İran Dışişleri Bakanı Cevad Zarif’in İranlı ekonomist Said Lilaz’la yaptığı söyleşinin ses kaydının 26 Nisan tarihinde Londra merkezli Iran International kanalına sızdırılmasıyla birlikte İran dış politikasındaki yetki tartışmaları yeniden gündeme geldi.
Zarif’in ses kaydı, Ruhani hükümeti dönemindeki gelişmeleri kayıt altına alıp bir sonraki hükümetlere tecrübe aktarımını amaçlayan sözlü tarih projesi kapsamında arşivlik bir söyleşiydi.
Sızdırılan ses kaydına dair İran kamuoyunda en çok tartışılan konulardan birisi Zarif’in askeri kurum ve şahısların görevine müdahale ettiğini ve kimi zaman küçümsendiğini söylemesiydi.
Suikast sonucu öldürülen Kasım Süleymani’nin intikamını almak üzere İran tarafından Irak’taki ABD üslerine yapılan saldırılardan haberdar olmadığını söyleyen Zarif, ABD’li makamların bile kendisinden önce haberdar edildiğini ifade ediyordu.
Zarif, İran Devrim Muhafızları tarafından düşürülen Ukrayna’ya ait sivil uçakla ilgili düzenlenen Millî Güvenlik Konseyin’de uçağın füzeyle düstüğüne dair iddiaları gündeme getirince toplantıdaki askeri makamlardan şu cevabı alıyor:
Git tweet at, bu iddiayı yalanla.
İran Devrim Muhafızları Ordusu’nun dış operasyonlar birimi Kudüs Gücü Eski Komutanı Kasım Süleymani’nin dış politikaya yaptığı müdahalelerden şikayetçi olan Zarif; ses kaydında diplomasinin sahaya yani askeri politikalara feda edildiğini belirtiyor.
Ses kaydında eleştirlerin hedefindeki şahıs Süleymani olunca, Zarif’e yönelik tepkiler gecikmedi.
Muhafazakar gazeteler Zarif’i sert ifadelerle eleştirdi. Örneğin Vatan-ı İmruz gazetesinin manşetinde Zarif görseliyle birlikte “Hakîr” ifadesi yer aldı.
Ülkede özellikle muhafazakar kanadın tepkisini çeken Zarif, İnstagram hesabından yaptığı paylaşımda Süleymani’nin ailesinden ve tüm sevenlerinden özür diledi.
Cumhurbaşkanlığı Stratejik Araştırmalar Merkezi Başkanı Hüsameddin Aşina, ses kaydının yayımlanması nedeniyle istifa etmek zorunda kalırken ve röportajla bağlantılı 20 kişi hakkında ülke dışına çıkış yasağı getirildi.
Hamaney: Kudüs Gücü İran’ın Batı Asya’daki siyasetini gerçekleştiriyor
İran Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif’in ses kaydı hakkında değerlendirmelerde bulunan İran devrim lideri Ali Hamaney, Zarif’in sözlerini düşmanın sözlerinin tekrarı olarak niteledi.
İran dış politikasının Dışişleri Bakanlığı tarafından belirlenmediğini vurgulayan Hamaney, “Dünyanın hiçbir yerinde dış siyaset Dışişleri Bakanlığında belirlenmez, Dışişleri Bakanlığı karar alıcı organ değil bunu icra edendir” ifadelerini kullandı.
Hamaney, Zarif’in dış politikaya müdahale etmekle suçladığı Kudüs Gücü hakkında, “İran’ın Batı Asya’daki siyasetini gerçekleştiriyor ve İran’ın buradaki en etkili gücüdür” şeklinde konuştu.
Askeri yapının hariciyeden rol kapmasından rahatsızlık duyan Zarif, bu durumdan daha önce de şikayetçi olmuştu.
2019 yılında Suriye rejimi lideri Beşşar Esad’ın Tahran’a gerçekleştirdiği ziyarette mevkidaşı Ruhani’yle yaptığı görüşmeye dair paylaşılan görsellerde İran Dışişleri Bakanı yer almazken Kasım Süleymani bulunuyordu.
Zarif, dönemin Kudüs Gücü Komutanı Süleymani’nin organize ettiği bu ziyaretten Esad, Tahran’dayken haberdar olmuştu.
Kısa bir süre sonra Instagram hesabından istifa ettiğini duyuran Zarif, bu kararına söz konusu ziyaretin bilgisi dışında gerçekleşmesini sebep göstermişti.
Zarif, istifa açıklamasında yer alan ifadelerle sistem içinde yaşanan krizi bir kez daha açığa vuruyordu:
Bugün yapılan görüşmelerdeki fotoğraflardan sonra Cevad Zarif’in Dışişleri Bakanı olarak artık dünyada itibarı yoktur.
Esad’ın Tahran ziyaretinde İran lideri Ayetullah Hamaney ile kucaklaştığı fotoğrafı manşetten vererek “Davetsiz misafir” başlığını kullanan Zarif’e yakın reformist çizgideki Kanun gazetesine geçici olarak yayın yasağı getirilmişti.
Kudüs Gücü, Ortadoğu’da önemli bir askeri yapı olduğu kadar İran’ın bölgedeki diplomatik faaliyetlerini belirleyen bir otorite olarak da öne çıkıyor. Hatta kimi zaman İran Dışişleri Bakanlığı’ndan daha etkin bir rol oynayabiliyor.
Bu durum İran’ın Eski cumhurbaşkanlarından Haşimi Rafsancani’nin şu sözleriyle daha iyi anlaşılabilir:
Dışişleri Bakanlığı, bizi ilgilendirilen en hassas bölgelerdeki sorumluluğunu kaybetmiş durumda. Irak, Suriye, Lübnan, Afganistan ve Yemen gibi ülkelere Kudüs Gücü’nün onayı olmadan elçi bile göndermek mümkün değil.
İran’ın bölge ülkelerindeki bazı elçi profilleri Rafsancani’nin sözlerini doğruluyor. Nitekim İran’ın Bağdat elçisi İrec Mescidi’nin bu görevinden önce Kudüs Gücü Eski Komutanı Kasım Süleymani’nin danışmanlığını yapmıştı.
Dönemin ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Morgan Ortagus, Tahran’ın Yemen’e atadığu elçisi Hasan Irlu için, “İran, büyükelçi kılığında Yemen’e devrim muhafızı gönderdi” ifadelerini kullanmıştı.
Özetle sızdırılan ses kaydında Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani’nin Dışişleri Bakanlığı’nı saf dışı bırakarak, dış politikaya müdahale etmekle suçlanması malumun detaylı bir şekilde ilamı oldu.
Zarif’in, “Savaş meydanındaki politikalar ülkenin stratejisine tabidir, ancak böyle olmadı ve ülke siyasetinin nasıl olacağını savaş meydanı belirledi” ifadeleri, Suriye başta olmak üzere dış politikadaki mutlak iradenin hangi kurumda olduğunu açıklıyor.
Zarif’in ses kaydı İran Devrim Muhafızlarının dış politikadaki tahakkümünün hayal edilenden çok daha ileri olduğunu doğruluyor.
Adem Yılmaz