KAFKASSAM – Kafkasya Stratejik Araştırmalar Merkezi

  1. Anasayfa
  2. »
  3. Türkiye
  4. »
  5. Adem Demir: Türkiye’deki sol kesim Kimler Putinci, kimler NATO’cu?

Adem Demir: Türkiye’deki sol kesim Kimler Putinci, kimler NATO’cu?

Kafkassam Editör Kafkassam Editör - - 15 dk okuma süresi
441 0

Rusya-Ukrayna savaşı solda bir tartışmaya neden oldu.

Türkiye solundaki kimi siyasi oluşumlarda kafa karışıklığı yaşanıyor.

Örgüt ve partiler, birbirine yönelik suçlama ve ithamlarda bulunuyor.

Kimi partiler Ukrayna’ya saldıran Rusya’ya açık destek verirken kimisi “tarafsız” görünmek için hem Rusya hem de NATO’yu aynı anda eleştiriyor.

Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik saldırısı ve işgal girişiminin hemen ardından sosyalist partilerden konuya dair açıklamalar peşi sıra geldi.

Sosyal medyada sosyalistlerin Rusya’yı desteklediği iddialarının tersine ulusalcı kimliği ile de bilinen Vatan Partisi ve Halkın Kurtuluş Partisi dışında Rusya’ya destek açıklayan sosyalist parti olmadı.

Sosyalist partilerce yapılan açıklamalarda Rusya’nın özellikle Putin’in kınandığı ancak bunun yanında NATO, ABD ve mevcut Ukrayna yönetiminin eleştiriliyor.

Emek Partisi’nden (EMEP) yapılan açıklamada Donetsk ve Luhansk’ın geleceğine orada yaşayan halklar karar vermesi gerektiği belirtildi.

“Bekleyemeyiz, izlemeyiz… Emperyalist savaşa karşı barışın sesini yükseltelim!” başlıklı bir açıklama yapan EMEP şunları söyledi:

“Emperyalist savaş ve işgalin büyüme olasılığı vardır. Bir yanda ABD, İngiltere yönetimleri ve NATO, diğer yandan Rusya ve onu destekleyen Çin emperyalist hükümetleri; halkların boğazlaşmasına yol açan savaş politikalarını adım adım inşa etmektedir. NATO emperyalist bir savaş örgütüdür. Emperyalistler bölgeden elini çekmelidir. Donetsk ve Luhansk’ın geleceğine orada yaşayan halklar karar vermelidir.”

Sol Parti hem ABD hem NATO hem de Putin’i eleştirdi

Sol Parti ise “emperyalist müdahaleye ve savaşa karşı kuracağız” mesajını verdi.

Partiden yapılan açıklamada, “Ukrayna’nın çıkarı bağımsız, egemen ve tarafsız bir ülke olarak toprak bütünlüğünün korunmasından geçiyor. ABD ve NATO, Ukrayna’dan ellerini çektiğini açıklamalı, ülkeye silah ve mühimmat sevkinden bir an önce vazgeçmelidir. Putin de Lenin’in ‘Ulusların kendi kaderini tayin hakkı’ ilkesini bile tanımayan, Ukrayna ve Belarus’u Rusya’ya katmayı meşru gören aşırı şoven tarih okumalarını terk etmeli, Ukrayna’nın kayıtsız-şartsız bağımsızlığını tanıdığını teyit etmelidir” denildi.

TKP: Ukrayna’nın gerici siyasi güçlerinin kullanılmasını kınıyoruz

Türkiye Komünist Partisi (TKP) ise Ukrayna’da yaşananları “faşist” ve “milliyetçi” güçlerin faaliyetleri olduğunu belirterek bunu “anti-komünizm” ve “komünistlere karşı zulüm” olarak niteledi.

“Rusça konuşan nüfusa karşı ayrımcılığı, Ukrayna hükümetinin Donbass’taki halka karşı silahlı saldırılarını kınıyoruz” ifadelerinin yer aldığı açıklamada, şunlar kaydedildi:

“Faşist gruplar da dahil olmak üzere Ukrayna’nın gerici siyasi güçlerinin, Avrupa-Atlantik güçleri tarafından planlarının uygulanması için kullanılmasını kınıyoruz. Ayrıca, Rusya liderliğinin bölgede kendi stratejik planlarını haklı göstermek için Lenin, Bolşevikler ve Sovyetler Birliği’ne karşı başvurduğu anti-komünist söylemleri de kabul edilemez.”

TİP: Rusya’nın saldırısına da NATO’nun genişlemesine de ‘dur’ diyoruz

Türkiye İşçi Parti (TİP) ise hem Rusya’nın saldırısını hem de NATO’nun genişlemesine karşı olduğunu duyurdu.

Partiden yapılan açıklamada, her iki tarafa yönelik de eleştiriler var.

“Moskova iktidarının, yayılmacı girişimleri için kimi tarihi referansları gerekçe göstermesi kabul edilemez” denilen açıklamada şunlar yer aldı:

“Dünya halklarının refahı, kanlı sömürgeci ve milliyetçi mirası yüceltmekle değil barış adımlarıyla sağlanacaktır. Rusya ordusunun harekatı derhal sona ermeli, bölgeye istikrar ve barış getirecek kapsamlı müzakere süreci bir an önce başlamalıdır. Yalnız Rusya-Ukrayna hattını değil, yerkürenin pek çok bölgesini istikrarsızlaştıran başlıca etken NATO’nun kendisi ve genişleme hedefleridir. Kapsamlı müzakere sürecinin birincil hedefi NATO’nun genişleme perspektifini ve yayılmacı politikalarını masaya yatırmak olmalıdır.”

Perinçek: Rusya’nın kullandığı silah, barış ve huzur getiren silahtır

Rusya’ya doğrudan ve açık destek veren siyasi oluşumlardan biri Vatan Partisi oldu.

Sol kesimde, Vatan Partisi’nin ve lideri Doğu Perinçek’in bu ideolojiye sahip olup olmadığı uzun yıllara varan bir tartışmanın konusu.

ABD karşıtı tutumuyla bilinen Perinçek, Rusya’nın kullandığı silahların barış ve huzur getireceği iddiasında bulundu.

Rus TASS ajansına konuşan Perinçek, “Sayın Putin, ABD’nin tehdidinin beyanatlarla durdurulamayacağını bilmektedir. Rusya’nın askerî operasyonu, evet silahlıdır ama Rusya’nın kullandığı silah, şu anda barış ve huzur getiren silahtır. Tıpkı Azerbaycan’ın Karabağ’ı kurtarmasında kullandığı silah gibi. Putin, barış ve huzur getiren modeli uyguluyor. Rusya’nın kararlılığı Doğu Akdeniz’de Türkiye’yi ferahlatıyor” diye konuştu.

ESP: Savaşın sorumluları ABD ve Rusya emperyalistleri ile faşist Ukrayna rejimi

Ezilenler Sosyalist Partisi (ESP) Merkez Yürütme Kurulu’ndan yapılan açıklamada ise eleştiriler üç tarafa da yöneltildi.

ESP’ye göre bu savaşın birinci derecede sorumluları, Rusya, ABD ve partinin “faşist” diye suçladığı Ukrayna rejimi:

“Sürecin işgal ve savaş düzeyine gelmesinin temel sorumluları, ABD ve Rusya emperyalistleriyle ırkçı-faşist Ukrayna rejimidir. Emperyalist çıkarlar ve yayılmadı sömürgesi politikalar bu sürecin asıl motivasyon kaynaklarıdır. Karşılıklı güçler tarafından ortaya sürülen ‘bağımsızlık’, ‘toprak bütünlüğü’, ‘ulusal güvenlik’, ‘terörizm’ ve ‘ulusal çıkarlar’ bu savaş siyasetinin emperyalist karakterini gizlemeye dönük kılıflardan ibarettir.”

Solcular arasında Rusya’yı destekleyenler olduğu gibi karşı çıkanlar da Batı’ya “göz kırpanlar” da var. Bu durum “Putinci” ve “NATO’cu” suçlamalarını da beraberinde getirdi.

Oğuzhan Müftüoğlu: Türkiye solu olması gerekeni yapıyor ve savaşa karşı çıkıyor

Yaşananların hiçbir halka fayda sağlamayacağı gerekçesiyle savaşa karşı çıkan SOL Parti PM Üyesi Oğuzhan Müftüoğlu, şöyle konuştu:

Türkiye’nin solu, bir bütün olarak iki cepheden yürütülen bu savaşa karşı ‘hayır’ kampanyası yürütüyor. Ukrayna’yı yöneten devlet politikasını, NATO, ABD ve diğer emperyalist ülke politikasını, keza Rusya’nın politikalarını reddediyoruz. Yaşananlar halkaların çıkarına değildir. Çıkacak savaşın bölge hakları ve dünya için hiçbir yararı yoktur. Basının kışkırtıcı tavrı ne kadar yanlış ise Putin’in izlediği reaksiyoner politikalar da hatalıdır. Yaşananlar, insanlığa acı getirmekten başka fayda sağlamaz. Putin’in tavrı ile emperyalist ülkelerin tavrı arasında nüans var. NATO ülkesi olmayan bir ülkenin kışkırtıcı bir pozisyon aldığı doğrudur. Buna karşı Rusya’nın agresif politikası da aynı derecede karşı çıkılması gereken yerdedir. Özetle Türkiye solu olması gerekeni yapıyor ve savaşa karşı çıkıyor. Türkiye solunun savaş karşıtı genel tavrını bir bütün olarak doğru, haklı buluyorum.

HKP Genel Başkanı Ankut: Kaşar emperyalist çakallar, Putin, Ukrayna’da alayınıza diz çöktürdü!

HKP Genel Başkanı Nurullah Ankut, ABD’yi sert ifadelerle eleştirdi.

23 Şubat 2022 tarihli “Kaşar emperyalist çakallar, Putin, Ukrayna’da alayınıza diz çöktürdü!” ifadelerini kullanan Ankut, şunları kaydetti:

“Ne oldu? Rusya’yı dişiniz kesmedi değil mi? Alçak, kalleş ve sinsisiniz. Ukrayna’yı, ‘sizin yanınızdayız, yalnız değilsiniz’, filan diye önce kışkırttınız. Fakat Rusya kararlı ve atak bir tavır koyup halkının kendi yanlısı olan Donbass bölgesini ve burada yer alan iki cumhuriyeti, Donetsk ve Luhansk’ı askeri şemsiyesi altına alınca, yani buraya bir askerî harekât düzenleyince, eliniz ayağınız tutmaz oldu… Hani savaş çıkartırdınız Rusya bunu yaparsa? Yaptı işte, hadi davranın maçanız yiyorsa… Yemez, değil mi?”

Yıllarca Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek ile omuz omuza siyaset yapan Mehmet Bedri Gültekin daha sonra bir grup arkadaşıyla Sosyalist Cumhuriyet Partisi’ni kurdu.

“Rusya’nın operasyonu Türkiye’nin çıkarına da hizmet ediyor”

SCP Genel Başkanı Gültekin, solda bir tartışma olmasının normal olduğu görüşünde.

Herkesin kendi yayın organlarında fikrini beyan ettiğini dile getiren Gültekin, “Evet kabaca bir tartışma var. Rusya ve Putin’i haklı görenler olduğu gibi haksız görüp eleştirenler de bulunuyor” dedi.

Bugünkü Rusya’nın geçmişteki sosyalist devletle ilgisi bulunmadığı söyleyen Gültekin, “Dolayısıyla eski Sovyetlerden gelen sempati ile Rusya’ya bakmak diye bir şey de söz konusu değil. Burada bütün mesele sonuç olarak Rusya’nın neyi ne amaçla yaptığıdır” diye konuştu.

Gültekin bir taraftan Rusya’nın da eleştirileceğini ifade ederken diğer taraftansa yaptığının doğru olduğunu savunuyor. Bunun için de Türkiye’nin Irak ve Suriye’de gerçekleştirdiği operasyonlarla kıyaslayarak “haklı” ve “meşru” bir girişimde bulunduğunu iddia ediyor.

Mehmet Bedri Gültekin, şunları söyledi:

“Amerika hariç pek çok ülke Türkiye’nin yaptığı sınır dışı operasyonlarda haklı olduğunu söyledi. Benzer bir durum Rusya’nın Ukrayna meselesinde de söz konusudur. Yani Ukrayna’da bir turuncu darbe gerçekleştirildi ABD. İş birliği yapan mafya yönetimi Kiev’de yönetime getirdi. Öte yandan sürekli silahlandırdı. Amaç, Rusya’yı kuşatmaktır. Rusya kendisine yönlenen tehdidi önlemek amaçlı bir operasyon yapıyor. Tamamen haklı bir operasyon ve Türkiye’nin de çıkarınadır. Ukrayna’nın NATO’ya dahil olması demek, Karadeniz’in bir NATO gölü haline gelmesi demektir. Bu da Türkiye’nin, Amerika tarafından kuşatılması operasyonunun tamamlanması anlamına gelecekti. Onun için bunu Türkiye’nin bir çıkarına da hizmet eden bir operasyon olarak değerlendiriyorum.”

Taş: NATO bir savaş örgütüdür, yayılmacılığına karşı çıkılıyor

Özgürlük ve Dayanışma Partisi’nin (ÖDP) eski genel başkanlarından Alper Taş ise solun esas gövdesinin Rusya-Ukrayna savaşını Moskova’nın bir işgali şeklinde gördüğünü ve saldırıya karşı bir tutum ortaya koyduğunu belirtti.

Rusya’nın eleştirildiğini ama NATO’nun yayılmacılığına da karşı çıkıldığını anımsatan Taş, “NATO bir savaş örgütüdür. Doğal olarak bir savaş örgütünün doğuya doğru yayılmasının altı çizilerek emperyalist yayılmacılığın karşı tavır ortaya konuluyor” ifadelerini kullandı.

“Türkiye solunun tutumu son derece net” diyen Taş sözlerini şöyle tamamladı:

“Türk solu zamanında Afganistan’ın işgaline karşı çıkmıştır. Bugün Rusya’nın Ukrayna’yı işgalini savunan ve Rusya’nın silahlarıyla barış gelebileceği gibi bir düşünceye sahip değiliz. Çünkü Rusya’nın dayandığı temeller de oligarkların sermayesinin yayılmasına dayanıyor. Ukrayna’daki savaş yeniden paylaşım kavgasının bir sahası. Sonuç itibariyle bu savaşa karşıyız. Ukrayna topraklarından Rusya çekilmeli. Rus Ukrayna’nın toprak bütünlüğüne saygı göstermeli. Ama Ukrayna’da NATO içerisinde dahil olmamalı. Kendisini Rusya’ya karşı bir savaş üssü haline dönüştüren emperyalist politikalara izin vermemeli”

“Rusya veya NATO’dan birisini tercih etme zorunluluğu yok”

Siyasetçi ve akademisyen Ufuk Uras ise dengeli hareket etmekten yana olmak gerektiğini söyledi.

Uras, bunun için en iyi çözümün hem NATO’nun genişleme politikalarına hem de Rusya’nın başka ülkenin egemenlik hakkına tecavüz eden politikalarına itiraz edilmesi olabileceğini ifade etti.

“Sonuç itibariyle birinden diğerini tercih etmek yerine gerek Rusya saldırısını gerekse NATO’nun yayılmacılığını eleştirmek lazım” diyen Uras sözlerini şöyle noktaladı:

“NATO’nun genişleme politikasının hiçbir karşılığı yok. Rusya’nın NATO açısından bir tehdit olmadığı ortada. Ama Rusya’nın da bir tür Slav milliyetçiliğini yaygınlaştırmanın insanlık barış açısından taşıdığı riskleri görmek ve savaş karşıtı olmak gerek. Rusya veya NATO arasında bir tercihte bulunmak zorunda değil insanlar. Riskleri görüp ona göre tutum göstermek bence en makul olanıdır.”

Adem Demir

İlgili Yazılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir