KAFKASSAM – Kafkasya Stratejik Araştırmalar Merkezi

  1. Anasayfa
  2. »
  3. Gündem
  4. »
  5. 2020 İRAN’IN EN UZUN YILI MI OLACAK?

2020 İRAN’IN EN UZUN YILI MI OLACAK?

Kafkassam Editör Kafkassam Editör - - 15 dk okuma süresi
384 0

2020 yılının daha ilk ayında İran merkezli krizler patlak vermiş ve bölgenin tansiyonu hızlı bir şekilde yükselmiştir. Aslında Trump yönetimindeki ABD’nin İran’a karşı yürüttüğü tavizsiz siyaset ve Suudi Arabistan gibi İran karşıtı devletlere verdiği açık siyasi destek İran’ın bölgede karşı karşıya kalacağı zorlukların habercisiydi. Nitekim bu süreçte Suudi Arabistan ile İran arasındaki vekalet savaşları şiddetlenirken ABD İran’a yönelik politikalarında da uzlaşmaz bir tutum benimsemeye başlamıştır. Bu durum ABD’nin nükleer müzakerelerden çekilmesiyle açık bir şekilde görülmüştür. Öte taraftan 2020 yılının hemen arefesinde İran’ın ciddi anlamda siyasi ve ekonomik sorunlarla boğuştuğu bilinmektedir. Bu anlamda Aralık 2017 ve Kasım 2019’da baş gösteren ayaklanmalarda toplumun yoksul kesimleri yönetimden hoşnutsuzluklarını net bir şekilde göstermiştir. İran’ın özellikle “Arap Baharı’ndan” sonra bölgede girişmiş olduğu yayılmacı siyaset ve beraberinde artan maliyetler ve bunun yanında karşı karşıya kaldığı yaptırımlara etkin çözümler bulamaması İran’daki sosyal ve ekonomik dengeleri derinden sarsmıştır. Nitekim İran riyalinin dolar karşısında erimesi ülkedeki ekonomik durumu felç etmiştir. İran Riyali’nin son on iki yıldaki değer kaybının yaklaşık %1450’leri bulduğu görülmektedir. Üstelik son yıllarda İran’ın ekonomik durumu daha da kötüye gitmektedir. İran rejiminin ileri seviyedeki ekonomik krize çözüm bulamaması meşruiyetini de ciddi anlamda zayıflatmaktadır. Özelikle yoksul sınıfla birlikte genç jenerasyonun rejime yönelik büyük bir memnuniyetsizlik duyduğu bilinmektedir. İran tüm bu ekonomik ve siyasi sorunların üzerine 2020 yılının daha ilk ayında önemli diplomatik krizlerle karşı karşıya kalmıştır. İlk olarak, Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani 3 Ocak’ta Bağdat havaalanı yakınlarında ABD’nin gerçekleştirdiği drone saldırısı sonucu öldürülmüştür. Kasım Süleymani İran için özellikle dış politika anlamında çok önemli bir figürdür. İran içerisindeki isyanları bastırma konusunda deneyimli olan Devrim Muhafızlarını Kudüs Gücü gibi bileşenler yoluyla sınır ötesi operasyonlara angaje etme konusunda başarı sağlayan Kasım Süleymani, İran’ın özellikle Irak ve Suriye’deki etkinliğinin en önemli aktörü hâline gelmiştir. Kimi uzmanlarca Kasım Süleymani ve Ebu Mehdi Mühendis’in ABD saldırıları sonucu ölümünün İran’ın 11 Eylül’üne benzetilmesi Kasım Süleymani’nin önemini ortaya koymaktadır. Aslında Kasım Süleymani İran’ın devrim sonrası politikalarının cisimleşmiş halini yansıtmaktadır. Bu anlamda ABD’nin Kasım Süleymani’ye Bağdat’ta yani İran’ın 2003 yılından beri etkisini gün be gün genişlettiği ve arka bahçesi olarak gördüğü Irak’ın başkentinde suikast gerçekleştirmesi İran rejimine yönelik açık bir meydan okumayı ifade etmektedir. Süleymani’nin ölümüne İran yöneticileri oldukça sert söylemlerle karşılık vermiş ve Kasım Süleymani’nin cenazesini gövde gösterisine dönüştürmüştür. Tahran yönetimi Süleymani’nin naaşını Bağdat, Necef, Kerbela gibi Irak’ın önemli şehirlerden geçirerek İran’a getirmiş burada da Meşhed, Tahran ve Kum gibi şehirlerin ardından Kasım Süleymani memleketine defnedilmiştir. Kasım Süleymani’nin cenazesinin açık bir şekilde içerideki meşruiyetin güçlendirilmesi ve ABD’ye karşı yeni bir hamasi dalganın oluşturulması yönünde kullanıldığı görülmektedir. İran kamuoyunun bir kısmı Kasım Süleymani’nin öldürülmesini Hz. Hüseyin’in şehadetiyle dahi özdeşlertirmiş bu bağlamda bozulan devlet-toplum ilişkisini tamir etmeye çalışmıştır. Süleymani’nin ABD tarafından diplomatik teamüllere aykırı şekilde öldürülmesi İran rejiminin eline rejim meşruiyetinin konsolide edilmesi açısından iyi bir koz vermiş olsa da devamında yaşanan hadiseler rejimin bu durumdan faydalanmak bir yana daha da zarar gördüğü bir süreci beraberinde getirmiştir. İran rejiminden yana esebilecek rüzgarın seyri 8 Ocak’ta değişmeye başlamıştır. 8 Ocak Çarşamba günü sabahın erken saatlerinde Irak’taki ABD’ye ait el-Harir ve Aynu’l-Esed üslerine balistik füzelerle saldırı düzenleyen İran güçleri, saldırı sonrası ilk açıklamalarında onlarca ABD askerinin öldürüldüğünü ve Kasım Süleymani’nin intikamının bir parça da olsa alındığını ifade etmiştir. Ancak ilerleyen saatlerde İran’ın füze saldırılarının düşünüldüğü kadar yıkıcı olmadığı görülmüştür. Üstelik, Humeyni Havalimanı’ndan havalanan Ukrayna’ya ait Boeing 737 tipi yolcu uçağı, 8 Ocak Çarşamba sabahı kalkıştan kısa süre sonra düşmüş ve 176 kişi ölmüştür. İranlı yetkililer ilk etapta saldırının teknik arıza kaynaklı bir kaza sonucu meydana geldiğini ifade eden beyanlarda bulunmuştur. Ancak adı geçen uçağın kaza sonucu düşmediğinin ve İran’a ait füzelerle vurulduğunun yavaş yavaş ortaya çıkmaya başlaması ve artan uluslararası baskılar sonucu Devrim Muhafızları uçağın kendileri tarafından “istem dışı” olarak düşürüldüğünü üç sonra kabul etmek durumunda kalmıştır. Üstelik ölenlerin önemli bir kısmının İranlı olması İran kamuoyunda rejime yönelik ciddi tepkilerin oluşmasına yol açmıştır. Devrim Muhafızları tarafından gerçeğin ört bas edilmeye çalışılması ve belki de ancak dış baskılar sayesinde gerçeklerin kamuoyuna açıklanması İran toplumunda derin bir infiale yol açmıştır. İran yöneticilerinin yaşanan aksaklığı bilgi eksikliğine bağlayan açıklamaları halkı tatmin etmekten uzak kalmıştır. Böylece Kasım Süleymani’nin öldürülmesiyle başlayan kriz bambaşka bir boyuta yol almıştır. Gelinen noktada Kasım Süleyman’inin ölümüne İran rejimi cılız bir karşılık verebilmiş, Süleymani’nin cenaze töreni dahi beceriksizce organize edilmiş, bu sebeple de onlarca kişi izdihamda can vermiş, ve son olarak “yanlışlıkla” düşürülen uçak sebebi ile İran’ın hem içerideki hem de dışarıdaki prestiji ağır bir darbe almıştır. Kriz yönetimindeki başarısızlık İran’da rejime yönelik protesto ve eleştirilerin büyümesine yol açmıştır. Bu olayların akabinde rejimin içerisinde bulunduğu hassas durumu dikkate alan İran Rehberi Ali Hamaney sekiz yıl aradan sonra ilk defa Cuma namazına imamlık yaparak hutbe vermiştir. Hamaney konuşmasında Kasım Süleymani’nin önemini ve cesaretini vurgulamış, İran’ın düşmanlarına karşı ulusal birliğin önemine dikkat çekmiş, Devrim Muhafızları’nın Ukrayna uçağının düşürülmesindeki hatasını kabul etmekle birlikte ordu güçlerini koruyan sözler sarf etmiş, ABD üslerine yönelik saldırılara değinmiş ve asıl önemli olanın ABD’nin bölgeden çekilmesinin sağlanması olduğunu dile getirmiştir. Hamaney’in konuşmasından çıkarılan sonuç İran’ın bölgesel mücadelesini sürdürmekle birlikte en azından kısa vadede ABD’ye karşı rejimin bekasını tehlikeye atacak varoluşsal bir savaşa girmekten kaçınacağı olmuştur.
İran’ın içerisinde bulunduğu ekonomik sorunlar ve yaşadığı meşruiyet krizi de göz önüne alındığında İran rejimi için 2020 yılının oldukça zor geçeceği şimdiden söylenebilir. Özellikle Arap Baharından sonra yayılmacı bir siyaset izleyen İran Ortadoğu’nun pek çok bölgesinde etki alanı kurmuştur. Ancak bu durum hem İran’ın maliyetlerini arttırarak içerideki ekonomik krizi körüklemiş hem de bölgedeki güçlerin İran’a karşı daha hamasi davranması sonucunu beraberinden getirmiştir. Bunun yanında İran devlet yöneticilerince İran’ın içeriden ve dışarıdan pek çok “düşmanla” çevrildiği algısı pekiştirilmeye çalışılmaktadır. Ancak bu politika hiç de rasyonel değildir. Ortadoğu bölgesine bakıldığında bölgesel güç olma yolunda iddialı adımlar atan pek çok ülkenin sonunda içeriden ya da dışarıdan derin siyasi krizlerle karşı karşıya kaldığı görülmektedir. Aslında İran için çok da uzağa gitmeye gerek yoktur. İran’da Şah rejimin 1970’li yıllarda bölgesel hegemon güç olma yolunda önemli atılımlar yapması ülkedeki toplumsal yapıyı daha da bozmuş ve neticede bu durum Şah’ın devrilmesi sürecine katkı sağlamıştır. Üstelik mevcut durumda İran için asıl sorun rejimin ülke içerisindeki meşruiyetinin belki de dibi görmüş olmasıdır. Bu durum İran için en öncelikli güvenlik meselesidir. Ancak İran rejimi içerideki ekonomik sorunları öncelik haline getirmek yerine hâlen bölgesel politikalara birincil önem vermektedir. Yakın zamanda Tahran yönetimini halkın refahı için kullanılması gereken 200 milyon avroluk bütçeyi Kudüs Gücü’ne ayırması bunun göstergesidir. Üstelik Tahran’ın AB ile ilişkilerinde dâhi sertleşme emareleri görülmektedir. Artık İran’ın önünde iki seçenek bulunmaktadır. Ya pragmatist davranıp bölgesel politikasında değişikliğe gidecek ve bölgesel güç olma mücadelesinin dozunu azaltıp iç politika sorunlarına odaklanacak ya da ideolojik gücünü kullanarak rejimin içerideki ve dışarıdaki meşruiyetini güçlendirmeye çalışacak ve neticede bölgesel politikalarını kaldığı yerden devam ettirecektir. Ancak ikinci seçeneğin yaşanan ciddi ekonomik ve toplumsal sorunlar sebebiyle ne kadar sağlıklı ve sürdürülebilir olduğu oldukça şüphelidir. Aslında, İran rejiminin hem içeride hem dışarıda kriz siyasetini bırakıp uzlaşmacı ve pragmatist bir siyaset gütmesi mevcut durumda elzemdir. Zira İran bir taraftan içeride ekonomik ve toplumsal sorunlar temelinde büyük bir meşruiyet krizi ile boğuşmakta diğer yandan dışarıda önemli bir prestij kaybı yaşamaktadır. Bu sebeplerle 2020 yılının İran için pek de kolay geçmeyeceği açıktır. Diğer taraftan İran’da yaşanan bir karışıklık yalnızca İran’ı etkilemekle kalmayacak bölgenin zaten kararsız güç dengelerini de altüst edecektir. Bu sebeple İran’ın komşularının ve diğer bölgesel güçlerin de İran’la ortak paydalar oluşturması gerekmektedir. Bu anlamda Türkiye ile İran arasındaki ilişkilerin önemi de bu süreçte daha önemli bir konuma yerleşmiştir.

Yararlanılan Kaynaklar:
BBC News, Iran Plane Crash: Khamenei Defends Armed Forces in Rare Address, https://www.bbc.com/news/world-middle-east-51140806?intlink_from_url=https://www.bbc.com/news/topics/cjnwl8q4ggwt/iran&link_location=live-reporting-story, (Erişim Tarihi:06.02.2020)

BBC News, Iran Plane Downing: How Media Responded to Public Anger, https://www.bbc.com/news/world-middle-east-51117855?intlink_from_url=https://www.bbc.com/news/topics/cjnwl8q4ggwt/iran&link_location=live-reporting-story, (Erişim Tarihi:06.02.2020)

BBC News, Iran Plane Crash: What We Know about Flight PS752, https://www.bbc.com/news/world-middle-east-51047006?intlink_from_url=https://www.bbc.com/news/topics/cjnwl8q4ggwt/iran&link_location=live-reporting-story, (Erişim Tarihi:06.02.2020)

BBC News, Iran Plane Downing: Police Deny Shooting anti-government Protesters, https://www.bbc.com/news/world-middle-east-51090637?intlink_from_url=https://www.bbc.com/news/topics/cjnwl8q4ggwt/iran&link_location=live-reporting-story, (Erişim Tarihi:06.02.2020)

BBC Farsça, Kasım Süleymani Çegune Koşte Şod?, https://www.bbc.com/persian/iran-50980378, Erişim Tarihi:06.02.2020
Esmatullah Surosh, Hamenei’nin Süleymani Sonrası İlk Konuşmasında Öne Çıkanlar, https://iramcenter.org/hameneinin-suleymani-sonrasi-ilk-konusmasinda-one-cikanlar/, (Erişim Tarihi:05.02.2020)

Euronews, İran’da 8 yıl sonra ilk: Cuma namazına Ayetullah Hamaney imamlık ediyor, https://tr.euronews.com/2020/01/17/iran-dini-lideri-ayetullah-hamaney-bu-haftaki-cuma-namazina-imamlik-edecek, (Erişim Tarihi:05.02.2020)

Hakkı Uygur, İran Yol Ayrımında, https://iramcenter.org/iran-yol-ayriminda/, (Erişim Tarihi:05.02.2020)

İsmail Sarı, İran Devlet Aklı Rasyonel Davranabilecek mi?, https://iramcenter.org/iran-devlet-akli-rasyonel-davranabilecek-mi/, (Erişim Tarihi:05.02.2020)

Vikas Kumar, “Secterianism and International Relations: Shia Iran in a Muslim World”, Journal of Asian Security and International Affairs, 3(3):359-373, 2016

Mehmet Koç, Süleymani Sonrası İç Politika, https://iramcenter.org/suleymani-sonrasi-ic-politika/, (Erişim Tarihi:05.02.2020)

Umut Başar, Kasım Süleymani’nin Ölümü Neyin Başlangıcı?, https://iramcenter.org/kasim-suleymaninin-olumu-neyin-baslangici/, (Erişim Tarihi:05.02.2020)

Amin Saikal, “Iranian Saudi Relations in a Changing Regional Envoirenment”, The Arab World And İran: A Turbulent Region in Transition, Ed.Amin Saikal, 165-181, Palgrave Macmillan, New York,2016

Sertaç Sarıçiçek, Kudüs Gücü’ne Ek Bütçe Ne Anlama Geliyor?, https://iramcenter.org/kudus-gucune-ek-butce-ne-anlama-geliyor/, (Erişim Tarihi:05.02.2020)

Murat CİNGÖZ (Akdeniz Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Doktora Öğrencisi, Adana BTÜ Araştırma Görevlisi)

İlgili Yazılar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir