Günahlarım korkunçtu;
ama sonsuz bağışlayıcının kolları uzundu,
başvuran herkesi bağrına basıyordu.” diyor Dante.
Hatalarımız her ne olursa olsun mutlak suretle farkına vardığımızda kendimize gelerek olumsuz olan sürecin telafisi için mücadele etmemize önem vermemiz gerektiğinin mesajını veriyor bizlere.
*Neydi bu mesaj?*
Kanaatkâr bir bakış açısı ile sürece pozitif duygular içerisinde odaklanıp kâr ve zarar gözetmeksizin adil bir şekilde doğru sonuca odaklanın demek istiyor.
İnsan nefs taşıyan bir varlık olması hasebiyle her zaman iyi standarta olmayı ve verimli imkanlardan istifade ederek rahat bir şekilde yaşamayı arzular.
Bunun olabilmesi için iki seçenek vardır.
Okuyup, araştırıp daha sonra proje geliştirip nihai sonuca kazanç odaklı yaklaşmak.
Diğer seçenekte, okumadan, araştırmadan ve proje geliştirmekten kendisini alı koyup kazanmak için hırs ve ihtiras ile konuya odaklanmak gibi zararlı bir düşünce oluyor.
İlk emir ile oku buyruğu bize müjde olarak gelen son ilahi kelamda bu konu hassas bir şekilde beyan edilmiştir.
Tıptan astronomiye, geometriden fiziğe, edebiyattan sanata ve daha bir çok bilimsel alana baktığımızda hep okuyup, düşünerek elde ettiğimiz değerler sayesinde gelişen projelerin insan hayatını iyi bir şekilde etkilediğini görüyoruz.
Farklı bir bakış açısı ile konuya odaklandıgımızda Dante, budalaların budalası tanımını yaparken sert ve keskin bir şekilde kendi nefsini analiz ederek durum değerlendirmesi yapıyor.
Aynı zamanda çağlar ötesinden, yani gelecekten geçmişe doğru hızla yol alan bizlere bir mesaj vermek istiyor.
*Peki ne diyor;*
Sözlerim kurşun olsun ayağına,
gözlerinle görmediğin evete yada hayıra,
yorgun biri gibi yavaş yürütsün seni:
çünkü hiç düşünmeden bir şeyi
onaylayan ya da yaşayan kişi,
en budalasıdır budalaların;
çünkü acele verilen karar, çoğu kez hatalı yöne kayar ve bu karara duyulan sevgi aklı bağlar, diyor.
Düşünün, akledin, sorgulayın, anlık kararlar ile kendinizi üzmeyin, başkalarını incitmeyin ki aynı minvalde sizde incitmeyen olun diyor.
Aynı konuya Farklı bir pencereden bakan Özdemir Asaf; Beni yokluğunla savaştırma, kaybederim, derken ilahi huzurun vicdanı ne kadar rahatlattigi ve huzura sevk ettiğine vurgu yapıyor.
Öte yandan Özdemir Asaf “Güzellik, gözdedir. Bakılan şeyde değil.” diyerek güzele bakmayı değil güzelce bakarak herşeyi güzel görmeyi öneriyor.
Mutlu olmanın yolunu, karşıdakini mutlu etmek sanıyorduk. Yanıldık, Çünkü ne kadar mutlu ettiysek, o kadar yalnız kaldık, diyen Cemal Süreyya mutluluğu kendi kalbinizde ve ruhunuzda var ettiğinizde zaman ve masraf kaybetmeksizin bunu bir başkası ile paylaşabilirsiniz. Bu hususta asla sizden birşey eksik olmaz.
Aksine hem sizde hem de paylaştıgınızda var olan sevgi bu değerin çoğalmasına vesile olur demektedir.
Yalnızlık, ruhu ürkütür, diyen Molière bunun nedenlerini anlık ve düşünmeden verdiğimiz kararlar doğrultusunda meydana gelen ve kontorlunu saglayamadigimiz olaylar olarak nitelendirmektedir. Bu olaylar da bizleri daima çıkmaza sevk etmektedir.
Heveslerin ne geçmişi, ne geleceği vardır. Aklıselim, iffet insana şimdiyi düşündürür, diyen Ahmet Rasim bizlere her zaman metanet ve sabir içinde hareket etmeyi tavsiye etmektedir.
İnsan bildiğini öğrenir. Bilen insan kötülük yapmaz. Kainatta tesadüfe tesadüf edilmez. En akıllı kişi neyi bilmediğini bilendir. Kendini bulmak istiyorsan, kendin için düşün.Bir şeyi gerçekten bilmek, onu anlatmakla olur, diyen Sokrates felsefi ve sosyolojik acıdan bizlere temel değerleri nasil koruyacağımızı belirtmektedir.
Siz siz olun bağışlayan ve affeden olun ki bağışlanan ve affedilen olasınız.
Siz siz olun ilmi bilim ile bir bütün olarak ele alan olun ki cehaletin zirveye tırmanmak istediğinde onu ıslah ederek burcu bilgi ile muhafaza eden olasınız.
Siz siz olun su gibi sade, toprak gibi sessiz, yaprak gibi naif, rüzgâr gibi gür, güneş gibi sıcak ve yıldızlar gibi berrak bir kalbe, düşünen bir akla, hiseeden bir ruha ve temiz bir imana sahip olun ki dünyanızda ki cehennem yerini cennete bıraksın.
Serdar Bozdoğan Stratejist Yazar
