Şimdi yükleniyor

Ulviyya Esadzade: Gürcistan AB’yi Siyasi Müdahaleyle Suçluyor

Gürcistan hükümeti, AB’nin ülkenin AB’ye katılım yolunda demokratik reformlarda geri adım attığı yönündeki eleştirel değerlendirmesine sert tepki göstererek, Brüksel’i içişlerine karışmakla suçladı.

AB Dış Politika Şefi Kaja Kallas, katılım yolundaki ilerlemeye ilişkin sert bir yıllık rapor sunarken, Gürcistan’ın “koşullar önemli ölçüde değişmediği sürece şu aşamada AB’ye giden geçerli bir yolu olmadığını” söyledi.

Avrupa Komisyonu Başkan Yardımcısı Kaja Kallas ve Avrupa Komisyonu’nun Genişlemeden Sorumlu Üyesi Marta Kos, 4 Kasım’da Brüksel’de AB’nin yıllık genişleme paketini sunuyor.

Raporda, özellikle Gürcistan hükümetinin siyasi muhaliflere yönelik baskı ve Moskova’ya yakın görünen politika değişikliği gibi 27 üyeli blokla ilişkileri zedeleyen politikalarının bu durumdan sorumlu olduğu belirtiliyor .

Şantaj Suçlamaları
Gürcistan Parlamentosu Başkanı Şalva Papuaşvili, bloğu “şantaj” yapmakla suçlayarak, “Gürcistan’a baskı yapmak işe yaramıyor” dedi.

Gürcüler 5 Ekim’de Tiflis sokaklarında protesto gösterisinde bulundu

Papuaşvili, “Gizli siyasi gündemle dolu, kibirli bir tavır sergileyen, körü körüne itaat etmeyen, bağımsız kararlar almaya ve devleti yönetme konusunda egemenlik hakkını kullanmaya çalışmayan tüm ülkelere karşı saygısız bir bürokrasi” ifadelerini kullandı.

10 aday ülkenin yıllık ilerleme raporu, hükümetlerin yasaları, maliyeyi ve politikaları blokla uyumlu hale getirme çabalarında bir tartı noktası görevi görüyor.

AB’ye girmeyi umut eden ülkelerin (şu anda Arnavutluk, Bosna-Hersek, Gürcistan, Kosova, Moldova, Karadağ, Kuzey Makedonya, Sırbistan, Türkiye ve Ukrayna) bloğa katılmadan önce yerine getirmesi gereken toplam 33 politika başlığı bulunuyor.

2025 raporunda birçok aday övülürken, reformlar yolunda giderse 2030 gibi erken bir tarihte bloğa katılma ihtimali de vurgulandı.

Ancak AB genişleme raporunda Gürcistan’ın “ciddi demokratik gerileme” yaşadığı iddia edildi.

Bir zamanlar Sovyetler Birliği’nden çıkan en demokratik ve Batı yanlısı ülkelerden biri olarak görülen Gürcistan, giderek daha otoriter bir tutum sergilemekle ve Brüksel de dahil olmak üzere birçok kişinin Rusya dostu olarak gördüğü politikaları benimsemekle suçlanıyordu.

Gürcistan’ın Anti-Demokratik Dönüşü
Özellikle Gürcistan’ın AB ile ilişkileri, AB’nin katılım müzakerelerini durdurduğu geçen yıl Tiflis’in LGBT karşıtı yasalar ve sözde “yabancı ajanlar” yasasını kabul etmesinden bu yana kötüleşti.

Ekim 2024’te yapılan parlamento seçimlerinde Gürcü Rüyası Partisi iktidarda kalmış, Gürcistan’ın Avrupa Birliği’ne katılım görüşmelerini dondurmuş ve bloğu Tiflis’te darbe planlamaya çalışmakla suçlamıştı. Bu seçimlerin ardından gerginlik daha da derinleşti.

Gürcistan Dışişleri Bakanlığı da aynı duyguları dile getirerek, 4 Kasım akşamı yaptığı açıklamada , Gürcistan hükümetinin “AB’ye katılım konusunun siyasi bir araç olarak kullanılmasına yönelik tüm girişimleri kınadığını” söyledi.

Açıklamada, hükümetin “iyi işlediği”, ülkenin “istikrarlı bir makroekonomik ortama ve yüksek ekonomik büyümeye” sahip olduğu belirtilirken, “Komisyon raporunda yapılan değerlendirmelerin nesnelliği konusunda ciddi sorular ortaya çıkıyor.” ifadelerine yer verildi.

Gürcü Rüyası, Avrupa Birliği’ne katılmak istediğini ancak bunun için Gürcistan’ın geleneksel Ortodoks Hristiyan değerlerini ve Rusya ile “barışçıl” bağlarını koruması gerektiğini savunuyor.

Tiflis merkezli düşünce kuruluşu Ekonomi Politikaları Araştırma Merkezi’nin kıdemli üyesi ve Gürcistan’ın eski Danimarka ve İzlanda büyükelçisi Gigi Gigiadze, RFE/RL’ye yaptığı açıklamada, Gürcistan’ın AB üyeliğinin çoğu Gürcü tarafından desteklenmesi ve Tiflis’e yönelik yaptırımlar göz önüne alındığında, durumun daha fazla protestoya yol açabileceğini söyledi.

“Zaman hepimizin aleyhine, Gürcü halkının aleyhine işliyor” dedi.

Share this content:

Yorum gönder