Rusya’nın Ukrayna hakkındaki stratejisi Moskova’nın işgal senaryosunu hayata geçirmesiyle sonuçlandı ve Batı’nın yeterli adımı Kremlin’in kafasındaki ekonomik baskı araçlarını kaldırmaktır.

Rusya’ya yönelik yaptırımların etki ölçeği büyüyor ve bunun ekonomik sonuçları ekonomistler ve finans uzmanları tarafından daha net açıklanabilir.

Ekonomik tablodaki yaptırımların genel sonucu, ekonomik alanda oynanmakta olup, sürdürülebilir olup olmayacağı söz konusudur.
Şimdi asıl soru şu: Yaptırımlar Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in planlarından vazgeçebilecek mi?

Putin Ukrayna’ya müdahale planlarını masaya yatırınca, hangi ekonomik felaketlere yol açacağını hesapladı, ama Batı şaşırmadı.

Mevcut yaptırımlar Putin’in hesapladığı risklerin en az iki basamak üzerinde. Rusya liderliği, Avrupa ve ABD’nin müşterek iradesinin Moskova’ya karşı akıbetini yanlış hesaplamış gibi görünüyor.

Böylece yaptırımlar Kremlin’in siyasi kararlarını etkilemiyor ve Moskova, Ukrayna planlarının uygulamasından geri çekilmiyor.

Öyle ise yaptırımlar kar topu gibi büyür ve “baharın gelmesi” an meselesi olur. Başka bir deyişle, Batı yaptırımları Rus siyasi kararlarını etkileme gücüne sahipse, Batı da ekonomik çıkarları ön plana çıkaracak ve olayların akışına bırakacaktır, uygulanan yaptırımların işleyiş mekanizmasının kontrolünü sağlayacaktır ben de bir form olacağım.

Rusya, 2014 yılında Kırım’ı işgal ettikten sonra bile bir yaptırım dalgasına maruz kalmış ancak bu yıkımlardan ekonomik becerilerle çıkmayı başardı.

Putin’in hesap edemediği diğer nokta Ukrayna ordusunun direnişi ve Ukrayna halkının direnişi oldu – muhtemelen Kremlin kolayca ram edebileceğini düşündü.

Rus ordusunun verdiği kayıplar da Kremlin’e acı çektiren bir faktör haline gelmiyor. Bu nedenle, Rusya Ukrayna’dan istediğini almadıkça vazgeçmeyecek – gerek askeri anlamda, gerek siyasi içerikte.

Agshin Karimov Kafkassam