KAFKASSAM – Kafkasya Stratejik Araştırmalar Merkezi

  1. Anasayfa
  2. »
  3. Gündem
  4. »
  5. ABD’nin Irak’ta yeni kaos planı Kerkük ve Süleymaniye’yi PKK ‘ye vermek!

ABD’nin Irak’ta yeni kaos planı Kerkük ve Süleymaniye’yi PKK ‘ye vermek!

Ömür Çelikdönmez Ömür Çelikdönmez - - 12 dk okuma süresi
359 0

Dün Sivil Düşünce’de gazeteci, TV program yapımcısı, uluslararası ilişkiler uzmanı Semra Polat’ın meslektaşı Çetiner Çetin’le gerçekleştirdiği oldukça başarılı ve ufuk açıcı söyleşiyi okudum, başlığı bile tek başına çok şeyi anlatmaya yetiyordu; ” Kerkuk ve Süleymaniye’yi PKK ele geçirebilir!”

Beyaz Saray’ın bölgeye gönderdiği ‘sömürge valisi’ olarak bilinen Mcgurk’un KDP ve KYP oluşumlarını tasfiye ederek bölgeyi PKK’nın eline teslim etmek niyetiyle mekik dokuduğu uzun zamandır biliniyor. Celaleddin Çetin bu gerçeklikten hareketle Amerika’nın Barzani’yi, Talabani’yi, IKBY’i, KDP’yi ve KYB’yi de bölgede devre dışı bırakarak Kandil’den Suriye’ye kadar uzanan PKK’nın kontrolünde bir alan yaratmak hedefinde olduğunu belirtiyor. Bu yeni bir şey; malûmu ilan. ABD’nin yol haritasında Arap Şiizmi ve Kürtleri daha doğrusu PKK’yı arkasına alarak İran’a savaş açmak var. İnsanın oh olsun diyesi geliyor. Neden mi ? Söyleşide gündeme getirilen bilgi notunda, İran’ın Afganistan’daki Taliban ve El Kaide gibi Sünni örgütlerin Kandil’e yerleşmesini engellemek amacıyla 1996’da PKK’yı Türkiye sınır hattından alıp Kandil’e taşıdığı yer almıştı.

Tam burada sorulması gereken ne oldu da ABD, KDP ve KYP’den vazgeçti? Irak yapay proje devletti ve İngiltere Başbakanlarından Churchill’in 1926’da Avam Kamarası konuşmasında, “Bir damla petrol bir damla kandan daha kıymetlidir” ifadesiyle belirttiği gibi petrolün sömürülmesine göz kulak olması amacıyla kurulmuştu. Bu oluşumun adı; Ortadoğu’da Sykes-Picot düzeniydi. Barzani yönetiminin bağımsızlık referandumu Irak’ın parçalanması ve Ortadoğu’da Sykes-Picot düzeninin çöküşünün işaretiydi. Uzun yıllar Kuzey Irak Kürtlerini Türkiye’ye karşı baskı aracına dönüştüren ABD ve İngiltere’nin, Erbil’in Bağımsızlık Referandumu’na karşı çıkarak Irak hükümetine ve Irak’ın toprak bütünlüğüne destek vermesi, uluslararası sömürge imparatorluğunun bölgedeki egemenliğini sürdürmesine yönelikti. Irak ordusuyla Erbil’i tedip ve terbiye etmeye yeltenen ABD ve İngiltere’nin Kuzey Irak’ta kalıcı olmayı hedefleyen girişimlerini, şimdilerde Türk kamuoyunun tu kaka muamelesi yaptığı Mesut Barzani engellemişti.

Barzani’nin bu hain planı nasıl bozduğunu Irak’ın eski Cumhurbaşkanı ve KYB Genel Sekreteri Celal Talabani’nin oğlu Pavel Talabani kamuoyuyla paylaştı. Refarandum sonrası Pavel Talabani Iraklı ordusu ile Heşdi Şabi’nin Kerkük’e girişiyle ilgili “100’e yakın peşmerge ölünce taktiksel olarak çekildik. ABD, temsilcileri, McGurk vb. bize referandumun son gününe kadar teklifle geldiler. Bizi koruyacak, Bağdat ile müzakere edersek 2 yıl içerisinde bağımsızlık referandumu yapılmasını garanti altına alacak bir teklifle geldiler. Irak ordusunun tek taraflı olarak yerleştirilmesi yerine, Keyvan askeri üssünün IŞİD ile mücadele koalisyonu için ortak bir üs haline getirilmesi üzerinde anlaştık. Bu kapsamda koalisyondaki ABD, İngiltere askerinin yanı sıra Irak askeri de bu üste konuşlanabilecekti. Tek başına bu, Kerkük’te yaşanabilecek faciayı engelleyebilirdi. Desteklediğim tek anlaşma bu. YNK yönetimindeki 50 kişiden 38’inin imzaladığı belge elimde.” itirafında bulunmuştu.

Daha Türkçesi şöyle; ABD temsilcisi McGurk Irak ordusunun tek taraflı olarak yerleştirilmesi yerine, Keyvan askeri üssünün IŞİD ile mücadele koalisyonu için (çok uluslu güç) ortak bir üs haline getirilmesini teklif etmiş, bu teklifin kabul edilmesi halinde koalisyondaki ABD ve İngiltere askerinin yanı sıra sınırlı sayıda sembolik Irak askeri de bu üste konuşlanabilmesi planlanmıştı.

Bu planı Barzani bozdu. Mesut Barzani Kuzey Irak’ta; KDP Peşmergesi/KYB Peşmergesi ikili yapısı devam ettikçe ulus devlete geçişte sorun yaşanacağını öngördüğünden referandumla Kürtleri birleştirmeyi amaçlamıştı. Yarı özerk, tartışmalı bölge kapsamındaki Kerkük’ü referanduma dahil ederek yol açtığı siyasi tsunaminin sonucu ortada. Peşmerge; Kerkük’ü Kürdistan’ın kalbi yapmak isterken İran sınırındaki Celevle ve Hanekin’den Tuz Hurmatu ve Mahmur’a, batıda Şengal ve Rabia’ya kadar tüm tartışmalı bölgelerin kontrolünü yitiriverdi. ABD ve İngiltere’nin birlikte projelendirdikleri Pavel Talabani’nin ağzından kaçırdığı; “2 yıl içerisinde bağımsızlık referandumu yapılmasını garanti altına alacak teklifleri” bir daha gündeme gelemeyecek şekilde buharlaştı. Amerika ve küresel ortakları avuçlarını yalamakla yetindi. Aynı Amerika’nın Kuzey Irak’ta PKK/PYD üzerinden bölgeyi dizayn etmeyi projelendirmesi yeni değil. 26 Ekim 2015’te yazmıştım.

ABD’de olup bitenler tam bir Hollywood yapımı film senaryosu gibi. Komplo, aksiyon, ihtiras, aşk ve mutlu son yani her şey var. 19 Ekim 2015’te Beyaz Saray’dan yapılan açıklamada, Irak’ta görev yaptığı yıllarda evli olduğu halde kadın bir gazeteciyle ilişki yaşadığı ortaya çıkan bir diplomatın yeni görevini ilan etmişti. ABD Başkanı Barack Obama’nın, Suriye ve Irak’ta IŞİD’le mücadele koalisyonu koordinatörlüğüne atadığı Brett McGurk, Irak konusunda uzun süredir Beyaz Saray danışmanıydı. IŞİD’e karşı küresel koalisyon kampanyası başlatan General John Allen’in yardımcılığında bulunmuştu. PYD’nin ABD çıkarlarına hizmet etmesi de onun fikriydi.l

Brett H. McGurk kamu hukukçusu. Saddam sonrası Irak anayasasının gizli mimarlarından. Türkiye’yi koalisyon güçlerine hava desteği vermeyi ve İncirlik üssünü hava harekâtına açmaya ikna eden adam. Suriye’de Esadsız geçiş sürecinin olabilirliğine inanıyor. Irak ve Suriye’de üniter devlet yapısının ortadan kalkacağını özellikle federatif bir sistemle idare edileceğini düşünenlerden. Federalizmin Irak için geçerli bir yönetim modeli olduğu görüşünde. Brett H. McGurk’a John Kerry’den sonraki Dışişleri bakanı gözüyle bakılıyordu. Bana kalırsa Ankara’nın takozuna takıldı, o gündür bugündür sürünüp duruyor.

McGurk Obama yönetiminde parlak bir diplomat görüntüsü vermesine rağmen ABD basınında eleştiri oklarından çokça nasibini almıştı. Ortadoğu’da ki görevlerinin son on yılını ABD çıkarlarını ve orada kalıcı ABD üslerini koruma hususunda başarısız müzakerelerle geçirmekle itham edilmişti. Tenkit konusu sadece bu değildi! Özel hayatıyla ve cinsel yaşamı konusunda olumsuz eleştirilerde, Cinsel zaafının görevine gölge düşürdüğü gündeme getirilmişti. Brett H. McGurk’un evlilik dışı ilişki kurduğu kadın gazeteci kendisi gibi Bağdat’ta bulunan Wall Street Journal savaş muhabiri Gina Chon’du. Her ikisi de evli oldukları halde evlilik dışı ilişki kurmakla suçlandılar. Brett H. McGurk’a yöneltilen itham, Wall Street Journal savaş muhabiri Gina Chon’a bilgi ve belge sızdırmak. Gina Chon’a bakılırsa McGurk’la savaşın bunalttığı Bağdat’ta McGurk’la masumane iş ilişkisinin aşka dönüşmesi doğal çünkü bu bir basit aşk hikâyesi.
Gina Chon çalışma arkadaşlarının hayatlarını kaybettiği savaş ortamında McGurk’un kendisiyle ilgilenmesi neticesinde hayata tutunduğunu söylüyor. Gina Chon 12 Haziran 2012’de ABD yetkilisiyle ilişkisini kabul ve itiraf etti. Bu ilişkinin ABD kamuoyunda skandala dönüşmesinden sonra çalıştığı Wall Street Journal’dan istifa etmek zorunda kaldı. McGurk gazeteci kadınla ilişki yaşadığı sırada evli olduğu eşi Caroline Wong’dan anlaşmalı bir boşanmayla ayrıldı ve kendisi gibi eşinden ayrılan gazeteci Gina Chon ile 2013’te evlendi.11 Mart 2006’da Caroline Wong ile New York’ta evlenen Brett H. McGurk’un evliliği 2012’de skandal bir ilişkinin ortaya çıkmasıyla sonlandı.

Brett H. McGurk ABD Dış İlişkiler Konseyi (CFR) uluslararası ilişkiler üyesi. Kurşun asker lakaplı. Bu lakap birazda soyadı ile ilişkili. McGurk’un eşi ve metresinin Asyatik ırk özelliği taşıması dikkat çekiyor ve bu birazda onun soyadı ile ilgili bir durum. Çünkü soyadı Gurk, Asya ile ilintili. Gurkalar; Gurka ya da Gorka olarak da bilinen, Nepalli bir halk. 18.yüzyılda Hint Ermiş Gorkhana’nın müritlerinden Baba Rawal’ın Mevar tekkesine bağlı olanlarca kurulmuş, zamanla cemaatleşip daha sonra halklaşmış ve Nepal Krallığını kurmuşlar. İngiliz Koloni Ordusunda cesaret, güç ve kararlılıkları ile ün salmışlar, İngilizler Hindistan’ı terk ettikten sonra bile İngiliz ordusunda hala yer almaktalar. Brett H. McGurk’un soyağacının Gurkalarla bağlantısı söz konusu.

Sahi McGurk’un; Atatürk Havalimanı’nın tuvaletinde 17 Ekim 2015 gününün gecesinde ayakkabı bağlarıyla kapının arkasındaki askıya asılmış olarak bulunan, IWPR (Institute for War and Peace correspondent) yani Londra merkezli Savaş ve Barışta Muhabirlik Enstitüsü Irak baş temsilcisi ve İngiliz M16 casusu Jacqueline Anne Sutton ile ilişkisi nedir? Onunla tıpkı Wall Street Journal savaş muhabiri Gina Chon’la yaşadığı gibi cinsel fanteziler yaşamış mıdır? Bağdat’ta hangi şartlarda ve nerelerde görüşmüşlerdir? Jacqueline Anne Sutton ile bağlantısı yeni görevine ayak bağı olmasın diye geçmişine dönük bir temizleme operasyonu yapılmış olabilir mi? Benden sorması!

Ömür Çelikdönmez
Twitter:@oc32oc39

İlgili Yazılar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir