KAFKASSAM – Kafkasya Stratejik Araştırmalar Merkezi

  1. Anasayfa
  2. »
  3. İran
  4. »
  5. Abdurrahman Raşid: Taliban ve İran müttefik mi düşman mı?

Abdurrahman Raşid: Taliban ve İran müttefik mi düşman mı?

Kafkassam Editör Kafkassam Editör - - 4 dk okuma süresi
263 0

Afgan rejiminin, hükümeti, parlamentosu ve siyasetiyle birlikte yıl bitmeden, belki de daha önce sona erebileceği düşünülüyor. ABD’nin ve Koalisyon ülkelerinin ordularının çoğu, birçok milletten 150 bin kişiye varan yirmi yıllık askeri varlığı sona erdirmek için yola çıktı. Fakat daha sonra ülkenin merkezi bir otorite altında birleştirilmesi konusunda başarılı olamayarak geri çekildi.

ABD’nin Afganistan’dan çıkışı barış getirmeyecek. Aksine farklı cephelerde savaşlara neden olabilecek bir boşluk yaratacaktır. İran bunlardan biri olabilir. Bu yeni durum İran için tehlikeli mi? Taliban, Tahran rejiminin doğal düşmanı mı?

İran’ın Afganistan sınırı yaklaşık bin kilometredir ve bu çok uzun bir mesafe. İran rejiminin Afganistan’daki durumdan korkması için de yeterli. Afganistan’ın Taliban’ın otoritesi altında istikrarlı olup olmaması ya da ülkede bir iç savaş çıkması durumu değiştirmez. İşlerin nasıl sonuçlanacağı belli olmasa da dünyanın bu bölgesindeki ilişkilerin analizini basitleştirmek yanlış olur.

Taliban, İran’ın şiddetli bir düşmanı olabilir ve kanlı bir savaş cephesi açabilir. Böylece Irak ve Yemen gibi ülkelerde yaptıklarının ve yapmakta olduklarının tadını çıkaran İran, ilk defa savunmaya geçebilir. Taliban, İranlıların istediği müttefik de olabilir. Nitekim yıllarca Afganistan’daki Amerikalılara karşı onu desteklemeye çalıştı. Doktrinel farklılık, Şii din adamı rejimine karşı Sünni Taliban, iki radikal komşu rejim arasında bir çatışma olduğu sonucuna varmak için yeterli değil. Taliban, 11 Eylül 2001’deki saldırıların ardından iktidardan ayrıldı. Geçen yıllarda İran’ın desteğine güvendi.

İran harekete askeri destek sağladı ve sınırlarını kaçan el-Kaide liderlerine açtı. Nitekim örgütteki ikinci isim olan Eymen Zevahiri’nin İran’a sığındığı, senelerce yaşadığı ve öldükten sonra da buraya gömüldüğü söyleniyor. Ayrıca İran, Usame bin Ladin’in aile üyelerinin de sığınağı oldu. Filistin’de Hamas ve İslami Cihad’ın ana finansörü, Müslüman Kardeşler’in müttefiki olmaya devam ediyor. İran, Irak’taki en gözde zaferlerini silahlı Sünni muhalefeti ve radikal örgütleri Amerikan güçlerine karşı kullanarak kazandı.

İran ve Taliban yıllardır müttefikler. Bu iş birliği devam edebilir. Nitekim Taliban heyetleri geçen aralık ayından bu yana Tahran’ı yoğun bir şekilde ziyaret ettiler. Devrim Rehberi de Taliban’a alenen övgüde bulundu.

Taliban’ın genel politikası ve özellikle Tahran’daki konumu hakkında bir yargıya varmak için acele etmek istemiyorum. Ancak mazi, hareketin akıllıca hareket ettiğine tanıklık etmez. İran rejimiyle ilişkisi, -iki silahlı ideolojik dini grubun doğası göz önüne alındığında- ya iş birliği ya da savaşla sonuçlanacak.

Ne yazık ki ister Afgan hükümeti kalsın ister Taliban başkent Kabil’i ve yönetimi ele geçirsin, güvenliğin sağlanacağına ve çatışmanın sona ereceğine ilişkin hiçbir beklenti yok. Büyük güçler arasındaki rekabet, şiddetlidir. Afganistan, Çinlilerin, Rusların ve Amerikalıların rekabet ettiği, dünya üzerinde bulunan az sayıdaki birkaç yerden birdir. Burada Pakistan, Hindistan ve İran gibi nüfuz sahibi ve bunu elinde tutmak isteyen bölgesel güçler de var.

Abdurrahman Raşid
Suudi Arabistan’lı gazeteci. Şarku’l Avsat’ın eski genel yayın yönetmeni

İlgili Yazılar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir