KAFKASSAM – Kafkasya Stratejik Araştırmalar Merkezi

  1. Anasayfa
  2. »
  3. İran
  4. »
  5. Adil es-Salimi: İran 4+1 ülkelerini müzakereye çağırdı

Adil es-Salimi: İran 4+1 ülkelerini müzakereye çağırdı

Kafkassam Editör Kafkassam Editör - - 10 dk okuma süresi
266 0

İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan, Tahran’ın nükleer müzakerelere geri dönme koşulları hakkında müzakereci ülkelere uyarılar göndermeye devam etti. Bir yandan diğer taraflara ‘karşılıklı çıkarlar temelinde’ müzakereye hazır olmaları çağrısı yaparken, diğer taraftan da ABD yönetiminin ‘davranışını’ ve askeri insansız hava aracı programına karşı yaptırım uygulanmasını eleştirdi. ABD ise nükleer anlaşmayı canlandırmak amacıyla Tahran’ı yeniden müzakere masasına getirmek istiyor.

Abdullahiyan, 2 Kasım sabahı Twitter üzerinden yaptığı açıklamada, nükleer anlaşmayı canlandırarak ve Tahran’ı ekonomik yaptırımların kaldırılması karşılığında önceki kısıtlamalara geri dönmeye zorlayarak İran’ın nükleer silah üretimini engellemek isteyen Batılı taraflara mesajlar gönderdi.

Bakan, Kasım sonunda yapılacak müzakerelerle ilgili olarak nükleer anlaşmanın diğer taraflarına veya İran’ın dediği gibi 4+1 grubuna hitap etti. “Müzakerelerin amacı sadece konuşmak değil, somut bir anlaşma ve karşılıklı çıkarlara saygı duymaktır” diyen Dışişleri Bakanı, konuşmasını ‘4+1’in karşılıklı çıkar ve haklara saygıya dayalı müzakerelere hazır olması gerektiğini’ belirterek sonlandırdı.

Uluslararası baskı altında geçen hafta Tahran, müzakere masasına dönme kararı konusundaki belirsizliğe son verdi. İran Dışişleri Bakanlığı, geçen pazartesi günü müzakere heyetinin yeni yapısıyla Viyana’ya dönüş tarihini bu hafta sonu belirleme sözü verdi.

ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken’in geçen pazar günü CNN’e yaptığı açıklamaya göre, Batı’nın Tahran’ın müzakerelere ciddi bir dönüş için hazır olduğuna dair şüphelerine rağmen Washington ve üç Avrupalı müttefiki (Fransa, İngiltere ve Almanya), İran’ı nükleer anlaşmaya geri döndürme konusunda uzlaşı sağladı.

Abdullahiyan, “Beyaz Saray, İran ile müzakerelere devam ediyor ve nükleer anlaşmaya geri dönmeye hazır olduğunu söylüyor. Ancak aynı zamanda İranlı kişi ve şirketlere yeni yaptırımlar getiriyor” diyerek, bir başka açıklamasında da “Bay Biden’in davranışlarını yakından takip ediyoruz” ifadelerine yer verdi.

Söz konusu ifadeler, Abdullahiyan’ın koronavirüse yakalanması ve karantinaya alınarak işlerini evinden yürütmesi sonrasındaki ilk açıklama oldu. Bu gelişme, Viyana’daki görüşmelere devam etmeden Abdullahiyan ile bir araya gelmek ve nükleer anlaşmaya ilişkin ortak komiteye yeni bir rapor sunmak isteyen Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) Başkanı Rafael Grossi ile görüşme olasılığını zayıflatıyor. Bu durum da beklenen görüşmelerin atmosferine yansıyacak.

Geçen pazar günü Abdullahiyan, ABD yönetiminin nükleer anlaşmaya dönme ve yaptırımları kaldırma konusundaki ‘ciddiyeti’ hakkında şüphelerini dile getirdi. Hükümete bağlı ‘İran’ gazetesi tarafından yayınlanan bir röportajda, Washington’un ‘iyi niyetinin’ kanıtı olarak, İran’ın ‘daha önce 10 milyar dolarlık donmuş varlıklarına yönelik yasağın kaldırılması’ talebini yineledi. Talep listesinde, eski Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif’in ‘Başkan Biden’ın ilk günlerinde müzakereye gerek kalmadan tüm yaptırımları kaldıracak bir kararname yayınlaması’ arzusu da yer aldı. Öte yandan Tahran’ın, özellikle nükleer anlaşmayı eski haline getirmeyi amaçlayan müzakerelerde ABD ile herhangi bir bölgesel müzakereyi reddedici tutumu hatırlatıldı. Ayrıca ABD’lilerden Tahran ile yeni bir literatür kullanmaları istendi.

Geçen pazar günü ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan, “Mevcut yönetimin yaklaşımı, nükleer anlaşmada karşılıklı uyum temeline geri dönmeye çalışmak ve ardından bunu, füze ve bölgesel faaliyetleri de dahil olmak üzere İran’ın yaklaşımıyla ilgili endişeleri gidermek için bir temel olarak almaktır” dedi.

Ancak Sullivan, geçen pazar günü Roma’dan Glasgow’a giderken uçakta kendisine eşlik eden gazetecilere, ‘acil önceliğin nükleer kısıtlamaları geri getirmek olduğunu’ söyledi. Yetkili, “Çünkü bundan sonra durumun geri kalanını ele almak için daha iyi bir konumda olacağız” diyerek, gelecekte bunu yapmaya kararlı olduklarını vurguladı.

İsrail medya organları, 2 Kasım’da Sullivan ve İsrail Başbakanı Naftali Bennett’in geçen pazartesi gecesi bir telefon görüşmesinde İran meselesini ele aldığını bildirdi.

Cuma günü ABD Hazine Bakanlığı, bir insansız hava aracı programını hedef alarak, Devrim Muhafızları’ndan altı kurum ve kişiye yeni yaptırımlar uyguladı. ABD Hazine Bakanı Yardımcısı Wally Adeyemo, “İran’ın bölgeye insansız hava araçları yerleştirmesi uluslararası barış ve istikrarı tehdit ediyor. İran ve onun vekaletinde çalışan milisler, ortaklarımıza ve uluslararası deniz taşımacılığına saldırmak için insansız hava araçları kullanıyor. Hazine Bakanlığı, şiddet içerikli ve sorumsuz eylemlerinden dolayı İran’ı sorumlu tutmaya devam edecek” dedi.

Haaretz gazetesine göre yaptırımlar, İsrail tarafından sağlanan bilgilere dayanıyor. Bu durum, ABD’li yetkililerin İran’ın Suriye’deki ABD kuvvetleri üssüne bir insansız hava aracıyla yapılan saldırıya yataklık ettiğini söylemesinin ardından gelişti. İran’ın bölgesel faaliyetlerine yönelik yeni yaptırımlar hakkında yorum yapan ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, ister doğrudan isterse vekaleten olsun, İran’ın tehdit edici tüm faaliyetlerini ele alma sözü verdi.

Öte yandan Tahran’daki muhafazakârlar ve Devrim Muhafızları çevreleri, 4 Kasım 1979 tarihinde ABD büyükelçiliğinin işgalini ve 444 gün boyunca ABD’li rehinelerin alıkoyulmasını anmaya hazırlanıyor. Bu durum, o günden bu yana iki ülke arasındaki ilişkilerin kopmasına neden oldu. Bu çerçevede Tahran’ın merkezinde Devrim Muhafızları’na bağlı güçler tarafından ele geçirilen ABD büyükelçiliği karargahında dün yeni İran hükümetinin üst düzey yetkililerinin katılımıyla ‘ABD’nin batışı’ konferansı başladı. IRNA haber ajansının parlamento işlerinden sorumlu başkan yardımcısı Muhammed Huseyni’den aktardığına göre ABD, konumunu kaybetti. “ABD, vekalet savaşlarında yenildi” diyen Huseyni, Afganistan, Suriye ve Lübnan’da da yenilgiler aldığını dile getirdi. Muhammed Huseyni, “Bugün ABD’nin karşısında kararlı şekilde duruyoruz ve gerektiği yerde ona karşılık vereceğiz” şeklinde konuştu.

Siyasi İşlerden Sorumlu İçişleri Bakan Yardımcısı Muhammed Bakır Harmşad, “ABD’lilerin İran’ı bölgesel bir süper güç olarak kabul etme ve İran’ın yaptığı gibi taahhütlerini yerine getirme zamanı geldi” dedi.

ABD Başkanı Joe Biden, pazar günü Roma’daki G20 Zirvesi’nde yaptığı konuşmada, “ABD, İran’ın insansız hava araçları kullanmak da dahil olmak üzere Washington’un çıkarlarına karşı eylemlerine cevap verecektir” dedi. Biden, ABD’nin anlaşmaya geri dönmesi halinde ‘Tahran anlaşmanın taahhütlerini ihlal etmediği sürece, geri çekilmeyeceği’ sözü verdi.

Tahran, ABD’den nükleer anlaşmadan çekilmeyeceğine dair güvence talep ediyor. Cumhuriyetçi Senatör Ted Cruz, Biden’ın sözüne meydan okudu. Twitter üzerinden açıklama yapan Cruz, “Başkan, Senato İran’la herhangi bir anlaşmayı onaylamadıkça hiçbir yasal yetkiye sahip değildir” diyerek, gelecekteki herhangi bir ABD başkanının ‘anlaşmayı bozacağına’ dair güvenini dile getirdi.

İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Said Hatipzade, ABD’li senatörün tweetine yanıt verirken, “Biden, nükleer anlaşmanın tarafları da dahil olmak üzere uluslararası toplumu imzasının bir anlam ifade ettiğine ikna etmelidir” dedi.

Hatipzade, “Dünya, Cruz’un Washington’da haydut rejimler olduğunu kabul ettiğinin farkında” diyerek, ‘nesnel güvenceler’ talep etti. İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü ayrıca, “Kimse daha azını kabul etmeyecektir” dedi.
Adil es-Salimi şarkulavsat

İlgili Yazılar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir