Savaşın başında iddia etmiştik, ABD-Rusya Ukrayna konusunda geri planda anlaştı diye.
Eski ABD Dışişleri Bakanı Henry Kissinger, bu hafta Davos’ta düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu’nda Ukrayna’nın 2014’te ilhak edilen Kırım’ı Rusya’ya bırakması gerektiğini öne sürdü ve Ukrayna’yı tarafsız kalmayı reddetmekle suçladı.
Dünya da hükümetleri devirmek ve turuncu devrimlere verdiği destekle bilinen spekülatör Soros ise; Putin ve Rusya’nın medeniyetimiz için en büyük tehlikedir dedi.
Geldiğimiz zaman diliminde anlaşılmaya başlandı ki; bu savaş ABD içerisindeki silah lobisi ile yine ABD içerisinde ve AB ülkeleri tarafından da destek gören sözde “Açık toplumlarla totaliter rejimlerin” kavgası diyen Soros’cuların yenidünya düzenini şekillendirme kavgasıymış.
Küresel jeopolitik takip edildiğinde ve elimizdeki verileri, bölgemizdeki gelişmeleri, ABD ve NATO’nun şimdiye kadar aldıkları pozisyonları değerlendirdiğimizde, bir defa daha Türkiye üzerine sinsi oyunların planlandığını ve sırayla devreye koyulduğunu görüyoruz.
Türkiye’nin üç bir taraftan ABD ve yandaşları tarafından çevrilmesi, son günlerde artan Türkiye-Yunanistan gerilimi ve Suriye’nin kuzeyinde PKK/YPG terörünün artması bizleri böyle düşünmeye sevk ediyor.
ABD, Ukrayna’da kendisine destek veren, her dediğini kayıtsız, şartsız yapan bir Zelensky bulmuştu.
Şimdi sorulması gereken soru ve üzerine hassasiyetle düşünülmesi gereken konu; ABD’nin Türkiye’deki Zelensky’si kim ya da kim olacak?
Türkiye iç politikasını takip edenler için aslında kolay bir soru.
ABD ve AB ülkeleri ile yakın işbirliğine giren ve hiç utanmadan stratejik konularda(İsveç ve Finlandiya’nın NATO’ya üye olma isteği, Doğu Akdeniz meselesi ve PKK/YPG bölücü terörü vs. gibi) Türk Devletinin yanında dik bir şekilde durmayan ve destek vermeyen bir muhalefetimiz var.
İktidara gelebilmek için her yola başvuruyorlar. Ülkemizin güvenliği konularında “Üç Maymun”u oynuyorlar. Aman ya HDP kızmasın ve desteğini çekmesin, Batının desteği devam etsin.
Ülkemizde hiçbir kimse yok ki son aylardaki ekonomik gelişmelerden etkilenmesin. Hele hele sabit ve dar gelirli, emekli vatandaşlarımız bu zamlardan dolayı çok zorlanıyorlar. Çiftçilerimizin durumu da benzer.
Ama unutmamalı ki; tüm dünya da bir enerji, enflasyon ve gıda krizi var. Türkiye’nin bu krizden etkilenmemesi mümkün değildir.
Vatandaşlarımızı mutfak ve hayat pahalılığı sorunları üzerinden kışkırtmak yerine hep birlikte, dayanışma ruhu ve elbirliği ile çözüm üretimlerine katkı sağlamalıyız.
İç politikadaki dağınıklık ve bölünmüşlük hali ülkemiz üzerine hesap yapanların iştahını kabartsa da, çok şükür Türk Devleti yerinde, doğru ve isabetli stratejiler ile sinsi oyunlarına cevap veriyor.
Rusya’nın Ukrayna ile meşgul olması belki de kısmen bazı askerlerini Suriye’den çekecekmiş gibi algılanarak, ABD ve İran’ın bu bölgede etki alanlarını genişletmesi veya PKK/YPG üzerinde terörün dozajının yükseltilmesi ve akabinde bir “Otonom Terör Devleti” kurma riski çok belirgin olmaya başlamıştır.
Türk Devleti çok yönlü terör, psikolojik, ekonomik ve askeri tehditlerle karşı karşıyadır. Bir de buna 2023 yılında gerçekleşecek seçimler eklenince, emperyalist devletler için fırsatlar oluşmuş gibi gözüküyor.
Irak, Afganistan, Suriye, Kuzey Afrika ülkeleri ve şimdilerde ise Ukrayna’nın durumu ortadır. Devletimiz stratejik hamleleri ve 5000 yıllık devlet geleneği ve töresinin verdiği tecrübelerle böylesi kirli oyunlara karşı uzun zamandan beri kararlı bir şekilde mücadele veriyor.
Terörün belini kırdı, Kuzey Irak’ta girilmez denen yerlerde, inlerinde teröristlerin başlarına gerekli darbeleri vuruyor. Şimdi ise başta ABD’nin Türkiye’yi güneyimizde Suriye batı da Yunanistan üzerinden sıkıştırma planlarına karşılık vermek için hazırlık yapıyor, gün sayıyor.
1919 yılında dönemin ABD başkanı Wilson tarafından şu anki Türkiye topraklarını 4’e bölen bir harita çizdirilmişti ve bu harita 2016’da çıkarılıp New York Times Gazetesi tarafından tekrar paylaşılmıştı.
Hatırlayın peşinden de FETO ihanet hareketi gerçekleşmişti.
Türk Devleti sırayla tüm bu hain, işbirlikçi projeleri, FETO’ya, PKK/YPG’ye karşı verdiği mücadeleleri kararlılıkla ve başarı ile kazanmıştır. ABD ve Batının kirli tezgâhları ellerinde patlamıştır. Allah’ın izni ile bundan sonra ki tüm karanlık senaryolara karşı da aynı mukavemet gösterilecektir.
Bu nedenlerden dolayı Türk Milleti;
Her zamankinden daha fazla hassas ve uyanık olmalı, ekonomik sorunlar hepimizi çok zorlasa da bu sorunlar kalıcı değildir, üstesinden mutlaka geliriz ama söz konusu vatanımızın birliği ve bütünlüğü iken iktidar hesabı yapamayız, mandacı bir ruh ile böylesi önemli, hayati bir sorun çözülemez.
TSK’nın muhtemel Suriye harekâtı bu açıdan çok ama çok önemlidir.
Milli, Demokratik, Bağımsız ve Milliyetçi Türkiye şu an için Kızıl Elma’mızdır.
Bulduk Özdemir
Bu taliban insanlığın başına büyük bela
Bu taliban insanlığın başına büyük bela oradaki insanlara çok yazık kısa zamanda kurtulurlar umarım
Bilgi verici ve aydınlatıcı bir araştırma yazısı olmuş diyebilirim.