KAFKASSAM – Kafkasya Stratejik Araştırmalar Merkezi

  1. Anasayfa
  2. »
  3. Türkiye
  4. »
  5. Abdurrahim Tufantoz: ŞOL BAB DEMOKRASİ HAKKINDA BEYANIMDIR

Abdurrahim Tufantoz: ŞOL BAB DEMOKRASİ HAKKINDA BEYANIMDIR

Kafkassam Editör Kafkassam Editör - - 5 dk okuma süresi
105 0

Demokrasi denen illet Hz. İsa efendimizden 500 küsur yıl evvel Grek diyarında ‘demos’ (halk) ve ‘kratos’ (hükmetmek, idare etmek) kelimelerinin birleşiminden teşekkül etmekte ve lügatlerde ifade buyrulduğu şekliyle avamın kendi kendini idare etmesi manasına gelmektedir. Sonu “krasi” ile biten bürokrasi, otokrasi, demokrasi gibi şeyler Grek kâfiri tarafından icat edilmiştir. Bizzat zevcesi “herif başımıza icat çıkarma” demişse de kelamı nazar-ı dikkate alınmamıştır. Feylesof her şey ayan beyan aşikar olacak ve devleti idareye avam kısmısı da dahil olacak deyu ünleyince havas taifesi “lütfen bize karışmayınız, biz devlet idaresinden ne anlarız? Efendi işinize gidiniz” nidalarına rağmen o işine gitmeyip mucit edalarıyla ortalıkta seyr-ü sefer etmeye başlamıştır.
Mucit feylesof meczup bir halde dolanır iken Roma nam devlet Grek diyarını tarumar ederek zapt eylemiştir. Feylesofumuz onların karşısına geçip şöyle nida etti: “Ya ehli Roma taifesi ben şöyle bir şey icat ettim ama beni tefe koydular, sizler bu hususta ne dersiniz?” Roma kayseri bu garip âdeme bakarak neler saçmalıyorsun zırmeczup? diye sual etmiş. Ama bu ahvali göz ardı etmeyerek “bunun dediği nedir?” diye ünlemiş. Akil kişiler acilen cem olup fikir teatisinde bulunarak krala şöyle izah etmişler: “Hey kralımız bu kişi avam da devlet yönetiminde söz sahibi olsun, onların da fikri sorulsun diyor diye demokrasiyi tefsir etmişler. Romalılar o zamanlarda tuman neyin bilmedikleri için yataktan kalkarken nevresimi üstlerine sarıp öyle sokağa çıkarlarmış. Ayaklarına sandalet dedikleri parmak arası takunyalar giyerler ve dahi Senato dedikleri meclislerinde havas olmanın gururu ile kasım kasım dolanırlar imiş.
Bu demokrasi denen fikir yüzünden aralarında ihtilaf çıkmış mutedil olanlar avam da dahil olsun idare-i maslahata derken müfritler onların reyleri bizimle aynı mı olacak olmaz öyle şey deyip itiraz etmişler. Böylece aslında ilk demokrasi imtihanını vermişler ve müfritlerin dediği olmuş. Bir müddet tabii senato azalarının dedikleriyle idare edivermişler. Sonra da bu senatörlerin başı ben Halikarnassos’a tasvir yapmaya gidiyorum demiş. Sonra da eklemiş halkın kafasını yeteri kadar yedim şimdi de Belen Yaylasında Çökertme kebabı yiyip tasvir yapacağım demiş. Ölene kadar da orada nü ve natürmort tasvirler yapmış. Avanesi üstad-ı azamımız şu gündöndüleri limoni sarı yapsanız sanki daha muhteşem olacak diye çok bilirlermiş gibi akıl da vermişler. Hatta bir tanesi kulağınızı kesip de tablolar yapsanız sanki daha muhteşem olacak? Deyince mel’un sen ne anlarsın tasvir san’atından diye feryat etmiş. Bu tabii senatörlerin kısmı azamı inşaatlarının başına ve bir kısmısı da “hadi köyümüze geri dönelim” diyerek organik tarım işine girişip kavun, karpuz, badılcan, bamya vesaire yetiştirmişler. Domates niye yok diye sual etmeyin çünkü domates Amerikanya’nın icadından sonra hayatımıza dahil olmuştur. Onu anlatmak da başka bir zamana kalsın. Bu lüzumsuz malumattan sonra mevzuya kaldığımız yerden devam edelim. Böylece milleti kendi hallerine bırakmışlar. Gel zaman git zaman demokrasi fikri tarihin karanlık sahifelerinde unutulup gitmiş.
Eskiçağdan Ortaçağ’a, oradan da Yeniçağ’a geçilmiş. Amerikanya idarecisi Abraham Lincoln (ö. 1865) denen İsevi dinine mensup âdem bunu; “halkın, halk tarafından, halk için yönetimi” olarak tarif etmek de mümkündür demiş ve eski köye yeni icat çıkarmış. Bundan sonra mucitler peşi sıra gelmişler ve her kafadan bir ses çıkar olmuş. Bu mevzu çok su götürür olup devamını ileri bir tarihe tehir ediyorum yani devam edecek…
Serdivan, 09.06.2024, 22:15

İlgili Yazılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir