkan Yardımcısı Bawırcan Baybek, Devlet Genel Sekreteri Erlan Karin, Kültür ve Spor Bakanı Dawren Abayev, Dijital Gelişim Bakanı Bağdat Musin, “Samurık-Kazına” adlı devlet holdinginin eski başkanı Ahmetjan Esimov, Millî Güvenlik Konseyi Sekreteri Aset Isekeşev, Başbakan Yardımcısı ve Sanayi ve Ticaret Bakanı Bakıt Sultanov, Merkezî Seçim Kurulu Başkanı Nurlan Abdirov, senatörler Muhtar Kul-Muhammed ile Bakıtjan Jumağulov, eski Meclis milletvekili Bekbolat Tilewhan, ünlü iş adamı Bolat Ötemuratov; önemli hariciyeci, eski dışişleri bakanı ve hâlihazırda Kazakistan’ın Çek Cumhuriyeti Büyükelçisi Marat Tajin vb…

Analiz Çıktıları

1. Kurultay’da partinin adının değişeceği yönündeki beklentiler gerçekleşmemiş oldu. Bazı yorumcular partinin eskiden olduğu gibi “Otan” adını taşıması bazıları ise “Atameken” olarak değişmesi gerektiğini savunmuşlardı. İsim değişikliğinin, seçim ve siyasal partiler kanunlarında yapılacak değişikliklere paralel olarak yıl sonuna doğru yapılması muhtemel kongrede gerçekleşeceğini öngörüyoruz.
2. Nur Otan, Siyasi Kurulu (MYK) bünyesinde yapılan değişikliklerle devlet partisi hüviyetinden sıyrılıp sivilleşme yönünde ciddi bir adım atmış oldu.
3. 92 kişiden oluşan Siyasi Kurulun (MYK) bünyesindeki Rus asıllı üyelerin sayısında artış gözlemlendi. Bu duruma elbette ülkenin demografik yapısı gerekçe olarak gösterilebilir. Ancak Tokayev’in diğer atamaları ile birlikte ele alındığında bunun belli bir amaç gözetilerek tercih edildiği söylenebilir.
4. Dariga Nazarbayeva başta olmak üzere Nazarbayev’e yakın isimlerin tasfiyesi ve yeni isimlerin atanmasıyla Meclisteki Nur Otan grubunda Tokayev’in nüfuzu artmış oldu. Siyasi partiler yasasında 2017’de yapılan değişiklikle, seçimlerde bağımsız adaylığın önü kapanmıştı. Böylelikle iktidar partisi saflarında Meclise giren bir milletvekilinin partiden ihracı durumunda milletvekilliğinin de düşecek olması, parti başkanı olarak Tokayev’in elini oldukça güçlendirecektir. Kurultay sonrasında Meclisteki parti grubu üzerinde kesin bir kontrole sahip olan Tokayev, hedeflediği reformları ve siyasal transformasyonu sorunsuz biçimde gerçekleştirme fırsatına kavuşmuştur. Millî Güvenlik Komitesi ile Kazakistan Halk Asamblesi başkanlıklarını da resmen üstlenmiş olan Tokayev’in hâlihazırda çok güçlü bir konumda olduğu tartışmasızdır.
5. Yukarıda işaret ettiğimiz üzere Kazakistan yasalarına göre cumhurbaşkanlığı, parlamento ve yerel maslahat (eyalet/il/ilçe genel meclisleri) seçimlerinde yalnızca siyasi partilerden aday olunabilmektedir. Bağımsız adaylık söz konusu değildir. Dolayısıyla Tokayev’in “Devlet başkanı sıfatımla açık ve adil siyasi rekabet ortamının teminini garanti ediyorum. Anayasal sorumluluklarım, cumhurbaşkanı olarak tüm partilere ve siyasi hareketlere eşit mesafede olmamı gerektirecektir. Dolayısıyla bir süre sonra, belki de bu yıl içinde, Nur Otan Partisi başkanlığımın uygunluğu hususunu tekrar gözden geçirmem söz konusu olacaktır.” sözleri soru işaretine yol açmıştır. Tokayev’in altını çizdiği “cumhurbaşkanının bütün partilere ve siyasal hareketlere eşit mesafede olması” durumu, kapsamlı bir siyasi reform paketini zorunlu kılmaktadır. Nitekim Tokayev, akşam katıldığı bir TV programında parlamento ile hükûmet sisteminde değişikliğe gidileceğini açıkladı. Bu reform paketinin sonbaharda parlamento gündemine geleceğini değerlendiriyoruz. Seçim ve siyasal partiler yasalarında yapılacak değişiklikle cumhurbaşkanlığı, parlamento ve maslahat meclisleri seçimlerinde bağımsız adaylığın önü açılacak yahut getirilecek tarafsızlık statüsü gereği cumhurbaşkanı, seçildikten sonra parti üyeliğinden ayrılacak olursa bu durum, cumhurbaşkanı ile parlamento/hükûmet arasında çekişmelere ve siyasi istikrarsızlığa neden olabilir. Sağlıklı bir değerlendirme yapabilmek için reform paketini beklemek gerekecek.
Kazak kamuoyunun bir kısmında seslendirilen, Tokayev’in Nur Otan partisinden ayrılıp yeni bir parti kurma olasılığını son derece zayıf görüyoruz. Kanaatimize göre Tokayev, dışişleri mensubu olarak SSCB zamanında başladığı meslek hayatı boyunca hep diplomatik misyonlarda çalışmış, uzun yıllar dışişleri bakanlığı ve başbakanlık yapmış tipik bir bürokrat profilidir. Toplumda, halkla çok sıcak ilişkilere sahip olmadığı yönünde bir algı mevcuttur. Bu sebeple yeni bir parti kurmaktan ziyade Nur Otan’a kendi damgasını vurmayı tercih edeceğini düşünüyoruz. Nitekim Nur Otan genel başkanlığını kabul etmesi ve son kurultayda yaptığı konuşmalar bunu göstermektedir.

6. Kazakistan gündemini takip edenlerin bileceği üzere muhalif kesimlerin 2011’deki Jañaözen hadiselerinden bu yana hemen her protestoda saygısızca attıkları bir slogan var: “Şal ket!” yani “İhtiyar defol!” Bu slogan “Ocak Olayları” sırasında meydanlarda daha cüretkâr şekilde ve kitlesel olarak atıldı. Bununla da kalmadı, Taldıkurgan şehrinde Nazarbayev heykeli devrildi, Nazarbayev ismi tabelalardan silindi. Sebebi ne olursa olsun otuz yıl ülkeyi yönetmiş bir devlet başkanına yönelik bu saygısız tavırlar kabul edilemez. Sağduyu sahibi insanların bu itibarsızlaştırma dalgasına karşı durması gerekiyordu. Bu bakımdan Tokayev’in yaptığı konuşmada bu konuya değinmesi ve Elbaşı Nazarbayev hakkında toplumun bir kısmında yerleşmiş olan olumsuz bakış açısını gidermeye yönelik sözleri son derece yerinde olmuştur. Tokayev, bu bakış açısını gerçekçi, doğru ve adil bulmadığını açıkça belirtmiş; topluma, bağımsız Kazakistan’ın kurulması ve toprak bütünlüğünün korunarak bugüne ulaştırılmasında Nazarbayev’in oynadığı tarihî rolü hatırlatmıştır. “Nazarbayev, kuşkusuz ülke ve dünya tarihinde bağımsız Kazakistan’ın kurucusu olarak kalacaktır.” sözleri önemlidir. “Geçmişini karalayan halkın geleceği karanlıktır, Elbaşı’nın otuz yıllık emeğinin görmezden gelinmesi tarihe ihanettir. 1990’ların başında, önde gelen politikacılar ve siyaset bilimciler, demografik özellikleri ve kesin olarak tescillenmemiş uçsuz bucaksız sınırları dolayısıyla Kazakistan’ın parçalanacağı öngörüsünde bulunmuşlardı. Nazarbayev, öylesine çetin bir dönem ve tarihî evrede yeni bir devlet inşa etme yolunda çok ağır bir misyon üstlenmiştir.” cümleleri, bağımsızlığın hangi şartlarda elde edilip bugünlere gelindiğinin bilincinde olmayan genç kuşaklara verilmiş bir ders niteliğindedir. Tokayev’in; dünyanın önde gelen ülkelerinin liderlerinden örnekler vererek en başarılı devlet adamlarının dahi hatalar yapabileceğini, eksiklerinin olabileceğini vurgulayıp o halkların, hatalarından ve eksikliklerinden dolayı liderlerini itibarsızlaştırmadıklarını, aksine her zaman saygıyla andıklarını ifade etmesi Kazak halkının üzerinde düşünmesi gereken önemli bir mesajdır.

7. Tokayev’in ülkedeki siyasal yaşamı demokratikleştirmek istediği; serbest, adil ve hür seçimlerden yana olduğu bir gerçektir. Kurultay akşamı konuk olduğu devlet kanalında bu yönde açıklamalar yapması, mecliste muhalefet de dâhil güçlü partiler görmek istediğinden söz etmesi hatta Alman demokrasisini ve koalisyonlarını örnek göstererek “Neden bizde de koalisyon hükûmetleri olmasın?” şeklindeki ifadesi şaşırtıcı olmuştur. Anlaşılan Tokayev, 30 yıllık yönetim anlayışına karşı toplumda gelişen ve “Acılı Ocak Olayları” sırasında kitlesel protestolar şeklinde kendini gösteren muhalefetin Mecliste güçlü bir şekilde temsil edilmesinin devletin bekası açısından bir zorunluluk olduğu kanısına varmıştır. Mecliste meşru biçimde temsil edilmeyen toplumsal muhalefetin radikal yahut yasa dışı ifade yollarına başvurmak zorunda kalacağı “Ocak Olayları” ile anlaşılmıştır. Bu noktada iki bakış açısı ileri sürülebilir: Birincisi, Tokayev’in bu konuda samimi olmayıp toplumsal muhalefet dalgasını Meclis çatısı altına alarak pasifize etme amacını taşıdığı; ikincisi ise Tokayev’in hür, serbest ve adil seçimlerin yapıldığı, halk iradesinin hükûmete tam olarak yansıdığı gerçek bir demokratik düzenden yana olduğudur. İkinci bakış açısına sahip olmakla birlikte, elbette bu kapsamlı demokratikleşme hamlesinin hemen ilk seçimlerde gerçekleşeceği iddiasını taşımıyoruz. Barındırdığı riskler ve muhtelif zorluklar nedeniyle bu demokratik dönüşüm belli bir takvime bağlı olarak hayata geçirilecektir.

8. Parlamento, hükûmet, seçim ve siyasal partiler kanunlarında yapılacak reformlardan sonra “Kazakistan’daki siyasal muhalefetin tavrı ne olacaktır?” sorusu bu noktada önem taşıyor. Bu sorunun cevabı, müstakil bir analizi gerektirse de düşüncelerimizi kısaca ortaya koyalım.
Hâlihazırda Kazakistan’da iktidara alternatif oluşturacak güçlü bir muhalefet partisi bulunmamaktadır. Geçen yılın başında yapılan parlamento seçimlerine gerçek muhalefet partilerinin katılmadığını, seçimleri boykot eden muhalefet partisi Jalpıulttık Sosyal Demokrat Partinin büyük tepki gördüğünü; 2019 Cumhurbaşkanlığı seçimlerine “Ult Tağdırı” (Ulusun Kaderi) Birleşik Millî-Vatanseverlik Hareketi adayı olarak katılan ve %16,23 oranında oy alan Emirjan Kosanov’un seçim sonuçlarını meşru kabul ettiği yönündeki açıklamaları dolayısıyla kendi seçmenince ihanetle suçlandığını hatırlatalım. Ülkede güçlü bir muhalefet partisinin olmaması elbette tek bir sebebe indirgenemez. 1997’den beri yakından takip ettiğimiz Kazak siyasal muhalefetinin neden güçlü bir parti etrafında toplanamadığını değerlendirmeye çalışalım:

• Müesses nizam, Kazak muhalefetinin güçlü bir şekilde temsil edilmesine müsaade etmemiştir; baskın erken seçimlerle yahut partilerin Adalet Bakanlığına başvurularını reddederek yahut çok geç sonuçlandırarak seçimlere katılmalarını engellemiştir.
• Muhalefet partileri, yaşanan iç tartışmalar nedeniyle siyasal yaşamlarına güçlü bir şekilde devam edememiş, sürekli bölünmeler yaşamıştır. Örneğin 3 Nisan 2002’de kurulan, üç eş başkan tarafından (Bolat Abilov, Alihan Baymenov, Oraz Jandosov) yönetilen –parti liderliğine o günler de Genç Türkler yakıştırması yapılıyordu- ve ciddi bir halk desteğine mazhar olan Ak-Jol Partisi 2004 yılı Parlamento seçimlerinde elde ettiği %12 oy oranıyla 2 milletvekili çıkardı. Sonraları sayısı beşe çıkan eş başkanlar arasında, 2006 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde muhalefet cephesinin ortak adayı Jarmahan Tuyakbay’ın desteklenmesi konusunda yaşanan fikir ayrılıkları nedeniyle Bolat Abilov, Oraz Jandosov ve Altınbek Sarsenbeyulı Ak Jol’dan ayrılarak 2005 Nisan’ında Nağız Ak Jol “Hakiki Ak Yol” partisini kurdular. Fakat bu parti de 2005 Aralık ayında gerçekleşen erken Cumhurbaşkanlığı seçimine, Adalet Bakanlığı tarafından zamanında tescil edilmediğinden eş başkanlarından Altınbek Sarsenbeyulı’nı aday gösterememiştir. 12 Şubat 2006’da Sarsenbeyulı’nın öldürülmesinden sonra hem Nağız Ak Jol hem de muhalefet büyük güç kaybetmiştir. 6 Haziran 2019’da başkent Nur-Sultan’da bir grup muhalif tarafından organize edilen sözde “Halk Kurultayı”nda alınan “Halk Demokrasi Partisi”ni kurma kararı görüş farklılıkları nedeniyle kâğıt üzerinde kalmıştır.
• Yeni kurulan muhalefet partilerine “iktidarla muvazaalı” parti damgasının vurulması da Kazak siyasetinde sık rastlanan bir durumdur. Örneğin 1991 Ekim’inde ünlü şair, yazar ve devlet adamları Oljas Süleymenulı ile Muhtar Şahanov’un birlikte kurduğu Kazakstan Halk Kongresi Partisinin, o dönemde popüler olan Azat Hareketini zayıflatmak maksadıyla iktidar tarafından kurdurulduğu kimi çevrelerce ileri sürülmüştü. 2002’de kurulan Ak Jol Partisi de “Kazakstannıñ Demokratiyalık Tañdawı/Demokratiçeskiy Vıbor Kazahstana” (Kazakistan’ın Demokratik Seçimi” partisi tarafından bu şekilde itham edilmişti. Zira Ak Jol’un kurucularının birçoğu bu partiden ayrılmıştı. 2005 seçimlerinde muhalefetin ortak adayı (Adiletti Kazakstan “Adil Kazakistan” platformu) olarak Cumhurbaşkanlığı seçimlere katılan Jarmahan Tuyakbay da muhalif kesimler tarafından aynı suçlamalara maruz kalmıştır. Son cumhurbaşkanlığı seçiminde muhalefetin adayı olarak seçime katılan Emirjan Kosanov da seçim sonuçlarının meşru olduğuna dair yaptığı açıklama sonrası ihanetle suçlanmıştı. Daha pek çok örneği sayılabilecek bu kronik durumun son örneği ise eski Nur Otan milletvekili Nurjan Altayev’in kurduğu El Tiregi (Halkın Dayanağı) partisine yapılan muvazaalı parti olduğu suçlamasıdır. Örneklerden anlaşıldığı üzere bu tür ithamlar, Kazakistan’da toplumsal muhalefeti sağlıklı biçimde temsil edecek güvenilir ve güçlü bir partinin ortaya çıkmasına engel olmaktadır.
• Kimi siyasal partiler ve hareketlerin dış odaklarla bağlantılı olması da ülkede muhalefete güven duyulmasının önündeki engellerden biridir. Yurt dışındaki muhalif liderler Muhtar Ablyazov ile Akejan Kajıgeldin bu hususta örnek verilebilir. Özellikle Avrupa Birliği ülkeleri ve İngiltere tarafından desteklenen Kajıgeldin’in yurt dışındaki çalışmalarının Avrupa Parlamentosu tarafından desteklendiğini, kendisine Avrupa Parlamentosu binasında Yeni Kazakistan adlı bir forum düzenleme imkânının tanındığını önceki yazılarımızda belirtmiştik. Söz konusu bu partiler ve hareketler, halkın sorunlarıyla ilgilenmekten çok devletin dış politikalarına karşı tepki göstermekte, Soros güdümlü sivil toplum örgütleriyle birlikte “insan hakları, özgürlük” gibi, tanıdık (!) kavramlar etrafında bir mücadele stratejisi izlemektedirler.
9. Siyasi aktivist Janbolat Mamay tarafından kurulan Kazakstannıñ Demokratiyalık Partisi, eski Nur Otan milletvekili Nurjan Altayev’in kurduğu El Tiregi (Halkın Dayanağı) ve yasaklı Kazakstannıñ Demokratiyalık Tañdawı partisinin devamı olduğu gerekçesiyle kuruluşuna izin verilmeyen Köşe (Sokak) partileri, Adalet Bakanlığına yaptıkları başvurular onaylanmadığından bugüne kadar seçimlere katılamadılar. Tokayev’in sözünü ettiği reformlar sonrasında bu partilerin onaylanıp onaylanmayacağını önümüzdeki dönem gösterecek.
10. Söz konusu reformlar sonrasında, yurt dışında yaşayan muhalif liderler Akejan Kajıgeldin (İngiltere), Muhtar Ablyazov (Fransa) ve Galımjan Jakiyanov’un (ABD) Kazakistan’a dönmelerine fırsat tanıyacak yargı süreçleri gelişir mi bilinmez. Ablyazov’a nispetle daha ılımlı bir muhalif figür olan Jakiyanov’un, yine önde gelen muhalif siyasi figürlerden Bolat Abilov ile Oraz Jandosov’un siyasete dönüp dönmeyeceği de takip edilmesi gereken durumlardan olacaktır.
11. Yürüttüğü muhtelif görevler sırasında (başbakanlık, savunma bakanlığı, başbakan yardımcılığı, Moskova büyükelçiliği, Almatı/Nur Sultan valilikleri vb.) yerli ve millî görüşlerinin yanı sıra halkın sevgisini kazanan yönetim tarzı ile dikkat çekmiş olan İmanğali Tasmağambetov’un da yeni dönemde siyasette yer alıp almayacağı merak konusudur. Tasmağambetov’un Nazarbayev sonrasında cumhurbaşkanı olacağı söylentilerinin, Nazarbayev’in Tokayev’i tercihiyle son bulduğunu belirtelim. Ocak olaylarından sonra her ne kadar Tokayev’e destek mesajıyla dikkat çekmiş olsa da Tasmağambetov’un halkta karşılığı olan, etkili bir devlet adamı olması kendisini yeni bir sürece sokabilir. Gerçekten hür, serbest ve adil bir seçimden Tasmağambetov’un başarıyla çıkacağı kanısındayız. Ancak Kişi Cüz mensubu olmasının kendisini dezavantajlı kıldığının farkında olduğumuzu da ekleyelim.

12. Nazarbayev’in büyük kızı Dariga Nazarbayeva, 2003 sonunda kurduğu Asar Partisini 2006 Temmuz’unda babasının başında olduğu Otan Partisiyle birleştirme kararı almıştı. Cumhurbaşkanı Tokayev tarafından senato başkanlığı ve üyeliğine 2020 Mayıs’ında son verilen ve hâlen Meclis milletvekili olan Dariga Hanım, Ocak Olayları sırasında sağlık sorunlarını gerekçe göstererek bir aylık rapor almıştı. Nur Otan Partisinin olağanüstü kongresinin bu zaman dilimine denk düşmesi ilginçtir. Entelektüel kişiliği, çalışkanlığı, enerjisi ve hırslı yapısıyla bilinen Dariga Nazarbayeva’nın, Nazarbayev kadrolarının tasfiye edildiği ve son eşi Şaripbayev’in devlet şirketi KazakGaz’daki yönetim kurulu başkanlığı görevine son verildiği bugünlerde yeni bir siyasi parti ile Tokayev’in karşısına çıkıp çıkmayacağı da önümüzdeki günlerin önemli gündem maddelerinden biridir. Nazarbayev’in; kendisinin, aile üyelerinin ve yakın çevresinin karşısına çıkmayacağı yönünde Tokayev’e teminat verdiği Kazak kamuoyunda konuşulsa da önümüzdeki günlerin neler getireceği bilinmez.
Sonuç
Kazakistan’ın siyasi geleceğinin şekillenmesinde ABD ve müttefikleri ile Çin arasında yaşanmakta olan güç çatışmasının etkili olacağını vurgulamak gerekir. Zira her ne kadar çok vektörlü bir dış politika izlese de Kazak dış politikasının ilk vektörü her zaman için Rusya’dır. Rusya’nın ABD-Çin çatışmasında nerede konumlanacağı bir anlamda Kazakistan’ın da nerede duracağını gösterecektir. Kazakistan, Bir Kuşak Bir Yol’da Çin’in yakın ortağıdır hatta Şi Cinping bu projeyi ilk olarak 6 Eylül 2013’te Kazak başkentindeki Nazarbayev Üniversitesinde dünyaya duyurmuştur. Kazakistan, “Nurlu Yol” adını verdiği millî projesiyle Bir Kuşak Bir Yol’a eklemlenmiştir. Öte yandan Tokayev’in mesleki stajını SSCB’nin Çin Büyükelçiliğinde yaptığını; 1983, 1984 yıllarında Pekin Dil Bilimi Enstitüsünde Çince öğrendiğini, SSCB Dışişleri memuru olarak Çin Büyükelçiliğinde uzun yıllar görev yaptığını hatırlatalım. Bu bakımdan Tokayev’in Çin devlet Başkanı Şi Cinping’le yakın ilişkisi kimseyi şaşırtmamalıdır. 2 milyon 724 bin 902 kilometrekarelik yüzölçümü ve 20 milyona henüz ulaşan nüfusu ile Kazakistan’ın 1783 km ortak sınıra sahip olduğu komşusu Çin’in karşısındaki bir cenahta konumlanması kendisini jeopolitik tehditlerle karşı karşıya bırakacaktır.

1991’den bugüne bağımsızlığını ve toprak bütünlüğünü korumayı bilen Kazak devlet aklının, Türk Devletleri Teşkilatının da güçlenmesiyle bu çetin sınavdan başarıyla çıkacağına inancımız tamdır.
Ahmet Hayrettin Sağdıç Kafkassam

İlgili Yazılar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir