Ermenistan seçimlerinde geçerli oyların yüzde 25’inden fazlasının sayılmasını müteakip Paşinyan zaferini ilan etti. Ermeni hesapları an itibariyle Paşinyan’ın sayılan oyların yaklaşık yüzde 58’ini aldığını paylaşıyor.
Taşnaksutyun Partisi lideri eski Cumhurbaşkanı Robert Koçaryan ise ağır bir yenilgi aldı. Yüzde 18 civarında oy aldı.
Peki kısa bir sürede ağır bir savaş hezimetine uğrayan Paşinyan neden kazandı?
Paşinyan, Ermenistan’ın ilk Cumhurbaşkanı Ter Petrosyan’ı devirerek iktidara gelen Taşnaksutyun geleneğinin uzantısı liderlerin uzun iktidarlarından sonra, “Kadife Devrim” diye adlandırılan bir süreçten sonra Başbakan oldu. Kendisinden önceki liderler geleneksel olarak Rusya yanlısı ve akılcılıktan uzaklardı. Hem devletlerinin hem de halklarının gücünün çok ötesinde bölgede yayılmacı hedefleri vardı. Türkiye ve Azerbaycan’ın yarısını, Gürcistan’ın da üçte birini istiyorlardı. Komşularından sadece İran ile sınırları açıktı. Dünya ticaretine önemli ölçüde kapalı bir İran ise Ermenistan’ın dünyayla bütünleşmesini sağlayacak imkana sahip değildi.
Bütün bunlarla birlikte Paşinyan öncesi süreçte Ermeni halkı ciddi anlamda fakirleşirken eski yönetici elitin yolsuzlukları, dar kadroculuğu ve kibri halkı yordu. “Yıpranmamış ve denenmemiş” Paşinyan’ı bir kredi verdi.
Türk kamuoyu Paşinyan’ı İkinci Karabağ Savaşı sürecinde tanıdı ama 2018’de iktidara gelen Paşinyan Rusya karşıtı, Batı yanlısı ve eski yönetici elite göre daha “rasyoneldi.” İktidarının ilk aylarında Karabağ sorununun çözümüne ilişkin makul laflar ediyordu. Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in ifadesine göre yaptığı bir görüşmede, “eski yönetici eliti ve Taşnakların devletteki nüfuzunu zayıflattıktan sonra Karabağ sorunu için makul bir zeminde anlaşabiliriz” demişti. Bu konudaki yaklaşımı vefatından önce rahmetli Türkeş ile görüşmeler yapan ilk Cumhurbaşkanı Petrosyan’dan farklı değildi.
Paşinyan açıkça dillendirmese de Türkiye’ye yönelik toprak taleplerinin, Karabağ’daki beyhude işgalin Ermenilere herhangi bir faydası olmaması bir yana aksine her geçen gün fakirleşmelerine sebep olduğunu gayet yakından biliyordu. Mevcut statükonun sürdürülemezliğinin farkındaydı.
Bu arada seçim sonuçları örgütlü bir azınlık dışındaki Ermeni halkının da Paşinyan ile aynı hissiyatı taşıdığını gösteriyor. Ülke sınırları dışında refah içinde yaşayan diasporanın komşu ülkelere yönelik yayılmacı talepleri ve maksimalist dayatmalarının romantikliği yaklaşık 30 sene içinde karınlarını doyurmadı. Sürekli fakirleştiler.
2. Abdulhamid’e suikast düzenleyen, Talat Paşa ve Said Halim Paşa başta olmak üzere pek çok devlet büyüğümüz ile onlarca diplomatımızı şehit eden terör örgütü Taşnaksutyun nostaljisi bir yere kadar gelebildi. Şimdi Ermeni halkı iş ve aş istiyor. Nüfus giderek azalıyor. Düşman olarak gördükleri Türkiye’de 100 binden fazla kaçak Ermenistan vatandaşının olduğu haberleri yayınlandı.
Komşu ülkelerin topraklarıyla ilgili yayılmacı taleplerinden dolayı ekonomileri çöktü. Herhangi bir üretimleri yok. Diasporadan gelen sadakalar dışında bir gelire sahip değiller.
Hülasa Türkiye, Azerbaycan ve Gürcistan sınırları açılmazsa Ermeni halkının aç kalması kaçınılmazdır. Seçimlerden kısa bir süre önce Petrosyan, Türkiye ve Azerbaycan ile barışın kaçınılmazlığına dikkat çekmişti.
Ermenistan vatandaşları, diasporanın kimlik inşa etmeye çalıştığı sözde “soykırım” masalı ile geçmişteki Taşnak terörü romantizminin karın doyurmadığını anladı ve pragmatik bir tercih yaptı.
Tabiatıyla bu seçim sonuçları henüz bir başlangıç. Gerisi tamamen Ermenistan yönetimine kalmış. Sözde soykırım iddialarından vazgeçmeyip, Anayasalarını değiştirip komşularından toprak talebi iddialarını terk etmedikleri sürece aç kalmaya mahkûm olurlar.
Ahmet Aslan
NOT: Bir taraftan seçim sonuçlarını da takip ederken çalakalem kaleme aldığım değerlendirmemi ikinci kez okuma fırsatım olmadı. Yazım hatalarım olmuşsa affola.