1 Mart tezkeresi tartışmaları yapılırken dönemin hükûmeti üç şart açıklamıştı. Türkiye’nin kırmızı çizgileri denilen üç şart şunlardı:
– Kürtlerin kendilerine ait bir orduları olmayacak.
– Kuzey Irak petrolleri üzerinde bağımsız tasarruf hakları olmayacak.
– Petrol bölgesi olan Kerkük özel statülü olacak, asla Kuzey Irak Bölgesel Yönetimine bağlanmayacak.
Devam eden süreçte Kuzey Irak Bölgesel Yönetiminin adı Irak Bölgesel Kürt Yönetimi oldu.
Bölgesel Kürt Yönetimi’nin çıkardığı petrolün dünya pazarlarına ulaştırılmasında Türkiye terminal ülke oldu.
Irak Bölgesel Kürt Yönetiminin ordusu olan Peşmerge güçleri, Habur sınır kapısından geçirilerek büyük bir şölen ile 29 Ekim 2014’te tarihinde Suriye Kürdistanı’nın kuruluşu için Aynel Arap’a (Kobani) gönderildi.
Türkiye Cumhuriyeti’nin tecrübelerini göz ardı edenler, bari kendi tecrübelerine müracaat etseler.
Suriye’deki gelişmeleri en azından kendi tecrübeleri ışığında analiz etseler.
Irak’taki gelişmeler ışığında Kürtler açısından Suriye’de ne olacağını tahmin etmek zor değil. Bu çerçevede iktidarın aymazlığı, somun pehlivanlığı, basiretsizliği ya da kastı neticesinde meydana gelecek gelişmeler neticesinde Suriye Türkmenlerinin sonu ne olacaktır?
Suriye sınırındaki yeni yapılanma orta vadede Türkiye’yi nasıl etkileyecektir?
Bugüne kadar hep Kürtlerle çatışma üzerine plan yaptık. Kürtlerle uzlaşma üzerine bir plan yapmamız mümkün olabilir mi?
Araplarla doğrudan komşuluk bağının kopmasının Türkiye’ye ne gibi etkileri olur? Hasan Yılmaz kocatepe inisiyatif merkezi